Muharrem Erkek'den Seçim Süreciyle İlgili Açıklama

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, seçim süreciyle ilgili basın açıklamasında bulundu. Açıklamalarına seçmen kütükleri konusuna değinerek başlayan Erkek, “Seçmen kütüğü Genel Müdürlüğü YSK’ya bağlıdır. Her seçimde olduğu gibi seçim takvimi başladığı anda seçmen kütükleri YSK’nun malı olur. Onun namusu olur ve seçmen kütüklerinde seçim takviminin başladığı günden seçime kadar YSK’nın onayı olmadan hiç bir değişiklik yapılamaz. YSK içişleri bakanlığından aldığı verilerle seçmen kütüğünü oluşturur. Adalet bakanlığından tutuklu ve hükümlülerle ilgi verileri alarak seçmen kütüğünü oluşturur. Bir de er ve erbaşlarla ilgili milli savunma bakanlığından. Açıklamalara baktığımızda ve AK Partinin YSK’ya sunduğu dilekçeyi incelediğimizde YSK’yı, Adalet Bakanlığını ve İçişleri Bakanlığını açıkça itham ettiğini görüyoruz. Çünkü seçim listelerinde ciddi bir usulsüzlük varsa eğer bunun kamu gücü olmadan yapılması mümkün değil. O zaman sorunlular kim? O zaman en başta sorumlular Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Yüksek Seçim Kurulu. Çünkü seçmen kütüklerini onlar oluşturuyorlar” şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek sözlerine şöyle devam etti:

“Seçmen listeleri son seklini aldıktan sonra siyasi partilere gönderilir. Ne zaman; 25 Mart akşamı. 25 Mart akşamı sandık seçmen listeleri tüm siyasi partilere gönderildiği gibi bize de gönderildi. Biz sistemimize girdik, baktık ki toplam 23 bin 165 kişinin karşısına oy kullanamaz şerhi düşülmüş. Yani YSK doğru bir işlem yapmış, oy kullanamayacak kişileri tespit etmiş. Çünkü YSK son ana kadar adalet bakanlığından, içişleri bakanlığından sürekli veri alarak düzenlemeler yapar, yapmış. 25 Mart akşamı da son halini partilere göndermiş. Oy kullanamayacak kişilerin karşısına da şerh düşmüş. Bunlar kısıtlı olabilir hükümlü olabilir. Kamu görevlisi olabilir, her şey olabilir.”

“İLÇE SEÇİM KURULU BAŞKANLARINI YANI O İLÇENİN EN KIDEMLİ YARGIÇLARINI DA SUÇLADIKLARINI GÖRÜYORUZ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek, “Şimdi deniyor ki 1229 ölü seçmen var. 25 Mart - 31 Mart arasında İstanbul’da 1229 kişinin yaşamını yitirmiş olması çok muhtemel. Çünkü İstanbul’da ortalama 150-200 kişi hayatını kaybediyor. Bunları YSK biliyor. Örneğin deniyor ki sandık kurulu başkanları ve memur üyeler.. Bunları da biz belirlemiyoruz. Biliyorsunuz 298 sayılı seçimlerin temel hükümleri hakkındaki değişiklikleri kendileri yaptılar. Bizim tüm itirazlarımıza rağmen. Onların yaptığı değişiklikler uyarınca sandık kurulu başkanları ve memur üyeler belirleniyor. Mülki amirler listeyi gönderiyor, onların içinden İlçe Seçim Kurulu başkanları yani o ilçenin en kıdemli yargıçları bunları belirliyor. Şimdi İlçe Seçim Kurulu başkanlarını yanı o ilçenin en kıdemli yargıçlarını da suçladıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“DÜZELTİLEN MADDİ HATALARI DAHİ BELGE OLARAK SUNDULAR”

Düzeltilen maddi hatların da AK Parti tarafından YSK’ya bele olarak sunulduğunu öne süren Erkek, “26 Şubat sandık kurulu başkanı için itirazların başlangıcı. İtiraz hakkı var. 26 Şubat’ta başlıyor. Neden itirazlarınızı yapmadınız? Seçmen listelerine itiraz etmiyorsunuz. Sandık kuruluna itiraz etmiyorsunuz. Seçimler bittikten sonra bunları gündeme taşıyorsunuz. Düzeltilen maddi hataları dahi ki her seçimde maddi hatalar olur ama bunlar mutlaka düzeltilir sistemde. Düzeltilen maddi hataları dahi belge olarak sundular” diye konuştu.



“YENİDEN SAYIM SEÇİM GÜVENLİĞİNİ YANİ DEMOKRASİYİ YOK EDER”

Yeniden sayıma karşı olduklarını kaydeden Erkek, “İstanbul’da tüm geçersiz oyların yeniden sayımı bitti. 6 ilçede de geçerli geçersiz tüm oylar sayıldı. Tüm oylar sayılırsa bazı şeyler değişebilir diyorlar ya, hayır değişemez. 6 ilçede gördük bunu. Geçerli oylarda değişme olmuyor. Olamaz zaten. Ya da sonucu değiştirecek oranda değişme olamaz. Örneğin Çekmeköy’de bizim lehimize arttı. Yeniden sayım seçim güvenliğini yani demokrasiyi yok eder. YSK çok doğru bir kararla oyların tümünün yeniden sayımını reddetti. Çünkü sayıldı. 6 ilçede tümü yeniden sayıldı. Sondaj dediniz, 57 sandıkta o da yapıldı. Geçersiz oyların tümü yeniden sayıldı. Normalde geçersiz oylar sandık başında bir itirazınız yoksa yeniden sayılmaz. Geçmişte hiç sayılmadı. Bu seçimde o da sayıldı ve sonuç 1 Nisan’da olduğu gibi 17 Nisan’da da sayın Ekrem İmamoğlu kazandı” dedi.



“USULSÜZLÜK NEDENİYLE SEÇİMLERİN YENİLENMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Erkek sözlerine şöyle devam etti:

“Bazı verilen bilgileri düzeltmekte ciddi fayda var. AK Partinin seçim hukukunda usulsüzlük ve kanunsuzluğu birbirine karıştırdığı anlaşılıyor. Usulsüzlük nedeniyle seçimlerin yenilenmesi mümkün değildir. YSK kararlarına dayanarak bunu söylüyoruz. Seçmen listelerinde usulsüzlük olabilir başka sandık başı işlemlerinde de sonuçta bunlar seçme iradesini etkileyecek boyutta değildir. Bunlara dayanarak siz seçimi iptal ettirtemezsiniz.”

“14 BİN 1 KISITLININ OY KULLANDIĞINI İSPATLAMANIZ GEREKİR”

Seçimlerin sonucunun değişmesi için aradaki farkın üzerinde kısıtlının oy kullandığın ispatlanması gerektiğini ifade eden Erkek, “Tam kanunsuzlukla başvurdular. 4 yerde seçim yenilenecek bu dönemde mesela Yusufeli’nde 1 oy farkla bitti seçim. 2 kısıtlının oy kullandığı tespit edildi. Tekrarlanması doğru seçim. 298 sayılı seçimlerin temel hükümleri kanununun 7. ve 8. maddeleridir burada önemli olan. Seçimin sonucunu etkileyecek haller budur. Bu 2 maddeye bakar YSK. Der ki kanuna göre oy kullanmaması gereken kişiler oy kullanmış mı? Seçmen olamayacak kişiler, bunlara bakar. Listede de olması yetmez. Farktan Yüksek oy kullanmış olması gerekir. 2014 Yalova seçimleri bunun için tekrarlandı. 6 oyla kazanmıştı bizim adayımız. 7 tane kısıtlının oy kullandığı tespit edildi. 5 kısıtlı olsaydı sonuç değişmeyecekti. İstanbul’da fark 14 bin. 14 bin 1 kısıtlının oy kullandığını ispatlamanız gerekir” şeklinde konuştu.



“BİR HAKKI KÖTÜYE KULLANARAK MİLLİ İRADEYİ SAKATLIYORSUNUZ”

AK Partinin seçimlerin yenilenmesi için somut bir belge sunmadığını iddia eden Erkek, “AK Partinin dilekçesinde seçimin yenilenmesini gerektirecek hiç bir somut bilgi, belge, delil yok. İçi, altı bomboş bir hukuksuz taleple karşı karşıyayız. İtiraz tabi ki haktır ama bir hakkın kötüye kullanımını hukuk sitemi korumaz. Bir hakkı kötüye kullanarak milli iradeyi sakatlıyorsunuz. Demokratlık seçimi kazanınca değil, seçimi kaybedince siyasi nezaket ve olgunlukla kazananı tebrik etmektir” dedi.