Avusturya'da Din Ve İnanç Özgürlüğü Konferansı
Slovakya Dışişleri Bakanı Miroslav Lajcak: 'Siyasi ve dini hoşgörüsüzlüğün arttığı zamanlarda diyaloğun kilit rol oynadığına inanıyorum' AGİT Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Mehmet Paçacı: 'Din ve inanç özgürlüğü AGİT bölgesinde prensip olarak tanınan haklar ancak kimi yasal düzenlemeler, bu temel demokratik haklarla çatışıyor'
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Dönem Başkanı ve Slovakya Dışişleri Bakanı Miroslav Lajcak, "Siyasi ve dini hoşgörüsüzlüğün arttığı zamanlarda diyaloğun kilit rol oynadığına inanıyorum." dedi.
Avusturya’nın başkenti Viyana'daki AGİT bünyesinde iki gün sürecek "Hoşgörü ve Ayrım Gözetmeme İlkelerinin Yükseltilmesi, Din ve İnanç Özgürlüğünün Teşvik Edilerek Korunması" başlıklı konferans başladı.
Slovakya Dışişleri Bakanı ve AGİT Dönem Başkanı Lajcak, toplantı öncesi yaptığı yazılı açıklamada, üye ülkelerden yaklaşık 150 organizasyonun konferansa katılarak hoşgörü, din ve inanç özgürlüğünün güçlendirilmesi için yapılması gereken çalışma ve öneriler üzerine görüşlerini paylaşacağını kaydetti.
Lajcak, "Siyasi ve dini hoşgörüsüzlüğün arttığı zamanlarda diyaloğun kilit rol oynadığına inanıyorum. Diyalog, farklılıklar arasındaki hoşgörüyü ve dayanışmayı teşvik edebilir ve çatışmaları önlememizi sağlayabilir. Bu da kalıcı bir barış kültürüne ulaşmamıza yardımcı olabilir." görüşünü paylaştı.
AGİT'in güvenlik konsepti üzerine kurulu bir organizasyon olduğuna işaret eden Lajcak, diyalog, hoşgörü ve saygının toplumlarda barışı kalıcı kılabilecek önemli unsurlar olduğunu söyledi.
AGİT'in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Birinci Başkan Yardımcısı Katarzyna Gardapkhadze, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Yeni Zelanda'da 50 Müslüman'ın katledildiği terör saldırısına değinerek, ibadet eden insanları öldüren terörist ve zihniyetine en önemli cevabı Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve halkının verdiğini, bu yaklaşımın bütün dünyaya örnek teşkil etmesi gerektiğini bildirdi.
Özellikle AGİT üyesi ülkelerin yönetimlerini söz konusu alanda daha duyarlı olmaya çağıran Gardapkhadze, "Yönetimler, bünyelerinde bulunan dini grupların güvenliği için daha fazla önlemler hayata geçirmeli." şeklinde konuştu.
AGİT Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Mehmet Paçacı da Yeni Zelanda'daki teröristin beslendiği düşüncelerin büyük bir çoğunluğunun AGİT bölgesinden yayıldığını ve teröristin dünyanın birçok yerinden olduğu gibi bu bölgeden de ciddi oranda takipçisi olduğunu anımsattı.
Paçacı, AGİT bölgesinde Müslümanlara karşıtı nefret söyleminin dünyanın geri kalanında olduğu gibi ciddi bir yükseliş içinde olduğuna dikkati çekerek, AGİT üyesi bazı ülkelerde yaşanan ırkçı saldırı ve nefret söylemi içerikli olayların artışına ilişkin hazırlanmış raporlardan örnekler verdi.
Bu tür çalışmaların arttırılması gerektiğini ifade eden Paçacı, "Din ve inanç özgürlüğü AGİT bölgesinde prensip olarak tanınan haklar ancak kimi yasal düzenlemeler, bu temel demokratik haklarla çatışıyor. Bu, bizim iş birliği ve çok taraflılık yaklaşımı içinde üzerinde çalışmamız gereken bir başka konu olarak öne çıkıyor." görüşünü paylaştı.
Paçacı, bazı ülkelerdeki azınlıkların çocuklarına, çoğunluğa ait değerlerin öğretildiğini, azınlıklara ait öğretilerin göz ardı edildiğini, bu duruma karşı çıkan ailelerin çeşitli şekillerde cezalandırıldığına dikkati çekti.
Helal kesim gibi bazı dini ibadet ve inanç özgürlüğü kapsamındaki konulara yönelik de engellemelerin yaşandığına işaret eden Paçacı, yalnız bugün tehlike oluşturan konular değil gelecekte de sorun oluşturabilecek hususlar üzerinde durulması gerektiğini belirterek daha aktif bir mücadele yürütülmesinin önemini vurguladı.
Kaynak: AA
Avusturya’nın başkenti Viyana'daki AGİT bünyesinde iki gün sürecek "Hoşgörü ve Ayrım Gözetmeme İlkelerinin Yükseltilmesi, Din ve İnanç Özgürlüğünün Teşvik Edilerek Korunması" başlıklı konferans başladı.
Slovakya Dışişleri Bakanı ve AGİT Dönem Başkanı Lajcak, toplantı öncesi yaptığı yazılı açıklamada, üye ülkelerden yaklaşık 150 organizasyonun konferansa katılarak hoşgörü, din ve inanç özgürlüğünün güçlendirilmesi için yapılması gereken çalışma ve öneriler üzerine görüşlerini paylaşacağını kaydetti.
Lajcak, "Siyasi ve dini hoşgörüsüzlüğün arttığı zamanlarda diyaloğun kilit rol oynadığına inanıyorum. Diyalog, farklılıklar arasındaki hoşgörüyü ve dayanışmayı teşvik edebilir ve çatışmaları önlememizi sağlayabilir. Bu da kalıcı bir barış kültürüne ulaşmamıza yardımcı olabilir." görüşünü paylaştı.
AGİT'in güvenlik konsepti üzerine kurulu bir organizasyon olduğuna işaret eden Lajcak, diyalog, hoşgörü ve saygının toplumlarda barışı kalıcı kılabilecek önemli unsurlar olduğunu söyledi.
AGİT'in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Birinci Başkan Yardımcısı Katarzyna Gardapkhadze, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Yeni Zelanda'da 50 Müslüman'ın katledildiği terör saldırısına değinerek, ibadet eden insanları öldüren terörist ve zihniyetine en önemli cevabı Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve halkının verdiğini, bu yaklaşımın bütün dünyaya örnek teşkil etmesi gerektiğini bildirdi.
Özellikle AGİT üyesi ülkelerin yönetimlerini söz konusu alanda daha duyarlı olmaya çağıran Gardapkhadze, "Yönetimler, bünyelerinde bulunan dini grupların güvenliği için daha fazla önlemler hayata geçirmeli." şeklinde konuştu.
AGİT Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Mehmet Paçacı da Yeni Zelanda'daki teröristin beslendiği düşüncelerin büyük bir çoğunluğunun AGİT bölgesinden yayıldığını ve teröristin dünyanın birçok yerinden olduğu gibi bu bölgeden de ciddi oranda takipçisi olduğunu anımsattı.
Paçacı, AGİT bölgesinde Müslümanlara karşıtı nefret söyleminin dünyanın geri kalanında olduğu gibi ciddi bir yükseliş içinde olduğuna dikkati çekerek, AGİT üyesi bazı ülkelerde yaşanan ırkçı saldırı ve nefret söylemi içerikli olayların artışına ilişkin hazırlanmış raporlardan örnekler verdi.
Bu tür çalışmaların arttırılması gerektiğini ifade eden Paçacı, "Din ve inanç özgürlüğü AGİT bölgesinde prensip olarak tanınan haklar ancak kimi yasal düzenlemeler, bu temel demokratik haklarla çatışıyor. Bu, bizim iş birliği ve çok taraflılık yaklaşımı içinde üzerinde çalışmamız gereken bir başka konu olarak öne çıkıyor." görüşünü paylaştı.
Paçacı, bazı ülkelerdeki azınlıkların çocuklarına, çoğunluğa ait değerlerin öğretildiğini, azınlıklara ait öğretilerin göz ardı edildiğini, bu duruma karşı çıkan ailelerin çeşitli şekillerde cezalandırıldığına dikkati çekti.
Helal kesim gibi bazı dini ibadet ve inanç özgürlüğü kapsamındaki konulara yönelik de engellemelerin yaşandığına işaret eden Paçacı, yalnız bugün tehlike oluşturan konular değil gelecekte de sorun oluşturabilecek hususlar üzerinde durulması gerektiğini belirterek daha aktif bir mücadele yürütülmesinin önemini vurguladı.