'Kent Kültürü Ve Sosyal İnovasyon' Paneli
Karadeniz Tarih Araştırmaları ve Çevre Platformu (KATAP) tarafından "Kent Kültürü ve Sosyal İnovasyon" paneli gerçekleştirildi.
Kent Müzesi’nde gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını yapan KATAP Başkanı Şeref Aydın, Karadeniz Bölgesi’nde ilk defa böyle bir yapının oluştuğunu belirterek, "Çok zor bir yapı. Sürdürebilmek çok zor ama çok keyif verici çalışmalar yapıyoruz. Hem kentimize hem bölgemize hem de ülkemize katkı sağlayacağına inanıyoruz. Tekkeköy Belediyesi ile birlikte yaptığımız uluslararası kongre en önemli etkinliğimiz olmuştur. Onun dışında araştırmalar, tarih, bölgenin kültürel envanterleri gibi çalışmalar yapacağız. Çocukların tarih bilincini geliştirmek ve onları çevreyle buluşturmak adına doğa çocukları projemiz var. Üniversite ile kentle bir kopukluk var yıllardan beri. KATAP olarak bütün akademisyenleri kente katarak akademisyenlerin kent ile buluşmasını amaç ediniyoruz" dedi.
"Postmodern değerlerin kent kültürü alanında da bir yansıması söz konusu oldu"
Daha sonra panele geçildi. Panelde kent kültür yapısı konusunda açıklamalarda bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mutlu, "İnsanların donanımı ne olursa olsun, ister kırda, ister dağ başında, ister kentin içerisinde olsun var olan kültür yapısıyla şehirde aşırı özgüvenli bir şekilde yaşıyor. Kent yaşamının gerçekten özellikli bir kültür gerektirdiği bilincini artık kaybetmiş durumdayız. Herkes bir habitat olarak görüyor kenti. Bugün kentlerimizdeki karmaşanın nedenleri de bana göre bu. 1970’li yıllardan sonra tam da bu benim söylediklerimi olumsuzlayan yeni bir söylem gelişmiş durumda. Postmodernizim denilen yeni bir akım başladı.
Postmodern değerlerin kent kültürü alanında da bir yansıması söz konusu oldu. Geçmiş dönemde kentlere özgü kabul edilmeyen değerler postmodernizim ile birlikte parlatıldı ve yeniden kentsel gerçeklikler olarak vitrine çıkarıldı. Etnisiteleri, farklı kültürleri kentte var etmek yerine bir tek kimlik inşa etmek gayretinde. Kente gelen farklı etnisitelerin, farklı gelenek ve göreneklerin, farklı mezheplerin tutumlarını yok sayan standartlaşmış kent kültürü içerisine bütün bu çeşitliliğin eriyeceğini ve standart bir kültür formuna sahiplenerek yaşamlarını sürdüreceği varsayımlarına dayalı bu kabulün postmoderniteyle birlikte ortadan kalkmaya başladığını gördük" diye konuştu.
"İnovasyon bir sonuçtur"
İnovasyonunun ne anlama geldiğini anlatan OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Erkin ise "İnovasyon bir sonuçtur. Aslolan kreasyondur, invensiyondur, keşiftir. Hayatımızdan bir örnek verecek olursak; kapımızı değiştirmek istiyoruz. Kapımız sürgülü olsun, kapı kolunu baştan tasarlayalım, kapımızda nostaljik motifler olsun. Sonuçta bunlar da yeni. Ama bir de sizi 1 buçuk metreden algılayan ve kendiliğinden açılan akıllı kapı düşünelim. İkisinin arasında bin sene anlayış farkı var. Ufak geliştirme çalışmalarını da büyük ölçüde içinde bulundurduğu için inovasyon keşifle, icatla, kreasyonla çok yakından alakalı değil" şeklinde konuştu.
Panele, çok sayıda davetli katıldı
Kaynak: İHA
"Postmodern değerlerin kent kültürü alanında da bir yansıması söz konusu oldu"
Daha sonra panele geçildi. Panelde kent kültür yapısı konusunda açıklamalarda bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mutlu, "İnsanların donanımı ne olursa olsun, ister kırda, ister dağ başında, ister kentin içerisinde olsun var olan kültür yapısıyla şehirde aşırı özgüvenli bir şekilde yaşıyor. Kent yaşamının gerçekten özellikli bir kültür gerektirdiği bilincini artık kaybetmiş durumdayız. Herkes bir habitat olarak görüyor kenti. Bugün kentlerimizdeki karmaşanın nedenleri de bana göre bu. 1970’li yıllardan sonra tam da bu benim söylediklerimi olumsuzlayan yeni bir söylem gelişmiş durumda. Postmodernizim denilen yeni bir akım başladı.
Postmodern değerlerin kent kültürü alanında da bir yansıması söz konusu oldu. Geçmiş dönemde kentlere özgü kabul edilmeyen değerler postmodernizim ile birlikte parlatıldı ve yeniden kentsel gerçeklikler olarak vitrine çıkarıldı. Etnisiteleri, farklı kültürleri kentte var etmek yerine bir tek kimlik inşa etmek gayretinde. Kente gelen farklı etnisitelerin, farklı gelenek ve göreneklerin, farklı mezheplerin tutumlarını yok sayan standartlaşmış kent kültürü içerisine bütün bu çeşitliliğin eriyeceğini ve standart bir kültür formuna sahiplenerek yaşamlarını sürdüreceği varsayımlarına dayalı bu kabulün postmoderniteyle birlikte ortadan kalkmaya başladığını gördük" diye konuştu.
"İnovasyon bir sonuçtur"
İnovasyonunun ne anlama geldiğini anlatan OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Erkin ise "İnovasyon bir sonuçtur. Aslolan kreasyondur, invensiyondur, keşiftir. Hayatımızdan bir örnek verecek olursak; kapımızı değiştirmek istiyoruz. Kapımız sürgülü olsun, kapı kolunu baştan tasarlayalım, kapımızda nostaljik motifler olsun. Sonuçta bunlar da yeni. Ama bir de sizi 1 buçuk metreden algılayan ve kendiliğinden açılan akıllı kapı düşünelim. İkisinin arasında bin sene anlayış farkı var. Ufak geliştirme çalışmalarını da büyük ölçüde içinde bulundurduğu için inovasyon keşifle, icatla, kreasyonla çok yakından alakalı değil" şeklinde konuştu.
Panele, çok sayıda davetli katıldı