'Yüzde 65'Leri Yeterli Görmüyoruz'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: (1) 'Yerli ve milli üretimde yüzde 65'leri yeterli görmüyoruz' 'Ülkemizin savunma sanayisinde sadece kendi kendine yeten bir ülke değil, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilen bir ülke olmasını hedeflemekteyiz'.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Yerli ve milli üretimde yüzde 65'leri yeterli görmüyoruz." dedi.
Oktay, Kızılcahamam'da bir otelde Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından düzenlenen "Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Yönetim Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, zirvenin savunma sanayisi ve Türk milleti için hayırlı olmasını diledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selam ve muhabbetlerini katılımcılara ileten Oktay, Türk milletinin tarihinde savunma alanındaki özgün tasarım ve üretimleriyle başarılara imza attığını belirtti.
Osmanlı'nın geliştirdiği tüfekleri, topları ve savaş gemileriyle birçok önemli savaşta karşı tarafa üstünlük kurduğunu, zaferler kazandığını anımsatan Oktay, 16. yüzyılda Osmanlı'nın Afrika'dan Endonezya'ya, Hindistan'dan Çin'e kadar birçok ülkeye askeri teknoloji transferi ve satışı yaparken, bir taraftan da kadırgalarının deniz savaşlarında destanlar yazdığını vurguladı.
Fuat Oktay, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı döneminde bile zor şartlarda Türkiye'nin askeri teçhizatını üreterek, kendi kendine yettiğinin unutulmaması gerektiğini, Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden yıllarda, savunma sanayisi alanında yerli üretim için ciddi gayretler sarf edildiğini ancak sonrasında atılan adımların akamete uğradığını anlattı.
Kendi kurduğu fabrikada uçak üretimine başlayan Nuri Demirağ ve milli savunma sanayisi alanındaki ilk özel sektör temsilcisi Nuri Killigil'in mühimmat ve silah fabrikası girişiminin bu alanda atılan ilk adımlar olduğunu belirten Oktay, rahmetli 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde başlayan savunma sanayisi atılımlarının güçlü altyapılar oluşturmakla birlikte hemen akabinde var olan istikrarsızlık ortamı sebebiyle planlanan şekilde sonuçlanamadığını kaydetti.
Oktay, tarihten alınan güç ve kararlılıkla 2002 sonrası savunma sanayisinde tam bağımsızlık doğrultusunda çok büyük ilerleme sağlandığını aktardı.
Türkiye'nin bölgesel ve küresel konumu sebebiyle teknolojinin yalnızca kullanıcısı olmasının mümkün görülmediğini belirten Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzde kendi teknolojilerini, özellikle de savunma sistemlerini üretemeyen ülkeler, küresel güçlerin açık hedefi olmaktadır. Teknolojik ihtiyaçlar, başka ülkelerden tedarik edilirse en ihtiyaç duyulan zamanda, o sistemleri kullanamama riskiyle karşı karşıya kalınabileceğinin bilincindeyiz. Geçmişte satın aldığımız İHA'ları uçuramadığımız günleri unutmadık, unutmayacağız. Kıbrıs Harekatı sırasında uygulanan ambargo da dün gibi hafızalarımızdadır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının yerli ve milli imkanlarla karşılanmasına çok önem veriyor teknolojik bağımsızlığımızı sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizin savunma sanayisinde sadece kendi kendine yeten bir ülke değil, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilen bir ülke olmasını hedeflemekteyiz. Bu çerçevede kamu ve özel sektörde girişimlerimizi sürdürüyor, çok boyutlu teşvik ve yatırımlarımızı çeşitlendiriyoruz."
Oktay, savunma sanayi ihtiyaçlarını tasarımdan üretime kadar milletin kendi mühendisleri ve büyük ölçüde yerli ve milli kaynaklarla karşıladıklarını vurguladı.
"Savunma sanayisinde ilerlememizde, kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmamız esastır." diyen Oktay, şu ifadeleri kullandı:
"Savunma Sanayii Başkanlığının yeni sistemde, doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlanmasının ana sebeplerinden birisi de budur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği tüm hız, esneklik ve dinamizmden yararlanmaktır. Yeni sistemle milletimize sunduğumuz katma değeri yüksek teknolojiye sahip milli ürün yelpazemiz çok daha hızla genişleyecektir. Teknoloji üreten bir topluma sizlerle dönüşecek, milli teknoloji hamlemizi birlikte başarıya ulaştıracağız."
Oktay, devletin her türlü zorlukla topyekun mücadeleyi başarıyla yürütecek kabiliyete ve geleneğe sahip olduğunu, bu bilinçle, geride kalan 17 yılda savunma sanayisinin "yerlileştirme, millileştirme ve küresel etkinlik" düsturu çerçevesinde büyük bir aşama kaydettiklerini aktardı.
Askerimizin en basit teçhizatını bile üretemeyen günlerden, tüm parçalarıyla birlikte milli uçağını, insansız hava aracını üretmeye başlayan bir Türkiye'ye gelindiğine işaret eden Oktay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Savunma sanayisinde yerlilik oranımızı yüzde 15'lerden, yüzde 65'lere kadar çıkardık. Yüzde 65'lere nasıl geldik, sizler çok iyi biliyorsunuz. ATAK helikopterinden edindiğimiz tecrübeyi bir adım öteye taşıyarak, Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ile yeni bir sayfa açtık. Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ve üretilen yerli helikopterimiz GÖKBEY test uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiş, gururumuz olmuştu. Geçtiğimiz aylarda TEI'nin yerli ve milli olarak geliştirdiği PD-170 motoruyla insansız hava araçlarımızdan ANKA'nın uçuşu başarıyla gerçekleştirildi. Yakaladığımız bu ivmeyle yerli üretim ve tasarım imkanlarımızı hızla artırarak, Türkiye için çok önemli bir proje olan Milli Muharip Uçak ve ilk milli haberleşme uydumuz TURKSAT 6A gibi nice projeleri gerçekleştireceğimize inanıyorum. Yerli ve milli üretimde yüzde 65'leri yeterli görmüyoruz."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Oktay, Kızılcahamam'da bir otelde Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından düzenlenen "Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Yönetim Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, zirvenin savunma sanayisi ve Türk milleti için hayırlı olmasını diledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selam ve muhabbetlerini katılımcılara ileten Oktay, Türk milletinin tarihinde savunma alanındaki özgün tasarım ve üretimleriyle başarılara imza attığını belirtti.
Osmanlı'nın geliştirdiği tüfekleri, topları ve savaş gemileriyle birçok önemli savaşta karşı tarafa üstünlük kurduğunu, zaferler kazandığını anımsatan Oktay, 16. yüzyılda Osmanlı'nın Afrika'dan Endonezya'ya, Hindistan'dan Çin'e kadar birçok ülkeye askeri teknoloji transferi ve satışı yaparken, bir taraftan da kadırgalarının deniz savaşlarında destanlar yazdığını vurguladı.
Fuat Oktay, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı döneminde bile zor şartlarda Türkiye'nin askeri teçhizatını üreterek, kendi kendine yettiğinin unutulmaması gerektiğini, Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden yıllarda, savunma sanayisi alanında yerli üretim için ciddi gayretler sarf edildiğini ancak sonrasında atılan adımların akamete uğradığını anlattı.
Kendi kurduğu fabrikada uçak üretimine başlayan Nuri Demirağ ve milli savunma sanayisi alanındaki ilk özel sektör temsilcisi Nuri Killigil'in mühimmat ve silah fabrikası girişiminin bu alanda atılan ilk adımlar olduğunu belirten Oktay, rahmetli 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde başlayan savunma sanayisi atılımlarının güçlü altyapılar oluşturmakla birlikte hemen akabinde var olan istikrarsızlık ortamı sebebiyle planlanan şekilde sonuçlanamadığını kaydetti.
Oktay, tarihten alınan güç ve kararlılıkla 2002 sonrası savunma sanayisinde tam bağımsızlık doğrultusunda çok büyük ilerleme sağlandığını aktardı.
Türkiye'nin bölgesel ve küresel konumu sebebiyle teknolojinin yalnızca kullanıcısı olmasının mümkün görülmediğini belirten Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzde kendi teknolojilerini, özellikle de savunma sistemlerini üretemeyen ülkeler, küresel güçlerin açık hedefi olmaktadır. Teknolojik ihtiyaçlar, başka ülkelerden tedarik edilirse en ihtiyaç duyulan zamanda, o sistemleri kullanamama riskiyle karşı karşıya kalınabileceğinin bilincindeyiz. Geçmişte satın aldığımız İHA'ları uçuramadığımız günleri unutmadık, unutmayacağız. Kıbrıs Harekatı sırasında uygulanan ambargo da dün gibi hafızalarımızdadır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının yerli ve milli imkanlarla karşılanmasına çok önem veriyor teknolojik bağımsızlığımızı sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizin savunma sanayisinde sadece kendi kendine yeten bir ülke değil, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilen bir ülke olmasını hedeflemekteyiz. Bu çerçevede kamu ve özel sektörde girişimlerimizi sürdürüyor, çok boyutlu teşvik ve yatırımlarımızı çeşitlendiriyoruz."
Oktay, savunma sanayi ihtiyaçlarını tasarımdan üretime kadar milletin kendi mühendisleri ve büyük ölçüde yerli ve milli kaynaklarla karşıladıklarını vurguladı.
"Savunma sanayisinde ilerlememizde, kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmamız esastır." diyen Oktay, şu ifadeleri kullandı:
"Savunma Sanayii Başkanlığının yeni sistemde, doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlanmasının ana sebeplerinden birisi de budur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği tüm hız, esneklik ve dinamizmden yararlanmaktır. Yeni sistemle milletimize sunduğumuz katma değeri yüksek teknolojiye sahip milli ürün yelpazemiz çok daha hızla genişleyecektir. Teknoloji üreten bir topluma sizlerle dönüşecek, milli teknoloji hamlemizi birlikte başarıya ulaştıracağız."
Oktay, devletin her türlü zorlukla topyekun mücadeleyi başarıyla yürütecek kabiliyete ve geleneğe sahip olduğunu, bu bilinçle, geride kalan 17 yılda savunma sanayisinin "yerlileştirme, millileştirme ve küresel etkinlik" düsturu çerçevesinde büyük bir aşama kaydettiklerini aktardı.
Askerimizin en basit teçhizatını bile üretemeyen günlerden, tüm parçalarıyla birlikte milli uçağını, insansız hava aracını üretmeye başlayan bir Türkiye'ye gelindiğine işaret eden Oktay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Savunma sanayisinde yerlilik oranımızı yüzde 15'lerden, yüzde 65'lere kadar çıkardık. Yüzde 65'lere nasıl geldik, sizler çok iyi biliyorsunuz. ATAK helikopterinden edindiğimiz tecrübeyi bir adım öteye taşıyarak, Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ile yeni bir sayfa açtık. Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ve üretilen yerli helikopterimiz GÖKBEY test uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiş, gururumuz olmuştu. Geçtiğimiz aylarda TEI'nin yerli ve milli olarak geliştirdiği PD-170 motoruyla insansız hava araçlarımızdan ANKA'nın uçuşu başarıyla gerçekleştirildi. Yakaladığımız bu ivmeyle yerli üretim ve tasarım imkanlarımızı hızla artırarak, Türkiye için çok önemli bir proje olan Milli Muharip Uçak ve ilk milli haberleşme uydumuz TURKSAT 6A gibi nice projeleri gerçekleştireceğimize inanıyorum. Yerli ve milli üretimde yüzde 65'leri yeterli görmüyoruz."
(Sürecek)