'28 Şubat Darbesiyle Devletin Hazinesini Yağmalıyorlardı'
Gazeteciyazar Ekrem Kızıltaş: '28 Şubat’ta yapılmaya çalışılan Türkiye’yi birilerine teslim etmekti. Ön tarafta 'şeriat geliyor', 'irtica geliyor', dolayısıyla 'onları yok etmeliyiz' deyip arka tarafta devletin hazinesini yağmalıyorlardı. Birileri hala bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durma gayretlerini engellemek için uğraşıyor'
Gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş, 28 Şubat'la Türkiye'nin birilerine teslim edilmek istendiğini belirterek, "Ön tarafta 'şeriat geliyor', 'irtica geliyor', dolayısıyla 'onları yok etmeliyiz' deyip arka tarafta devletin hazinesini yağmalıyorlardı. Birileri hala bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durma gayretlerini engellemek için uğraşıyor." dedi.
Kızıltaş, Uşak Üniversitesi tarafından Bir Eylül Yerleşkesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "28 Şubat Süreci" konulu konferansta sürecin öncesi ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
1990'lı yılları Türkiye'nin kayıp yılları olarak niteleyen Kızıltaş, 28 Şubat darbesinin arkasındakilerin "Erbakan ile şeriat ve irtica geliyor." diyerek darbeyi meşrulaştırmaya çalıştıklarını, asıl amacın darbeyle devletin, milletin paralarını yağmalamak olduğunu vurguladı.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın göreve gelmesiyle Türkiye'de ekonomik adaletin ve kalkınmanın sağlanmaya başladığını söyleyen Kızıltaş, darbede faiz lobisi ve uluslararası sermayenin rolü bulunduğunu kaydetti.
28 Şubat'ın kamuoyuna doğru anlatılması gerektiğini belirten Kızıltaş, şöyle konuştu:
"28 Şubat öncesi üreterek kazanma yerine paradan para kazanma dönemi başlamıştı ve işini bilenler siyaseti arkalarına almak suretiyle kamu imkanlarını da kullanarak paralarına para katıyorlardı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın göreve gelmesiyle çalışanlara gelir adaletini sağlamak için zamlar yapıldı. Erbakan, öncelikli hedefi, adeta bir yangın yerine dönen ülkedeki yangını söndürmekti. Memurlara yapılan yıllık zam oranı yüzde 220 ile yüzde 280 arasındaydı. Aynı şekilde emeklilere ve işçi ücretlerine de benzer zamlar yapıldı. Bağ-Kur emeklilerinin zamları yüzde 300'ün üzerindeydi. Havuz adıyla meşhur olan 'Kamu Ortak Hesabı' ile devletin parasını ucuza kapatıp pahalıya yine devlete satan rantiyenin hortumları kesildi."
Kızıltaş, rantiye hortumlarının kesilmesi, ücretli kesimlerin yanı sıra üreticilere verilen desteklerle devletin kendi kendine yeteceği algısının güçlendiğini vurgulayarak, iç ve dış borçlanmanın sona ermesinden korkan çevrelerin bunun üzerine harekete geçtiğini anlattı.
- "Devletin hazinesini yağmalıyorlardı"
Erbakan'ın politikalarını bir tehdit olarak görenlerin 28 Şubat'ı gerçekleştirdiğini kaydeden Kızıltaş, şöyle devam etti:
"O zamanki ordu, büyük sermaye ve bürokrasi harekete geçti ve 28 Şubat postmodern darbesi gerçekleşti. 28 Şubat’ta yapılmaya çalışılan Türkiye’yi birilerine teslim etmekti. Ön tarafta 'şeriat geliyor', 'irtica geliyor', dolayısıyla 'onları yok etmeliyiz' deyip arka tarafta devletin hazinesini yağmalıyorlardı. Birileri hala bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durma gayretlerini engellemek için uğraşıyor. 28 Şubat’ta yapılmaya çalışılan ve belli ölçüde yapılan şeylerle sonradan yapılmaya çalışılan şeyler aynı. Türkiye’yi birilerine teslim etmek, Türkiye’yi birilerinin arzu edeceği şekilde davranan bir ülke haline getirmek. Batılıların bakış açısıyla 'Türkiye Türkiyelilere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir.' Bütün bunlar 28 Şubat'la bugün arasındaki benzerliktir."
Konuşmanın ardından AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, Ekrem Kızıltaş'a plaket verdi.
Kaynak: AA
Kızıltaş, Uşak Üniversitesi tarafından Bir Eylül Yerleşkesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "28 Şubat Süreci" konulu konferansta sürecin öncesi ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
1990'lı yılları Türkiye'nin kayıp yılları olarak niteleyen Kızıltaş, 28 Şubat darbesinin arkasındakilerin "Erbakan ile şeriat ve irtica geliyor." diyerek darbeyi meşrulaştırmaya çalıştıklarını, asıl amacın darbeyle devletin, milletin paralarını yağmalamak olduğunu vurguladı.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın göreve gelmesiyle Türkiye'de ekonomik adaletin ve kalkınmanın sağlanmaya başladığını söyleyen Kızıltaş, darbede faiz lobisi ve uluslararası sermayenin rolü bulunduğunu kaydetti.
28 Şubat'ın kamuoyuna doğru anlatılması gerektiğini belirten Kızıltaş, şöyle konuştu:
"28 Şubat öncesi üreterek kazanma yerine paradan para kazanma dönemi başlamıştı ve işini bilenler siyaseti arkalarına almak suretiyle kamu imkanlarını da kullanarak paralarına para katıyorlardı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın göreve gelmesiyle çalışanlara gelir adaletini sağlamak için zamlar yapıldı. Erbakan, öncelikli hedefi, adeta bir yangın yerine dönen ülkedeki yangını söndürmekti. Memurlara yapılan yıllık zam oranı yüzde 220 ile yüzde 280 arasındaydı. Aynı şekilde emeklilere ve işçi ücretlerine de benzer zamlar yapıldı. Bağ-Kur emeklilerinin zamları yüzde 300'ün üzerindeydi. Havuz adıyla meşhur olan 'Kamu Ortak Hesabı' ile devletin parasını ucuza kapatıp pahalıya yine devlete satan rantiyenin hortumları kesildi."
Kızıltaş, rantiye hortumlarının kesilmesi, ücretli kesimlerin yanı sıra üreticilere verilen desteklerle devletin kendi kendine yeteceği algısının güçlendiğini vurgulayarak, iç ve dış borçlanmanın sona ermesinden korkan çevrelerin bunun üzerine harekete geçtiğini anlattı.
- "Devletin hazinesini yağmalıyorlardı"
Erbakan'ın politikalarını bir tehdit olarak görenlerin 28 Şubat'ı gerçekleştirdiğini kaydeden Kızıltaş, şöyle devam etti:
"O zamanki ordu, büyük sermaye ve bürokrasi harekete geçti ve 28 Şubat postmodern darbesi gerçekleşti. 28 Şubat’ta yapılmaya çalışılan Türkiye’yi birilerine teslim etmekti. Ön tarafta 'şeriat geliyor', 'irtica geliyor', dolayısıyla 'onları yok etmeliyiz' deyip arka tarafta devletin hazinesini yağmalıyorlardı. Birileri hala bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durma gayretlerini engellemek için uğraşıyor. 28 Şubat’ta yapılmaya çalışılan ve belli ölçüde yapılan şeylerle sonradan yapılmaya çalışılan şeyler aynı. Türkiye’yi birilerine teslim etmek, Türkiye’yi birilerinin arzu edeceği şekilde davranan bir ülke haline getirmek. Batılıların bakış açısıyla 'Türkiye Türkiyelilere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir.' Bütün bunlar 28 Şubat'la bugün arasındaki benzerliktir."
Konuşmanın ardından AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, Ekrem Kızıltaş'a plaket verdi.