Kadınlarda Rahim İçi Risk Faktörlerine Dikkat
Prof. Dr. Polat Dursun, rahim kanseri konusunda kadınları uyardı.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolojik Onkoloji Doktoru Prof. Dr. Polat Dursun, Endometrium kanseri endometrium olarak isimlendirilen rahim iç zarının kanseri olduğunu ifade ederek, "Rahim, alt kısımda vajinaya uzanan serviks (rahim ağzı) ve üst kısımda gövde olarak adlandırılan iki kısımdan oluşur. Gövdenin de iki kısmı vardır. İç kısmına endometrium denir. Hemen hemen tüm endometrium kanserleri endometriumun salgı yapan hücrelerinden oluşur ki bu kanser türüne endometrium adenokarsinomu denir. Diğer kanser türleri daha nadir görülür" dedi.
Rahim kanserinin kadınlardaki tüm kanserler arasında dördüncü sırada olup, aynı zamanda en sık görülen kadın üreme sistemi kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Dursun, "Rahim kanseri genellikle menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır. Genellikle 60 yaş civarında görülür. Endometrium kanserine neyin sebep olduğunu tam olarak bilemiyoruz, ancak bu hastalıkla ilişkili bazı risk faktörleri vardır. Birçok endometrium kanseri hormon bağımlıdır. Bir kadındaki hormon düzensizliği endometrium kanserine sebep olabilir. Endometrium kanserinde bilinen risk faktörleri erken yaşta başlayan adet, gecikmiş menopoz, infertilite (kısırlık) ve obezite (şişmanlık) gibi kadında östrojen miktarını artıran durumlardır" diye konuştu.
Prof. Dr. Dursun, rahim içi kanseri risk faktörlerini ise şöyle sıraladı:
"Toplam adet sayısı: Erken başlayan ve geç yaşa kadar devam eden adet görmek.
İnfertilite ve doğum yapmamış olmak: Gebelikte endometriumu koruyan progesteron hormonu artar.
Obezite: Obezite östrojen miktarını artırarak endometrium kanseri riskini artırır.
Tamoksifen: Tamoksifen meme kanseri tedavisinde kulanılan bir ilaçtır ve endometrium kanseri riskini artırır.
Östrojen tedavisi: Menopozdaki kadınlarda menopozal yakınmaların tedavisi için kullanılır (kemik erimeleri, sıcak basmaları). Östrojenin rahim içindeki kanser yapıcı bu etkisini azaltmak için progesteron kullanılır. Östrojen replasman tedavisine doktorunuzla tartışılarak karar verilmelidir. Yıllık kontroller önemsenmelidir. Anormal kanama gibi durumlarda doktora başvurulmalıdır.
Hormon üreten yumurtalık tümörleri: Östrojen miktarını artırarak etki edebilir.
Hayvani yağlardan zengin diyet: Bu durum birçok kanser riskini ve endometrium kanseri riskini de artırmaktadır. Aşırı enerji vermeleri obeziteye sebep olur, ayrıca östrojen düzeylerini artırmak gibi bir etkisi de vardır.
Şeker hastalığı ve hipertansiyon.
Aile öyküsü: Küçük bir grup endometrium kanseri vakaları ailevi kalıtsallık (genetik geçiş) gösterir. Aile üyelerinde bağırsak ve endometrium kanseri hikayesi olan kadınların genetik yatkınlık açısından genetik danışmanlığa ihtiyacı vardır. Genetik incelemeler riski gösterebilir. Bu kadınlarda endometrium örneklemesi ile tarama yapılmalıdır.
Meme ve over kanseri: Meme ve over kanseri olan kadınlar endometrium kanseri açısından yüksek risklidir. Daha önce pelvik ışın tedavisi almış olmak. Rutin pelvik muayene ile tanı konulması zordur ve faydalı bir tarama testi yoktur. Birçok kadın belirtileri olunca tanı alır. Kişilerin kendilerini takip etmesi ve anormal durumlarda doktorlarına başvurması gerekmektedir. Bu şekilde erken evrede tespit edilebilir. Bazı durumlarda kanser herhangi bir belirtiye sebep olmadan ilerleyebilir. Rutin pelvik muayenede smear alınması serviks kanseri için bir tarama yöntemidir, ancak endometrium kanserinin taranmasında çoğu zaman faydalı değildir. Menopoz döneminde tüm kadınlar endometrium kanseri konusunda bilgilendirilmelidir ve anormal kanama gibi durumlarda doktorlarına başvurmalıdırlar. “
Prof. Dr. Dursun, Rahim kanserinde tedaviyi kesinlikle kanserle ilgilenen jinekologlar tarafından planlanıp yapılması gerektiğini vurgulayarak “Endometrium kanseri tanısı konulduktan sonra başlıca dört tedavi seçeneği vardır. Cerrahi, radyoterapi, hormonal tedavi ve kemoterapi. Cerrahi tedavi endometrium kanserinde ana ve ilk tedavi yöntemidir. Ancak bazen bu tedavi yöntemlerinin kombinasyonu kullanılabilir. Tedavi seçimi kanserin evresine göre değişir. Rahim kanseri ameliyatının bu konuda tecrübeli doktorlar tarafından yapılması hasta için çok önemlidir. Rahim kanserinde ameliyat hastanın karnını açmadan laparoskopik ve robotik yöntemle de yapılabilir. Bu şekilde yapılan ameliyatlarda hastaların ağrısı daha az olur, hastanede kalış süreleri kısalır ve daha kısa süre içinde normal hayatına ve işine dönebilir. Rahim kanserine yakalanan hastaların ameliyat olmadan önce doktorlarının bu konudaki tecrübelerini araştırmaları ve doktorlarına bu konudaki tecrübelerini sormaları kendileri için iyi olacaktır. Ancak bu tedavi seçeneği belli şartlarda uygulanmalı ve riskleri kesin olarak bilinmelidir. Bu tedaviye karar verecek olan tüm riskleri anladıktan sonra hastanın kendisidir. Eğer bu tedavi seçilmiş ise tedavi bir an önce başlanmalı ki burada tedavi tam küretaj dediğimiz rahim iç zarının alınması gereken kesiminin tümüyle alınması ve yüksek doz hormonal tedavidir. Tedavi sonrası bu hastaların takibi özellik istediğinden bunlar yakından izlenmelidir. Tedavi sonrası gebelik süreci olabildiğince erken başlatılmalı ve gebelik sonrası endometrium kanserinin tedavisi kesin olarak yapılmalı; yukarıda bahsedilen rahim çıkartılması ve ek cerrahi tamamlanmalıdır “ ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Rahim kanserinin kadınlardaki tüm kanserler arasında dördüncü sırada olup, aynı zamanda en sık görülen kadın üreme sistemi kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Dursun, "Rahim kanseri genellikle menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır. Genellikle 60 yaş civarında görülür. Endometrium kanserine neyin sebep olduğunu tam olarak bilemiyoruz, ancak bu hastalıkla ilişkili bazı risk faktörleri vardır. Birçok endometrium kanseri hormon bağımlıdır. Bir kadındaki hormon düzensizliği endometrium kanserine sebep olabilir. Endometrium kanserinde bilinen risk faktörleri erken yaşta başlayan adet, gecikmiş menopoz, infertilite (kısırlık) ve obezite (şişmanlık) gibi kadında östrojen miktarını artıran durumlardır" diye konuştu.
Prof. Dr. Dursun, rahim içi kanseri risk faktörlerini ise şöyle sıraladı:
"Toplam adet sayısı: Erken başlayan ve geç yaşa kadar devam eden adet görmek.
İnfertilite ve doğum yapmamış olmak: Gebelikte endometriumu koruyan progesteron hormonu artar.
Obezite: Obezite östrojen miktarını artırarak endometrium kanseri riskini artırır.
Tamoksifen: Tamoksifen meme kanseri tedavisinde kulanılan bir ilaçtır ve endometrium kanseri riskini artırır.
Östrojen tedavisi: Menopozdaki kadınlarda menopozal yakınmaların tedavisi için kullanılır (kemik erimeleri, sıcak basmaları). Östrojenin rahim içindeki kanser yapıcı bu etkisini azaltmak için progesteron kullanılır. Östrojen replasman tedavisine doktorunuzla tartışılarak karar verilmelidir. Yıllık kontroller önemsenmelidir. Anormal kanama gibi durumlarda doktora başvurulmalıdır.
Hormon üreten yumurtalık tümörleri: Östrojen miktarını artırarak etki edebilir.
Hayvani yağlardan zengin diyet: Bu durum birçok kanser riskini ve endometrium kanseri riskini de artırmaktadır. Aşırı enerji vermeleri obeziteye sebep olur, ayrıca östrojen düzeylerini artırmak gibi bir etkisi de vardır.
Şeker hastalığı ve hipertansiyon.
Aile öyküsü: Küçük bir grup endometrium kanseri vakaları ailevi kalıtsallık (genetik geçiş) gösterir. Aile üyelerinde bağırsak ve endometrium kanseri hikayesi olan kadınların genetik yatkınlık açısından genetik danışmanlığa ihtiyacı vardır. Genetik incelemeler riski gösterebilir. Bu kadınlarda endometrium örneklemesi ile tarama yapılmalıdır.
Meme ve over kanseri: Meme ve over kanseri olan kadınlar endometrium kanseri açısından yüksek risklidir. Daha önce pelvik ışın tedavisi almış olmak. Rutin pelvik muayene ile tanı konulması zordur ve faydalı bir tarama testi yoktur. Birçok kadın belirtileri olunca tanı alır. Kişilerin kendilerini takip etmesi ve anormal durumlarda doktorlarına başvurması gerekmektedir. Bu şekilde erken evrede tespit edilebilir. Bazı durumlarda kanser herhangi bir belirtiye sebep olmadan ilerleyebilir. Rutin pelvik muayenede smear alınması serviks kanseri için bir tarama yöntemidir, ancak endometrium kanserinin taranmasında çoğu zaman faydalı değildir. Menopoz döneminde tüm kadınlar endometrium kanseri konusunda bilgilendirilmelidir ve anormal kanama gibi durumlarda doktorlarına başvurmalıdırlar. “
Prof. Dr. Dursun, Rahim kanserinde tedaviyi kesinlikle kanserle ilgilenen jinekologlar tarafından planlanıp yapılması gerektiğini vurgulayarak “Endometrium kanseri tanısı konulduktan sonra başlıca dört tedavi seçeneği vardır. Cerrahi, radyoterapi, hormonal tedavi ve kemoterapi. Cerrahi tedavi endometrium kanserinde ana ve ilk tedavi yöntemidir. Ancak bazen bu tedavi yöntemlerinin kombinasyonu kullanılabilir. Tedavi seçimi kanserin evresine göre değişir. Rahim kanseri ameliyatının bu konuda tecrübeli doktorlar tarafından yapılması hasta için çok önemlidir. Rahim kanserinde ameliyat hastanın karnını açmadan laparoskopik ve robotik yöntemle de yapılabilir. Bu şekilde yapılan ameliyatlarda hastaların ağrısı daha az olur, hastanede kalış süreleri kısalır ve daha kısa süre içinde normal hayatına ve işine dönebilir. Rahim kanserine yakalanan hastaların ameliyat olmadan önce doktorlarının bu konudaki tecrübelerini araştırmaları ve doktorlarına bu konudaki tecrübelerini sormaları kendileri için iyi olacaktır. Ancak bu tedavi seçeneği belli şartlarda uygulanmalı ve riskleri kesin olarak bilinmelidir. Bu tedaviye karar verecek olan tüm riskleri anladıktan sonra hastanın kendisidir. Eğer bu tedavi seçilmiş ise tedavi bir an önce başlanmalı ki burada tedavi tam küretaj dediğimiz rahim iç zarının alınması gereken kesiminin tümüyle alınması ve yüksek doz hormonal tedavidir. Tedavi sonrası bu hastaların takibi özellik istediğinden bunlar yakından izlenmelidir. Tedavi sonrası gebelik süreci olabildiğince erken başlatılmalı ve gebelik sonrası endometrium kanserinin tedavisi kesin olarak yapılmalı; yukarıda bahsedilen rahim çıkartılması ve ek cerrahi tamamlanmalıdır “ ifadelerini kullandı.