GRAFİKLİ - Suriye'de Kimyasal Silah Saldırılarının Neredeyse Tümünü Rejim Düzenledi
Berlin merkezli Küresel Kamu Politikası Enstitüsünün raporuna göre, Suriye'deki iç savaşta yapılan en az 336 kimyasal saldırının yüzde 98'i Esed rejimince gerçekleştirildi Raporda, rejimin saldırılarında kullanılan gazın solunduğunda “hidroklorik” aside dönüşen “klor” olduğu belirtildi Saldırıların 123'ü başkent Şam, 123’ü İdlibHama bölgesinde, 55’i Halep, 13’ü Humus, 10’u Dera, 10’u Deyrizor ve 2'si Haseke'de oldu.
Suriye'de 8 yıldır devam eden iç savaş sırasında düzenlenen en az 336 kimyasal saldırının yüzde 98'i Beşşar Esed rejimi tarafından yapıldı.
Berlin merkezli Küresel Kamu Politikası Enstitüsünce "Saklanacak Hiçbir Yer Yok: Suriye'de Kimyasal Silah Kullanımının Mantığı" başlıklı rapor yayınlandı.
Rapora göre, Suriye'de 2011'den bu yana gerçekleştirilen en az 336 kimyasal saldırının yüzde 98'i Esed rejimince düzenlendi. Saldırıların 6'sı terör örgütü DEAŞ tarafından yapıldı.
GPPI raporunda, Esed rejiminin kimyasal saldırılarında kullanılan gazın solunduğunda “hidroklorik” aside dönüşen “klor” olduğu belirtildi. Bu gaz, maruz kalan kurbanların solunum sistemine zarar verebiliyor ve bazı durumlarda ölüme yol açabiliyor.
Rejim ordusunun helikopter filosunun, kimyasal saldırılarda kilit rol oynadığı ifade ediliyor.
Raporu hazırlayan araştırmacıların Suriye'de değişik kaynaklardan 498 ayrı kimyasal silah kullanım raporunu inceledikleri fakat bunlardan 162’sinin güvenirliliği doğrulanamadığı için verilerde kullanılmadığı kaydedildi.
Raporda, Suriye’de doğrulanabilen ilk kimyasal silah kullanımının 23 Aralık 2012'de ve en son ise 7 Nisan 2018'de yaşandığı bilgisi paylaşıldı.
Saldırıların 123'ü başkent Şam’da, 123’ü İdlib ilinin güneyi ile Hama ilinin kuzey kırsalında, 55’i Halep bölgesinde, 13’ü Humus, 10’u Dera, 10’u Deyrizor ve 2'si Haseke bölgesinde gerçekleştirildi.
Raporun, tanık ifadelerine ve saldırı sonrası kimyasal etkilerin yer aldığı tıbbi analizlere dayandığı bildirildi.
Raporda, rejim ordusunun, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde karada bir yenilgi ihtimali karşısında bile kimyasal saldırı düzenlemeye öncelik verdiği belirtilerek, “Nitekim, Suriye rejiminin, kimyasal silahları ısrarcı ve yaygın şekilde kullanmasının ve muhalefetin kontrolündeki bölgelerde nüfusun toplu cezalandırılmasının savaş stratejisinin bir parçası olduğu en iyi şekilde anlaşılıyor.” değerlendirmesine bulunuldu.
Esed rejiminin yasaklı kimyasal silahları stratejik amaçlar için kullanmaktan çekinmediği ifade edilen raporda, Suriye nüfusunun üçte ikisinin yerlerinden ve yurtlarından edildiği, muhalefetin kontrolündeki bölgelerin kimyasal silah kullanımı da dahil şiddet ve baskıyla teslim alınmaya çalışıldığı aktarıldı.
Raporun tavsiye bölümünde ise Esed rejiminin bir daha kimyasal silah kullanmaması için Suriye'deki kimyasal silah komplekslerinin tamamen imha edilmesi gerektiği kaydedildi.
Ayrıca saldırılarda önemli rol oynayan rejim ordusunun helikopter filosunun da uluslararası operasyonda hedef alınması gerektiği vurgulandı.
Kaynak: AA
Berlin merkezli Küresel Kamu Politikası Enstitüsünce "Saklanacak Hiçbir Yer Yok: Suriye'de Kimyasal Silah Kullanımının Mantığı" başlıklı rapor yayınlandı.
Rapora göre, Suriye'de 2011'den bu yana gerçekleştirilen en az 336 kimyasal saldırının yüzde 98'i Esed rejimince düzenlendi. Saldırıların 6'sı terör örgütü DEAŞ tarafından yapıldı.
GPPI raporunda, Esed rejiminin kimyasal saldırılarında kullanılan gazın solunduğunda “hidroklorik” aside dönüşen “klor” olduğu belirtildi. Bu gaz, maruz kalan kurbanların solunum sistemine zarar verebiliyor ve bazı durumlarda ölüme yol açabiliyor.
Rejim ordusunun helikopter filosunun, kimyasal saldırılarda kilit rol oynadığı ifade ediliyor.
Raporu hazırlayan araştırmacıların Suriye'de değişik kaynaklardan 498 ayrı kimyasal silah kullanım raporunu inceledikleri fakat bunlardan 162’sinin güvenirliliği doğrulanamadığı için verilerde kullanılmadığı kaydedildi.
Raporda, Suriye’de doğrulanabilen ilk kimyasal silah kullanımının 23 Aralık 2012'de ve en son ise 7 Nisan 2018'de yaşandığı bilgisi paylaşıldı.
Saldırıların 123'ü başkent Şam’da, 123’ü İdlib ilinin güneyi ile Hama ilinin kuzey kırsalında, 55’i Halep bölgesinde, 13’ü Humus, 10’u Dera, 10’u Deyrizor ve 2'si Haseke bölgesinde gerçekleştirildi.
Raporun, tanık ifadelerine ve saldırı sonrası kimyasal etkilerin yer aldığı tıbbi analizlere dayandığı bildirildi.
Raporda, rejim ordusunun, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde karada bir yenilgi ihtimali karşısında bile kimyasal saldırı düzenlemeye öncelik verdiği belirtilerek, “Nitekim, Suriye rejiminin, kimyasal silahları ısrarcı ve yaygın şekilde kullanmasının ve muhalefetin kontrolündeki bölgelerde nüfusun toplu cezalandırılmasının savaş stratejisinin bir parçası olduğu en iyi şekilde anlaşılıyor.” değerlendirmesine bulunuldu.
Esed rejiminin yasaklı kimyasal silahları stratejik amaçlar için kullanmaktan çekinmediği ifade edilen raporda, Suriye nüfusunun üçte ikisinin yerlerinden ve yurtlarından edildiği, muhalefetin kontrolündeki bölgelerin kimyasal silah kullanımı da dahil şiddet ve baskıyla teslim alınmaya çalışıldığı aktarıldı.
Raporun tavsiye bölümünde ise Esed rejiminin bir daha kimyasal silah kullanmaması için Suriye'deki kimyasal silah komplekslerinin tamamen imha edilmesi gerektiği kaydedildi.
Ayrıca saldırılarda önemli rol oynayan rejim ordusunun helikopter filosunun da uluslararası operasyonda hedef alınması gerektiği vurgulandı.