Demir Eksikliği Çocukların Zeka Gelişimini Olumsuz Etkileyebilir
Dünyada 3 kişiden birinde görülebilen demir eksikliğinin kalp yetmezliği, yorulma, saç dökülmesi, tırnaklarda şekil bozukluğu, ciltte solgunluk gibi birçok şikayete neden olabileceğini söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Levent Elgün, “Erişkinliğe kadar her yaştaki çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir” dedi.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Levent Elgün, demir eksikliği le ilgili açıklamalar yaptı. Demir eksikliğinin dünyada her 3 kişiden yaklaşık 1’inde görülebileceğini söyleyen Dr. Elgün, hastalığın yorgunluk, halsizlik, ufak bir eforda çarpıntı ve yorulma, saç dökülmesi, tırnaklarda şekil bozukluğu, ciltte solgunluk, huzursuz bacak sendromu gibi birçok şikayete neden olabileceğini dile getirdi. Demir eksikliğinin çoğunlukla kan kaybı, kötü beslenme veya besinlerdeki demirin emilimindeki yetersizlikten kaynaklandığını belirten Dr. Elgün, demir eksikliği belirtilerine sahip olan kişilerin uzmanlara başvurması gerektiğini vurguladı. Demir eksikliğinin çocuklarda zeka gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğini kaydeden Dr. Elgün, sorunun yetişkinlerde iş performanslarında düşüş yaşanmasına neden olabileceğini söyledi.
"Yavaş yavaş ve sinsice ilerlediğinden hekime başvuru gecikiyor"
“Demir eksikliği, vücuttaki demir düzeyinin vücudun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı, anemi (kansızlık) ile birlikte bulunabildiği gibi anemi olmadan da daha hafif şekillerde mevcut olabilen; önemli ve çok sık görülen bir sağlık sorunudur” diyen Dr. Elgün, “Dünyada yaklaşık her 3 kişiden biri demir eksikliği sorunuyla karşı karşıyadır. Durum böyleyken birçok hasta çoğu zaman yakınmaların hafif şiddette başlaması ve yavaş yavaş ilerlemesi yüzünden şikayetlerinin bir eksiklik ya da hastalık nedeniyle ortaya çıkabileceğini düşünememek, buna bağlı olarak da hekime zamanında başvurmamak ya da yakınmalarını hekimine açıklıkla ifade edememek gibi nedenlerle doğru teşhis ve zamanında tedaviye ulaşmakta gecikmektedirler” dedi.
"Yorgunluk, ciltte solgunluk ve saç dökülmesi gibi şikayetler görülebiliyor"
Demir eksikliğinin sebeplerine de değinen Dr. Elgün, hastalığın en çok görülen belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, ufak bir eforda çarpıntı ve yorulma, saç dökülmesi olabileceğini kaydederek, “Demir eksikliği çoğunlukla kan kaybı, kötü beslenme veya besinlerdeki demirin emilimindeki yetersizlikten kaynaklanır. Demir eksikliği riski en fazla olanlar ise bebekler, küçük çocuklar, özellikle hamile, doğum sonrası emzirmekte olan, adet görmekte olan kadınlar ve kronik hastalıkları olan kişilerdir. Adet kanamaları, ciddi hemoroid ve burun kanamaları sık nedenlerdendir. En sık belirtiler yorgunluk, halsizlik, ufak bir eforda çarpıntı ve yorulma, saç dökülmesi, tırnaklarda şekil bozukluğu, ciltte solgunluk, huzursuz bacak sendromu gibi birçok şikayete neden olabilir. Hastalığın tanısının konulabilmesi için belirtilerin iyi tanınması ve anlaşılması gerekmektedir” diye konuştu.
"Erişkinliğe kadar her yaştaki çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir"
Ciddi ve tanısında gecikilmemesi gereken önemli bir sorun olan demir eksikliğinin birçok hastalığa da neden olabileceğini vurgulayan Dr. Elgün, “Demir eksikliği olup da eksikliğin asıl nedeninin belirlenemediği durumlarda hastaya gastroskopi ve kolonoskopi gibi endoskopik tetkikler ve çölyak gibi testler yapılarak hastalığın tanısına ve tedavisine de gidilmesi mümkün olabilecektir. Gelişmekte olan ülkelerde hamile kadınların ve 5 yaş altındaki çocukların yarısında bulunan demir eksikliği, bebeklikten erişkinliğe kadar her yaştaki çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık mekanizmalarına zarar verip daha sık hastalanmalarına neden olabilir. Demir eksikliği olan erişkin erkek ve kadınlarda fiziksel iş performansının yüzde 30 oranında azaldığı da gösterilmiştir. Dünya nüfusunun üçte birini etkileyen demir eksikliğinin kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, inflamatuar bağırsak hastalarını da daha da yüksek oranlarda etkileyebildiği bilinmektedir” şeklinde konuştu.
"Doğum sonrasında da ihmal edilmemesi gerekiyor"
Belirtilerin olduğu kişilerin uzmanlara başvurması gerektiğini dile getiren Uzm. Dr. Levent Elgün, “Yukarıda bahsedilen şikayetleri ve hastalıkları bulunan erişkin yaştaki hastaların iç hastalıkları uzmanına, bebek ve çocukların ise çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekmektedir. Yapılacak muayene ve tetkikler sonucunda tanı konularak tedavileri mümkün olacaktır. Özellikle aşırı adet kanaması, gebelik gibi nedenlerle başvuran ve demir eksikliği anemisi tanısı ile tedavisine başlanan kadın hastaların, yakınmalarının tedaviyle biraz hafiflemesi ya da hamileyse doğumdan sonra bu konuyu unutup, özellikle emzirme sürecindeyken bile tedavilerini aksattıkları ya da tedaviyi bıraktıkları sık gözlediğim bir yanlıştır. Oysa tedavideki hedefimiz, kan değeri yükseldikten sonra kemik iliğinin de demir eksiğini kapatmak ve böylece kısa zamanda tekrar anemi gelişimini engelleyebilmektir. Çok sık yapılan bu hata nedeniyle demir eksikliği anemisi hastalarına önerim; hekimlerin tavsiye ettikleri tedavi ve kontrollerine, belirtilen süre boyunca uymalarıdır. Bu sayede demir eksikliği anemisine bağlı yakınmalarından kurtulup, sağlık düzeylerini uzun zaman koruyabileceklerdir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
"Yavaş yavaş ve sinsice ilerlediğinden hekime başvuru gecikiyor"
“Demir eksikliği, vücuttaki demir düzeyinin vücudun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı, anemi (kansızlık) ile birlikte bulunabildiği gibi anemi olmadan da daha hafif şekillerde mevcut olabilen; önemli ve çok sık görülen bir sağlık sorunudur” diyen Dr. Elgün, “Dünyada yaklaşık her 3 kişiden biri demir eksikliği sorunuyla karşı karşıyadır. Durum böyleyken birçok hasta çoğu zaman yakınmaların hafif şiddette başlaması ve yavaş yavaş ilerlemesi yüzünden şikayetlerinin bir eksiklik ya da hastalık nedeniyle ortaya çıkabileceğini düşünememek, buna bağlı olarak da hekime zamanında başvurmamak ya da yakınmalarını hekimine açıklıkla ifade edememek gibi nedenlerle doğru teşhis ve zamanında tedaviye ulaşmakta gecikmektedirler” dedi.
"Yorgunluk, ciltte solgunluk ve saç dökülmesi gibi şikayetler görülebiliyor"
Demir eksikliğinin sebeplerine de değinen Dr. Elgün, hastalığın en çok görülen belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, ufak bir eforda çarpıntı ve yorulma, saç dökülmesi olabileceğini kaydederek, “Demir eksikliği çoğunlukla kan kaybı, kötü beslenme veya besinlerdeki demirin emilimindeki yetersizlikten kaynaklanır. Demir eksikliği riski en fazla olanlar ise bebekler, küçük çocuklar, özellikle hamile, doğum sonrası emzirmekte olan, adet görmekte olan kadınlar ve kronik hastalıkları olan kişilerdir. Adet kanamaları, ciddi hemoroid ve burun kanamaları sık nedenlerdendir. En sık belirtiler yorgunluk, halsizlik, ufak bir eforda çarpıntı ve yorulma, saç dökülmesi, tırnaklarda şekil bozukluğu, ciltte solgunluk, huzursuz bacak sendromu gibi birçok şikayete neden olabilir. Hastalığın tanısının konulabilmesi için belirtilerin iyi tanınması ve anlaşılması gerekmektedir” diye konuştu.
"Erişkinliğe kadar her yaştaki çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir"
Ciddi ve tanısında gecikilmemesi gereken önemli bir sorun olan demir eksikliğinin birçok hastalığa da neden olabileceğini vurgulayan Dr. Elgün, “Demir eksikliği olup da eksikliğin asıl nedeninin belirlenemediği durumlarda hastaya gastroskopi ve kolonoskopi gibi endoskopik tetkikler ve çölyak gibi testler yapılarak hastalığın tanısına ve tedavisine de gidilmesi mümkün olabilecektir. Gelişmekte olan ülkelerde hamile kadınların ve 5 yaş altındaki çocukların yarısında bulunan demir eksikliği, bebeklikten erişkinliğe kadar her yaştaki çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık mekanizmalarına zarar verip daha sık hastalanmalarına neden olabilir. Demir eksikliği olan erişkin erkek ve kadınlarda fiziksel iş performansının yüzde 30 oranında azaldığı da gösterilmiştir. Dünya nüfusunun üçte birini etkileyen demir eksikliğinin kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, inflamatuar bağırsak hastalarını da daha da yüksek oranlarda etkileyebildiği bilinmektedir” şeklinde konuştu.
"Doğum sonrasında da ihmal edilmemesi gerekiyor"
Belirtilerin olduğu kişilerin uzmanlara başvurması gerektiğini dile getiren Uzm. Dr. Levent Elgün, “Yukarıda bahsedilen şikayetleri ve hastalıkları bulunan erişkin yaştaki hastaların iç hastalıkları uzmanına, bebek ve çocukların ise çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekmektedir. Yapılacak muayene ve tetkikler sonucunda tanı konularak tedavileri mümkün olacaktır. Özellikle aşırı adet kanaması, gebelik gibi nedenlerle başvuran ve demir eksikliği anemisi tanısı ile tedavisine başlanan kadın hastaların, yakınmalarının tedaviyle biraz hafiflemesi ya da hamileyse doğumdan sonra bu konuyu unutup, özellikle emzirme sürecindeyken bile tedavilerini aksattıkları ya da tedaviyi bıraktıkları sık gözlediğim bir yanlıştır. Oysa tedavideki hedefimiz, kan değeri yükseldikten sonra kemik iliğinin de demir eksiğini kapatmak ve böylece kısa zamanda tekrar anemi gelişimini engelleyebilmektir. Çok sık yapılan bu hata nedeniyle demir eksikliği anemisi hastalarına önerim; hekimlerin tavsiye ettikleri tedavi ve kontrollerine, belirtilen süre boyunca uymalarıdır. Bu sayede demir eksikliği anemisine bağlı yakınmalarından kurtulup, sağlık düzeylerini uzun zaman koruyabileceklerdir” ifadelerini kullandı.