Gebelik Döneminde Sık Tüketilmesi Gereken Besinler
Op. Dr. Suzan Gençsoy, gebelik döneminde sıkı tüketilmesi gereken besinlerin vitamin, kalsiyum, demir, protein, yağ, karbonhidrat, lifli gıdalar, sıvılar ve tuz olduğunu söyledi.
Kadın Hastalıkları Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Suzan Gençsoy hamile bireylerin öğünlerini sık ve az porsiyonlar şeklinde tüketmesi gerektiğini ifade ederek, “Aldığınız gıdaların tazeliğine, çeşitliliğine, aşırı şekerli, tuzlu, yağlı, baharatlı, kalorili olması yerine lif, protein ve karbonhidrattan zengin, yağdan fakir olmasına dikkat ediniz. Ellerinizi yemek öncesi iyi temizleyiniz. Sebze ve meyveleri tüketmeden önce uzun süreli ve bol suyla yıkayınız” dedi.
Op. Dr. Suzan Gençsoy gebelik döneminde sık tüketilmesi gereken besinleri şöyle sıraladı:
“Vitaminler: Genel olarak faydalı besin maddeleridir ancak ilaç olarak yüksek dozda kullanımının bebeğe olumsuz etkileri olabilir. Mesela yüksek doz A vitamini kullanımı, bebekte doğumsal sakatlıklara yol açabilir. Bu nedenle özellikle ilk 3 ayda doktorun önerisi dışında doğal beslenmeye takviye olarak vitamin ilaçları kullanmak gereksizdir. Çünkü zaten dengeli beslenmeyle ihtiyacın tamamı karşılanmaktadır. Özellikle ilk 3 ayda folik asit kullanımı çok önemlidir. Bu madde kan hücresi yapımı ve hücre yenilenmesi için çok gereklidir. Eksikliği nöral tüp defekti denen, bebeğin sinir sistemi gelişimini etkileyen rahatsızlıklara yol açabilir. Vücutta depolanmadığı ve gebelik boyu gerekenden fazlasına ihtiyaç duyulduğundan düzenli olarak kullanılmalıdır. D vitamini de oldukça önemlidir çünkü kalsiyumun vücutta tutulmasını sağlar. Bu vitamin, güneş ışığı etkisiyle vücut tarafından üretilir. ileri derece eksikliğinde annede kalsiyum eksikliği, çocukta ise tetani denen kasılmalara neden olur.
Kalsiyum: Bebeğin kemik ve diş gelişimi için önemli ve gerekli bir maddedir. Ayrıca kas kasılması ve kan pıhtılaşması sistemleri için de gereklidir. Gebelik süresince ihtiyaç iki kat kadar artmıştır. Gerekli kalsiyumun alınması için düzenli olarak süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Ancak bu maddelerin yağ açısından da zengin olduğu unutulmamalı, gereğinden fazla tüketimi, kilo alımına neden olabilir.
Demir: Gebelikte demir ihtiyacı fazlasıyla artar. Hem kan hacmi arttığı için göreceli bir anemi oluşur ve anne demire ihtiyaç duyar, hem de bebek gebeliğin ikinci yarısında kendi demir depolarını oluşturmak için anneninkileri kullanır. Eksikliği annede halsizlik, çarpıntı, uykuya meyil, nefes darlığı, erken doğum, düşük tehlikesi, bebeğin rahimde ölmesi gibi problemler oluşturur demir eksikliğiyle doğan bebekte halsizlik, emmeme ve gelişme geriliği görülür. İhtiyaç duyulan demir, doğal yiyecek tüketimiyle karşılanamaz. Bu nedenle özellikle gebeliğin ikinci yarısında demir ilaçlarıyla takviye gerekmektedir. Bu ilaçları sütle tüketmemeye dikkat etmek gerekir çünkü süt, demir emilimini bozar. C vitamininden zengin taze sebze ve meyve tüketimi ise emilimi artırır.
Protein: İhtiyaç 15-30gr kadar artmıştır. Bu açığı özellikle kırmızı ve beyaz et, süt ve süt ürünleri, yumurta, baklagil tüketerek giderebilirsiniz. Ancak hayvansal besinlerin yağ açısından da zengin olduğunu unutmamak gereklidir.
Yağ: Gebelerde dengeli bir diyetteki enerjinin üçte biri yağlardan karşılanır. Ancak tercihimiz, doymamış yağ asitlerinden zengin bitkisel yağlardan yana olmalıdır.
Karbonhidratlar: En dikkatli tüketilmesi gereken besin grubudur. Temel enerji ihtiyacını karşılar ancak fazlası vücutta yağ olarak depolanır ve gereksiz kilo alımına neden olur. Bu durumda ilk azaltılacak besin grubudur.
Lifli gıdalar: En çok tüketilmesi gereken besin grubudur. Gebelik boyunca karşılaştığımız kabızlık ve bağırsak tembelliği şikayetlerinin önlenmesinde çok etkilidir. Taza sebze ve meyve tüketimi ile ihtiyacımız olanı karşılayabiliriz. Ancak diğer bazı maddelerin emilimini engellediğinden aşırı tüketilmemelidir.
Sıvı tüketimi: Gebelik boyunca bol miktarda sıvı tüketimi (günde en az 2 litre), anne adayını idrar yolları enfeksiyonu, kabızlık, ishal, erken doğum eylemi, bebeğin suyunun az olması gibi durumlara karşı korur. Kahve, bir-iki fincandan fazla tüketilmemelidir çünkü içindeki kafein maddesi, bebekte gelişme geriliği, erken doğum gibi durumlara yol açabilir. Çay ise içindeki tein maddesinden dolayı kullanılmaması gereklidir; çünkü tein, kafein benzeri etkilerinin yanında bağırsaklardan demir emilimini de bozmaktadır. Alkol, bebekte bir takım yapısal anormalliklere ve gelişme geriliğine neden olduğu için gebelik süresince kesinlikle kullanılmamalıdır.
Tuz: Aşırı tüketimi zararlıdır. Özellikle gebeliğin son aylarında fazla tuzlu yeme, bacaklarda şişmeye, tansiyon yüksekliğine ve bunların yaratacağı sıkıntılara yol açar. Ancak tuz kısıtlaması da yapılmamalıdır, çünkü çalışmalar gebelikte iyot ihtiyacının da arttığını göstermiştir. Özel bir kısıtlamaya gitmeden sadece ihtiyaç olduğu kadar tüketmek en makul olandır.
İşlenmiş yiyecekler ve konserveler: Bu maddeleri tüketmemek daha doğrudur çünkü içlerinde fazladan şeker, tuz, yağ gibi maddeler içerirler ayrıca koruyucu, renklendirici, tatlandırıcı kimyasallar da bulunabilir. Önceden pişirilmiş süpermarket yemekleri, fast-food yiyecekler, sıcak yemekhane yemeleri, bebeğe geçip hastalık yapabilecek bakteriler veya kanserojen maddeler içerebileceğinden ya tüketilmemeli, ya da dikkatli olunmalıdır”
Kaynak: İHA
Op. Dr. Suzan Gençsoy gebelik döneminde sık tüketilmesi gereken besinleri şöyle sıraladı:
“Vitaminler: Genel olarak faydalı besin maddeleridir ancak ilaç olarak yüksek dozda kullanımının bebeğe olumsuz etkileri olabilir. Mesela yüksek doz A vitamini kullanımı, bebekte doğumsal sakatlıklara yol açabilir. Bu nedenle özellikle ilk 3 ayda doktorun önerisi dışında doğal beslenmeye takviye olarak vitamin ilaçları kullanmak gereksizdir. Çünkü zaten dengeli beslenmeyle ihtiyacın tamamı karşılanmaktadır. Özellikle ilk 3 ayda folik asit kullanımı çok önemlidir. Bu madde kan hücresi yapımı ve hücre yenilenmesi için çok gereklidir. Eksikliği nöral tüp defekti denen, bebeğin sinir sistemi gelişimini etkileyen rahatsızlıklara yol açabilir. Vücutta depolanmadığı ve gebelik boyu gerekenden fazlasına ihtiyaç duyulduğundan düzenli olarak kullanılmalıdır. D vitamini de oldukça önemlidir çünkü kalsiyumun vücutta tutulmasını sağlar. Bu vitamin, güneş ışığı etkisiyle vücut tarafından üretilir. ileri derece eksikliğinde annede kalsiyum eksikliği, çocukta ise tetani denen kasılmalara neden olur.
Kalsiyum: Bebeğin kemik ve diş gelişimi için önemli ve gerekli bir maddedir. Ayrıca kas kasılması ve kan pıhtılaşması sistemleri için de gereklidir. Gebelik süresince ihtiyaç iki kat kadar artmıştır. Gerekli kalsiyumun alınması için düzenli olarak süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Ancak bu maddelerin yağ açısından da zengin olduğu unutulmamalı, gereğinden fazla tüketimi, kilo alımına neden olabilir.
Demir: Gebelikte demir ihtiyacı fazlasıyla artar. Hem kan hacmi arttığı için göreceli bir anemi oluşur ve anne demire ihtiyaç duyar, hem de bebek gebeliğin ikinci yarısında kendi demir depolarını oluşturmak için anneninkileri kullanır. Eksikliği annede halsizlik, çarpıntı, uykuya meyil, nefes darlığı, erken doğum, düşük tehlikesi, bebeğin rahimde ölmesi gibi problemler oluşturur demir eksikliğiyle doğan bebekte halsizlik, emmeme ve gelişme geriliği görülür. İhtiyaç duyulan demir, doğal yiyecek tüketimiyle karşılanamaz. Bu nedenle özellikle gebeliğin ikinci yarısında demir ilaçlarıyla takviye gerekmektedir. Bu ilaçları sütle tüketmemeye dikkat etmek gerekir çünkü süt, demir emilimini bozar. C vitamininden zengin taze sebze ve meyve tüketimi ise emilimi artırır.
Protein: İhtiyaç 15-30gr kadar artmıştır. Bu açığı özellikle kırmızı ve beyaz et, süt ve süt ürünleri, yumurta, baklagil tüketerek giderebilirsiniz. Ancak hayvansal besinlerin yağ açısından da zengin olduğunu unutmamak gereklidir.
Yağ: Gebelerde dengeli bir diyetteki enerjinin üçte biri yağlardan karşılanır. Ancak tercihimiz, doymamış yağ asitlerinden zengin bitkisel yağlardan yana olmalıdır.
Karbonhidratlar: En dikkatli tüketilmesi gereken besin grubudur. Temel enerji ihtiyacını karşılar ancak fazlası vücutta yağ olarak depolanır ve gereksiz kilo alımına neden olur. Bu durumda ilk azaltılacak besin grubudur.
Lifli gıdalar: En çok tüketilmesi gereken besin grubudur. Gebelik boyunca karşılaştığımız kabızlık ve bağırsak tembelliği şikayetlerinin önlenmesinde çok etkilidir. Taza sebze ve meyve tüketimi ile ihtiyacımız olanı karşılayabiliriz. Ancak diğer bazı maddelerin emilimini engellediğinden aşırı tüketilmemelidir.
Sıvı tüketimi: Gebelik boyunca bol miktarda sıvı tüketimi (günde en az 2 litre), anne adayını idrar yolları enfeksiyonu, kabızlık, ishal, erken doğum eylemi, bebeğin suyunun az olması gibi durumlara karşı korur. Kahve, bir-iki fincandan fazla tüketilmemelidir çünkü içindeki kafein maddesi, bebekte gelişme geriliği, erken doğum gibi durumlara yol açabilir. Çay ise içindeki tein maddesinden dolayı kullanılmaması gereklidir; çünkü tein, kafein benzeri etkilerinin yanında bağırsaklardan demir emilimini de bozmaktadır. Alkol, bebekte bir takım yapısal anormalliklere ve gelişme geriliğine neden olduğu için gebelik süresince kesinlikle kullanılmamalıdır.
Tuz: Aşırı tüketimi zararlıdır. Özellikle gebeliğin son aylarında fazla tuzlu yeme, bacaklarda şişmeye, tansiyon yüksekliğine ve bunların yaratacağı sıkıntılara yol açar. Ancak tuz kısıtlaması da yapılmamalıdır, çünkü çalışmalar gebelikte iyot ihtiyacının da arttığını göstermiştir. Özel bir kısıtlamaya gitmeden sadece ihtiyaç olduğu kadar tüketmek en makul olandır.
İşlenmiş yiyecekler ve konserveler: Bu maddeleri tüketmemek daha doğrudur çünkü içlerinde fazladan şeker, tuz, yağ gibi maddeler içerirler ayrıca koruyucu, renklendirici, tatlandırıcı kimyasallar da bulunabilir. Önceden pişirilmiş süpermarket yemekleri, fast-food yiyecekler, sıcak yemekhane yemeleri, bebeğe geçip hastalık yapabilecek bakteriler veya kanserojen maddeler içerebileceğinden ya tüketilmemeli, ya da dikkatli olunmalıdır”