Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık Açıklaması 'Şam'dan İdlib'e Yardım Beklemek Saflık Olur'

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, sınır ötesi yardımların süresinin uzatılması gerektiğini söylerken, Şam’dan İdlib’e yardım yapılmasını beklemenin saflık olacağını ifade etti.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık Açıklaması 'Şam'dan İdlib'e Yardım Beklemek Saflık Olur'


Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, İdlib için yardım kampanyası başlattıklarını duyurdu. Cilvegözü Sınır Kapısı önünde açıklamalarda bulunan Kınık, Türk halkını ‘İdlib’teki kara bulutları iyiliğin gücü ile dağıt’ kampanyasına yardıma davet etti. İdlib’in en önemli kentlerinin hayalet şehre döndüğünü ve insanların Türkiye sınırındaki yakın alanlara göç ettiğini söyleyen Başkan Kınık, “İdlib’te Kasım ayından bu yana kadar artan saldırılar nedeniyle, sınırlarımıza yaklaşık 250 bini aşkın insan akın etti. Bu insanların durumlarını yerlerinde incelemek için ve bu insanları Suriye’nin içerisinde barındırabilmek için neler yapabiliriz, devletimizin yetkili kuruluşlarıyla AFAD’la, sivil toplum kuruluşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler neticesinde bazı planlarımız vardı. Bunları yerinde görmek için Kızılay heyetimizle beraber İdlib’e gittik. Durum gerçekten içler acısı. İdlib’in, Haleb’i Şam’a bağlayan M-5 Yolu bazı yerleşim birimleri boşalmış durumda. Özellikle Marat El Numan ve Serakib bölgesi, bu ikisi kasabada boşaltılmış durumda. İki kentte tamamen bir hayalet şehre dönüşmüş. Köylerle beraber yaklaşık 250 bin insan, Türkiye’ye yakın bölgelere sığınmış durumdalar. Bunlar ağırlıklı olarak camilere, okullara ve çadır kentlerdeki akrabaların yanlarına sığınmış durumdalar. Fakat halen açıklarda kalan, özellikle zeytin ağaçları altında çamurun içerisinde bekleşen insanları gördüm. Caminin içerisine sığınan insanların arasında, cami içerisinde doğum yapan kadınları gördük. Çok acı hikayeler anlatıyorlar, çok ciddi sıkıntılar var. Elimizden geldiği kadar bu insanlara yardım etmeye çalışacağız. Özellikle ağır kış şartları nedeniyle açıkta bulunan insanların acilen çadırların içerisine alınması lazım. AFAD’la birlikte tespit etmiş olduğumuz kamp alanlarında acil çadır kuracağız. Yaklaşık buraya 6-7 binlik acil kapasite oluşturuyoruz. Mevcut çadır kentlerimizin içerisindeki kapasiteleri arttırıyoruz. Gıda malzemesi, hijyen setleri, battaniye gibi sevkiyatlarımız özellikle şuan gelmiş olan insanlara yönelik devam ediyor” dedi.



“İnsanları kaderlerine terk etmek insanlık suçudur”

Suriye rejiminden izin alınmadan Birleşmiş Milletler aracılığıyla yapılan sınır ötesi yardımlarının süresinin sona erdiğini söyleyen Başkan Kınık, insanları kaderine terk etmenin insanlık suçu olduğunu dile getirdi. Kınık, “İnsanların yağmurda çamurda dışarıda yaşadıklarını düşünürseniz durum gerçekten içler acısı. Dünyaya bu anlamda çağrımızı yineleyeceğiz. Dünyadan buraya yapılan yardımların acilen arttırılması gerekiyor. Vatandaşlarımıza bu yükü her zaman olduğu gibi, 2011 yılından beri bu yükü en fazla taşıyan millet olarak, milletimize tekrar dönüyoruz. Milletimizi bu insanlara tekrar yardım eli uzatmaya çağırıyoruz. Gerçekten durumları içler acısı, kendi kendilerine bırakmış olursak onları ölüme terk etmiş olacağız. Bu yüz binlerce insanı ülkemizin içerisine alma ihtimalimiz de yok. Bu hem insanların güvenliğini hem Türkiye’de yaşayan mültecilerin güvenliğini hem de kendi vatandaşlarımızın güvenliğini çok olumsuz yönde etkileyecek. Dolayısıyla bu insanlara Suriye içerisindeki kamplarımızda, yeni oluşturacağımız kamplarımızda insani destek sağlamak durumundayız. Bu anlamda çağrımızı vatandaşlarımıza iletiyoruz. Kızılay aracılığıyla bir kampanya başlatıyoruz. Bu kampanyaya da vatandaşlarımızın desteklerini istirham ediyoruz. Son olarak Birleşmiş Milletler Konseyi’nin, Türkiye’den, Ürdün’den, Lübnan’dan ve Irak’tan, Suriye tarafına yapılan sınır ötesi yardımlarla ilgili, Suriye rejiminden izin almadan yapabildiğimiz bu yardımlarla ilgili yardımlarla ilgili kararı özellikle Rusya ve Çin’in veto ettiğini ve Aralık’ın sonunda bitecek olan bu kararın uzatılmadığını da hatırlatmak isterim. Devletimizi, ilgili kuruluşların ve Birleşmiş Milletler kuruşlarının bu anlamdaki baskısı devam ediyor. Ocak ayının ilk haftasında tekrar güvenlik konseyi toplanacak ve bu konunun uzatılması ile ilgili bir karar alacaklar. Şunu ifade edebilirim İdlib’in içerisindeki 4 milyon insana Şam’dan yardım geleceğini beklemek saflık olur. Buradaki ihtiyacın karşılanmasını beklemek gerçekten gerçekçi bir durum değil. Sınır ötesi yardımların kesilmesi demek, buradaki insanların ölüme terk edilmesi demek. Dolayısıyla bu bir insanlık suçudur. Bu çerçevede uluslararası camiada bu yardımların devamı noktasında Birleşmiş Milletleri kararı uzatması noktasında baskıya davet ediyoruz. Biz insancıl aktörler olarak hem Kızılay hem de Birleşmiş Milletler insani yardım aktörleri olarak sahadaki gayretlerimizi arttırmaya çalışacağız” diye konuştu.

Kaynak: İHA