Op. Dr. Çaynak Açıklaması 'Obezite Yaşam Kaybına Neden Olabilir'
Obezitenin, vücuttaki dengeleri altüst ederek kanser gibi pek çok ciddi hastalığa ve en önemlisi yaşam kaybına neden olabildiği bildirildi. Yapılan araştırmaların obezite görülme sıklığının kadınlarda yüzde 40’ın üzerinde ve erkeklerin 2 katı olduğunu gösterdiği kaydedildi.
Tüm dünyada en önemli sağlık problemlerinden biri obezite; yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam ve bilgi eksiklikleri nedeniyle ortaya çıkıyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mesut Çaynak, obezite ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Türkiye’de obezite görülme sıklığının gün geçtikçe arttığını belirten Çaynak, "Obezite, vücuttaki dengeleri altüst ederek kanser gibi pek çok ciddi hastalığa ve en önemlisi yaşam kaybına neden olabiliyor. Yapılan araştırmalar, obezite görülme sıklığının kadınlarda yüzde 40’ın üzerinde ve erkeklerin 2 katı olduğunu gösteriyor. Obezite besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Vücutta aşırı ve anormal yağ birikmesi olarak da tanımlanabilir. Yaşam süresini ve kalitesini olumsuz etkiler. Obezitenin varlığı ve derecesi, ağırlık ve boy arasında bağlantı kuran Vücut Kitle İndeksi ile tanımlanır. VKİ / BMI (Body Mass İndex) : Ağırlık(kg) / Boy(m)2 formülü ile hesaplanır. Kişinin Beden Kitle İndeksinin 30-34.9 kg/m2 arasında olması I.Derece obez, 35-39.9 kg/m2 arasında olması II.Derece obez ve 40 kg/m2 üzerinde olması ise III.Derece morbid obez olduğunu gösterir" ifadelerinde bulundu.
Çaynak, obezite ile birlikte görülebilen hastalıkları şu şekilde sıraladı:
"Tip 2 Diyabet, depresyon, dejeneratif eklem rahatsızlıkları, bel ve sırt ağrıları, obstruktif uyku apnesi, reflü hastalığı, safra taşları, hiperlipidemi ve hiperkolesterolemi, astım, kalp yetmezliği, migren, hipertansiyon, derin ven trombozu ve diğer damar hastalıkları, venöz staz ülserleri, idrar kaçırma, kısırlık, dismenore, cinsel fonksiyon bozukluğu, birçok kanser sıklığında artış, deride sarkma ve deri enfeksiyonları."
Kalıcı kilo kontrolü için obezite cerrahisi
"Beslenme alışkanlıklarında değişiklik, egzersiz ve davranış değişiklikleri gibi hayat tarzı düzenlemeleri obezite tedavisinin ilk basamağını oluşturmaktadır" diyen Çaynak, "Ciddi obezitesi olan hastaların tedavisinde, kanıtlanmış ve güvenilir en etkili tedavi yöntemi cerrahidir. Obezite cerrahisi Beden Kitle İndeksi 40’ın üzerinde olanlara, VKİ 35-40 arasında olup eşlik eden obezite ile ilişkili hastalığı bulunanlara önerilmektedir. VKİ 30 kadar düşük olsa bile, optimal tedaviye rağmen glisemik kontrol sağlanamayan kişilerde metabolik cerrahi uygulanması faydalıdır. Ameliyat için tıbbi gözetim ve diyetle başarısız olması, psikolojik olarak stabil olma şartı aranır" ifadelerini kullandı.
"Metabolik cerrahi ile diyabetten kurtulabilirsiniz"
Bariatrik cerrahinin, zaman içerisinde sadece kilo verdirmekten öte, cerrahinin metabolik etkileri ve faydalarına odaklandığını aktaran Çaynak, "Bariatrik cerrahi sonucunda verilen kiloya bağlı olarak pek çok yandaş hastalıkta düzelme sağlansa da en çok etkilenen metabolik hastalıklar tip 2 diyabet ve metabolik sendromdur. Metabolik sendrom santral obezite, glikoz intoleransı, dislipidemi ve hipertansiyon ile ilişkilidir. Metabolik sendrom nedeniyle görülen tüm tıbbi sorunlar kilo kaybı sağlama amaçlı yapılan cerrahiye yanıt verir. Metabolik cerrahi sonrası, 5 yıldan kısa süreli diyabeti olan hastalarda yüzde 90’lara varan iyileşme izlenir. Obezite cerrahisi sonrasında hastalar beslenme alışkanlıklarında değişikliğe gitmeli ve egzersiz mutlaka olmalıdır. Hastanın cerrahi sonrası yaşam tarzını düzenleyerek tedbirler alması herhangi bir obezite cerrahisinin uzun vadedeki başarısının anahtarıdır" dedi.
Kaynak: İHA
Çaynak, obezite ile birlikte görülebilen hastalıkları şu şekilde sıraladı:
"Tip 2 Diyabet, depresyon, dejeneratif eklem rahatsızlıkları, bel ve sırt ağrıları, obstruktif uyku apnesi, reflü hastalığı, safra taşları, hiperlipidemi ve hiperkolesterolemi, astım, kalp yetmezliği, migren, hipertansiyon, derin ven trombozu ve diğer damar hastalıkları, venöz staz ülserleri, idrar kaçırma, kısırlık, dismenore, cinsel fonksiyon bozukluğu, birçok kanser sıklığında artış, deride sarkma ve deri enfeksiyonları."
Kalıcı kilo kontrolü için obezite cerrahisi
"Beslenme alışkanlıklarında değişiklik, egzersiz ve davranış değişiklikleri gibi hayat tarzı düzenlemeleri obezite tedavisinin ilk basamağını oluşturmaktadır" diyen Çaynak, "Ciddi obezitesi olan hastaların tedavisinde, kanıtlanmış ve güvenilir en etkili tedavi yöntemi cerrahidir. Obezite cerrahisi Beden Kitle İndeksi 40’ın üzerinde olanlara, VKİ 35-40 arasında olup eşlik eden obezite ile ilişkili hastalığı bulunanlara önerilmektedir. VKİ 30 kadar düşük olsa bile, optimal tedaviye rağmen glisemik kontrol sağlanamayan kişilerde metabolik cerrahi uygulanması faydalıdır. Ameliyat için tıbbi gözetim ve diyetle başarısız olması, psikolojik olarak stabil olma şartı aranır" ifadelerini kullandı.
"Metabolik cerrahi ile diyabetten kurtulabilirsiniz"
Bariatrik cerrahinin, zaman içerisinde sadece kilo verdirmekten öte, cerrahinin metabolik etkileri ve faydalarına odaklandığını aktaran Çaynak, "Bariatrik cerrahi sonucunda verilen kiloya bağlı olarak pek çok yandaş hastalıkta düzelme sağlansa da en çok etkilenen metabolik hastalıklar tip 2 diyabet ve metabolik sendromdur. Metabolik sendrom santral obezite, glikoz intoleransı, dislipidemi ve hipertansiyon ile ilişkilidir. Metabolik sendrom nedeniyle görülen tüm tıbbi sorunlar kilo kaybı sağlama amaçlı yapılan cerrahiye yanıt verir. Metabolik cerrahi sonrası, 5 yıldan kısa süreli diyabeti olan hastalarda yüzde 90’lara varan iyileşme izlenir. Obezite cerrahisi sonrasında hastalar beslenme alışkanlıklarında değişikliğe gitmeli ve egzersiz mutlaka olmalıdır. Hastanın cerrahi sonrası yaşam tarzını düzenleyerek tedbirler alması herhangi bir obezite cerrahisinin uzun vadedeki başarısının anahtarıdır" dedi.