2019 Kuala Lumpur Zirvesi Sona Erdi
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed: 'Uygurların tutuklandığına dair bilgiler alıyoruz. Hindistan’da da olup bitenleri görüyoruz. Biz de bu tür uygulamalara katılmadığımızı beyan ettik' '(Pakistan Başbakanı İmran Han'ın zirveye katılmaktan vazgeçmesi) Katılamadıysa başka türlü sebepleri vardır. Bu sefer gelemediyse umarız bir dahaki sefer gelir' '(Zirveye yönelik eleştiriler) Kuşkusuz ki bazılar bizim niyetimizi yanlış anladı. Biz burada herhangi bir Müslüman platformun yerini almak için toplanmadık' 'Gazze’ye gemiyle yardım göndermeyi denedik ama durduruldu. Aynı şekilde Türkiye’nin gönderdiği gemiyi de durdurdular. 9 Türk vatandaşını katlettiler. Bütün dünya olup bitenler karşısında gözünü, kulağını, ağzını kapattı'
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, “Uygurların tutuklandığına dair bilgiler alıyoruz. Hindistan’da da olup bitenleri görüyoruz. Bu tür uygulamalara katılmadığımızı beyan ettik.” dedi.
2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nin sona ermesinin ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan Başbakan Mahathir, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Mahathir, Pakistan Başbakanı İmran Han’ın zirveye katılmaktan vazgeçme sebebine dair soruya, “İmran Han da burada bizimle olsaydı çok memnun kalırdık. Katılamadıysa başka türlü sebepleri vardır. Bu sefer gelemediyse umarız bir dahaki sefer gelir.” cevabını verdi.
- "Niyetimiz yanlış anlaşıldı"
Kuala Lumpur Zirvesi’ne bazı Müslüman ülkelerden gelen eleştirilere dair soruya ise Mahathir, “Kuşkusuz ki bazıları bizim niyetimizi yanlış anladı, kasti olarak veya başka türlü. Ama şu an eminim ki bazı negatif fikirler kaybetti ve haklı bulunmadı. Biz burada herhangi bir Müslüman platformun yerini almak için toplanmadık. Aynı şekilde Müslüman ülkelerden farklı bir kategori oluşturmak veya başkalarının kuyusunu kazmak için de burada değiliz.” karşılığını verdi.
Mahathir, Kuala Lumpur Zirvesi’nde Uygurların sorunlarının tartışılıp tartışılmadığı sorusunu, “Uygurların tutuklandığına dair bilgiler alıyoruz. Hindistan’da da olup bitenleri görüyoruz. Bu yaşananlar talihsiz şeylerdir ve biz de bu tür uygulamalara katılmadığımızı beyan ettik.” şeklinde yanıtladı.
Malezya Başbakanı, zirvede Keşmir sorununun dile getirilmediği iddiasına, “Ben konuşmamda Keşmir’e değinmedim, ama Kralımız, dünya genelinde işgal altındaki Müslümanlara değindi. İsmini özellikle belirtmememiz, Keşmir’i umursamadığımız anlamına gelmiyor.” ifadeleriyle cevap verdi.
- "İsrail'in yaptıklarına bütün dünya gözünü, kulağını, ağzını kapattı"
Filistin sorununun çözümüne yönelik müzakereleri de değerlendiren Mahathir, “İsrail, masum insanları öldürmek ve başkalarının topraklarına yerleşim kurmak suçundan yargılanmalıdır.” açıklamalarında bulundu.
Mahathir, Türkiye ve Malezya’nın bundan önce Gazze’ye yardım filosu gönderdiğini hatırlatarak, “Gazze’ye gemiyle yardım göndermeyi denedik ama durduruldu. Aynı şekilde Türkiye’nin gönderdiği gemiyi de durdurdular. Ve bu eylemi uluslararası sularda yaptılar. Botlarıyla gelip gemilerimize el koydular ve 9 Türk vatandaşını katlettiler. Bütün dünya olup bitenler karşısında gözünü, kulağını, ağzını kapattı.” dedi.
Körfez Arap ülkelerinin Katar’a, ABD’nin de İran’a yönelik yaptırımlarına değinen Malezya Başbakanı, “İran’a şimdiye kadar bir dizi yaptırımlar uygulandı ama İran şu an en çok mühendise sahip dünyanın dördüncü ülkesi oldu. Katar da İran gibi ambargoya maruz kaldı, ama etkileyici bir şekilde bu durumdan çıkıp ilerlemeyi başardılar.” diye konuştu.
Mahathir, bir ülkeye yaptırım uygulamanın insanlık suçu olduğunu ve demokrasiyle bağdaşmadığını vurguladı.
Kaynak: AA
2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nin sona ermesinin ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan Başbakan Mahathir, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Mahathir, Pakistan Başbakanı İmran Han’ın zirveye katılmaktan vazgeçme sebebine dair soruya, “İmran Han da burada bizimle olsaydı çok memnun kalırdık. Katılamadıysa başka türlü sebepleri vardır. Bu sefer gelemediyse umarız bir dahaki sefer gelir.” cevabını verdi.
- "Niyetimiz yanlış anlaşıldı"
Kuala Lumpur Zirvesi’ne bazı Müslüman ülkelerden gelen eleştirilere dair soruya ise Mahathir, “Kuşkusuz ki bazıları bizim niyetimizi yanlış anladı, kasti olarak veya başka türlü. Ama şu an eminim ki bazı negatif fikirler kaybetti ve haklı bulunmadı. Biz burada herhangi bir Müslüman platformun yerini almak için toplanmadık. Aynı şekilde Müslüman ülkelerden farklı bir kategori oluşturmak veya başkalarının kuyusunu kazmak için de burada değiliz.” karşılığını verdi.
Mahathir, Kuala Lumpur Zirvesi’nde Uygurların sorunlarının tartışılıp tartışılmadığı sorusunu, “Uygurların tutuklandığına dair bilgiler alıyoruz. Hindistan’da da olup bitenleri görüyoruz. Bu yaşananlar talihsiz şeylerdir ve biz de bu tür uygulamalara katılmadığımızı beyan ettik.” şeklinde yanıtladı.
Malezya Başbakanı, zirvede Keşmir sorununun dile getirilmediği iddiasına, “Ben konuşmamda Keşmir’e değinmedim, ama Kralımız, dünya genelinde işgal altındaki Müslümanlara değindi. İsmini özellikle belirtmememiz, Keşmir’i umursamadığımız anlamına gelmiyor.” ifadeleriyle cevap verdi.
- "İsrail'in yaptıklarına bütün dünya gözünü, kulağını, ağzını kapattı"
Filistin sorununun çözümüne yönelik müzakereleri de değerlendiren Mahathir, “İsrail, masum insanları öldürmek ve başkalarının topraklarına yerleşim kurmak suçundan yargılanmalıdır.” açıklamalarında bulundu.
Mahathir, Türkiye ve Malezya’nın bundan önce Gazze’ye yardım filosu gönderdiğini hatırlatarak, “Gazze’ye gemiyle yardım göndermeyi denedik ama durduruldu. Aynı şekilde Türkiye’nin gönderdiği gemiyi de durdurdular. Ve bu eylemi uluslararası sularda yaptılar. Botlarıyla gelip gemilerimize el koydular ve 9 Türk vatandaşını katlettiler. Bütün dünya olup bitenler karşısında gözünü, kulağını, ağzını kapattı.” dedi.
Körfez Arap ülkelerinin Katar’a, ABD’nin de İran’a yönelik yaptırımlarına değinen Malezya Başbakanı, “İran’a şimdiye kadar bir dizi yaptırımlar uygulandı ama İran şu an en çok mühendise sahip dünyanın dördüncü ülkesi oldu. Katar da İran gibi ambargoya maruz kaldı, ama etkileyici bir şekilde bu durumdan çıkıp ilerlemeyi başardılar.” diye konuştu.
Mahathir, bir ülkeye yaptırım uygulamanın insanlık suçu olduğunu ve demokrasiyle bağdaşmadığını vurguladı.