Gaziantep'in Tarihi Konakları Dizi Ve Filmler İçin Set Oldu
Sanayisi, yemekleri ve tatlıları ile nam salan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Gaziantep, son yıllarda ev sahipliği yaptığı dizi ve filmler için adeta doğal plato görevi görüyor. Doğal yapısı ve restore edilen eski konaklarıyla ekranları süsleyen Gaziantep’te çekilen dizi ve filmler reyting rekorları kırarken, kentin tanıtımına da katkı sağlıyor.
Dünyanın en eski ve kadim şehirleri listesinde dokuzuncu sırada yer alan Gaziantep, eski konakları, dar sokakları ve tarihi yapısıyla dikkat çekiyor. Bu yapısıyla özellikle dizi ve film sektörünün uğrak noktası olan Gaziantep şehri, reyting rekorları kıran pek çok diziye ve filme ev sahipliği yapıyor. Doğunun Paris’i olarak lanse edilen, sanayisi, yemekleri, tatlıları, tarihi ve kültür yapısıyla dikkat çeken Gaziantep, son yıllarda dizi-filmlerin de gözdesi haline geldi.
İçinde barındırdığı hikayeleri, tarihi dokusu, dar sokakları, kalesi, eski hanları, hamamları ve konakları ile geçmişten bugüne Ezogelin, Karayılan, Zerda, Karagül, Yabancı Damat, Gülperi, Kurtlar Vadisi Irak gibi pek çok diziye ve filme ev sahipliği yapan Gaziantep şehri, bu günlerde de Benim Adım Melek ve Güvercin dizileriyle bir kez daha ekranları süslüyor.
“Eski konaklar ve doğal yapı büyük avantaj”
Kentin doğal yapısıyla dizi ve filmler için adeta doğal bir plato görevi gördüğünü, bu nedenle Gaziantep’i tercih ettiklerini açıklayan TRT yapımı ‘Benim Adım Melek’ dizisinin yönetmeni Cem Akyoldaş, “Gaziantep’te dizi çekmek çok rahat. Çünkü Gaziantep şehri mekan olarak ve kültür olarak bizim sevdiğimiz ve hasretini çektiğimiz pek çok şeyi içinde barındırıyor. Özellikle buradaki eski konaklar, sokaklar, yemek kültürü, bakırcılık ve insanların hoş görüsü bizim için büyük bir avantaj. Dolayısıyla Gaziantep’i biz tercih ettik. Bizim gibi başka yapımcılar, yönetmenler ve kanallar da tercih ediyor” dedi.
“Eski aile yaşantısını yansıtıyoruz”
Gaziantep’in eski konaklarını yaşanmışlıkları ile yansıtmaya çalıştıklarını da aktaran Akyoldaş, “Biz eski konakları tercih ederken bir olmayı, bir arada olmayı, aile olmayı anlatabilmek için tercih ettik. Çünkü eski konaklarda bütün odaların kapısı bir avluya açılıyor ve herkes bir biriyle orada karşılaşıp yüzleşiyor. Bu da günümüz toplumundaki apartman yaşantısının olumsuzluklarını, kopukluklarını ortadan kaldırıyor. O yüzden biz de bu yolla geçmişe olan özlemi ve aile olmanın önemini yansıtmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Başarılı bir şekilde yayın hayatını sürdüren ve çekimi devam eden ‘Benim Adım Melek’ dizisi hakkında da açıklamalarda bulunan Akyoldaş, “Benim Adım Melek hikayesi bizim yaklaşık bir senedir hazırlandığımız bir proje. Bu projemizde gençlik yıllarında bir hata yaparak evini, ailesini ve memleketini terk eden Melek’in hikayesini anlatıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip”
Gaziantep’in doğal yapısının diziler için çok önemli olduğunu vurgulayan ‘Benim Adım Melek’ dizisinin oyuncusu Mustafa Mert Koç, “Gaziantep’te bu kadar çok dizi çekilmesinin pek çok sebebi var ama en önemlisi doğal yapısı ve doğu kültürünü çok güzel bir şekilde yansıtmasıdır. Özellikle buradaki eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip. Çünkü bu konuklar eskiyi, eskiden kalma o saflığı ve o duyguyu yansıtıyor. Bu konaklarda eski yaşanmışlıkları da hissedebiliyoruz. Bu durum da izleyicinin sıcak hisler duymasına, kendini onların yerine koymasına vesile oluyor. Biz de oyuncular olarak Gaziantep’in o sıcaklığını hissedebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“Konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor”
Gaziantep’te eski bir konağı butik otel olarak işleten Cengiz Zorkirişçi ise, “Bu konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor. Eski insanların bir çoğu bu eski konaklarda doğup, büyüdü. Bu konaklar ailelerin bir araya gelip, toplandığı pek çok şeyi paylaştığı yerler. O yüzden bu insanların duygularına biraz daha fazla dokunuyor. Son zamanlarda dizi ve filmlerde de kullanılmaya başlandı bu konaklar. Bunun da şehrin ve bu konakların tanıtımına katkısı olduğunu düşünüyorum. Bu durum bu konakların yaşatılmasına ve korunmasına da katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
Kaynak: İHA
İçinde barındırdığı hikayeleri, tarihi dokusu, dar sokakları, kalesi, eski hanları, hamamları ve konakları ile geçmişten bugüne Ezogelin, Karayılan, Zerda, Karagül, Yabancı Damat, Gülperi, Kurtlar Vadisi Irak gibi pek çok diziye ve filme ev sahipliği yapan Gaziantep şehri, bu günlerde de Benim Adım Melek ve Güvercin dizileriyle bir kez daha ekranları süslüyor.
“Eski konaklar ve doğal yapı büyük avantaj”
Kentin doğal yapısıyla dizi ve filmler için adeta doğal bir plato görevi gördüğünü, bu nedenle Gaziantep’i tercih ettiklerini açıklayan TRT yapımı ‘Benim Adım Melek’ dizisinin yönetmeni Cem Akyoldaş, “Gaziantep’te dizi çekmek çok rahat. Çünkü Gaziantep şehri mekan olarak ve kültür olarak bizim sevdiğimiz ve hasretini çektiğimiz pek çok şeyi içinde barındırıyor. Özellikle buradaki eski konaklar, sokaklar, yemek kültürü, bakırcılık ve insanların hoş görüsü bizim için büyük bir avantaj. Dolayısıyla Gaziantep’i biz tercih ettik. Bizim gibi başka yapımcılar, yönetmenler ve kanallar da tercih ediyor” dedi.
“Eski aile yaşantısını yansıtıyoruz”
Gaziantep’in eski konaklarını yaşanmışlıkları ile yansıtmaya çalıştıklarını da aktaran Akyoldaş, “Biz eski konakları tercih ederken bir olmayı, bir arada olmayı, aile olmayı anlatabilmek için tercih ettik. Çünkü eski konaklarda bütün odaların kapısı bir avluya açılıyor ve herkes bir biriyle orada karşılaşıp yüzleşiyor. Bu da günümüz toplumundaki apartman yaşantısının olumsuzluklarını, kopukluklarını ortadan kaldırıyor. O yüzden biz de bu yolla geçmişe olan özlemi ve aile olmanın önemini yansıtmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Başarılı bir şekilde yayın hayatını sürdüren ve çekimi devam eden ‘Benim Adım Melek’ dizisi hakkında da açıklamalarda bulunan Akyoldaş, “Benim Adım Melek hikayesi bizim yaklaşık bir senedir hazırlandığımız bir proje. Bu projemizde gençlik yıllarında bir hata yaparak evini, ailesini ve memleketini terk eden Melek’in hikayesini anlatıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip”
Gaziantep’in doğal yapısının diziler için çok önemli olduğunu vurgulayan ‘Benim Adım Melek’ dizisinin oyuncusu Mustafa Mert Koç, “Gaziantep’te bu kadar çok dizi çekilmesinin pek çok sebebi var ama en önemlisi doğal yapısı ve doğu kültürünü çok güzel bir şekilde yansıtmasıdır. Özellikle buradaki eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip. Çünkü bu konuklar eskiyi, eskiden kalma o saflığı ve o duyguyu yansıtıyor. Bu konaklarda eski yaşanmışlıkları da hissedebiliyoruz. Bu durum da izleyicinin sıcak hisler duymasına, kendini onların yerine koymasına vesile oluyor. Biz de oyuncular olarak Gaziantep’in o sıcaklığını hissedebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“Konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor”
Gaziantep’te eski bir konağı butik otel olarak işleten Cengiz Zorkirişçi ise, “Bu konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor. Eski insanların bir çoğu bu eski konaklarda doğup, büyüdü. Bu konaklar ailelerin bir araya gelip, toplandığı pek çok şeyi paylaştığı yerler. O yüzden bu insanların duygularına biraz daha fazla dokunuyor. Son zamanlarda dizi ve filmlerde de kullanılmaya başlandı bu konaklar. Bunun da şehrin ve bu konakların tanıtımına katkısı olduğunu düşünüyorum. Bu durum bu konakların yaşatılmasına ve korunmasına da katkı sağlayacaktır” diye konuştu.