Atatürk'ü Gören Şevki Figen Açıklaması 'Onu Gördüğüm İçin Kendimi Şanslı Hissediyorum'
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü İran Şahı Pehlevi ile Dolmabahçe Sarayı'na geçişi sırasında görme şansı bulan 95 yaşındaki Şevki Figen: 'Onu çok özlüyorum. Hala arkadaşlarımla bir araya geldiğimde onun yaptıklarını konuşuyoruz. Ben, Atatürk'ü gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum'
TEZCAN EKİZLER - İzmir'de yaşayan 95 yaşındaki Şevki Figen, çocukluk yıllarını geçirdiği İstanbul'da görme şansı bulduğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili anılarını unutamıyor.
İstanbul'da dünyaya gelen, bir çocuk bir de torun sahibi emekli Figen'in hayatında Atatürk'ün yeri ve anlamı çok büyük.
Atatürk'ü ilk kez 1934 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi ile Dolmabahçe Sarayı'na giderken üstü açık otomobilde gören Figen, o günü unutamıyor.
Eğitim hayatını ABD'de tamamladıktan sonra yüksek inşaat mühendisi olarak kamu ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra emekli olan Figen, Atatürk'e özlemini onunla ile ilgili kitaplar okuyarak ve Cumhuriyet Meydanı'ndaki büstünü ziyaret ederek gidermeye çalışıyor.
Şevki Figen, AA muhabirine, Atatürk'ü 10 yaşındayken teyzesinin evinin önünden geçerken gördüğünü söyledi.
Atatürk'ü görebilmek için sabahın erken saatlerinde balkonda beklemeye başladığını belirten Figen, "Atamız ve konuğu İran Şahı Pehlevi, Harbiye tarafından üstü açık bir arabayla geldi. Şoförün arkasında Atatürk oturuyordu. Elinde silindir bir şapka vardı. O anı hala unutamadım, kafamda aynen var. Arabadan gülümseyerek selam veriyordu. Halk da sevgi gösterilerinde bulunuyordu. Ben de hayranlıkla Atatürk'ü izledim. Araba yavaş yavaş Dolmabahçe'ye doğru ilerledi. Uzun süre arkasından baktım. " dedi.
Figen, Atatürk'ü gördükten sonra günlerce onu rüyasında gördüğünü, onunla ilgili kitaplar okumaya karar verdiğini ifade etti.
Atatürk'ün hastalandığını öğrendiği yıllarda ortaokula gittiğini anlatan Figen, şöyle konuştu:
"Onun hasta olduğuna inanamadım. Tüm halk üzülüyordu. Atamızın vefat ettiği haberini okulda öğrendim. Tüm çocuklar ağladık. Yapılan törende naaşının okulumuzun önünden geçeceğini öğrendiğimizde tüm öğrenciler onu uğurlamak için bahçeye indik. Ben Atatürk'ün öleceğine hiç inanmıyordum. Onun hep sağlıklı bir şekilde ulusun başında kalacağını düşünüyordum. Atamı 4 yıl sonra ikinci kez top arabasında gördüm. Çok üzüldüm."
Figen, vefatının ardından Türk milletinin Atatürk'e olan özleminin daha da arttığını, kendisinin de birkaç kez 10 Kasımlarda onu anmak için son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı'na gittiğini anlattı.
- "Hayatımda Gazi'nin yeri bir başka"
Atatürk'ün her yönüyle büyük bir lider olduğunu dile getiren Figen, "İleri görüşlü bir insandı. Türkiye'yi kuran ve birçok yenilikleri hayata geçiren liderdi. Benim hayatımda Gazi'nin yeri bir başka. Ben ona 'Ey Atatürk atamızsın, Ey Atatürk kurtaransın koruyansın, Türklüğe hayat veren insansın' sözleriyle anıyorum. Onu çok özlüyorum. Hala arkadaşlarımla bir araya geldiğimde onun yaptıklarını konuşuyoruz. Ben, Atatürk'ü gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum. Şu hayatta onu görmeseydim çok üzülürdüm." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
İstanbul'da dünyaya gelen, bir çocuk bir de torun sahibi emekli Figen'in hayatında Atatürk'ün yeri ve anlamı çok büyük.
Atatürk'ü ilk kez 1934 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi ile Dolmabahçe Sarayı'na giderken üstü açık otomobilde gören Figen, o günü unutamıyor.
Eğitim hayatını ABD'de tamamladıktan sonra yüksek inşaat mühendisi olarak kamu ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra emekli olan Figen, Atatürk'e özlemini onunla ile ilgili kitaplar okuyarak ve Cumhuriyet Meydanı'ndaki büstünü ziyaret ederek gidermeye çalışıyor.
Şevki Figen, AA muhabirine, Atatürk'ü 10 yaşındayken teyzesinin evinin önünden geçerken gördüğünü söyledi.
Atatürk'ü görebilmek için sabahın erken saatlerinde balkonda beklemeye başladığını belirten Figen, "Atamız ve konuğu İran Şahı Pehlevi, Harbiye tarafından üstü açık bir arabayla geldi. Şoförün arkasında Atatürk oturuyordu. Elinde silindir bir şapka vardı. O anı hala unutamadım, kafamda aynen var. Arabadan gülümseyerek selam veriyordu. Halk da sevgi gösterilerinde bulunuyordu. Ben de hayranlıkla Atatürk'ü izledim. Araba yavaş yavaş Dolmabahçe'ye doğru ilerledi. Uzun süre arkasından baktım. " dedi.
Figen, Atatürk'ü gördükten sonra günlerce onu rüyasında gördüğünü, onunla ilgili kitaplar okumaya karar verdiğini ifade etti.
Atatürk'ün hastalandığını öğrendiği yıllarda ortaokula gittiğini anlatan Figen, şöyle konuştu:
"Onun hasta olduğuna inanamadım. Tüm halk üzülüyordu. Atamızın vefat ettiği haberini okulda öğrendim. Tüm çocuklar ağladık. Yapılan törende naaşının okulumuzun önünden geçeceğini öğrendiğimizde tüm öğrenciler onu uğurlamak için bahçeye indik. Ben Atatürk'ün öleceğine hiç inanmıyordum. Onun hep sağlıklı bir şekilde ulusun başında kalacağını düşünüyordum. Atamı 4 yıl sonra ikinci kez top arabasında gördüm. Çok üzüldüm."
Figen, vefatının ardından Türk milletinin Atatürk'e olan özleminin daha da arttığını, kendisinin de birkaç kez 10 Kasımlarda onu anmak için son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı'na gittiğini anlattı.
- "Hayatımda Gazi'nin yeri bir başka"
Atatürk'ün her yönüyle büyük bir lider olduğunu dile getiren Figen, "İleri görüşlü bir insandı. Türkiye'yi kuran ve birçok yenilikleri hayata geçiren liderdi. Benim hayatımda Gazi'nin yeri bir başka. Ben ona 'Ey Atatürk atamızsın, Ey Atatürk kurtaransın koruyansın, Türklüğe hayat veren insansın' sözleriyle anıyorum. Onu çok özlüyorum. Hala arkadaşlarımla bir araya geldiğimde onun yaptıklarını konuşuyoruz. Ben, Atatürk'ü gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum. Şu hayatta onu görmeseydim çok üzülürdüm." ifadelerini kullandı.