'Anlaşmalı Boşanma İle İlgili Merak Edilenler'

Ülkemizde özellikle 1990’lardan sonra boşanma oranlarında hızlı bir artış meydana gelmeye başladığını belirten Avukat Samet Topçu, boşanmaya karar veren bir çok çiftin anlaşmalı boşanma yolunu seçmeye çalıştığını dile getirdi.

'Anlaşmalı Boşanma İle İlgili Merak Edilenler'
Avukat Samet Topçu anlaşmalı boşanma ile ilgili merak edilenler konusunda önemli bilgiler verdi. Anlaşmalı boşanma için tek tarafın başvurmasının yeterli olmadığını anlatan Avukat Samet Topçu, “Anlaşmalı boşanma konusunda sıkça sorulan sorulardan biri, taraflardan yalnızca birinin anlaşmalı olarak boşanmak istemesinin yeterli olup olmayacağı yönündedir. Adı üzerinde anlaşmalı boşanmadan bahsedilebilmesi için, öncelikle tarafların bu hususta “anlaşmış” olması gerekmektedir. Öte yandan sadece boşanma hususunda anlaşmış olmak da, boşanmanın gerçekleşebilmesi için yeterli değildir. Zira anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için, tarafların, boşanmanın sonuçları konusunda da mutabık olması gerekmektedir. Boşanmanın sonuçlarından kasıt, velayet, tazminat, nafaka, malların paylaşımı gibi konulardır. Tarafların boşanma istekleri dışında, boşanmanın bu sonuçları bakımından da tam olarak anlaşmış olmaları; bu hususları bir protokol kapsamında belirleyerek, her iki tarafça da bu protokolün imzalanması gerekmektedir. Sonrasında taraflardan biri, söz konusu protokolü de sunarak karşı tarafa bir boşanma davası ikame eder, karşı tarafın davayı kabul etmesiyle, boşanma gerçekleşir. Yapılacak olan duruşmada, her iki tarafın da asil olarak bulunması ve üzerinde mutabık kaldıkları protokolü kabul ettiklerini mahkeme huzurunda da dile getirmeleri bir başka zorunluluktur. Bu anlamda, anlaşmalı boşanmaya ilişkin duruşmada, yalnızca avukatınızın bulunması yeterli olmayacaktır” diye konuştu.



Avukat Samet Topçu, anlaşmalı boşanmak üzere protokolü imzalamasına rağmen sonradan bundan vazgeçilmesi halinde ise “Taraflar anlaşmalı boşanmak üzere boşanma isteklerini ve boşanmanın tüm sonuçlarını içerir bir protokol imzalayarak, mahkemeye başvurmuş olabilirler. Tarafların sırf protokolü imzalayarak mahkemeye sunmaları, bu protokolün mahkeme tarafından boşanma ilamı haline getirilmesi için yeterli değildir. Taraflar, açılacak olan duruşmada asil olarak hazır bulunmak ve hâkimin huzurunda söz konusu protokolü kabul ettiklerini beyan etmek zorundadır. Taraflardan biri, protokolde imzası olmasına rağmen, duruşmada protokolün tamamını veya bir kısmını kabul etmediğini beyan ederse, dava artık anlaşmalı boşanma davası olmaktan çıkar ve çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Bu anlamda, asıl olan, tarafların duruşma esnasındaki istek ve beyanlarıdır” diye konuştu.



Hâkim protokol üzerinde değişiklik yapabilir mi?

Taraflarca imzalanarak kabul edilen protokolde, özellikle çocuk ve ebeveyn arasındaki şahsi ilişki gibi konularda hâkimin, değişiklik yapmasının mümkün olabileceğini dile getiren Avukat Samet Topçu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Örneğin taraflarca imzalanan protokolde, müşterek çocuğun, velayeti elinde bulundurmayan ebeveynle görüşmesi çok sınırlanmış veya tamamen ortadan kaldırılmışsa, hâkim bunu çocuğun yüksek şahsi menfaatini gözeterek değiştirecektir.

Anlaşmalı boşanma davasında kararın kesinleşmesi nasıl olur?

Anlaşmalı boşanma davasında, yapılan duruşma neticesinde protokolün Mahkemece onaylanmasına karar verilmişse, öncelikle mahkemenin bunu gerekçeli karar haline getirmesi beklenecektir. Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilir ve istinaf kanun yoluna başvuru süresi başlar. Sürenin dolmasıyla beraber her iki taraf da karara karşı itiraz da bulunmadıysa, karar artık kesinleşmiş olur. Taraflar bu süreci kısaltmak ve bir an önce resmi olarak“bekar” olmak istiyorlarsa, gerekçeli kararı mahkeme kaleminden tebliğ alıp, aynı gün istinaf kanun yoluna başvurmaktan feragat ettiklerine dair bir dilekçe sunarak, kararın hızlıca kesinleşmesini sağlayabilirler.”

Boşanma sonrasında, nafakanın değiştirilmesi mümkün müdür?

Kendisine nafaka ödenmesine karar verilen taraf, ileride ekonomik koşulların değiştiğini, ödenen nafakanın içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle geçimini sağlamaya, ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini ileri sürerek nafakanın artırılması davası açabilir. Hâkim yine tarafların, boşanma anındaki şartları ile artırım davası açıldığı andaki şartlarını değerlendirerek karar verir. Nafaka yükümlüsü taraf da, ekonomik şartlarının değiştiğini, ödediği miktarın geçimini ve ihtiyaçlarını zora soktuğunu, bununla birlikte karşı tarafın ekonomik şartlarında iyileşme olduğunu ileri sürerek nafakanın kaldırılmasını ya da miktarın indirilmesini talep edebilir. Bu durumda mahkeme yine tarafların, boşanma anındaki şartları ile artırım davası açıldığı andaki şartlarını değerlendirerek karar verir. Dolayısıyla, değişen duruma göre nafakanın artırılması, azaltılması veya ortadan kaldırılması mümkündür.”
Kaynak: İHA