CHP'li Bir Siyasetçinin Külliye'ye Gittiği İddiası

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (1) 'Tamamen adrese teslim, parti içi rekabette rakiplerini yok etmeye dönük kirli bir senaryo ile karşı karşıyayız' 'Herkes şunu görmüştür, 'Saray bize komplo kurdu' diyerek çirkin bir şekilde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne dönük olarak bu ifadeyi kullanan kim varsa bilin ki bu komplonun içindedir, adres belli olmuştur' 'Cumhurbaşkanımızdan özür dilemeleri gerekiyor ve bunun güçlü bir özür olması gerekiyor'.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'li bir siyasetçinin Külliye'ye gittiği iddiasına ilişkin, "Tamamen adrese teslim, parti içi rekabette rakiplerini yok etmeye dönük kirli bir senaryo ile karşı karşıyayız." dedi.

Çelik, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda gerçekleştirdiği basın toplantısında, konuya ilişkin yalan haber yapılmasının ardından kamuoyunun gelişmeleri son derece heyecanlı bir şekilde izlediğini söyledi.

Hadisenin geldiği her aşamanın üzüntü verici olduğunu hem de ürkütücü sonuçlar doğurduğunu ifade eden Çelik, "Türk siyaseti için sivil siyasetin seviyesi için ciddi bir tehditle karşı karşıyayız. Şimdi bu yalan haber üzerinden yapılan yalan siyaset ise hız kesmeden devam ediyor." diye konuştu.

Çelik, haberi yapanların bunun arkasından çekildiğini, bu kişilerin "Bize bunu CHP Genel Merkezinden de onaylatarak, bir CHP'li iletti" dediğini aktardı.

Arkasından CHP Genel Merkezi ve Genel Başkanının haberin kaynağındaki adres olarak gösterildiğine işaret eden Çelik, daha sonra bazı sözcülerin açıklama yaptığını anımsattı.

"Bu haberle birlikte hedef alınan bir CHP'li siyasetçi vardı." diyen Çelik, şöyle devam etti:

"O siyasetçi de doğrudan kendisini hedef alan yalan haber ve yalan siyaset zincirinin doğrudan doğruya CHP Genel Merkezi tarafından üretildiğini, oradaki bir grup tarafından üretildiğini söylüyor. Şimdi tabii bunun hiçbir yerinde ne bir Cumhurbaşkanlığı makamı ne sayın Cumhurbaşkanımız ne de AK Parti yok ama rakiplerini yok etmek üzere ürkütücü bir senaryo, tehlikeli bir senaryo üretenlerin Cumhurbaşkanımızın makamını ve ismini işin içine karıştırarak bir hedefe ulaşmaya çalıştıkları görülüyor. Cumhurbaşkanımız en güçlü şekilde 'Gerekirse cumhurbaşkanlığından istifa ederim. Sen iddialarında haklıysan genel başkanlıktan istifa edecek misin?' diyerek kendi sözünün doğruluğunu, kendi sözünün ahlaki doğruluğunun arkasında duracak en güçlü ifadeyi kurdu.

Bunda bile Cumhurbaşkanlığını ileri sürüyorlar. 'Cumhurbaşkanlığı makamı bu şekilde ileri sürülecek bir makam mıdır?' diyorlar. Evet zaten siyasi ahlak sözünün doğruluğuna güvenmek bu demektir. Biz her türlü şeyden, sözümüzün doğruluğunu ispat etmek için, sahip olduğumuz her makamdan vazgeçebilirsiniz ama 'siz müddeisiniz. İspat mükellefiyetine sahipsiniz, siz bunu yapabiliyor musunuz?' demektir bu. Bundan ısrarlı bir şekilde kaçmaya devam ediyorlar. Cumhurbaşkanlığını işin içine katma, şöyle bir kampanya ile devam ediyor. Sürekli olarak bu bir komplo sanki Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti tarafından kurulmuştur gibisinden tamamen adrese teslim, parti içi rekabette rakiplerini yok etmeye dönük kirli bir senaryo ile karşı karşıyayız."

- "CHP'nin herhangi bir işi bizi ilgilendirmiyor"

Çelik, CHP içindeki mücadelenin kendilerini zerre kadar ilgilendirmediğini, Türk siyasetinin seviyesini, ahlakını, vatandaşların siyasetten beklentilerini düşünmeseler şu anki CHP yönetimi kadar ideal bir rakip olamayacağını bildirdi.

Sakillik, siyasi senaryo içinde, ahlak sınavından her gün daha fazla kalarak dibe batan bir grubun olduğunu ifade eden Çelik, "Eğer sadece biz iktidar olmayı hedefleyen bir siyasi hareket olsak, sivil siyasetin onurunu düşünmesek sadece iktidarımızı korumak için rakiplerimizin ne halde olduğu bizi ilgilendirmez diye düşünsek, sadece iktidar olma kaygısıyla hareket etsek bunlar kendi kendilerini imha eden bir grup. Kendi kendilerine kamuoyu önünde küçük düşüren bir grup. Kendi partili arkadaşlarına karşı komplo kuran bir grup. Dolayısıyla bu bizi ne ilgilendirir? Böyle bir rakip var ve bu rakip sürekli olarak kendi kendisini imha ediyor. Kendi partilerini itibarsızlaştırma gibisinden bir siyasi suikasta, siyasi sabotaja sürekli olarak imza atıyorlar." değerlendirmesini yaptı.

Çelik, olmayan bir iddianın gündeme getirildiğini, olmayan bir şeyi ispat etmeleri gerektiğinin söylendiğini arkasından "CHP'nin iç işlerine karıştıkları" iddiasının ortaya atıldığını kaydetti.

"CHP'nin ne iç işi, ne de dış işi, CHP'nin herhangi bir işi bizi ilgilendirmiyor." değerlendirmesinde bulunan Çelik, CHP'nin Cumhurbaşkanlığı makamını işin içine karıştırdığını söyledi.

Çelik, bu nedenle CHP'ye cevap verme durumunda kaldıklarını, CHP'nin içindeki iç rekabetin kendilerini hiçbir şekilde ilgilendirmediğini ifade ederek, "Biz burada Cumhurbaşkanlığı makamına atılan iftiraya cevap veriyoruz. Ayrıca her geçen gün yeni aşamaya geçen bu konu, bu yalan siyasetinin, yalan haberden kaynaklanan yalan siyaset zincirinin nereye varacağını izliyoruz." dedi.

Siyasi rakiplerinin nitelikli insanlar olmasını, siyasi akıl kullanmasını arzuladıklarını belirten Çelik, "Siyasi akıl kullanmak yerine, hiçbir şekilde siyasi akılla üretilmiş bir şeye cevap vermeyip, cevap olarak sürekli argo sözlüğünü açıp, argo sözlüğünden bazı kelimeler okumaya başlıyorlar ya da siyaset üretemeyince, şimdi olduğu gibi siyasi senaryolara başlıyorlar." şeklinde konuştu.

Beştepe'ye giden CHP'li siyasetçi iddialarının AK Parti'ye yönelik kısmı olduğu gibi CHP'nin kendi içindeki iç rekabete dönük yüzleri olduğunu da belirten Çelik, asıl tartışmanın oradan kaynaklandığına işaret etti.

Çelik, "Sayın Baykal, zamanında, Baykal'a dönük olarak gündeme geldi. Şimdi başka rakiplere dönük olarak gündeme geliyor, o aşama içerisinde çeşitli şekilde gündeme geldi. Bu arada, Cumhurbaşkanlığı makamını karıştırmak son derece tehlikeli ve son derece yanlış bir şeydir. Bizim verdiğimiz cevap bundan ibarettir." dedi.

- "CHP'ye dışarıdan bir kumpas üretilmemiş"

Bu gelişmelerin Türk siyaseti açısından hem üzüntü verici hem de ürkütücü gelişmeler olduğunu söyleyen Çelik, hala bu konuda Cumhurbaşkanlığı makamının işaret edildiğini ifade etti. Gelinen noktada yalan haber üretenlerin bu konudan vazgeçtiklerini belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir gazeteci diğerini adres gösterdi, o da bir CHP'liyi ve o CHP'linin bunu CHP Genel Başkanından onaylı olarak yaptığını söyledi. Zincir bundan ibaret. CHP Genel Başkanı bir televizyon programında işin içine girdi, bir şekilde bu yalan haber, yalan siyaset zincirini bir şekilde sahiplendi. Gelinen bu noktada aslında meselenin tamamen CHP'nin içişleri ile ilgili olarak CHP içerisinde üretilmiş bir kumpas olduğu ortaya çıktı. CHP'ye dönük bir kumpas üretilmemiş, CHP'ye dışarıdan bir kumpas üretilmemiş, CHP'nin içinden bir kumpas üretilmiş. Habere imza atanlar bunu söylüyor.

Bu yalan siyasetin muhatabı olan iç rekabetteki rakip olarak gördükleri siyasetçi bunu söylüyor. Ama gelinen noktada hala özür dilemek yerine ısrar ediyorlarsa ve etmeye de devam ediyorlar. Herkes şunu görmüştür, 'Saray bize komplo kurdu' diyerek çirkin bir şekilde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne dönük olarak, bu ifadeyi kullanan kim varsa bilin ki bu komplonun içindedir, adres belli olmuştur. Çünkü sürekli olarak iddialara cevap vermek, yalan haber, yalan siyaset zincirine cevap vermek, bu zincirin nereden kaynaklandığını, nerede kurgulandığını kimden akıl aldığını ortaya koymak yerine sürekli olarak topu taca atma şeklinde bir gündem peşindeler."

Ortada net bir durum olduğunu kaydeden Çelik, o durumu şöyle açıkladı:

"Cumhurbaşkanımızdan özür dilemeleri gerekiyor ve bunun güçlü bir özür olması gerekiyor. Parti içinde itibarsızlaştırmaya çalıştıkları kim varsa, kimleri hedefliyorlarsa tabi ki onlardan özür dilemeleri gerekiyor. Bu zaten, orada bir iç hesaplaşma mı olur, iç helalleşme mi olur o da bizi zerre kadar ilgilendirmiyor. Biz bu olayın hiçbir tarafında değiliz, CHP'nin iç gündeminin hiçbir tarafında değiliz.

Tabii yine üzüntü verici durum şudur, bütün vatandaşlarımız tabii ki çeşitli partilere oy verebilirler, partilerden beklentileri nedir? Siyasetin seviyesinin yükseltilmesi, siyasetin toplumsal maliyeti azaltması, siyaset kendi kendine bir maliyet üretmemeli, bir maliyet haline gelmemelidir. Siyaset, topluma götürülecek hizmetlerde toplumunun taleplerinin temsil edilmesinde maliyeti azaltan bir unsur olmalıdır. Ama şimdiki CHP yönetimi, bu yanlış yönetim ve komplo, kumpas siyasetiyle bir maliyet haline getirmiştir. Dolayısıyla CHP'ye gönül veren, değer veren değerli vatandaşlarımız da bundan büyük bir üzüntü duymaktadır. Nihayetinde partilerinin yönetiminin işin içine karışmasıyla ortaya çıkan bu tablonun CHP'yi bu şekilde gündeme getirmesi onlar için de üzüntü vericidir. Dolayısıyla bu meselede biz yokuz, Cumhurbaşkanı'mız yok, AK Parti yok. Cevap vermesi gereken ve konuşması gereken CHP Genel Merkezi'dir. Sürekli olarak hala 'Dışarıdan bir komplo üretildi' diye söylüyorlar. Bahsedilen sahte plakalar kadar sahte ve çirkin bir senaryo bu ve Türk siyasi hayatında 'İbretlik nedir' kelimesinin karşılığını oluşturacak bir siyasi komployla karşı karşıyayız."

Çelik, "Gelinen nokta şudur, bu komplonun adresi olarak bütün taraflar CHP Genel Merkezi'ni göstermektedir, kendi iç meseleleridir, Cumhurbaşkanı'mızı, AK Parti'yi karıştırdıkları için özür dilemeleri gerekir. Komplonun gerisini nasıl halledecekleri kendilerinin meselesidir, bizi zerre kadar ilgilendirmiyor." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Kaynak: AA