Bakan Yardımcısı Kacır, Manisalı Sanayicilerle Buluştu
Manisa’da düzenlenen "Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı" tanıtım ve bilgilendirme toplantısına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, “2000’li yılların başında satın almada 18’inci sıradayken, şimdi 13’ncü sıraya kadar geldik. İnşallah adım adım sıralamadaki yerimizi adım adım yükseltmeye devam edeceğiz. 15 yıllık periyota baktığımızda yüzde 5 buçuğun üzerinde ortalama büyüme oranıyla bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisi olduk” dedi.
Manisa’da "Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı" tanıtım ve bilgilendirme toplantısı Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) Konferans Salonunda düzenlenen toplantıda sanayicilere bakanlık tarafından verilen destek ve programlar ile yeni teknolojik hamleler hakkında bilgi verildi.
Toplantının açılışında konuşan MOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sait Türek, “Katılımcılarımıza sunmak için gayret ettiğimiz kaliteli uygun maliyetli alt yapı hizmetlerinin yanı sıra lojistik eğitim, eğitilmiş personel, sağlık, güvenlik ve sosyal sorumluluk alanlarında yapmış olduğumuz yatırımlarla ülkemizde örnek gösterilen bir organize sanayi bölgesi olduk. Ancak biliyoruz ki bakanımızın da deyişiyle ülkemizin kritik teknolojileri girdi olarak milli olarak geliştirebilmesi, ileri teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunarak değer zincirlerinde pay sahibi olması tercih değil, bir mecburiyettir” dedi.
Yerli ve milli teknolojinin ne kadar kıymetli ve ne kadar değerli olduğuna Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Operasyonlarında şahit olduklarını belirten Manisa Valisi Ahmet Deniz, “Hepimizin bildiği gibi gelişmiş ve kalkınmış toplumlara baktığımız zaman temel özelliğinin bilgiye sahip, sahip olduğu bilginin de teknolojiye çeviren ülkelerin çok daha geliştiğini görüyoruz. Çünkü çağımız bir değişim ve dönüşüm çağı. Çağımızda artık sadece teknolojiye çevirmekte yetmiyor artık, yüksek teknolojiye yüksek katma değerli ürün üretebiliyorsanız eğer inovasyon kültürünü oluşturduysanız, yapay zeka kültürünü oluşturduysanız daha da ileriye gidiyorsunuz. Onun için Türkiye’de kendisine bir hedef koydu. 2023 hedefleri içerisinde inşallah bunları hep beraber yapmak zorundayız. Başka çaremiz de yok. Özellikle son dönemlerdeki, Türkiye’ye yönelik dünyadaki bir kısım saldırıları gördüğümüz zaman Afrin operasyonunda, Barış Pınarı operasyonunda bunu biz yaşadık. Yerli ve milli teknolojinin ne kadar kıymetli ne kadar değerli olduğuna şahit olduk” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Avrupa’daki pek çok ülkeden ortalama 15 yaş daha genç nüfusuyla bölgenin en dinamik ve demografik özelliğine sahip ülkesi olduğunu kaydeden Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye’miz sahip olduğu güçlü demografi yapısıyla 80 milyonun üzerinde daha da önemlisi orta yaşı 31 olan, son derece genç Avrupa’daki pek çok ülkeden ortalama 15 yaş daha genç nüfusuyla bölgenin en dinamik demografik özelliğine sahip ülkesi. Bu bizim önümüzdeki yıllarda atacağımız adımlarda en büyük kuvvetimiz. Dünyada teknoloji ve dijitalleşmeyi gençler sürüklüyor. Gençler pek çok alandaki yeniliklere imza atıyor. Genç insanların kurduğu şirketler çok kıdemli rakiplerin, hızla geride bırakmayı başarıyor. Dolayısıyla bu dönüşüme gençler liderlik yapıyor. Biz de önümüzdeki dönem içerisinde geliştirdiğimiz bütün politikalarda atacağımız adımlarda bu genç ve dinamik nüfusumuzu en büyük kuvvetimiz olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Bakan yardımcısı Kacır’ın, Türkiye’nin satın alma gücü kalitesine göre dünyanın en büyük 13’ncü ülkesi konumuna yükseldiğine dikkat çekti. Kacır, sözlerine şöyle devam etti:
"2000’li yılların başında satın almada 18’inci sıradayken, şimdi 13’üncü sıraya kadar geldik. İnşallah adım adım sıralamadaki yerimizi adım adım yükseltmeye devam edeceğiz. 15 yıllık periyota baktığımızda yüzde 5 buçuğun üzerinde ortalama büyüme oranıyla bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde büyüme oranları yıllık yüzde 1 buçuk seviyesindeyken gelişmekte olan ülkelerde yıllık ortalama yüzde 3 buçuk 4 seviyesindeki iken, ülkemiz yüzde 5, yüzde 5 buçuğun üzerindeki büyümeyi 15 yılda yakalamış olduk. Şimdi bir, iki yıldır bu büyüme ivmemizi kaybetmiş olsak da inşallah 2020’den itibaren hem bir parçası hem de şahidi olacağız. Yüzde 5’in üzerinde bir büyümeyi üst üste yeniden yakalamayı başaracağız."
Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinin Afrika ülkelerinde yapmak istedikleri sanayi yatırımları için Türkiye’nin kapısını çaldığını ifade eden Kacır, “Türkiye’nin yıllık 8 milyar dolar insani yardım tutarı ile dünyanın en yardımsever, cömert ülkesi. Biz bunu mensubu olduğumuz medeniyetin adalet ve merhamet ilkeleri doğrultusunda yapıyoruz. Bu bize aynı zamanda büyük bir yumuşak güç unsuru olarak geri dönüyor. İnanıyoruz ki 5, 10, 20 yıl içerisinde dünyanın pek çok ülkesine yaptığımız bu insani yardımlar, o ülkelerdeki etki kuvvetimizi de yıldan yıla artıyor olacak. Biz aslında buna çok farklı alanlarda şahit oluyoruz. Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri Afrika ülkelerinde yapmak istedikleri sanayi yatırımlarında bizimle birlikte hareket etmek istiyor. Bizim kapımızı çalışıyorlar. Paraya, bizim vereceğimiz katkıya ihtiyaçları olduğu için değil, bizi yanlarında tutabilirlerse ancak oraların ev sahipleri kapılarını onlara açacağını ve onlara güvenerek itimat edeceği için. Dolayısıyla bu yumuşak güç unsurumuzun hem biz hükümet olarak hem iş insanlarımız farkında olmalıyız diye düşünüyoruz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Toplantının açılışında konuşan MOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sait Türek, “Katılımcılarımıza sunmak için gayret ettiğimiz kaliteli uygun maliyetli alt yapı hizmetlerinin yanı sıra lojistik eğitim, eğitilmiş personel, sağlık, güvenlik ve sosyal sorumluluk alanlarında yapmış olduğumuz yatırımlarla ülkemizde örnek gösterilen bir organize sanayi bölgesi olduk. Ancak biliyoruz ki bakanımızın da deyişiyle ülkemizin kritik teknolojileri girdi olarak milli olarak geliştirebilmesi, ileri teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunarak değer zincirlerinde pay sahibi olması tercih değil, bir mecburiyettir” dedi.
Yerli ve milli teknolojinin ne kadar kıymetli ve ne kadar değerli olduğuna Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Operasyonlarında şahit olduklarını belirten Manisa Valisi Ahmet Deniz, “Hepimizin bildiği gibi gelişmiş ve kalkınmış toplumlara baktığımız zaman temel özelliğinin bilgiye sahip, sahip olduğu bilginin de teknolojiye çeviren ülkelerin çok daha geliştiğini görüyoruz. Çünkü çağımız bir değişim ve dönüşüm çağı. Çağımızda artık sadece teknolojiye çevirmekte yetmiyor artık, yüksek teknolojiye yüksek katma değerli ürün üretebiliyorsanız eğer inovasyon kültürünü oluşturduysanız, yapay zeka kültürünü oluşturduysanız daha da ileriye gidiyorsunuz. Onun için Türkiye’de kendisine bir hedef koydu. 2023 hedefleri içerisinde inşallah bunları hep beraber yapmak zorundayız. Başka çaremiz de yok. Özellikle son dönemlerdeki, Türkiye’ye yönelik dünyadaki bir kısım saldırıları gördüğümüz zaman Afrin operasyonunda, Barış Pınarı operasyonunda bunu biz yaşadık. Yerli ve milli teknolojinin ne kadar kıymetli ne kadar değerli olduğuna şahit olduk” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Avrupa’daki pek çok ülkeden ortalama 15 yaş daha genç nüfusuyla bölgenin en dinamik ve demografik özelliğine sahip ülkesi olduğunu kaydeden Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye’miz sahip olduğu güçlü demografi yapısıyla 80 milyonun üzerinde daha da önemlisi orta yaşı 31 olan, son derece genç Avrupa’daki pek çok ülkeden ortalama 15 yaş daha genç nüfusuyla bölgenin en dinamik demografik özelliğine sahip ülkesi. Bu bizim önümüzdeki yıllarda atacağımız adımlarda en büyük kuvvetimiz. Dünyada teknoloji ve dijitalleşmeyi gençler sürüklüyor. Gençler pek çok alandaki yeniliklere imza atıyor. Genç insanların kurduğu şirketler çok kıdemli rakiplerin, hızla geride bırakmayı başarıyor. Dolayısıyla bu dönüşüme gençler liderlik yapıyor. Biz de önümüzdeki dönem içerisinde geliştirdiğimiz bütün politikalarda atacağımız adımlarda bu genç ve dinamik nüfusumuzu en büyük kuvvetimiz olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Bakan yardımcısı Kacır’ın, Türkiye’nin satın alma gücü kalitesine göre dünyanın en büyük 13’ncü ülkesi konumuna yükseldiğine dikkat çekti. Kacır, sözlerine şöyle devam etti:
"2000’li yılların başında satın almada 18’inci sıradayken, şimdi 13’üncü sıraya kadar geldik. İnşallah adım adım sıralamadaki yerimizi adım adım yükseltmeye devam edeceğiz. 15 yıllık periyota baktığımızda yüzde 5 buçuğun üzerinde ortalama büyüme oranıyla bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde büyüme oranları yıllık yüzde 1 buçuk seviyesindeyken gelişmekte olan ülkelerde yıllık ortalama yüzde 3 buçuk 4 seviyesindeki iken, ülkemiz yüzde 5, yüzde 5 buçuğun üzerindeki büyümeyi 15 yılda yakalamış olduk. Şimdi bir, iki yıldır bu büyüme ivmemizi kaybetmiş olsak da inşallah 2020’den itibaren hem bir parçası hem de şahidi olacağız. Yüzde 5’in üzerinde bir büyümeyi üst üste yeniden yakalamayı başaracağız."
Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinin Afrika ülkelerinde yapmak istedikleri sanayi yatırımları için Türkiye’nin kapısını çaldığını ifade eden Kacır, “Türkiye’nin yıllık 8 milyar dolar insani yardım tutarı ile dünyanın en yardımsever, cömert ülkesi. Biz bunu mensubu olduğumuz medeniyetin adalet ve merhamet ilkeleri doğrultusunda yapıyoruz. Bu bize aynı zamanda büyük bir yumuşak güç unsuru olarak geri dönüyor. İnanıyoruz ki 5, 10, 20 yıl içerisinde dünyanın pek çok ülkesine yaptığımız bu insani yardımlar, o ülkelerdeki etki kuvvetimizi de yıldan yıla artıyor olacak. Biz aslında buna çok farklı alanlarda şahit oluyoruz. Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri Afrika ülkelerinde yapmak istedikleri sanayi yatırımlarında bizimle birlikte hareket etmek istiyor. Bizim kapımızı çalışıyorlar. Paraya, bizim vereceğimiz katkıya ihtiyaçları olduğu için değil, bizi yanlarında tutabilirlerse ancak oraların ev sahipleri kapılarını onlara açacağını ve onlara güvenerek itimat edeceği için. Dolayısıyla bu yumuşak güç unsurumuzun hem biz hükümet olarak hem iş insanlarımız farkında olmalıyız diye düşünüyoruz” diye konuştu.