TBMM Başkanı Şentop, Canlı Yayında Soruları Yanıtladı
TBMM Başkanı Mustafa Şentop: 'Türkiye, yıllardır mücadele ettiği bir terör örgütünün Suriye tarafındaki uzantısının, PYD/YPG'nin orada bir alan oluşturmasına, hatta yavaş yavaş idari bir yapı kurmasına engel olmak istiyor' 'ABD, binlerce kilometre öteden güya teröristlerle mücadele için gelip Suriye'ye yerleşiyor, orada mücadele yürütüyorsa, Irak'a geliyorsa, sınırlarının dibinde her gün sıcak çatışma yaşanan bir tabloda, Türkiye'nin, kendi güvenliği için bu adımı atmasını dünyada hiçbir ülkenin yadırgamasını beklemeyiz. Bu mümkün de değil, doğru da değil, insaflı da değil' '(ABD Başkanı Trump'ın açıklamaları) Açıklamalarda biraz dengesizlikler, çelişkiler var. Bazılarına baktığımızda tehdit diyebiliyoruz, bazılarına baktığımızda tuhaf bir şekilde Türkiye ile ilişkilerin iyiliğine atıf yapıyor. Başka bir sağlık sorunu yoksa Amerika iç siyasetiyle ilgili bir durum olabilir' 'Türkiye o tür tehditlere, siyasi, askeri tehditlere hiçbir zaman boyun eğmemiştir, pabuç bırakmamıştır. Hedefine kilitlenmiş bir durumda Türkiye'
Şentop, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamalarına yönelik soru üzerine Şentop, "Açıklamalarda biraz dengesizlikler, çelişkiler var. Bazılarına baktığımızda tehdit diyebiliyoruz, bazılarına baktığımızda tuhaf bir şekilde Türkiye ile ilişkilerin iyiliğine atıf yapıyor. Bu, şu olabilir, eğer başka bir sağlık sorunu yoksa Amerika iç siyasetiyle ilgili bir durum olabilir." diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman bu tür sözlere verecek cevabının olduğunu belirten Şentop, "Nitekim muhalefetiyle hükümetiyle herkes böyle bir durumda birleşerek, net cevap verebiliyor. Türkiye o tür tehditlere, siyasi, askeri tehditlere hiçbir zaman boyun eğmemiştir, pabuç bırakmamıştır. Hedefine kilitlenmiş bir durumda Türkiye." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin her zaman Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu dile getiren Şentop, kendi sınırları içerisinde ülkesini yönetebilen bir Suriye hükümeti bulunmadığına işaret etti. Bu nedenle Suriye hükümetinden sınırları içinde kontrolü sağlamasını, terör örgütlerini barındırmamasını istemenin anlamsız olduğunu ifade eden Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, yıllardır mücadele ettiği bir terör örgütünün Suriye tarafındaki uzantısının, PYD/YPG'nin orada bir alan oluşturmasına, hatta yavaş yavaş idari bir yapı kurmasına engel olmak istiyor. ABD binlerce kilometre öteden güya teröristlerle mücadele için gelip Suriye'ye yerleşiyor, orada mücadele yürütüyorsa, Irak'a geliyorsa, sınırlarının dibinde her gün sıcak çatışma yaşanan bir tabloda Türkiye'nin kendi güvenliği için bu adımı atmasını dünyada hiçbir ülkenin yadırgamasını beklemeyiz. Bu mümkün de değil, doğru da değil, insaflı da değil. Bizim asıl amacımız sınırlarımızın hemen ötesinde bir terör yapılanmasına müsaade etmemek. İyi niyetimizi de uzun zamandır gösteriyoruz. Türkiye çok önceden buraya müdahale edebilirdi. Uluslarası hukuktan, anlaşmalardan doğan hakları var Türkiye'nin. Fakat mümkün olduğu kadar bunun başka yollarla çözülmesi için adımlar attı. Bekledi, müttefiklerinin tekliflerini iyi niyetle değerlendirdi. Sonuç alınamayınca başka çare bulamayınca, bu bir seçenektir. Sonuçta Türkiye burada bir terör oluşumuna müsaade etmeyecektir. Kim, ne derse desin."
ABD Başkanı Trump'ın, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 13 Kasım'da görüşeceğini açıkladığı anımsatılarak, bunun süreci uzatıp uzatmayacağı sorusunun yöneltilmesi üzerine Şentop, "Birkaç gündür zaten görüşmeler devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız görüşmüştü, arkasından Milli Savunma Bakanımız görüşüyor, Dışişleri Bakanımızın görüşmeleri var. Bu konuyla ilgili karar, Türkiye'nin kendisi için en uygun gördüğü zamanda yapacağı müdahaleyle gerçekleşecek. Beklenir beklenmez, onunla ilgili bir şey söylemek doğru olmaz. Türkiye için en uygun zamanda yapılacak." dedi.
- "Meclisin itibarı açısından bir anlamı yok"
Yeni sistemle beraber Meclisin itibarının erozyona uğradığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Şentop, bunların slogan mahiyetinde konuşmalar olduğunu söyledi.
"Meclis Başkanının Cumhurbaşkanına vekalet etmesiyle ilgili sosyal medyada bir mesaj paylaşıldığını aktaran Şentop, meselenin bu noktada olmasına şaşırdığını ve üzüldüğünü belirtti.
Bu vekaletin parlamenter sistemde bulunduğunu ve parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının sembolik yetkilere sahip olduğunu anlatan Şentop, Meclis Başkanının vekaletinin de sembolik olduğunu ifade etti. Parlamenter sistemde yasama ve yürütmenin iç içe geçtiğini dile getiren Şentop, yeni sistemde yasama ve yürütmenin kesin hatlarıyla ayrıldığını kaydetti. Şentop, "Tamamen sembolik yetkileri olan bir Cumhurbaşkanına Meclis Başkanının vekaleti, Meclis Başkanının itibarı açısından düşünülebilir mi? Meclisin itibarı açısından bir anlamı yok bunun." diye konuştu.
Meclisin yasama ve denetleme fonksiyonuna işaret eden Şentop, parlamenter sistemde çoğunluk nedeniyle yasama fonksiyonunun bütünüyle yürütmenin denetiminde kaldığını, yeni sistemde ise yürütmenin bütçe dışında kanun teklif etme imkanı bulunmadığını, yasama faaliyetinin milletvekilleri tarafından yürütüldüğünü dile getirdi.
Muhalefetin, "Kanun tekliflerinin altında milletvekillerinin imzası var ama bu teklifler Cumhurbaşkanlığında hazırlanıyor, hatta çoğu zaman milletvekilleri de detaylarına hakim olamıyor" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Şentop, bunun çok haklı bir eleştiri olmadığını söyledi. Başlangıçta belki bu eleştiriyi de hak edecek alışkanlıklar olduğunu belirten Şentop, ancak zaman içerisinde bu konuda büyük değişiklikler yaşandığını, sürecin yavaş yavaş olması gereken noktaya evrildiğini kaydetti.
Mecliste iç tüzük anlamında bunun altyapısının da oluşturulması gerektiğini ifade eden Şentop, milletvekilleri kanun teklifi vermesi halinde bunun alt yapısını destekleyecek imkanlar bulunduğunu anlattı.
"Milletvekillerine bu anlamda destek verecek bir yasama ofisi mi var kafanızda?" sorusu üzerine Şentop, "Aslında fiilen işleyen öyle bir yer var. Tekliflerin incelendiği, değerlendirildiği, Kanunlar Kararlar Başkanlığımız var. Buradaki arkadaşlarımız talep halinde teklif verecek milletvekili arkadaşlarımıza hizmet verebiliyorlar. Verilen kanun teklifini inceleyen bir büro burası ama o hizmeti de veriyor. Bu ikisini birbirinden ayırmayı düşünüyorum. Muhtemelen bugün yarın olacak bir şey bu. Kanun teklifi verildikten sonra bunu inceleyen, değerlendirme yapan ofisi ayrı, kanun verilmeden önce teklifin hazırlanması aşamasında milletvekillerine talepleri halinde yardımcı olacak destek verecek bir ofisi ondan ayırarak, büro şeklinde organize edeceğim." dedi. Şentop, bu konuda iç tüzük değişikliğine gerek olmadığını, Kanunlar Kararlar Başkanlığı altında bir büro olarak düzenleme imkanı bulunduğunu bildirdi.
- "Bütün dönemlerin en düşük iade oranı"
Muhalefetin, denetimle ilgili bakanlara sorulan sorularda önergelerin Başkanlık tarafından iade edilmesine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Şentop, 27. dönemde 20 bin 300 soru önergesi verildiğini, bunlardan 241'inin iade edildiğini belirtti. Bu rakamın yüzde 1,19'a denk geldiğini ifade eden Şentop, bunun bütün dönemlerin en düşük iade oranı olduğunu söyledi. Şentop, Anayasa ve iç tüzüğün bununla ilgili bir sınırlama getirdiğini, bu ölçülere uygun olmayanların iade edildiğini kaydetti.
Mustafa Şentop, bakanlıklara gönderilen soru önergelerinin yüzde 38.6'sının cevaplandığını, parlamenter sistemde bu oranın yüzde 45.4 olduğunu, süresi içinde cevaplananların yüzde 7.3, 26. dönemde süresi içinde cevaplananların yüzde 11 olduğunu aktardı. Şentop, bununla ilgili bakanlıklara yazılan yazının ardından artış olduğunu ifade etti.
TBMM Başkanı Şentop, yeni sistemde bakanlıkların bütün çalışmalarını takip eden ve bilen bir makama ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Müsteşarlık makamını kaldırdık, şimdi bakan yardımcılıkları var. Bakan yardımcılıklarının ayrı ayrı sorumluluk alanları var. Bakanlığın bütün işlerine vakıf bir makam sadece bakanlık makamı olarak kaldı. Bu bakımdan bakanlığın bütün işlerini takip eden ve bilen bir makama ihtiyaç var. Bakan böyle bir makamdır ama bakanın siyasi yönü bir olması sebebiyle bürokratik işleri takip edebilmesi kolay değil. Bu bakımdan bakanlıklarda, bakan yardımcılarından bir tanesi bu şekilde görevlendirilebilir. Birinci bakan yardımcılığı olabilir, bakan vekilliği olabilir veya da müsteşarlık olabilir."
TBMM İç Tüzüğü'nün yeni sisteme göre yapılmadığına dikkati çeken Şentop, "İç tüzükte yeni sistemle çelişen hususlar değiştirildi ama bu iç tüzük parlamenter sistemin 1961 Anayasası formatıyla olduğu dönemde hazırlanmış bir iç tüzük. Yeni hükümet sistemine göre, bir iç tüzüğün düşünülmesi ve yasamanın daha insiyatif alıcı birtakım imkanlarla donatılması gerekiyor. Partilerin iç tüzük konusunda anlaşabilmeleri kolay değil. Bu konuda nelerin yapılması gerektiği ilkesel olarak konuşulabilir." diye konuştu.
Bürokratlar arasında önceki sistemdeki konumlarını ve yetkilerini devam ettirmek isteyenlerin olduğunu kaydeden Şentop, "Maalesef yeni sistemin ruhunu, mantığını ve paradigmasını anlamayanlar var. Eski sistemdeki gibi işleri sürdürmek isteyenler var. En büyük sıkıntımız bu. Bir sistem değişikliği oldu, bu sistem değişikliğinin bir mantığı var. Bunun için çok daha detay ve alt düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bunlar çalışılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Başkanı Şentop, partili cumhurbaşkanı tartışmalarını doğru bulmadığını dile getirerek, "Bu, sistemin mantığını doğru anlamamaktan kaynaklanıyor. Partili olmayan bir başkan olmaz ki. Önceki sistemde bir cumhurbaşkanı vardı, şimdi yeni sistemde de başkanın adı cumhurbaşkanı. Böyle olunca o cumhurbaşkanı ile bu cumhurbaşkanını sürekli mukayese ediyorlar. Halbuki bu sadece bir isim benzerliği. Yeni sistemde cumhurbaşkanı eski sistemde cumhurbaşkanı ile başbakanın birleşmesinden oluşan yeni bir aktör." ifadesini kullandı.