Kültürlerin Göçü Sergilendi
4.Sanat Tasarım Bienali’nin tema sponsorlarından İstanbul Kültür Üniversitesi, sanat ve mekân bağlamında ev sahipliği yaptığı iki serginin açılışını gerçekleştirdi.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 22 Eylül - 4 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin altı temasından biri olan ‘Dünya Okulu’nun tema sponsorluğunu üstlenen İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ), Bienal kapsamında iki ayrı sergiye ev sahipliği yapıyor. Gazeteci-Yazar Doğan Hızlan’ın da katıldığı serginin açılış konuşmalarını İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver ve İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel yaptı.
İKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin gerçekleştirdiği “Göç Kültürü ve Sanat” sergisinde Nuri İyem, İpek Duben, Levent Arşiray, Temür Köran, Çağrı Saray, Ragıp Basmazölmez ve Burcu Ürgüt’ün eserleri sergilenirken, İKÜ Mimarlık Fakültesi’nin düzenlediği “Göç Kültürü ve Mekân” sergisinde ise İKÜ öğrencileri ile birlikte yurt içi ve yurt dışından katılan toplam 14 üniversitenin Mimarlık ve Sanat-Tasarım Fakülteleri öğrencilerinin ürettikleri projelere yer veriliyor.
“Türkiye bir çok göçün mekanı”
Türkiye’nin birçok göçün mekanı olduğunu ifade eden Gazeteci-Yazar Doğan Hızlan, göçün edebiyata yön vermiş önemli bir konu olduğunu kaydederek, “Göç, şu anda hayatımızın en önemli konusu. Birçok yerden ülkemize göç yapılıyor. Bu göçlerde insanların hayatı, hüzünleri ve yaşama mücadeleleri var. Böyle bir konunun edebiyata yansımaması mümkün değil. Nitekim göç, görsel sanatla birlikte soyutluktan çıkarak, somutluğa girmiş oluyor. Göçün insanlıkta uyandırdığı ve bu sergide gezerken bizlerde uyandırdığı izlenimlerin çok önemli olduğu kanaatindeyim. Sergide bulunan tablolar göçün önemini vurgulayarak, göç üzerine düşünmememizi sağlıyor” dedi.
“Varlık nedenimiz eğitim”
Konuşmasında Kültür Koleji’nin doğum gününde bu iki serginin açılışını gerçekleştirmenin kendileri için onur verici olduğunu belirten İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, “İki özel günü bir arada yaşıyoruz. Bu özel günde sergi açılışımızı gerçekleştirmek bizim için çok onur verici. Kuruluşumuzdan itibaren sanata ve kültüre çok önem veriyoruz. Bu bağlamda birçok çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Nitekim İstanbul Tasarım Bienal’inin her zaman için yakın takipçisi olduk. Bu yıl da Bienal’de ‘Uydu Mekân’ olarak yer aldık. Öncelikle bu yıl ki temanın ‘Okullar Okulu’ olması bizi yürekten vurdu. Çünkü biz varlık nedeni eğitim olan bir kuruluşuz. Bu tema bizim tutkumuzu, işimizi, işimizin özünü ve kültürlü olmanın gerekleri kadar kazanımlarını da özetliyor” dedi.
“Çalışmalar çok etkileyici”
Sergideki eserleri de değerlendiren Dr. Bahar Akıngüç Günver, “Göçün çok farklı boyutları var. Sergide bulunan eserlerde de bunları gördük. Bu anlamda eserleri çok duygulandırıcı buldum. Göç kavramının dışa vurumu çok önemli. Sergimizde göçün sanatsal ve mimari tezahürünü görüyoruz. Mimarlık alanında ise mekânla ilgili yapılan çalışmalar gerçekten çok etkileyici” ifadelerinde bulundu.
“Genç sanatçılarımızı çok başarılı buluyorum”
Bilime ve bilim insanına verdikleri değerle aynı ölçüsünde sanat ve sanatçıya da değer verdiklerini kaydeden İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, “İstanbul Kültür Vakfı’nın kuruluş amacıyla amacımız aynı. Üniversitemizin 21 yıllık serüveni içerisinde bilime ve bilim insanına verdiğimiz değer ölçüsünde sanat ve sanatçıya da değer veriyoruz. Kültür- Sanat bağlamında her yıl olduğu gibi bu yıl da etkinlik takvimimiz açıklandı. Sanat galerimizde hemen hemen her hafta yeni bir sergi, tiyatro ve müzik etkinliklerimiz oluyor” dedi.
Sergideki eserleri de değerlendiren Güzel, “Genç sanatçılarımız beni çok şaşırtıyor. Onların doğaya, günlük olaylara, genel dünya konjonktürüne yaklaşımları ve bunları resimlere yansıtmaları beni çok şaşırtıyor. Aynı zamanda çok da başarılı buluyorum” diye konuştu.
“Göçü mekânlar üzerinden ele aldım”
Sergide eseri sergilenen sanatçı Çağrı Saray ise göçü hangi bağlamda eserlerine yansıttığını şu sözler ile ifade etti, “Göç eskimeyen ve anlamı sürekli dönüşüm halinde olan bir kavram. Günümüzde mülteci kavramı ile birlikte başka bir boyuta da dönüşmüş durumda. Bu nedenle eserlerimde göç kavramına yer verdim. Bu alanda yapmış olduğum çalışma, 18 parçadan oluşan bellek mekânlar serisidir. Bu seri mimari yapıları içeriyor. Bu 18 yapıyı son 23-30 yıl içerisinde zarar gören, yok edilmeye çalışılan, işlevsizleştirilen ve her gün yanından geçtiğimiz mekânlar arasından seçtim” dedi.
Her iki sergi 12 Ekim 2018 tarihine kadar İKÜ Ataköy Yerleşkesinde bulunan İKÜSAG’da ziyaret edilebilecek.
Kaynak: İHA
İKÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin gerçekleştirdiği “Göç Kültürü ve Sanat” sergisinde Nuri İyem, İpek Duben, Levent Arşiray, Temür Köran, Çağrı Saray, Ragıp Basmazölmez ve Burcu Ürgüt’ün eserleri sergilenirken, İKÜ Mimarlık Fakültesi’nin düzenlediği “Göç Kültürü ve Mekân” sergisinde ise İKÜ öğrencileri ile birlikte yurt içi ve yurt dışından katılan toplam 14 üniversitenin Mimarlık ve Sanat-Tasarım Fakülteleri öğrencilerinin ürettikleri projelere yer veriliyor.
“Türkiye bir çok göçün mekanı”
Türkiye’nin birçok göçün mekanı olduğunu ifade eden Gazeteci-Yazar Doğan Hızlan, göçün edebiyata yön vermiş önemli bir konu olduğunu kaydederek, “Göç, şu anda hayatımızın en önemli konusu. Birçok yerden ülkemize göç yapılıyor. Bu göçlerde insanların hayatı, hüzünleri ve yaşama mücadeleleri var. Böyle bir konunun edebiyata yansımaması mümkün değil. Nitekim göç, görsel sanatla birlikte soyutluktan çıkarak, somutluğa girmiş oluyor. Göçün insanlıkta uyandırdığı ve bu sergide gezerken bizlerde uyandırdığı izlenimlerin çok önemli olduğu kanaatindeyim. Sergide bulunan tablolar göçün önemini vurgulayarak, göç üzerine düşünmememizi sağlıyor” dedi.
“Varlık nedenimiz eğitim”
Konuşmasında Kültür Koleji’nin doğum gününde bu iki serginin açılışını gerçekleştirmenin kendileri için onur verici olduğunu belirten İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, “İki özel günü bir arada yaşıyoruz. Bu özel günde sergi açılışımızı gerçekleştirmek bizim için çok onur verici. Kuruluşumuzdan itibaren sanata ve kültüre çok önem veriyoruz. Bu bağlamda birçok çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Nitekim İstanbul Tasarım Bienal’inin her zaman için yakın takipçisi olduk. Bu yıl da Bienal’de ‘Uydu Mekân’ olarak yer aldık. Öncelikle bu yıl ki temanın ‘Okullar Okulu’ olması bizi yürekten vurdu. Çünkü biz varlık nedeni eğitim olan bir kuruluşuz. Bu tema bizim tutkumuzu, işimizi, işimizin özünü ve kültürlü olmanın gerekleri kadar kazanımlarını da özetliyor” dedi.
“Çalışmalar çok etkileyici”
Sergideki eserleri de değerlendiren Dr. Bahar Akıngüç Günver, “Göçün çok farklı boyutları var. Sergide bulunan eserlerde de bunları gördük. Bu anlamda eserleri çok duygulandırıcı buldum. Göç kavramının dışa vurumu çok önemli. Sergimizde göçün sanatsal ve mimari tezahürünü görüyoruz. Mimarlık alanında ise mekânla ilgili yapılan çalışmalar gerçekten çok etkileyici” ifadelerinde bulundu.
“Genç sanatçılarımızı çok başarılı buluyorum”
Bilime ve bilim insanına verdikleri değerle aynı ölçüsünde sanat ve sanatçıya da değer verdiklerini kaydeden İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, “İstanbul Kültür Vakfı’nın kuruluş amacıyla amacımız aynı. Üniversitemizin 21 yıllık serüveni içerisinde bilime ve bilim insanına verdiğimiz değer ölçüsünde sanat ve sanatçıya da değer veriyoruz. Kültür- Sanat bağlamında her yıl olduğu gibi bu yıl da etkinlik takvimimiz açıklandı. Sanat galerimizde hemen hemen her hafta yeni bir sergi, tiyatro ve müzik etkinliklerimiz oluyor” dedi.
Sergideki eserleri de değerlendiren Güzel, “Genç sanatçılarımız beni çok şaşırtıyor. Onların doğaya, günlük olaylara, genel dünya konjonktürüne yaklaşımları ve bunları resimlere yansıtmaları beni çok şaşırtıyor. Aynı zamanda çok da başarılı buluyorum” diye konuştu.
“Göçü mekânlar üzerinden ele aldım”
Sergide eseri sergilenen sanatçı Çağrı Saray ise göçü hangi bağlamda eserlerine yansıttığını şu sözler ile ifade etti, “Göç eskimeyen ve anlamı sürekli dönüşüm halinde olan bir kavram. Günümüzde mülteci kavramı ile birlikte başka bir boyuta da dönüşmüş durumda. Bu nedenle eserlerimde göç kavramına yer verdim. Bu alanda yapmış olduğum çalışma, 18 parçadan oluşan bellek mekânlar serisidir. Bu seri mimari yapıları içeriyor. Bu 18 yapıyı son 23-30 yıl içerisinde zarar gören, yok edilmeye çalışılan, işlevsizleştirilen ve her gün yanından geçtiğimiz mekânlar arasından seçtim” dedi.
Her iki sergi 12 Ekim 2018 tarihine kadar İKÜ Ataköy Yerleşkesinde bulunan İKÜSAG’da ziyaret edilebilecek.