Serdar Turgut: Trump içerde sıkıştıkça Türkiye’ye takıyor
Habertürk Gazetesi Yazarı Serdar Turgut, Twitter hesabından sürekli Türkiye'ye saldıran ABD Başkanı Donald Trump için, "Trump içerde sıkıştıkça Türkiye’ye takıyor" ifadesini kullandı.
Habertürk Gazetesi Yazarı Serdar Turgut, bugünkü köşe yazısında, ABD Başkanı Donald Trump hakkında çarpıcı ifadelere yer verdi.
Turgut, yıllardır yönetimlerin farklı birimlerinde Türkiye sorumlusu olarak çalışmış olan tecrübeli kaynağından edindiği bilgileri okuyucularına aktardı.
İşte Serdar Turgut'un o yazısı:
Yıllardır yönetimlerin farklı birimlerinde Türkiye sorumlusu olarak çalışmış olan tecrübeli kaynağım bana “Kafanı ulusal güvenlik ve dış politikadan biraz kaldır da ABD iç politikasında olanlara bak. Çünkü olanların ucu Türkiye'ye dokunuyor…” dedi.
Şimdi çalıştığı birimin yakındaki bir kafedeki uzun sohbetimizin açılışı böyle oldu. Ben de “Trump ara seçimlerde kaybetmemek için rahip Brunson'ı mutlaka getirtmek zorunda hissediyor kendisini, bunu mu söylüyorsun” dedim. Arkadaşım “Sadece bu değil, son günlerde Trump etrafında yaşananlara yakından bakmamız gerekiyor. Bizim Beyaz Saray'dan duyduğumuz Trump ne zaman içerde başı sıkışsa Türkiye'den bir gelişme olup olmadığını soruyormuş” diye devam etti. Sonra da “Sen hiç Trump'ın yerel mitingini izledin mi, izlediysen ne sonuç çıkardın?” diye sordu.
TABANDA OLANLAR
Bunları izledim ve dikkatle izlemeyi sürdüreceğim. Evanjelistlere yakın yerel TV kanalları var. Bunlar Trump'ın her yerel mitingini halkın içinde izliyorlar. Bunlardan gerçek Amerika'nın tavrını anlayabilmek mümkün. Baştan şunu kesin söyleyebilirim. Trump'ı Beyaz Saray'a oturtan oy tabanı olan evanjelist seçmen New York, Washington gibi büyük şehirlerde Trump hakkında çıkarılan skandallarla hiç ilgili değiller. Onların başkanlarına bağlılıkları sürüyor. Kadın seçmenler bile Trump'ın hayat kadınlarıyla ilişkisinden sonra onlara para ödemesinin çok normal olduğunu söylüyor ve her evli erkek böyle davranır diye konuşuyorlar. Hepsi de bu basit mesele etrafında neden bu kadar konuşulduğunu da anlamadıklarını söylüyorlar. Yani Trump'ı Beyaz Saray'a gönderen seçmen kitlesi başkanlarına hala bağlı ve ona inanıyorlar. Liberal çevrelerde başkanı görevden alma konuşmaları yapılırken bu seçmenler kendilerini söylentilere karşı tamamen kapamış durumdalar.
TÜRKİYE BAĞLANTISI
Bunları dinleyen kaynağım “O zaman gel bu durumun Türkiye'ye nasıl bağlandığını konuşalım” dedi. ”Bunca yaşanandan sonra Trump kendisine hala bağlı kalan bu seçmen kitlesine müteşekkir olduğunu göstermek ve onları sevindirmek için bir şey yapmak zorunda hissediyor kendisini. İşte bu yüzden içte başı her sıkıştıkça Beyaz Saray'da etrafına ‘Türkiye'den bir haber var mı' diye soruyor.”
Rahip Brunson bu seçmen kitlesi için çok önemli, Trump da bunu biliyor. Onu ABD'ye getirtebilirse bu kitlenin ona daha da bağlanacağını biliyor. İki ülke arasında var olan tüm önemli konuları ikinci plana atıp sadece buna konsantre olması da bu yüzden. Mesele dış politika değil Trump'ın siyasi geleceği ile ilgili Sonunda kaynağım meseleye Amerikan bakışının bir başka boyutunu da ortaya şu sözlerle koydu: ”Şimdi Türkiye bu siyasi gelecek ile oynamanın kendi çıkarına olup olmadığını da düşünmeli bence. Varsayalım Brunson getirilemediği için bu seçmen tabanı koruması zayıfladı ve Trump görevden alındı. O zaman yerine Mike Pence gelecek. Bu da Türkiye'nin hiç isteyeceği bir şey katiyen olmamalı diye düşünüyorum.”
Turgut, yıllardır yönetimlerin farklı birimlerinde Türkiye sorumlusu olarak çalışmış olan tecrübeli kaynağından edindiği bilgileri okuyucularına aktardı.
İşte Serdar Turgut'un o yazısı:
Yıllardır yönetimlerin farklı birimlerinde Türkiye sorumlusu olarak çalışmış olan tecrübeli kaynağım bana “Kafanı ulusal güvenlik ve dış politikadan biraz kaldır da ABD iç politikasında olanlara bak. Çünkü olanların ucu Türkiye'ye dokunuyor…” dedi.
Şimdi çalıştığı birimin yakındaki bir kafedeki uzun sohbetimizin açılışı böyle oldu. Ben de “Trump ara seçimlerde kaybetmemek için rahip Brunson'ı mutlaka getirtmek zorunda hissediyor kendisini, bunu mu söylüyorsun” dedim. Arkadaşım “Sadece bu değil, son günlerde Trump etrafında yaşananlara yakından bakmamız gerekiyor. Bizim Beyaz Saray'dan duyduğumuz Trump ne zaman içerde başı sıkışsa Türkiye'den bir gelişme olup olmadığını soruyormuş” diye devam etti. Sonra da “Sen hiç Trump'ın yerel mitingini izledin mi, izlediysen ne sonuç çıkardın?” diye sordu.
TABANDA OLANLAR
Bunları izledim ve dikkatle izlemeyi sürdüreceğim. Evanjelistlere yakın yerel TV kanalları var. Bunlar Trump'ın her yerel mitingini halkın içinde izliyorlar. Bunlardan gerçek Amerika'nın tavrını anlayabilmek mümkün. Baştan şunu kesin söyleyebilirim. Trump'ı Beyaz Saray'a oturtan oy tabanı olan evanjelist seçmen New York, Washington gibi büyük şehirlerde Trump hakkında çıkarılan skandallarla hiç ilgili değiller. Onların başkanlarına bağlılıkları sürüyor. Kadın seçmenler bile Trump'ın hayat kadınlarıyla ilişkisinden sonra onlara para ödemesinin çok normal olduğunu söylüyor ve her evli erkek böyle davranır diye konuşuyorlar. Hepsi de bu basit mesele etrafında neden bu kadar konuşulduğunu da anlamadıklarını söylüyorlar. Yani Trump'ı Beyaz Saray'a gönderen seçmen kitlesi başkanlarına hala bağlı ve ona inanıyorlar. Liberal çevrelerde başkanı görevden alma konuşmaları yapılırken bu seçmenler kendilerini söylentilere karşı tamamen kapamış durumdalar.
TÜRKİYE BAĞLANTISI
Bunları dinleyen kaynağım “O zaman gel bu durumun Türkiye'ye nasıl bağlandığını konuşalım” dedi. ”Bunca yaşanandan sonra Trump kendisine hala bağlı kalan bu seçmen kitlesine müteşekkir olduğunu göstermek ve onları sevindirmek için bir şey yapmak zorunda hissediyor kendisini. İşte bu yüzden içte başı her sıkıştıkça Beyaz Saray'da etrafına ‘Türkiye'den bir haber var mı' diye soruyor.”
Rahip Brunson bu seçmen kitlesi için çok önemli, Trump da bunu biliyor. Onu ABD'ye getirtebilirse bu kitlenin ona daha da bağlanacağını biliyor. İki ülke arasında var olan tüm önemli konuları ikinci plana atıp sadece buna konsantre olması da bu yüzden. Mesele dış politika değil Trump'ın siyasi geleceği ile ilgili Sonunda kaynağım meseleye Amerikan bakışının bir başka boyutunu da ortaya şu sözlerle koydu: ”Şimdi Türkiye bu siyasi gelecek ile oynamanın kendi çıkarına olup olmadığını da düşünmeli bence. Varsayalım Brunson getirilemediği için bu seçmen tabanı koruması zayıfladı ve Trump görevden alındı. O zaman yerine Mike Pence gelecek. Bu da Türkiye'nin hiç isteyeceği bir şey katiyen olmamalı diye düşünüyorum.”