'CHP'nin gizli merkezi' tartışması o toplantıda başladı

Gazeteci emin Pazarcı, 'CHP'de gizli merkez' tartışmalarına hakkında dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

'CHP'nin gizli merkezi' tartışması o toplantıda başladı
'CHP'nin gizli merkezi' tartışması o toplantıda başladı
Gazeteci Şaban Sevinç'in, CHP Milletvekili Tuncay Özkan'ın 'CHP'yi gizli merkez yönetiyor' sözlerini ifşa etmesi üzerine yeni tartışmanın fitili ateşlendi.

Siyaset dünyası CHP'yi yöneten gizli merkezin kim ya da kimler olduğunu tartışırken, Gazeteci Emin Pazarcı dikkat çeken bir yazı kalem aldı.

ARAMA TOPLANTISI

Gizli merkez tartışmalarının İstanbul Swissotel'de gerçekleştirilen bir toplantıyla patlak verdiğini ifade eden Emin Pazarcı köşesinde şunları yazdı;

Kemal Bey, CHP'ye Genel Başkan seçildi, ilk skandal İstanbul Swissotel'de patladı. Umut Oran öncülüğünde bir “Arama Toplantısı” yapıldı. Önder Sav, Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay, Akif Hamzaçebi, Muharrem İnce ve Haluk Koç gibi önemli isimlerin son anda haberi oldu.

Ne olduğunu anlayamadan gittiler. Son derece garip bir tablo ile karşılaştılar. Toplantıyı Sabancı Üniversitesi'nden Oğuz Babüroğlu yönetiyordu. Herkesin yakasına ilk isminin yazılı olduğu bir kart takılmıştı. “Hiyerarşiyi bırakın” diye bir talimat verilmişti:

Sonra, CHP'yi “tutuculukla” suçlayan sivri ve aykırı isimler kürsüye gelmeye başladılar. Garip sözler ediyorlardı. Bu yüzden Kemal Anadol ve Muharrem İnce gibi isimler, onlara tepki gösterdiler. Kılıçdarıoğlu ise, “Müdahale etmeyin” diye uyardı.

Önder Sav isyan etti:

-Bu “arama konferansı” da nereden çıktı? CHP neyi arıyor diye sorarlar? Böyle isim olmaz.

Tepkiler ve tartışmalardan dolayı, bu toplantıdan bir sonuç çıkmadı.

O gün o toplantıya katılanlar, “yönetici” konumunda olan Oğuz Babüroğlu'nun ABD'li ünlü spekülatör George Soros'tan para alan TESEV'in Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu bilmiyordu. Ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun da TESEV'in kurucu üyesi olduğundan habersizdiler.

O yüzden de olup bitenlere pek bir anlam verilemedi.

Toplantıdan sonuç çıkmadığını düşünenler yanıldı. O toplantıdan çok önemli sonuçlar çıktı. O gün orada CHP'yi savunan pek çok isim tasfiye edildi. CHP politikalarını yerden yere vuranlar ise daha sonra milletvekili ve parti yöneticisi oldu.

Kılıçdaroğlu baktı ki Kemal Anadol, Muharrem İnce, Hakkı Suha Okay ve Haluk Koç gibi isimlerle “arama toplantısı” yapılamıyor. Bu toplantıları, onlardan habersiz gizli, saklı sürdürdü. Hem de TESEV'ci isimlerle.

HDP'YE DESTEK KARARI


İkinci toplantı Van'da yapıldı…

Yöneten ise, yine TESEV'in Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Babüroğlu'ydu.

Van'daki bu toplantıda, o günkü CHP'lilerin tüylerini diken diken eden, ama bugünkü CHP'de kanıksanan kararlar alındı.

İşte onlardan birkaçı:

• HDP gibi yeni bir “anayasal vatandaşlık tanımı” istendi.

• Anayasa'da “etnik vurgulara yer verilmesi” zapta geçti.

• Ana dilde eğitim kararı alındı.

• ”Silahların susması” ifadesi tutanağa geçirildi. Böylece PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri aynı kefeye konuldu.

• Abdullah Öcalan'ı da içine alan “genel af” talebinin altı çizildi.

• Bölgede politika yapan herhangi bir siyasi partiyi ya da grubu hedef almama kararı çıktı. HDP ile seçimlerde yapılan gizli işbirliğinin alt yapısı o zaman oluşturuldu.

Vesaire, vesaire…


O günlerde sır gibi saklanan bu tutanağın ortaya çıkmasıyla CHP içinde kıyamet koptu. Partide pek çok isim Kılıçdaroğlu'na “CHP'yi nereye götürmek istiyorsun?” diye sordu:

-Yeni CHP derken, Van kararları doğrultusunda siyaset yapan bir parti mi kastediyorsun?

Kemal Bey'den hiçbir açıklama gelmedi. Gelmedi, ama hendek kazan teröristlere “arkadaşlar” deyip, HDP'ye güzellemeler yaparak gerekli cevabı verdi. Daha sonra CHP'den yükselen “Her aileden bir oy CHP'ye, bir oy da HDP'ye” söylemleri, fotoğrafı ortaya koydu.