Cilalı Taş Devri'nden Esinlenip 'İlkel Tekne' Yapıyorlar
İzmir Urla'daki deneysel arkeoloji merkezinde yürütülen bir doktora tezi projesi kapsamında Cilalı Taş Devri'nde uygulanan teknikle kayın ağacı kütüğünün içi yakılıp taş baltalarla oyularak 'ilkel tekne' yapılıyor Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Koray Alper: 'Bu tekneyle gelecek yıl kıyı şeridinde yapacağımız denemenin ardından Yunan adalarından birine geliş gidiş yapacağız. Böylelikle Neolitik Dönem ticaretini canlandırmış olacağız'
TOLGA ALBAY - İzmir'in Urla ilçesinde başlatılan bir deneysel arkeoloji projesi kapsamında Cilalı Taş Devri'nde kullanılan teknikle kayın ağacı kütüğünün içi yakılıp keskin taşlarla oyularak "ilkel tekne" inşa ediliyor.
Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Koray Alper'in "Milattan Önce 7 ve 6 binli yıllarda Anadolu Denizcilik Faaliyetleri" konulu doktora tezi kapsamında üniversitenin desteğiyle 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneğinin Urla'daki deneysel arkeoloji merkezinde başlatılan proje ile binlerce yıl öncesine ait teknikle "ilkel tekne" yapılıyor.
Projeyle ilgili bilgi veren Alper, araştırmasına konu olan tarihlerin Batı Anadolu için Neolitik dönem olarak bilindiğini, popüler tanımıyla Cilalı Taş Devri olarak bilinen bu dönemde Anadolu kıyıları ile Ege adaları arasında deniz ticareti yapıldığına ilişkin çok sayıda veri olduğunu ifade etti.
Bu ticaretin deniz yoluyla nasıl yapıldığına, ne tip deniz araçları kullanıldığına ilişkin teorik tezler bulunduğunu aktaran Alper, bu tezleri deneysel uygulamalarla sınamayı amaçladıklarını kaydetti.
İnsanlığın ilk olarak sazlıklardan deniz aracı yaptığını, sonraki dönemlerde dalgalara ve rüzgara dayanıklı, kargo taşımaya imkan veren tekneleri geliştirdiğini anlatan Alper, "İnsanların kütüklerin üzerinde yolculuk ettiğine ilişkin fikirler vardı. Bunun doğru olmadığını ilk denememizde gördük. Önce ham tomruğu suya attık, üzerinde kürek çekmek mümkün değildi. O dönemde obsidyen veya çakmaktaşı dışında tekne yapımında kullanılacak malzeme yoktu. Taş aletlerle kütüğü işlemek için yakma tekniğini uygulamaya başladık." bilgisini verdi.
Kayın ağacı kütüğünün içinde kontrollü ateş yaktıklarını, köz sönmeden ucuna keskin taşlar bağlanan baltalarla oyma işlemine geçtiklerini belirten Alper, ateşi orta kısımda yakıp kenarlara aktardıklarını, fazla yandığını düşündükleri yerleri kazıyarak ya da suyla soğutarak kontrol ettiklerini kaydetti.
- Yunan adalarına seyahat edecekler
Közün karşısında çalışmanın çok kolay olmadığını, aletlerin ilkel olması nedeniyle de zorluk yaşadıklarını dile getiren Alper, çalışmanın gönüllülerin katkısıyla devam ettiğini, tam zamanlı ve sistemli bir program yürütemediklerini söyledi.
Alper, 4 metre uzunluğunda, 95 santimetre enindeki kütüğü tekne formuna getirmenin yaklaşık 2 ay alacağını tahmin ettiklerini belirterek, "Oyma işlemi bittikten sonra denize atıp dengesini kontrol edeceğiz. Gerekirse yandan bir denge çubuğu ekleyeceğiz. Bu tekneyle gelecek yıl kıyı şeridinde yapacağımız denemenin ardından Yunan adalarından birine geliş gidiş yapacağız. Böylelikle Neolitik Dönem ticaretini canlandırmış olacağız." dedi.
Kaynak: AA
Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Koray Alper'in "Milattan Önce 7 ve 6 binli yıllarda Anadolu Denizcilik Faaliyetleri" konulu doktora tezi kapsamında üniversitenin desteğiyle 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneğinin Urla'daki deneysel arkeoloji merkezinde başlatılan proje ile binlerce yıl öncesine ait teknikle "ilkel tekne" yapılıyor.
Projeyle ilgili bilgi veren Alper, araştırmasına konu olan tarihlerin Batı Anadolu için Neolitik dönem olarak bilindiğini, popüler tanımıyla Cilalı Taş Devri olarak bilinen bu dönemde Anadolu kıyıları ile Ege adaları arasında deniz ticareti yapıldığına ilişkin çok sayıda veri olduğunu ifade etti.
Bu ticaretin deniz yoluyla nasıl yapıldığına, ne tip deniz araçları kullanıldığına ilişkin teorik tezler bulunduğunu aktaran Alper, bu tezleri deneysel uygulamalarla sınamayı amaçladıklarını kaydetti.
İnsanlığın ilk olarak sazlıklardan deniz aracı yaptığını, sonraki dönemlerde dalgalara ve rüzgara dayanıklı, kargo taşımaya imkan veren tekneleri geliştirdiğini anlatan Alper, "İnsanların kütüklerin üzerinde yolculuk ettiğine ilişkin fikirler vardı. Bunun doğru olmadığını ilk denememizde gördük. Önce ham tomruğu suya attık, üzerinde kürek çekmek mümkün değildi. O dönemde obsidyen veya çakmaktaşı dışında tekne yapımında kullanılacak malzeme yoktu. Taş aletlerle kütüğü işlemek için yakma tekniğini uygulamaya başladık." bilgisini verdi.
Kayın ağacı kütüğünün içinde kontrollü ateş yaktıklarını, köz sönmeden ucuna keskin taşlar bağlanan baltalarla oyma işlemine geçtiklerini belirten Alper, ateşi orta kısımda yakıp kenarlara aktardıklarını, fazla yandığını düşündükleri yerleri kazıyarak ya da suyla soğutarak kontrol ettiklerini kaydetti.
- Yunan adalarına seyahat edecekler
Közün karşısında çalışmanın çok kolay olmadığını, aletlerin ilkel olması nedeniyle de zorluk yaşadıklarını dile getiren Alper, çalışmanın gönüllülerin katkısıyla devam ettiğini, tam zamanlı ve sistemli bir program yürütemediklerini söyledi.
Alper, 4 metre uzunluğunda, 95 santimetre enindeki kütüğü tekne formuna getirmenin yaklaşık 2 ay alacağını tahmin ettiklerini belirterek, "Oyma işlemi bittikten sonra denize atıp dengesini kontrol edeceğiz. Gerekirse yandan bir denge çubuğu ekleyeceğiz. Bu tekneyle gelecek yıl kıyı şeridinde yapacağımız denemenin ardından Yunan adalarından birine geliş gidiş yapacağız. Böylelikle Neolitik Dönem ticaretini canlandırmış olacağız." dedi.