'Çocuklar sosyal medyada nesneleştiriliyor'
Doç. Dr. Tüba Karahisar, "Bazı ebeveynler çocukları adına sosyal medya hesapları açmaktadır. Çocuk görüntüleri anlık tüketilen nesne olmaya başlamıştır." dedi.
Doç. Dr. Tüba Karahisar, 0-6 yaş arası çocukların görüntülerinin anne-babalar tarafından sosyal medyada paylaşılmaması konusunda uyarılarda bulundu.
Karahisar, Düzce Üniversitesi tarafından 5-7 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenen 'Uluslararası Çocuk Hakları Kongresi' çerçevesinde ebeveynlerin, sosyal medyada paylaşılan çocuk fotoğraflarını inceledi.
Bildiri kitabında yer alan 'Çocukların ebeveynler tarafından sosyal medyada nesneleştirilmesi ve mahremiyetin ifşası' başlıklı çalışmasında Karahisar, ailelerin çocuk fotoğraf ve videolarını sosyal medyada ne derece ve nasıl paylaştığını tespit etmek amacıyla sosyal medya aracı olan sosyal paylaşım siteleri üzerindeki 0-6 yaş arası çocukların fotoğraf ve videolarının yer aldığı paylaşımları inceledi.
Araştırmasının ardından AA muhabirine açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Karahisar, her gün binlerce kullanıcının sosyal medyada fotoğraf ve video paylaştığını ve artık fotoğrafa bakmanın ya da fotoğrafı paylaşmanın metin okumaktan daha cazip hale geldiğini ifade etti.
Sosyal medyada çocukların her anının paylaşıldığını kaydeden Karahisar, şöyle konuştu:
'Eskiden albümlerde saklanan ve sadece eşe dosta gösterilen fotoğraflar artık kamuya sunulmaktadır. Çocukları zararlı içeriklerden koruma yolları aranırken, ebeveynler bilerek ve isteyerek çocuklarının fotoğraflarını yayınlamada bir sakınca görmemektedir. Hatta bazı ebeveynler çocukları adına sosyal medya hesapları açmaktadır. Çocuk görüntüleri anlık tüketilen nesne olmaya başlamıştır. Ebeveynler, herkese açık yapılan sosyal medya hesaplarından takipçilerini arttırarak ve reklam alarak nemalanmaktadır. Herkese açık yapılan bu paylaşımlar çocuk istismarcılarının eline geçmektedir. Sosyal medyanın olumlu yanlarının yanı sıra, olumsuz yanları da vardır. Sosyal medya ile gözetim artmakta ve mahremiyet ifşa edilmektedir.'
Hayatın her anında herkesin dilediği sayıda fotoğraf çektiğini ve paylaştığını vurgulayan Karahisar, paylaşılan çocuk fotoğraflarında özel alan ile kamusal alan arasındaki sınırın giderek daraldığının görüldüğünü aktardı.
'Paylaşılan fotoğrafların yüzde 75'i de kurgulanmış'
Doç. Dr. Karahisar, gizli alan olan evin bile mahrem bölge olmaktan çıkıp herkesin rahatlıkla görebileceği yer haline dönüştüğünü dile getirerek, 'Gündelik hayatta paylaşılan bu çocuk fotoğrafları nesneleştirilmekte ve metaya dönüştürülmektedir. Paylaşılan fotoğrafların yüzde 75'i de kurgulanmış fotoğraflardır. Ebeveynler bu kurgulanmış fotoğrafları sevgi ve ait olma durumundan daha çok gösteriş durumuna taşıyor. Çalışma içerisinde incelenen fotoğraflarda, baba ile erkek çocuğun araba yıkarken ya da futbol müsabakasında fotoğrafı paylaşılırken anne-kızın da aynı kıyafetler ile çekilmiş fotoğraflar yer almaktadır.'
Gündelik hayatın her anında görüntüsü çekilen çocukların psikolojik durumunun olumsuz yönde etkileneceğine değinen Karahisar, sürekli fotoğrafı çekilen ve övgülerle gururu okşanan çocukların psikolojilerinin de değiştiğini söyledi.
Karahisar, sözlerini şöyle tamamladı:
'Fotoğraf çekilmeden önce ebeveynler bebeğin nasıl görünmesini istiyorlarsa ona göre kurgulamışlardır. Sosyal medyadaki çocuk fotoğrafları, çeşitli uygulamalar aracılığıyla renk, ışık, parlaklık, kontrast açısından değiştirilmekte olduğundan farklı bir görüntüyle karşımıza çıkmaktadır. Ebeveynler çocuklarının fotoğraflarını en fazla doğum günü fotoğraflarında ve çocukları uyurken çekerek paylaşmıştır. Sanal ortamda varlık kazanmak, beğenilmek, takipçi sayısını arttırmak isteyen her birey gibi ebeveynler de bu paylaşımlara çocuklarını katmıştır. Bu sayede çocukların mahrem hallerini sosyal medyada sergilemeye başlamıştır.'
Kaynak: AA
Karahisar, Düzce Üniversitesi tarafından 5-7 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenen 'Uluslararası Çocuk Hakları Kongresi' çerçevesinde ebeveynlerin, sosyal medyada paylaşılan çocuk fotoğraflarını inceledi.
Bildiri kitabında yer alan 'Çocukların ebeveynler tarafından sosyal medyada nesneleştirilmesi ve mahremiyetin ifşası' başlıklı çalışmasında Karahisar, ailelerin çocuk fotoğraf ve videolarını sosyal medyada ne derece ve nasıl paylaştığını tespit etmek amacıyla sosyal medya aracı olan sosyal paylaşım siteleri üzerindeki 0-6 yaş arası çocukların fotoğraf ve videolarının yer aldığı paylaşımları inceledi.
Araştırmasının ardından AA muhabirine açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Karahisar, her gün binlerce kullanıcının sosyal medyada fotoğraf ve video paylaştığını ve artık fotoğrafa bakmanın ya da fotoğrafı paylaşmanın metin okumaktan daha cazip hale geldiğini ifade etti.
Sosyal medyada çocukların her anının paylaşıldığını kaydeden Karahisar, şöyle konuştu:
'Eskiden albümlerde saklanan ve sadece eşe dosta gösterilen fotoğraflar artık kamuya sunulmaktadır. Çocukları zararlı içeriklerden koruma yolları aranırken, ebeveynler bilerek ve isteyerek çocuklarının fotoğraflarını yayınlamada bir sakınca görmemektedir. Hatta bazı ebeveynler çocukları adına sosyal medya hesapları açmaktadır. Çocuk görüntüleri anlık tüketilen nesne olmaya başlamıştır. Ebeveynler, herkese açık yapılan sosyal medya hesaplarından takipçilerini arttırarak ve reklam alarak nemalanmaktadır. Herkese açık yapılan bu paylaşımlar çocuk istismarcılarının eline geçmektedir. Sosyal medyanın olumlu yanlarının yanı sıra, olumsuz yanları da vardır. Sosyal medya ile gözetim artmakta ve mahremiyet ifşa edilmektedir.'
Hayatın her anında herkesin dilediği sayıda fotoğraf çektiğini ve paylaştığını vurgulayan Karahisar, paylaşılan çocuk fotoğraflarında özel alan ile kamusal alan arasındaki sınırın giderek daraldığının görüldüğünü aktardı.
'Paylaşılan fotoğrafların yüzde 75'i de kurgulanmış'
Doç. Dr. Karahisar, gizli alan olan evin bile mahrem bölge olmaktan çıkıp herkesin rahatlıkla görebileceği yer haline dönüştüğünü dile getirerek, 'Gündelik hayatta paylaşılan bu çocuk fotoğrafları nesneleştirilmekte ve metaya dönüştürülmektedir. Paylaşılan fotoğrafların yüzde 75'i de kurgulanmış fotoğraflardır. Ebeveynler bu kurgulanmış fotoğrafları sevgi ve ait olma durumundan daha çok gösteriş durumuna taşıyor. Çalışma içerisinde incelenen fotoğraflarda, baba ile erkek çocuğun araba yıkarken ya da futbol müsabakasında fotoğrafı paylaşılırken anne-kızın da aynı kıyafetler ile çekilmiş fotoğraflar yer almaktadır.'
Gündelik hayatın her anında görüntüsü çekilen çocukların psikolojik durumunun olumsuz yönde etkileneceğine değinen Karahisar, sürekli fotoğrafı çekilen ve övgülerle gururu okşanan çocukların psikolojilerinin de değiştiğini söyledi.
Karahisar, sözlerini şöyle tamamladı:
'Fotoğraf çekilmeden önce ebeveynler bebeğin nasıl görünmesini istiyorlarsa ona göre kurgulamışlardır. Sosyal medyadaki çocuk fotoğrafları, çeşitli uygulamalar aracılığıyla renk, ışık, parlaklık, kontrast açısından değiştirilmekte olduğundan farklı bir görüntüyle karşımıza çıkmaktadır. Ebeveynler çocuklarının fotoğraflarını en fazla doğum günü fotoğraflarında ve çocukları uyurken çekerek paylaşmıştır. Sanal ortamda varlık kazanmak, beğenilmek, takipçi sayısını arttırmak isteyen her birey gibi ebeveynler de bu paylaşımlara çocuklarını katmıştır. Bu sayede çocukların mahrem hallerini sosyal medyada sergilemeye başlamıştır.'