Nörolog Mehmet Yavuz, Aşırı İlaç Kullanımına Dikkat Çekti
Uzman Dr. Mehmet Yavuz, depresyonla mücadele amacıyla ilaç kullanımının çok arttığına dikkat çekerek, “Anti depresan toplumu olduk” dedi.
Aşırı ilaç kullanımına dikkat çeken Mehmet Yavuz, “Çok ihtiyacı olduğu halde ilaç kullanmamak için doktora gitmekten kaçınanlar ya da eşine, dostuna özenerek antidepresan kullanımına başlayanlar var. Bu durum oldukça tehlikeli. Bu ilaçlar sadece ihtiyacı olan ve doktorun tedavi amaçlı önerdiği kişiler tarafından kullanılmalı. Öte yandan depresyon ile mücadele için ilaç dışında alınabilecek pek çok önlem de var. Özellikle sosyal bağları güçlendirmek bu seçeneklerin başında geliyor” diye konuştu.
"Sosyal medya platformları insanlar arasında var olan iletişimi zayıflattı"
Uzman Doktor Mehmet Yavuz’a göre artan ilaç kullanımının altında, sorunlara hızlı ve kolay çözümler arama alışkanlığı var. Doktor Mehmet Yavuz, ayrıca derinlikten yoksun bir sosyal yaşamın insanları daha kırılgan hale getirdiğini vurgulayarak, "En ufak bir sıkıntı hisseden, işinden ya da eşinden ayrılan, patronuyla kavga eden, hemen ilaca sarılıyor. Eskiden insanlar birbirleriyle dertleşirlerdi. Şimdi çok yüksek hızda akan kent temposu, kişiye kendini dinleyecek; sorunlarına kökten ve kalıcı çözümler bulacak vakti bırakmıyor. Sosyal medya platformları insanlar arasında var olan iletişimi zayıflattı. Reel bazda insanlar arasındaki ikili ilişkiler çok zayıfladığı için suni çareler aranıyor. Geleneksel yüz yüze ilişkiler, dostluk, arkadaşlık kavramlarının içi boşaldı. Aslına bakılırsa bugün birçok evlilikte bile eşler arasındaki iletişim yeteri kadar sıcak değil. Durum böyle olunca, insanlar kendilerini yeterince mutlu hissetmiyorlar ve öfkelenmeye başlıyorlar. İlaç genellikle bu öfke sırasında akla geliyor. Oysa sağlıklı bir birey, kendisini neyin kızdırdığını bulmalı ve içindeki boşluk, değer görmeme gibi hislere karşı yaşamını zenginleştirmeye yönelik olumlu adımlar atmalıdır. Bugün ülkemizde geldiğimiz noktada ihtiyacı olanlar uzak dururken, aslında pek de ihtiyacı olmayan pek çok kişinin durduk yerde gereksiz ilaç kullandığını gözlemlemekteyiz. Bu da, biz bu ilaçları doğru ve gerektiği gibi kullanamıyoruz demektir” dedi.
Kimler, Anti-depresan Kullanmalı?
“Şüphesiz ki ilaç kullanımı kişinin tedavisini yürüten hekimin karar verebileceği bir konudur. Ancak bireyi doktora yönlendirmesi açısından basit ve hızlı bir kriter vermemiz gerekirse, sıkıntı ve üzüntü hissini izleyebiliriz. Eğer insan, o gün hiçbir önemli sorun yaşamadığı halde, kendini sıkıntılı, bunalmış, öfkeden taşacakmış gibi hissediyorsa mutlaka doktora gitmesi gerekir. Kişinin mutlu olması gereken zamanlarda bile yoğun sıkıntı hissetmesi, depresyon teşhisi açısından oldukça önemlidir. Eğer bu his varsa mutlaka profesyonel destek alınmalı. Bunun dışında daha mutlu, daha keyifli ya da daha duyarsız olmak için antidepresan alınmamalı. Anti-depresan, yaşamla başa çıkmanın kolay yolu olarak görülmemeli.
Sağlıklı bir insanın günlük yaşamında olaylara ve kişilere karşı, ılımlı, uzlaşmacı tepkiler göstermesini bekleriz. Eğer günün her saatinde hiç sebep yokken mutsuz hissediyorsanız ve bu durum süreklilik kazanmaya başladıysa destek almanız gerekir. Ancak ağır problemlerle uğraşılan durumlarda, dönemsel sıkıntılarda kişiye depresyon teşhisi koymak için acele etmemek lazım. Böyle dönemlerde kişi moralini yeniden kazanmak, eski neşesine geri dönebilmek için kendine zaman tanımalı ve mutlu olabileceği aktivitelere ağırlık vermeye özen göstermelidir. Unutmayın ki, kendimize mutlu olabileceğimiz yaşam koşullarını oluşturmak öncelikle bize düşen bir sorumluluktur. Bu hedefe yürüyebilmek için, ufak tefek kimi sorunlarla başa çıkabilecek gücü, kişiliğinizi geliştirerek içsel olarak yaratmayı hedeflemelisiniz. Bu aşamada özellikle akraba, eş, yakın dostluklar hatta birlikte yürüyüşe çıkabileceğiniz bir evcil hayvan ya da güneşle birlikte çiçek veren bir saksı bitkisi bile size büyük destek verecektir.”
Kaynak: İHA
"Sosyal medya platformları insanlar arasında var olan iletişimi zayıflattı"
Uzman Doktor Mehmet Yavuz’a göre artan ilaç kullanımının altında, sorunlara hızlı ve kolay çözümler arama alışkanlığı var. Doktor Mehmet Yavuz, ayrıca derinlikten yoksun bir sosyal yaşamın insanları daha kırılgan hale getirdiğini vurgulayarak, "En ufak bir sıkıntı hisseden, işinden ya da eşinden ayrılan, patronuyla kavga eden, hemen ilaca sarılıyor. Eskiden insanlar birbirleriyle dertleşirlerdi. Şimdi çok yüksek hızda akan kent temposu, kişiye kendini dinleyecek; sorunlarına kökten ve kalıcı çözümler bulacak vakti bırakmıyor. Sosyal medya platformları insanlar arasında var olan iletişimi zayıflattı. Reel bazda insanlar arasındaki ikili ilişkiler çok zayıfladığı için suni çareler aranıyor. Geleneksel yüz yüze ilişkiler, dostluk, arkadaşlık kavramlarının içi boşaldı. Aslına bakılırsa bugün birçok evlilikte bile eşler arasındaki iletişim yeteri kadar sıcak değil. Durum böyle olunca, insanlar kendilerini yeterince mutlu hissetmiyorlar ve öfkelenmeye başlıyorlar. İlaç genellikle bu öfke sırasında akla geliyor. Oysa sağlıklı bir birey, kendisini neyin kızdırdığını bulmalı ve içindeki boşluk, değer görmeme gibi hislere karşı yaşamını zenginleştirmeye yönelik olumlu adımlar atmalıdır. Bugün ülkemizde geldiğimiz noktada ihtiyacı olanlar uzak dururken, aslında pek de ihtiyacı olmayan pek çok kişinin durduk yerde gereksiz ilaç kullandığını gözlemlemekteyiz. Bu da, biz bu ilaçları doğru ve gerektiği gibi kullanamıyoruz demektir” dedi.
Kimler, Anti-depresan Kullanmalı?
“Şüphesiz ki ilaç kullanımı kişinin tedavisini yürüten hekimin karar verebileceği bir konudur. Ancak bireyi doktora yönlendirmesi açısından basit ve hızlı bir kriter vermemiz gerekirse, sıkıntı ve üzüntü hissini izleyebiliriz. Eğer insan, o gün hiçbir önemli sorun yaşamadığı halde, kendini sıkıntılı, bunalmış, öfkeden taşacakmış gibi hissediyorsa mutlaka doktora gitmesi gerekir. Kişinin mutlu olması gereken zamanlarda bile yoğun sıkıntı hissetmesi, depresyon teşhisi açısından oldukça önemlidir. Eğer bu his varsa mutlaka profesyonel destek alınmalı. Bunun dışında daha mutlu, daha keyifli ya da daha duyarsız olmak için antidepresan alınmamalı. Anti-depresan, yaşamla başa çıkmanın kolay yolu olarak görülmemeli.
Sağlıklı bir insanın günlük yaşamında olaylara ve kişilere karşı, ılımlı, uzlaşmacı tepkiler göstermesini bekleriz. Eğer günün her saatinde hiç sebep yokken mutsuz hissediyorsanız ve bu durum süreklilik kazanmaya başladıysa destek almanız gerekir. Ancak ağır problemlerle uğraşılan durumlarda, dönemsel sıkıntılarda kişiye depresyon teşhisi koymak için acele etmemek lazım. Böyle dönemlerde kişi moralini yeniden kazanmak, eski neşesine geri dönebilmek için kendine zaman tanımalı ve mutlu olabileceği aktivitelere ağırlık vermeye özen göstermelidir. Unutmayın ki, kendimize mutlu olabileceğimiz yaşam koşullarını oluşturmak öncelikle bize düşen bir sorumluluktur. Bu hedefe yürüyebilmek için, ufak tefek kimi sorunlarla başa çıkabilecek gücü, kişiliğinizi geliştirerek içsel olarak yaratmayı hedeflemelisiniz. Bu aşamada özellikle akraba, eş, yakın dostluklar hatta birlikte yürüyüşe çıkabileceğiniz bir evcil hayvan ya da güneşle birlikte çiçek veren bir saksı bitkisi bile size büyük destek verecektir.”