'Bu Parti, Bu Yönetim Anlayışı Ve Bu Kadroyla Asla İktidar Olamaz'
CHP'den Elazığ milletvekili seçilen ve Parti Meclisi toplantısında alınan kararla kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen Gürsel Erol: 'Daha bir hafta geçmemişken, Türkiye'nin yeni bir rejime ve devlet yapısına geçişini, seçim sonuçlarını il il masaya yatırıp değerlendirmek yerine, bugün yalnızca bir milletvekilinin ihracının gündeme getirilmesi, Parti Meclisinin toplanmasındaki niyeti, yalnızca tekelleşen bir genel merkezde siyasetin ve koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını ortaya koyuyor' 'Bu parti, bu yönetim anlayışı ve bu kadroyla asla iktidar olamaz. İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla, gelecekleriyle oynamayın'
CHP'nin 41 yıl aradan sonra Elazığ'dan çıkardığı ilk milletvekili olan Gürsel Erol, "Daha bir hafta geçmemişken, Türkiye'nin yeni bir rejime ve devlet yapısına geçişini, seçim sonuçlarını il il masaya yatırıp değerlendirmek yerine, bugün yalnızca bir milletvekilinin ihracının gündeme getirilmesi, Parti Meclisinin toplanmasındaki niyeti, yalnızca tekelleşen bir genel merkezde siyasetin ve koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını ortaya koyuyor." dedi.
27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde resmi olmayan sonuçlara göre CHP'den Elazığ milletvekili seçilen ve olağanüstü kurultay için genel merkez önünde oturma eylemi yapacağını açıklamasının ardından Parti Meclisi toplantısında alınan kararla kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen Erol, kentteki bir otelde basın toplantısı düzenledi.
Atadan ve dededen CHP'li olduğunu belirten Erol, Tunceli ve Elazığ gibi 41 yıldır milletvekili çıkaramayan ilden seçilmiş bir milletvekili olarak böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını doğru bulmadığını söyledi.
Partiyle gönül bağının sadece parti üyeliğiyle sınırlı olmadığını dile getiren Erol, şöyle devam etti:
"Üzüntüm şu, daha bir hafta geçmemişken seçim sonuçlarını, Türkiye'nin yeni bir rejime ve devlet yapısına geçişini, seçim sonuçlarını il il masaya yatırıp değerlendirmek yerine, bugün yalnızca bir milletvekilinin ihracının gündeme getirilmesi, Parti Meclisinin toplanmasındaki niyeti, yalnızca tekelleşen bir genel merkezde siyasetin ve koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını ortaya koyuyor."
- "Ben dava adayım"
Erol, topluma mal olmuş bir milletvekilinin ihracının gündeme gelmesini kamuoyunun vicdanına bıraktığını ifade etti.
Kendisinin "koltuk adamı" değil, "dava adamı" olduğunu savunan Erol, "Ben dava adayım. Dava adamlığı, CHP'nin değerlerini, Mustafa Kemal Atatürk'ün değeriyle bütünleştirmektir. Bu ülkenin yönetimine Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet, cumhuriyet ve laiklik anlayışını yerleştirmektir." diye konuştu.
Partisinin 9 dönemdir kaybettiği seçim sonuçlarına rağmen birilerinin hala yerini muhafaza etmesinin değerlendirmesini halka bıraktığını vurgulayan Erol, CHP'nin kendi gerçeklerine ve değerlerine dönmesi gerektiğini söyledi.
"Sayın Muharrem İnce bunun en güzel örneğidir. Muharrem İnce partinin içinden, gençlik kollarından, ilçe başkanlığından, il başkanlığından gelen bir arkadaşımız olarak bugün işte devşirme siyasetinin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamış bir cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye toplumunda kendini kanıtladı." diyen Gürsel Erol, şunları kaydetti:
"Bu parti, bu yönetim anlayışı ve bu kadroyla asla iktidar olamaz. İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla, gelecekleriyle oynamayın. Koltuklarını, genel merkez binasını yönetip, 3-5 belediye başkanı için bu partinin geleceğini ve bu partiye oy veren, umut bağlayan insanların umudunu yok edemezsiniz. Kimlik kayıtlarımda CHP yazmasa bile CHP'liyim ama siz yönetici olduğunuz halde CHP'li değilsiniz. Buradan bütün yurttaşlarıma, CHP'ye gönül veren herkese söylüyorum, elinizi vicdanınıza koyun, bu kararın karşısında direnin. Böyle bir şey tanımayın."
Kaynak: AA
27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde resmi olmayan sonuçlara göre CHP'den Elazığ milletvekili seçilen ve olağanüstü kurultay için genel merkez önünde oturma eylemi yapacağını açıklamasının ardından Parti Meclisi toplantısında alınan kararla kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen Erol, kentteki bir otelde basın toplantısı düzenledi.
Atadan ve dededen CHP'li olduğunu belirten Erol, Tunceli ve Elazığ gibi 41 yıldır milletvekili çıkaramayan ilden seçilmiş bir milletvekili olarak böyle bir durumla karşı karşıya kalmasını doğru bulmadığını söyledi.
Partiyle gönül bağının sadece parti üyeliğiyle sınırlı olmadığını dile getiren Erol, şöyle devam etti:
"Üzüntüm şu, daha bir hafta geçmemişken seçim sonuçlarını, Türkiye'nin yeni bir rejime ve devlet yapısına geçişini, seçim sonuçlarını il il masaya yatırıp değerlendirmek yerine, bugün yalnızca bir milletvekilinin ihracının gündeme getirilmesi, Parti Meclisinin toplanmasındaki niyeti, yalnızca tekelleşen bir genel merkezde siyasetin ve koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını ortaya koyuyor."
- "Ben dava adayım"
Erol, topluma mal olmuş bir milletvekilinin ihracının gündeme gelmesini kamuoyunun vicdanına bıraktığını ifade etti.
Kendisinin "koltuk adamı" değil, "dava adamı" olduğunu savunan Erol, "Ben dava adayım. Dava adamlığı, CHP'nin değerlerini, Mustafa Kemal Atatürk'ün değeriyle bütünleştirmektir. Bu ülkenin yönetimine Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet, cumhuriyet ve laiklik anlayışını yerleştirmektir." diye konuştu.
Partisinin 9 dönemdir kaybettiği seçim sonuçlarına rağmen birilerinin hala yerini muhafaza etmesinin değerlendirmesini halka bıraktığını vurgulayan Erol, CHP'nin kendi gerçeklerine ve değerlerine dönmesi gerektiğini söyledi.
"Sayın Muharrem İnce bunun en güzel örneğidir. Muharrem İnce partinin içinden, gençlik kollarından, ilçe başkanlığından, il başkanlığından gelen bir arkadaşımız olarak bugün işte devşirme siyasetinin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamış bir cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye toplumunda kendini kanıtladı." diyen Gürsel Erol, şunları kaydetti:
"Bu parti, bu yönetim anlayışı ve bu kadroyla asla iktidar olamaz. İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla, gelecekleriyle oynamayın. Koltuklarını, genel merkez binasını yönetip, 3-5 belediye başkanı için bu partinin geleceğini ve bu partiye oy veren, umut bağlayan insanların umudunu yok edemezsiniz. Kimlik kayıtlarımda CHP yazmasa bile CHP'liyim ama siz yönetici olduğunuz halde CHP'li değilsiniz. Buradan bütün yurttaşlarıma, CHP'ye gönül veren herkese söylüyorum, elinizi vicdanınıza koyun, bu kararın karşısında direnin. Böyle bir şey tanımayın."