'Boğulmalarda Önlem Almak, Bilim İnsanlarının Görevidir'
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin: 'Boğulma vak'alarında, en önemli şey insanı bilgilendirmektir. İnsanlarımızı eğitirsek, insanlar da boğulma kazalarında alınan önlemlere çok fazla gereksinim duymadan, kendi kendisini akıntıdan kurtarmasını bilecektir. Boğulma olaylarında da önlem almak, sadece kamunun vazifesi değil, tüm bilim insanlarının görevidir' Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy: 'Ülkemizde her yıl 600'den fazla insan, suda boğularak hayatını kaybetmektedir ve bu can kayıplarının önemli bir bölümü de çeken akıntılar sebebiyledir'
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, "Boğulma vak'alarında, en önemli şey insanı bilgilendirmektir. İnsanlarımızı eğitirsek, insanlar da boğulma kazalarında alınan önlemlere çok fazla gereksinim duymadan, kendi kendisini akıntıdan kurtarmasını bilecektir. Boğulma olaylarında önlem almak, sadece kamunun vazifesi değil, tüm bilim insanlarının görevidir." dedi.
Şahin, Yıldız Teknik Üniversitesi 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar" çalıştayında, bu tür çalıştayların daha sık gerçekleştirilmesi ve kamunun bilgilendirilmesi için duyuru yapılması gerektiğini dile getirerek, medyanın desteğinin de önemli bir güç olduğunu söyledi.
İnsanlara ulaştırılacak, küçük ve mesaj dolu bilgilerin, önlem alma noktasında büyük kıymet arz ettiğini vurgulayan Şahin, "Bilgi her şeyden önemlidir. Siz bir takım önlemler alabilirsiniz, boğulma vak'ası gerçekleştikten sonra da bazı masraf yaparak yaşanan durumu telafi edebilirsiniz ama bütün bu çabalar, çok pahalı çabalardır. Ortaya çıkan yaralanma vak'alarını telafi etmek, zaman alan bir iş ve insan gücü kaybı anlamına gelir." dedi.
Şahin, insanın çok değerli olduğunu hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar' çalıştayında konu olan boğulma vak'alarında, en önemli şey insanı bilgilendirmektir. Eğer biz insanlarımızı eğitirsek, insanlar boğulma kazalarında alınan bu tür önlemlere çok fazla gereksinim duymadan, kendi kendisini akıntıdan kurtarmasını bilecektir. Bu nedenle bilgilendirme çalıştayları, toplantıları ve sempozyumları büyük önem arz etmektedir. Boğulma olaylarında da önlem almak, sadece kamunun vazifesi değil, tüm bilim insanlarının görevidir."
Çalıştay konusunun kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Şahin, "Çalıştayda belirlenen konu, sadece boğulma vak'ası, kurtarma konusu ve müdahale değil, bilimsel olarak da ciddi bir araştırma konusudur. Türkiye bilimsel anlamda çok güzel çalışmalar yapabilir, sonrasında da alacağımız önlemlerin teknik boyutunu ortaya koyabiliriz. Toplantının çok faydalı olacağını düşünüyorum ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesinden ve ev sahipliği yapmaktan da ayrıca mutluluk duyduğumu belirtmek isterim." diyerek sözlerini tamamladı.
- "Dünyada çeken akıntılarda ölenlerin sayısı, afetlerden çok daha fazladır"
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy da çalıştayın sloganının "Bilgiye tutun, akıntıdan kurtul" olduğunu belirterek, "Ülkemizde her yıl 600'den fazla insan, suda boğularak hayatını kaybetmektedir ve bu can kayıplarının önemli bir bölümü de çeken akıntılar sebebiyledir." bilgisini paylaştı.
Boğulma olaylarında yaşanan can kayıpları hakkında örnekler veren Ersoy, şunları aktardı:
"Hem Türkiye'de hem de dünyada çeken akıntılardan ölen insanların sayısı sel, kasırga, hortum ve yıldırım gibi afetlerden çok fazladır. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre her yıl 100 kişinin öldüğü Teksas'ta çok sayıda okul çocuğu, suda boğulma nedeniyle okullarına dönememektedir. Boğulmaların birinci nedeni, beş yaş altı çocukların kaza sonucu suda boğulup, ölmeleridir. 5-12 yaş arası çocukların ölümlerinde yüzde 75 artış, 13-19 yaş arası çocuklarda ise yüzde 47 artış görülmektedir. Erkekler, bayanlara göre daha fazla suda boğulma riski taşımaktadır. Açık sularda boğulma oranlarına baktığımızda ise yüzde 56 arttığını görüyoruz. Açık sularda boğulma vak'aları, havuzdaki boğulmalardan iki kat fazladır. Her ölümcül vak'anın sekizi, insanlar kurtulsa bile kalıcı travmalara yol açmaktadır. Ölümle sonuçlanmayan vak'aların bazıları ise kalıcı beyin hasarlarına yol açmaktadır."
Ölümle sonuçlanan boğulma olaylarının nedenlerinin, yüzme bilmemek, güvenlik bariyerlerinin olmaması ve denetim eksikliği olduğuna dikkati çeken Ersoy, can yeleği takmamak, hava veya köpüklü oyuncaklarla suya girmek ve yalnız başına yüzmek gibi hususların da çocuk ölümlerini artırdığını belirterek, çocukların deniz kenarında yalnız bırakılmaması konusuna, dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
- "Acil Sağlık Hizmetleri için en önemli şey, vak'aların oluşmasını önlemektir"
Acil Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Kerem Özyavuz ise dikkatsizlik sonucu gerçekleşen boğulma vak'alarında gerçekleşen ölümlerin çoğunlukta olmasına rağmen, kalıcı hasarlara yol açan olayların yaşandığını belirterek, olayların, toplumsal sorunlara neden olduğunu dile getirdi.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Acil sağlık Hizmetleri'nde yaklaşık 300 ambulansla İstanbullulara hizmet edildiğini dile getiren Özyavuz, şunları kaydetti:
"300 ambulansa ek olarak, 2 tane deniz nakil aracımız bulunmaktadır. Deniz nakil araçlarını ambulans statüsüne alamıyoruz çünkü bir araca ambulans diyebilmemiz için belli standartlara sahip olması gerekiyor. Ne yazık ki deniz nakil araçlarının ambulansın standartları sağlaması mümkün değildir. Aynı zamanda 1 tane de helikopterimiz vardır, özellikle yaz aylarında Şile, Ağva ve Kilyos gibi tatil yörelerinde hizmet veren ambulanslarımızı, hizmet verdikleri istasyonlardan sahillere kaydırarak daha hızlı hareket etmek istiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki böyle bir durumda ne kadar hızlı hareket edersek hem yaşam desteği ve insanların ölümden kurtulmasını, hem de meydana gelen arazları azaltabiliyoruz. Acil Sağlık Hizmetleri olarak bizim için en önemli şey koruyucu tedbirleri alarak, vak'aların oluşmasını önlemektir. Bu sebeple boğulma olaylarının önlenmesi ve gerekli müdahalelerin yapılması, topluma bilinç kazandırmak için gerekli olan tüm paydaşları bir araya toplayan, düzenleme kuruluna teşekkür ediyorum."
Yıldız Teknik Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen çalıştaya, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi (TMMOB) destek verdi.
Birinci oturumda "Çeken akıntı nedir?", "Kıyı yapılarının yakın kıyı akıntılarına etkisi", "Yaz aylarında İstanbul Boğazı akıntı yapısının boğulma olayları üzerindeki etkisi" ve "Çeken akıntı bölgelerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemler" gibi konular konuşuldu.
Çalıştayın ikinci oturumunda ise "2017 boğulma vak'aları", "Boğulma vak'alarına olay yeri yönetimi", "Boğulma vak'alarının medyadaki yeri", "AKUT ve Karadeniz'de yaşanan boğulma vak'aları" gibi konular masaya yatırıldı.
Oturumların ardından, boğulma vak'alarının yaşanmaması için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken kurtarma, acil müdahale önlemlerinin anlatıldığı tatbikat gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Şahin, Yıldız Teknik Üniversitesi 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar" çalıştayında, bu tür çalıştayların daha sık gerçekleştirilmesi ve kamunun bilgilendirilmesi için duyuru yapılması gerektiğini dile getirerek, medyanın desteğinin de önemli bir güç olduğunu söyledi.
İnsanlara ulaştırılacak, küçük ve mesaj dolu bilgilerin, önlem alma noktasında büyük kıymet arz ettiğini vurgulayan Şahin, "Bilgi her şeyden önemlidir. Siz bir takım önlemler alabilirsiniz, boğulma vak'ası gerçekleştikten sonra da bazı masraf yaparak yaşanan durumu telafi edebilirsiniz ama bütün bu çabalar, çok pahalı çabalardır. Ortaya çıkan yaralanma vak'alarını telafi etmek, zaman alan bir iş ve insan gücü kaybı anlamına gelir." dedi.
Şahin, insanın çok değerli olduğunu hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suda Boğulmalar ve Çeken Akıntılar' çalıştayında konu olan boğulma vak'alarında, en önemli şey insanı bilgilendirmektir. Eğer biz insanlarımızı eğitirsek, insanlar boğulma kazalarında alınan bu tür önlemlere çok fazla gereksinim duymadan, kendi kendisini akıntıdan kurtarmasını bilecektir. Bu nedenle bilgilendirme çalıştayları, toplantıları ve sempozyumları büyük önem arz etmektedir. Boğulma olaylarında da önlem almak, sadece kamunun vazifesi değil, tüm bilim insanlarının görevidir."
Çalıştay konusunun kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Şahin, "Çalıştayda belirlenen konu, sadece boğulma vak'ası, kurtarma konusu ve müdahale değil, bilimsel olarak da ciddi bir araştırma konusudur. Türkiye bilimsel anlamda çok güzel çalışmalar yapabilir, sonrasında da alacağımız önlemlerin teknik boyutunu ortaya koyabiliriz. Toplantının çok faydalı olacağını düşünüyorum ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesinden ve ev sahipliği yapmaktan da ayrıca mutluluk duyduğumu belirtmek isterim." diyerek sözlerini tamamladı.
- "Dünyada çeken akıntılarda ölenlerin sayısı, afetlerden çok daha fazladır"
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy da çalıştayın sloganının "Bilgiye tutun, akıntıdan kurtul" olduğunu belirterek, "Ülkemizde her yıl 600'den fazla insan, suda boğularak hayatını kaybetmektedir ve bu can kayıplarının önemli bir bölümü de çeken akıntılar sebebiyledir." bilgisini paylaştı.
Boğulma olaylarında yaşanan can kayıpları hakkında örnekler veren Ersoy, şunları aktardı:
"Hem Türkiye'de hem de dünyada çeken akıntılardan ölen insanların sayısı sel, kasırga, hortum ve yıldırım gibi afetlerden çok fazladır. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre her yıl 100 kişinin öldüğü Teksas'ta çok sayıda okul çocuğu, suda boğulma nedeniyle okullarına dönememektedir. Boğulmaların birinci nedeni, beş yaş altı çocukların kaza sonucu suda boğulup, ölmeleridir. 5-12 yaş arası çocukların ölümlerinde yüzde 75 artış, 13-19 yaş arası çocuklarda ise yüzde 47 artış görülmektedir. Erkekler, bayanlara göre daha fazla suda boğulma riski taşımaktadır. Açık sularda boğulma oranlarına baktığımızda ise yüzde 56 arttığını görüyoruz. Açık sularda boğulma vak'aları, havuzdaki boğulmalardan iki kat fazladır. Her ölümcül vak'anın sekizi, insanlar kurtulsa bile kalıcı travmalara yol açmaktadır. Ölümle sonuçlanmayan vak'aların bazıları ise kalıcı beyin hasarlarına yol açmaktadır."
Ölümle sonuçlanan boğulma olaylarının nedenlerinin, yüzme bilmemek, güvenlik bariyerlerinin olmaması ve denetim eksikliği olduğuna dikkati çeken Ersoy, can yeleği takmamak, hava veya köpüklü oyuncaklarla suya girmek ve yalnız başına yüzmek gibi hususların da çocuk ölümlerini artırdığını belirterek, çocukların deniz kenarında yalnız bırakılmaması konusuna, dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
- "Acil Sağlık Hizmetleri için en önemli şey, vak'aların oluşmasını önlemektir"
Acil Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Kerem Özyavuz ise dikkatsizlik sonucu gerçekleşen boğulma vak'alarında gerçekleşen ölümlerin çoğunlukta olmasına rağmen, kalıcı hasarlara yol açan olayların yaşandığını belirterek, olayların, toplumsal sorunlara neden olduğunu dile getirdi.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Acil sağlık Hizmetleri'nde yaklaşık 300 ambulansla İstanbullulara hizmet edildiğini dile getiren Özyavuz, şunları kaydetti:
"300 ambulansa ek olarak, 2 tane deniz nakil aracımız bulunmaktadır. Deniz nakil araçlarını ambulans statüsüne alamıyoruz çünkü bir araca ambulans diyebilmemiz için belli standartlara sahip olması gerekiyor. Ne yazık ki deniz nakil araçlarının ambulansın standartları sağlaması mümkün değildir. Aynı zamanda 1 tane de helikopterimiz vardır, özellikle yaz aylarında Şile, Ağva ve Kilyos gibi tatil yörelerinde hizmet veren ambulanslarımızı, hizmet verdikleri istasyonlardan sahillere kaydırarak daha hızlı hareket etmek istiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki böyle bir durumda ne kadar hızlı hareket edersek hem yaşam desteği ve insanların ölümden kurtulmasını, hem de meydana gelen arazları azaltabiliyoruz. Acil Sağlık Hizmetleri olarak bizim için en önemli şey koruyucu tedbirleri alarak, vak'aların oluşmasını önlemektir. Bu sebeple boğulma olaylarının önlenmesi ve gerekli müdahalelerin yapılması, topluma bilinç kazandırmak için gerekli olan tüm paydaşları bir araya toplayan, düzenleme kuruluna teşekkür ediyorum."
Yıldız Teknik Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen çalıştaya, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi (TMMOB) destek verdi.
Birinci oturumda "Çeken akıntı nedir?", "Kıyı yapılarının yakın kıyı akıntılarına etkisi", "Yaz aylarında İstanbul Boğazı akıntı yapısının boğulma olayları üzerindeki etkisi" ve "Çeken akıntı bölgelerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemler" gibi konular konuşuldu.
Çalıştayın ikinci oturumunda ise "2017 boğulma vak'aları", "Boğulma vak'alarına olay yeri yönetimi", "Boğulma vak'alarının medyadaki yeri", "AKUT ve Karadeniz'de yaşanan boğulma vak'aları" gibi konular masaya yatırıldı.
Oturumların ardından, boğulma vak'alarının yaşanmaması için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken kurtarma, acil müdahale önlemlerinin anlatıldığı tatbikat gerçekleştirildi.