Ahududu Bahçesinin 'Yabancı Gelinleri'
Konya'da yaşayan Rusya, Ukrayna ve Moldovalı 10 kadın, eşleri ve çocuklarıyla hafta sonları 5 dönümlük ahududu ekilen tarlada çalışıyor Şehir hayatının stresini tarlada çalışarak atan ve şalvar giyip eşarp takan yabancı gelinler, kendilerini 'ahududu ailesi' olarak tanımlıyor.
ABDULLAH DOĞAN - Konya'da yaşayan Rusya, Ukrayna ve Moldovalı 10 kadın, eşleri ve çocuklarıyla hafta sonları 5 dönümlük ahududu ekilen tarlada çalışarak doğanın keyfini çıkarıyor.
Esnaf emeklisi 60 yaşındaki Dursun Büyük, ömrünün büyük bölümünü geçirdiği İstanbul'daki metropol yaşantısından sıkılarak Konya'nın Meram ilçesinin Kızılören Mahallesi'ne yerleşti.
Büyük, Konya-Beyşehir karayolunun yakınındaki 5 bin metrekarelik bahçeye yaptırdığı evinde yaşamını sürdürüyor. Organik tarım yaptığı bahçesine meyve ağaçları diken Büyük, ahududu ve bazı endemik bitkiler yetiştiriyor.
Eşi Switlana Sevil Büyük ile günün büyük bölümünü ahududu tarlasında geçiren Büyük'e, hafta sonlarında kentte yaşayan Rusya, Ukrayna ve Moldovalı 10 kadın ve aileleri de eşlik ediyor.
Büyük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 45 yıllık şehir yaşamını bıraktığını söyledi.
Eşiyle organik tarım yaptığını belirten Büyük, "Ahududu, bektaşi üzümü yetiştiriyoruz. Çok bilinmiyor bu çevrede. Misafirlerimiz de şehir stresinden kaçmak için sık sık buraya geliyor. Hem çalışırız hem de yer içeriz. Büyük bir aile gibiyiz. Herkes hayatından memnun. Çocuklar oynuyor. Burası bizi yeterince meşgul ediyor. Yaklaşık 10 yıldır burada faaliyet gösteriyorum." diye konuştu.
Rusya'dan Türkiye'ye 13 yıl önce gelen Switlana Sevil Büyük de bahçede yaşamaktan dolayı mutlu olduğunu aktardı.
- Metropol hayatından çiftlik yaşamına
İstanbul'daki metropol hayatından kaçarak bahçeye yerleştiklerine işaret eden Büyük, şunları kaydetti:
"Eşimle burada yaşıyoruz. Yiyeceğimizi de burada doğal ortamda üretiyoruz. Sağlık açısından da yiyeceklerimiz çok güzel. Metropol hayatından sonra buraya yerleşince hiç zorluk çekmedim. Daha rahat bir yaşamımız var. Hafta sonu Moldova, Rusya ve Ukrayna'dan buraya yerleşen arkadaşlarımız geliyor. Hem bize yardım ediyor hem de kendileri toprakla vakit geçiriyor. Ahududunun reçelini yapıp, satışını da gerçekleştiriyoruz."
Eşi ve iki çocuğuyla geldiği ahududu bahçesinde çapa yapan 42 yaşındaki Moldovalı Yula Popa ise şalvar ve eşarbıyla dikkati çekiyor.
Popa, ülkesinde sıklıkla tüketilen ahududunun yörede çok fazla bilinmediğini ifade ederek, gülgiller familyasından bu çalı bitkisinin bakım ve yetiştiriciliğinin kolay olduğunu anlattı.
- "Ahududu ailesi"
Türkiye'ye 22 yıl önce çalışmak için geldiğini dile getiren Popa, şöyle konuştu:
"Hafta sonları burada stres atıyoruz. Çocuklar da burada çok mutlu oluyor. Buraya gelen diğer ailelerle adeta akraba olduk. Ahududu ailesi gibiyiz. Aramızda Rus ve Ukraynalı arkadaşlarımız var. Bahçede ahududunun çapasını yapıyoruz, ürün olduğunda ise topluyoruz. Bahçede nane de ekiliyor. Eski dalları kesiyoruz, yeniden güçlü şekilde çıkması için çapa yapıyoruz. Eğlence olarak görüyoruz. Sıkılmıyoruz. Eşlerimiz de yardım ediyor. Burada tarlada çalışmaya epey alıştık. Çalışırken şalvar giyiyoruz. Böylelikle daha rahat ediyoruz."
İki çocuk annesi Tatyana Budina ise bahçede çalışmanın kendisini dinlendirdiğini vurguladı.
Çocuklarıyla eğlenceli saatler geçirdiğine değinen Budina, "Burada hobi olarak çalışıyoruz. Ahududuyu çok özlüyorum çünkü ülkemde çok yaygın. Çocukluğumda ahududu bahçelerinde çok vakit geçirmiştim. Burada böyle bir bahçenin olması benim açımdan çok mutluluk verici bir şey." diye konuştu.
Kaynak: AA
Esnaf emeklisi 60 yaşındaki Dursun Büyük, ömrünün büyük bölümünü geçirdiği İstanbul'daki metropol yaşantısından sıkılarak Konya'nın Meram ilçesinin Kızılören Mahallesi'ne yerleşti.
Büyük, Konya-Beyşehir karayolunun yakınındaki 5 bin metrekarelik bahçeye yaptırdığı evinde yaşamını sürdürüyor. Organik tarım yaptığı bahçesine meyve ağaçları diken Büyük, ahududu ve bazı endemik bitkiler yetiştiriyor.
Eşi Switlana Sevil Büyük ile günün büyük bölümünü ahududu tarlasında geçiren Büyük'e, hafta sonlarında kentte yaşayan Rusya, Ukrayna ve Moldovalı 10 kadın ve aileleri de eşlik ediyor.
Büyük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 45 yıllık şehir yaşamını bıraktığını söyledi.
Eşiyle organik tarım yaptığını belirten Büyük, "Ahududu, bektaşi üzümü yetiştiriyoruz. Çok bilinmiyor bu çevrede. Misafirlerimiz de şehir stresinden kaçmak için sık sık buraya geliyor. Hem çalışırız hem de yer içeriz. Büyük bir aile gibiyiz. Herkes hayatından memnun. Çocuklar oynuyor. Burası bizi yeterince meşgul ediyor. Yaklaşık 10 yıldır burada faaliyet gösteriyorum." diye konuştu.
Rusya'dan Türkiye'ye 13 yıl önce gelen Switlana Sevil Büyük de bahçede yaşamaktan dolayı mutlu olduğunu aktardı.
- Metropol hayatından çiftlik yaşamına
İstanbul'daki metropol hayatından kaçarak bahçeye yerleştiklerine işaret eden Büyük, şunları kaydetti:
"Eşimle burada yaşıyoruz. Yiyeceğimizi de burada doğal ortamda üretiyoruz. Sağlık açısından da yiyeceklerimiz çok güzel. Metropol hayatından sonra buraya yerleşince hiç zorluk çekmedim. Daha rahat bir yaşamımız var. Hafta sonu Moldova, Rusya ve Ukrayna'dan buraya yerleşen arkadaşlarımız geliyor. Hem bize yardım ediyor hem de kendileri toprakla vakit geçiriyor. Ahududunun reçelini yapıp, satışını da gerçekleştiriyoruz."
Eşi ve iki çocuğuyla geldiği ahududu bahçesinde çapa yapan 42 yaşındaki Moldovalı Yula Popa ise şalvar ve eşarbıyla dikkati çekiyor.
Popa, ülkesinde sıklıkla tüketilen ahududunun yörede çok fazla bilinmediğini ifade ederek, gülgiller familyasından bu çalı bitkisinin bakım ve yetiştiriciliğinin kolay olduğunu anlattı.
- "Ahududu ailesi"
Türkiye'ye 22 yıl önce çalışmak için geldiğini dile getiren Popa, şöyle konuştu:
"Hafta sonları burada stres atıyoruz. Çocuklar da burada çok mutlu oluyor. Buraya gelen diğer ailelerle adeta akraba olduk. Ahududu ailesi gibiyiz. Aramızda Rus ve Ukraynalı arkadaşlarımız var. Bahçede ahududunun çapasını yapıyoruz, ürün olduğunda ise topluyoruz. Bahçede nane de ekiliyor. Eski dalları kesiyoruz, yeniden güçlü şekilde çıkması için çapa yapıyoruz. Eğlence olarak görüyoruz. Sıkılmıyoruz. Eşlerimiz de yardım ediyor. Burada tarlada çalışmaya epey alıştık. Çalışırken şalvar giyiyoruz. Böylelikle daha rahat ediyoruz."
İki çocuk annesi Tatyana Budina ise bahçede çalışmanın kendisini dinlendirdiğini vurguladı.
Çocuklarıyla eğlenceli saatler geçirdiğine değinen Budina, "Burada hobi olarak çalışıyoruz. Ahududuyu çok özlüyorum çünkü ülkemde çok yaygın. Çocukluğumda ahududu bahçelerinde çok vakit geçirmiştim. Burada böyle bir bahçenin olması benim açımdan çok mutluluk verici bir şey." diye konuştu.