Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Esma-Ül Hüsna Sergisi Açıldı
Fatih Belediye Başkanı Suver: 'Geçmişten gelen bu büyük zenginliğe bienalimizin yaptığı gibi bir halka olmalıyız ki yarının gençleri ve sanatseverleri de bütün sanat becerilerini göstererek yeni bir halka oluşturabilsinler' Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Şimşek: 'Projenin amacı yüce Allah'ın 99 ismini, enstitümüz bünyesindeki geleneksel sanatlarımız olan hüsnü hat, ebru, el nakışı, seramik ve ahşap alanlarında icra ederek Esmaül Hüsna'nın bilinirliğini arttırmaktır'.
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün Allah'ın isimlerinin yazıldığı 297 eserden oluşan Esma-ül Hüsna Sergisi "Yeditepe Bienali" kapsamında sanatseverlerle buluştu.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortaklığı'nda düzenlenen bienaldeki sergi, Fatih Belediyesi Hizmet Binası avlusunda açıldı.
Açılışta konuşan Fatih Belediye Başkanı Hasan Suver, sanatın toplumun gizli dünyası ile eşya ve mekanla kurduğu ilişkiyi şekil, nota, söz ve ses olarak dışarıya çıkaran bir teknik olduğunu belirtti.
Sanatçının bunu toplum adına yaptığını söyleyen Suver, şöyle devam etti:
"Sanat tarihinin insanlığın varlığından günümüze kadar bir süreç içerisinde geliştiğini görüyoruz. Klasik sanatlarda bu süreci çok rahat izleyebiliriz. Bütün gelişmeler toplum içinde paylaşılıp yaşanırken, çok kıymetli olanlar evrensel alana taşınır. Toplum artık dünya medeniyetinde söz sahibi olabilen bir aşamaya gelir. Bizim milletimiz böyle bir aşamayı gerçekleştiren dünyanın ender milletlerinden biridir. Ne yazık ki bu modern sanat adına yapılan birtakım çalışmalardan sonra bilerek ya da bilmeyerek kıymetini anlayarak ya da anlamayarak, bu büyük hazine bir kenara itilmiş, yok farz edilmiş, unutulmaya terk edilmiştir."
- "Sanat eserlerimize dört koldan sarılmalıyız"
Fatih ilçesinin 3 medeniyete başkentlik yaptığını hatırlatan Suver, "Ecdadımız bu yarımadaya çok büyük değer vermiş, her santimini nakış nakış işlemiştir. Bizim bir medeniyet davamız varsa, gelecekte milletimizin kendisi olarak devam etmesini sağlamak gibi bir idealimiz varsa, bu sanat eserlerimize dört koldan sarılmalıyız. Doğrudan doğruya onlardan ilham alıp asrın idrakine göre kendimizi tekrar anlatmalıyız. Geçmişten gelen bu büyük zenginliğe bienalimizin yaptığı gibi bir halka olmalıyız ki yarının gençleri ve sanatseverleri de bütün sanat becerilerini göstererek yeni bir halka oluşturabilsinler. Bunu yapamazsak inanın gelecekte var olma iddiamız olamaz." ifadelerini kullandı.
"Bilimde teknolojide çok başarılı olabilirsiniz ama kendiniz değilseniz o başarının hiçbir kıymeti yoktur." diyen Suver, miras bırakılan sanat ve kültürün çağın anlayışına yeniden sunulması, geçmişinden izler taşıyarak geleceğe aktarılması gerektiğini vurguladı.
- "Esma-ül Hüsna her seferde ayrı bir zevkle yazılan bir gelenek"
Yeditepe Bienali Küratörü Serhat Kula da Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün bienale büyük bir koleksiyonla katıldığını, ayrıca yılın her döneminde çok sayıda yeni sanatçının yetişmesine imkan tanıdığını belirterek, "Sanat ve kültürümüzü yaşatmaya devam eden bir okul olarak faaliyette oldukları için teşekkür ediyorum." dedi.
Sergideki eserlerin hazırlanma teknikleriyle ilgili bilgi veren Kula, "Esma-ül Hüsna geleneksel sanatlarımızda sürekli uygulanan, hattatlarımız tarafından bıkmadan usanmadan her seferde ayrı bir zevkle yazdıkları bir gelenek." ifadesini kullandı.
- "Amacımız Esma-ül Hüsna'nın bilinirliğini arttırmak"
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Semra Kır Şimşek ise enstitünün 1988 yılından bu yana projeleriyle geleneksel Türk giyimi ve el sanatları alanında kültür envanterine katkı sunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün güzeli güzel ile anlatmak gayesiyle hazırladığı 'En güzel isimler Esma-ül Hüsna' projesinin amacı yüce Allah'ın 99 ismini enstitümüz bünyesindeki geleneksel sanatlarımız olan hüsnü hat, ebru, el nakışı, seramik ve ahşap alanlarında icra ederek Esma-ül Hüsna'nın bilinirliğini arttırmaktır. Enstitü öğretmeni Hattat Ömer Faruk Özoğul'un kalemiyle 3 yıl önce başlayan çalışmalar, atölyelerdeki öğretmen ve ustaların özverili çalışmalarıyla Allah'ın isimlerinin kağıda, suya, ahşaba, kumaşa ve toprağa nakşedildiği bir koleksiyona sahip olmanın hazzı ve şükrüyle tamamlandı."
Klasik Türk Sanatları Vakfı Başkan Yardımcısı Mehmet İbrahim Ağaoğlu da bienal kapsamında yapılan sergi açılışlarının sonuna yaklaşıldığını anlatarak, tüm sanat dostlarına ve sanatkarlara teşekkür etti.
Allah'ın 99 isminin 3 farklı yazılışından oluşan, 20 kişilik ekibin 3 yıllık emeği sonucu nakış, ebru ve ahşap lazer yakma tekniğiyle hazırlanan 297 eserin yer aldığı Esma-ül Hüsna Sergisi, 15 Mayıs'a kadar görülebilecek.
Kaynak: AA
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortaklığı'nda düzenlenen bienaldeki sergi, Fatih Belediyesi Hizmet Binası avlusunda açıldı.
Açılışta konuşan Fatih Belediye Başkanı Hasan Suver, sanatın toplumun gizli dünyası ile eşya ve mekanla kurduğu ilişkiyi şekil, nota, söz ve ses olarak dışarıya çıkaran bir teknik olduğunu belirtti.
Sanatçının bunu toplum adına yaptığını söyleyen Suver, şöyle devam etti:
"Sanat tarihinin insanlığın varlığından günümüze kadar bir süreç içerisinde geliştiğini görüyoruz. Klasik sanatlarda bu süreci çok rahat izleyebiliriz. Bütün gelişmeler toplum içinde paylaşılıp yaşanırken, çok kıymetli olanlar evrensel alana taşınır. Toplum artık dünya medeniyetinde söz sahibi olabilen bir aşamaya gelir. Bizim milletimiz böyle bir aşamayı gerçekleştiren dünyanın ender milletlerinden biridir. Ne yazık ki bu modern sanat adına yapılan birtakım çalışmalardan sonra bilerek ya da bilmeyerek kıymetini anlayarak ya da anlamayarak, bu büyük hazine bir kenara itilmiş, yok farz edilmiş, unutulmaya terk edilmiştir."
- "Sanat eserlerimize dört koldan sarılmalıyız"
Fatih ilçesinin 3 medeniyete başkentlik yaptığını hatırlatan Suver, "Ecdadımız bu yarımadaya çok büyük değer vermiş, her santimini nakış nakış işlemiştir. Bizim bir medeniyet davamız varsa, gelecekte milletimizin kendisi olarak devam etmesini sağlamak gibi bir idealimiz varsa, bu sanat eserlerimize dört koldan sarılmalıyız. Doğrudan doğruya onlardan ilham alıp asrın idrakine göre kendimizi tekrar anlatmalıyız. Geçmişten gelen bu büyük zenginliğe bienalimizin yaptığı gibi bir halka olmalıyız ki yarının gençleri ve sanatseverleri de bütün sanat becerilerini göstererek yeni bir halka oluşturabilsinler. Bunu yapamazsak inanın gelecekte var olma iddiamız olamaz." ifadelerini kullandı.
"Bilimde teknolojide çok başarılı olabilirsiniz ama kendiniz değilseniz o başarının hiçbir kıymeti yoktur." diyen Suver, miras bırakılan sanat ve kültürün çağın anlayışına yeniden sunulması, geçmişinden izler taşıyarak geleceğe aktarılması gerektiğini vurguladı.
- "Esma-ül Hüsna her seferde ayrı bir zevkle yazılan bir gelenek"
Yeditepe Bienali Küratörü Serhat Kula da Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün bienale büyük bir koleksiyonla katıldığını, ayrıca yılın her döneminde çok sayıda yeni sanatçının yetişmesine imkan tanıdığını belirterek, "Sanat ve kültürümüzü yaşatmaya devam eden bir okul olarak faaliyette oldukları için teşekkür ediyorum." dedi.
Sergideki eserlerin hazırlanma teknikleriyle ilgili bilgi veren Kula, "Esma-ül Hüsna geleneksel sanatlarımızda sürekli uygulanan, hattatlarımız tarafından bıkmadan usanmadan her seferde ayrı bir zevkle yazdıkları bir gelenek." ifadesini kullandı.
- "Amacımız Esma-ül Hüsna'nın bilinirliğini arttırmak"
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Semra Kır Şimşek ise enstitünün 1988 yılından bu yana projeleriyle geleneksel Türk giyimi ve el sanatları alanında kültür envanterine katkı sunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün güzeli güzel ile anlatmak gayesiyle hazırladığı 'En güzel isimler Esma-ül Hüsna' projesinin amacı yüce Allah'ın 99 ismini enstitümüz bünyesindeki geleneksel sanatlarımız olan hüsnü hat, ebru, el nakışı, seramik ve ahşap alanlarında icra ederek Esma-ül Hüsna'nın bilinirliğini arttırmaktır. Enstitü öğretmeni Hattat Ömer Faruk Özoğul'un kalemiyle 3 yıl önce başlayan çalışmalar, atölyelerdeki öğretmen ve ustaların özverili çalışmalarıyla Allah'ın isimlerinin kağıda, suya, ahşaba, kumaşa ve toprağa nakşedildiği bir koleksiyona sahip olmanın hazzı ve şükrüyle tamamlandı."
Klasik Türk Sanatları Vakfı Başkan Yardımcısı Mehmet İbrahim Ağaoğlu da bienal kapsamında yapılan sergi açılışlarının sonuna yaklaşıldığını anlatarak, tüm sanat dostlarına ve sanatkarlara teşekkür etti.
Allah'ın 99 isminin 3 farklı yazılışından oluşan, 20 kişilik ekibin 3 yıllık emeği sonucu nakış, ebru ve ahşap lazer yakma tekniğiyle hazırlanan 297 eserin yer aldığı Esma-ül Hüsna Sergisi, 15 Mayıs'a kadar görülebilecek.