Bylock İçerikleri Gelince İtirafçı Oldu
Kırşehir'de, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan üniversite öğrencisi, inkar ettiği ByLock programıyla ilgili içerikler ortaya çıkınca itirafçı olarak örgütün kripto isimlerini ele verdi Sanığın, ByLock yazışmalarında, belletmen olarak çalıştığı yurtta kalan asker ve polis çocuklarını 'hususi' diye kodladığı belirlendi.
ABDULLAH YILDIZ - Kırşehir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan üniversite öğrencisi, inkar ettiği ByLock programıyla ilgili içerikler ortaya çıkınca itirafçı olup örgütün kripto isimleriyle ilgili bilgi verdi.
Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanan Ş.N.Y, telefonunda çıkan ByLock programını kullanmadığını ileri sürerek, duruşmalarda hakkındaki suçlamaları reddetti. Ancak telefonunda kayıtlı ByLock görüşmelerinin deşifreleri mahkemeye ulaşınca sanığın tutumu değişti. ByLock içerikleri yüzüne okunan Ş.N.Y, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla mahkemeye başvurdu.
Mahkeme heyeti, normal celselerden ayrı olarak gerçekleştirilen duruşmada sanığın itiraflarını dinledi. Heyet huzurunda dinlenen sanık, yaklaşık 1,5 saat ifade vererek, Kırıkkale'deki yapılanma ve kripto isimler hakkında bilgi verdi.
Ş.N.Y, Kırıkkale Üniversitesinde diyetisyenlik bölümünde okurken KYK yurdu çıkmadığı için örgütün kapatılan yurtlarından birinde kalmaya başladığını ifade etti.
Yurtta belletmen olarak görev yaptığını ve daha sonra "büyük bölge talebe mesulü" yapıldığını anlatan Ş.N.Y, 2016 yılının sonuna kadar burada hem okuyup hem de çalışmaya devam ettiğini aktardı.
Telefonuna ByLock programını yurda gelen B.K. isimli üst düzey kadının kurduğunu, bu programdan normal işleyişle ilgili konuları konuşacaklarını söylemesine rağmen örgütsel ve kişisel konuşmaların ağırlık kazanmaya başladığını ifade eden Ş.N.Y, ByLock yazışmalarıyla polis ekipleri ve müfettişlerin yurda yaptıkları baskınları önceden haber alabildiklerini söyledi.
- "Yapılacak baskınları asker ve polisler sayesinde önceden öğrenebiliyorduk"
Yurtta kalan öğrencilere ilişkin bilgiler topladıklarını kaydeden Ş.N.Y, "Örgütün yurt ve evlerinde kalan polis ve asker çocukları 'hususi' şeklinde kodladık. Rakamlarla Hususi-1, Hususi-2 gibi kodlar verdik. Bu kodlama ile çocuklarını örgütün yurt ve evlerine gönderen polis ve askerlerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorduk. Aynı zamanda, yurda yapılacak baskınları da bu asker ve polisler sayesinde önceden öğrenebiliyorduk." şeklinde ifade verdi.
Darbe girişiminden sonra da 2016 yılında Kırıkkale'de örgütün yurt ve evlerine baskın olacağını polis ve askerlerden örgütün gizli yazışma programı vasıtasıyla öğrendiklerini vurgulayan Ş.N.Y, şunları kaydetti:
"Örgüte bağlı polis ve müfettişler aracılığıyla önceden baskınları öğreniyorduk. Bütün kitapları, yasak yayınları yok ediyorduk. Panolardaki örgütü işaret eden tüm deliller ortadan kaldırılıyordu. Baskın sırasında 'abla' denmemesi tembih ediliyordu. 'Bize abla demeyin, hanım falan deyin' diyorlardı. Abla kelimesinin örgüt içindeki hitap şekli olduğunun bilindiğini biliyorlardı. Yurdun FETÖ yurdu olmadığı izlenimini vermeye çalışıyorlardı."
Ş.N.Y, ifadesinde Kırıkkale'de daha önce haklarında hiç soruşturma açılmamış ve yargılanmamış kripto örgüt üyeleri, kaldığı yurda gelip giden kişiler, Kırşehir ve ailesinin yaşadığı Kaman ilçesindeki örgüt sorumlularıyla ilgili de bildiklerini itiraf etti.
Kaynak: AA
Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanan Ş.N.Y, telefonunda çıkan ByLock programını kullanmadığını ileri sürerek, duruşmalarda hakkındaki suçlamaları reddetti. Ancak telefonunda kayıtlı ByLock görüşmelerinin deşifreleri mahkemeye ulaşınca sanığın tutumu değişti. ByLock içerikleri yüzüne okunan Ş.N.Y, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla mahkemeye başvurdu.
Mahkeme heyeti, normal celselerden ayrı olarak gerçekleştirilen duruşmada sanığın itiraflarını dinledi. Heyet huzurunda dinlenen sanık, yaklaşık 1,5 saat ifade vererek, Kırıkkale'deki yapılanma ve kripto isimler hakkında bilgi verdi.
Ş.N.Y, Kırıkkale Üniversitesinde diyetisyenlik bölümünde okurken KYK yurdu çıkmadığı için örgütün kapatılan yurtlarından birinde kalmaya başladığını ifade etti.
Yurtta belletmen olarak görev yaptığını ve daha sonra "büyük bölge talebe mesulü" yapıldığını anlatan Ş.N.Y, 2016 yılının sonuna kadar burada hem okuyup hem de çalışmaya devam ettiğini aktardı.
Telefonuna ByLock programını yurda gelen B.K. isimli üst düzey kadının kurduğunu, bu programdan normal işleyişle ilgili konuları konuşacaklarını söylemesine rağmen örgütsel ve kişisel konuşmaların ağırlık kazanmaya başladığını ifade eden Ş.N.Y, ByLock yazışmalarıyla polis ekipleri ve müfettişlerin yurda yaptıkları baskınları önceden haber alabildiklerini söyledi.
- "Yapılacak baskınları asker ve polisler sayesinde önceden öğrenebiliyorduk"
Yurtta kalan öğrencilere ilişkin bilgiler topladıklarını kaydeden Ş.N.Y, "Örgütün yurt ve evlerinde kalan polis ve asker çocukları 'hususi' şeklinde kodladık. Rakamlarla Hususi-1, Hususi-2 gibi kodlar verdik. Bu kodlama ile çocuklarını örgütün yurt ve evlerine gönderen polis ve askerlerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorduk. Aynı zamanda, yurda yapılacak baskınları da bu asker ve polisler sayesinde önceden öğrenebiliyorduk." şeklinde ifade verdi.
Darbe girişiminden sonra da 2016 yılında Kırıkkale'de örgütün yurt ve evlerine baskın olacağını polis ve askerlerden örgütün gizli yazışma programı vasıtasıyla öğrendiklerini vurgulayan Ş.N.Y, şunları kaydetti:
"Örgüte bağlı polis ve müfettişler aracılığıyla önceden baskınları öğreniyorduk. Bütün kitapları, yasak yayınları yok ediyorduk. Panolardaki örgütü işaret eden tüm deliller ortadan kaldırılıyordu. Baskın sırasında 'abla' denmemesi tembih ediliyordu. 'Bize abla demeyin, hanım falan deyin' diyorlardı. Abla kelimesinin örgüt içindeki hitap şekli olduğunun bilindiğini biliyorlardı. Yurdun FETÖ yurdu olmadığı izlenimini vermeye çalışıyorlardı."
Ş.N.Y, ifadesinde Kırıkkale'de daha önce haklarında hiç soruşturma açılmamış ve yargılanmamış kripto örgüt üyeleri, kaldığı yurda gelip giden kişiler, Kırşehir ve ailesinin yaşadığı Kaman ilçesindeki örgüt sorumlularıyla ilgili de bildiklerini itiraf etti.