'Ekoturizm Kitle Turizminin Tam Tersi'
TUREB Başkanı Ahmet Zeki Apalı: 'Ekoturizm aslında kitle turizminin tam tersi. Ekoturizm doğanın, kültürel değerlerin, folklorun, şivenin, yaşam tarzının, yemek kültürünün kısacası bu yöreye has ne varsa korunup turizme sunulmasıdır. Karadeniz'de bunlar yapılmadı'
Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı Ahmet Zeki Apalı, ekoturizmin doğanın, kültürel değerlerin, folklorun, şivenin, yaşam tarzının, yemek kültürünün, yöreye has ne varsa korunup turizme sunulması anlamına geldiğini belirterek, "Karadeniz'de bunlar yapılmadı." dedi.
Apalı, Artvin Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin turizminde üst sıralara doğru tırmanışının sürdüğüne dikkati çekerek, 2014'te turizmde 6. olan Türkiye'nin bu yıl da ilk altıya gireceğini öngördüklerini ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2023 stratejik planları doğrultusunda Karadeniz Bölgesi'nin ekoturizm alanı ilan edildiğini ancak bölgedeki uygulamalarda bunun tersinin yaşandığını savunan Apalı, "Ekoturizm deyince insanlar ekolojik ürünlerin sunulabildiği, pazarlanabildiği alanlar gibi algıladı bunu. Karadeniz Bölgesi, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerine çok açıldı. Bu açılımlarda bir sakınca yok, yalnız bölgede turizm noktasında yapılan yanlışlar gitgide artmaya başladı. Ekoturizm alanı olarak belirlenen Karadeniz kitle turizmine yönelmeye başladı." dedi.
Apalı, ekoturizmin aslında kitle turizminin tam tersi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Ekoturizm doğanın, kültürel değerlerin, folklorun, şivenin, yaşam tarzının, yemek kültürünün kısacası bu yöreye has ne varsa korunup turizme sunulmasıdır. Karadeniz'de bunlar yapılmadı. Kitle turizmine geçiş başladı. Birçok şehirde devasa oteller yapılıyor. Buraya gelecek insanların lüks otel heyecanı yok ki. Dünyanın her yerinde bulabiliyorlar. Bu bölgenin farklı bir yapısı, statüsü var. Şu ana kadar ekoturizmde başarılı olunamadı ama hem yöre insanımızın hem de kamu yetkilileri kötü gidişin farkına varmaya başladı. Bu iyi bir gelişme."
Turizm faaliyetlerinin süreklilik kazanması için halkın bu işlerden gelir elde edebileceğini bilmesi gerektiğine dikkati çeken Apalı, şunları söyledi:
"Ekoturizmde vatandaş normal rutininde hayatını devam ettirirken gelir elde edecek. İnsanlar buraya köy yaşantısı için geliyor. Vatandaşın yapacağı, köyündeki eve bir ya da iki oda ilave etmesi olacak. Bir turist İstanbul'dan kalkıp ailesiyle geldiği zaman köydeki bir evde konaklayabilmeli, onlar gibi yaşamalı, kahvaltı yapmalı. Bu aktivitelerden yöre halkı para kazanmalı. Turizmden elde edilecek gelirin halka daha çok yansıması lazım. Bunların yapılmadığını gördük. Bunları düzeltmek için yetkililerle fikir alışverişinde bulunarak üzerimize düşen çalışmaları yapacağız."
Apalı, Karadeniz Bölgesi'nde Giresun ve Artvin'in ekoturizm konusunda diğer illere göre daha şanslı olduğunu belirterek, Artvin'in, festivalleri, doğal güzellikleri, Karagölleri, kanyonu, biyosfer rezerv alanı ve bunlar gibi değerleriyle ekoturizmde adından söz ettirebilecek bir il olduğunu kaydetti.
Ziyarete katılan İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Gümüş de kentin turizm değerleriyle ilgili sunum yaptı.
Kaynak: AA
Apalı, Artvin Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin turizminde üst sıralara doğru tırmanışının sürdüğüne dikkati çekerek, 2014'te turizmde 6. olan Türkiye'nin bu yıl da ilk altıya gireceğini öngördüklerini ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2023 stratejik planları doğrultusunda Karadeniz Bölgesi'nin ekoturizm alanı ilan edildiğini ancak bölgedeki uygulamalarda bunun tersinin yaşandığını savunan Apalı, "Ekoturizm deyince insanlar ekolojik ürünlerin sunulabildiği, pazarlanabildiği alanlar gibi algıladı bunu. Karadeniz Bölgesi, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerine çok açıldı. Bu açılımlarda bir sakınca yok, yalnız bölgede turizm noktasında yapılan yanlışlar gitgide artmaya başladı. Ekoturizm alanı olarak belirlenen Karadeniz kitle turizmine yönelmeye başladı." dedi.
Apalı, ekoturizmin aslında kitle turizminin tam tersi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Ekoturizm doğanın, kültürel değerlerin, folklorun, şivenin, yaşam tarzının, yemek kültürünün kısacası bu yöreye has ne varsa korunup turizme sunulmasıdır. Karadeniz'de bunlar yapılmadı. Kitle turizmine geçiş başladı. Birçok şehirde devasa oteller yapılıyor. Buraya gelecek insanların lüks otel heyecanı yok ki. Dünyanın her yerinde bulabiliyorlar. Bu bölgenin farklı bir yapısı, statüsü var. Şu ana kadar ekoturizmde başarılı olunamadı ama hem yöre insanımızın hem de kamu yetkilileri kötü gidişin farkına varmaya başladı. Bu iyi bir gelişme."
Turizm faaliyetlerinin süreklilik kazanması için halkın bu işlerden gelir elde edebileceğini bilmesi gerektiğine dikkati çeken Apalı, şunları söyledi:
"Ekoturizmde vatandaş normal rutininde hayatını devam ettirirken gelir elde edecek. İnsanlar buraya köy yaşantısı için geliyor. Vatandaşın yapacağı, köyündeki eve bir ya da iki oda ilave etmesi olacak. Bir turist İstanbul'dan kalkıp ailesiyle geldiği zaman köydeki bir evde konaklayabilmeli, onlar gibi yaşamalı, kahvaltı yapmalı. Bu aktivitelerden yöre halkı para kazanmalı. Turizmden elde edilecek gelirin halka daha çok yansıması lazım. Bunların yapılmadığını gördük. Bunları düzeltmek için yetkililerle fikir alışverişinde bulunarak üzerimize düşen çalışmaları yapacağız."
Apalı, Karadeniz Bölgesi'nde Giresun ve Artvin'in ekoturizm konusunda diğer illere göre daha şanslı olduğunu belirterek, Artvin'in, festivalleri, doğal güzellikleri, Karagölleri, kanyonu, biyosfer rezerv alanı ve bunlar gibi değerleriyle ekoturizmde adından söz ettirebilecek bir il olduğunu kaydetti.
Ziyarete katılan İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Gümüş de kentin turizm değerleriyle ilgili sunum yaptı.