Bağdat'ta Saddam Heykelinin Devrilmesinin 15. Yıl Dönümü

Amerika Birleşik Devletleri’nin yönetimin elinde kitle imha silahları olduğu iddiası ile Irak’ı işgal etmesinin üzerinden 15 sene geçti. ABD askerlerinin Irak’ın başkenti Bağdat’a girdiği tarih olan 9 Nisan 2003 ise insanların hafızasında, Iraklı bir vatandaşın Saddam Hüseyin heykelini devirmesi ile yer edindi. Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra ülkede yaşanan kaosta 150 bin ile 500 bin arasında insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen Irak’ta yaşanan savaşa dair pek çok soru işareti gizemini koruyor.

Öte yandan Saddam Hüseyin heykelini deviren Kadim Şerif Hasan el Jaburi, yıllar sonra heykeli devirdiği için pişman olduğunu itiraf etmişti. Heykeli devirdiği için derin üzüntü duyduğunu belirten el Jaburi, yıllar sonra basına verdiği bir röportajda, “Şimdi o heykelin olduğu yerden geçerken acı ve utanç hissediyorum. Kendime soruyorum; neden o heykeli devirdim. Onu yeniden dikmek, yeniden inşa etmek isterdim, ama öldürülmekten korkarım. Ailemden 14 veya 15 kişi Saddam tarafından idam edilmişti. Amerikalılar gelip Saddam’ın baskıcı rejimine son verdiği gün çok mutlu olmuştum. Amerikalıların Bağdat çevresine yaklaştıklarını duyduğumda çok mutlu olmuştum ve gidip bir balyoz aldım, sonra da meydana gittim. Heykele vurmaya başladım. Yıkmak istiyordum. Heykel düşmeden önce askerlerden biri yüzüne Amerikan bayrağı koydu. Bunu kabullenemedim ve ona Amerikan bayrağı yerine Irak bayrağı verdim” ifadelerini kullanmıştı.

“Saddam gitti ama şimdi onun yerine bin Saddam var”

ABD’nin Irak’a girmesinin beklediği sonucu vermediğini söyleyen el Jaburi, “Sonra her geçen gün işler daha kötüye gitmeye başladı.

Yolsuzluk, iç çatışma, öldürme, yağmalama vardı. Saddam insanları öldürdü ama şimdiki hükümet kadar kötü değildi. Saddam gitti ama şimdi onun yerine bin Saddam var. Irak bizden çalınmış gibi hissediyorum ve ‘Irak’ın düşüşü’ dediklerinde bu sözler beni incitiyor. Bush ve Blair kesinlikle yalancı. Irak’ı yok ettiler, bizi sıfır noktasına, Orta Çağlara, hatta daha ötesine götürdüler” demişti.