'FETÖ'nün Karanlık Yüzü' Anlatıldı
Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, "Karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, insanların dini duygu ve heyecanlarını istismar eden, milletimizin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinimizin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif eden bir örgüt, asla dini cemaat olarak nitelendirilemez" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca yurt genelinde düzenlenen ‘Dini İstismar Eden Terör Örgütleriyle Mücadele’ seminerleri kapsamında kamu kurum ve kuruluş yöneticileri ve STK temsilcileri bilgilendirildi. Seminerde Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Dr. Mehmet Nur Akdoğan ve Diyanet İşleri Uzmanı Tuncay Altınışık “dini istismar eden terör örgütleri ile mücadele” konusunda birer sunum gerçekleştirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, tarih boyunca birçok kişi ya da grubun dinin insanlar üzerindeki etkisinden kendi emelleri için faydalanmak istediklerini ve din tüccarlığı yapmaktan çekinmediklerini belirtti.
Bodur, FETÖ’nün istismar ettiği dini kavramların altını çizerek "Görünüşleri, kıyafetleri, oturuşları, kalkışları, ibadetleri, sözleri ve davranışlarıyla mümin gibi davranan münafıklar, ulaşmak istedikleri nihai hedef uğruna hile, yalan, iftira, ihanet, ikiyüzlülük, devlete ait bilgileri düşmana sızdırma ve düşmanla iş birliğine girme gibi her türlü yöntemi uygulamıştır. Hazreti Peygamber’i öldürmeyi dahi göze alan, kendi üzerinde yaşadığı toprağı pazarlık konusu eden, gerektiğinde de elini kana bulamaktan çekinmeyen nifak hareketleri, sadece siyasi parçalanmayı değil, aynı zamanda inanç, ibadet ve ahlak alanında yozlaşmayı da hedeflemiştir. Karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, insanların dini duygu ve heyecanlarını istismar eden, milletimizin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinimizin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif eden bir örgüt, asla dini cemaat olarak nitelendirilemez" dedi.
"FETÖ, safsata ve sahte rüyalarla gençlerimizin hayatını çaldı"
Bodur, "Dine davet ettiklerini iddia eden bu sahtekarlar, aslında Müslümanların saf ve temiz duygularını sömürmektedir. Bunlar, İslâm’ın temel kaynaklarına ters düşen, akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikayelerle, rüyalarla, sahte sevap vaatleriyle vatandaşlarımızı aldatmakta, paralarını, evlatlarını, zamanlarını, hatta hayatlarını çalmaktadır. Din istismarı konusu, bugün İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüştür. Dini olduklarını ve İslâm’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ, DEAŞ, el-Kaide, Boko-Haram gibi terör örgütleri, en büyük zararı Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize vermektedir" ifadelerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesi haince planlanan bir darbe girişimi yaşandığını hatırlatan Bodur, şöyle devam etti:
"Aslında bir milleti ve onun sahip olduğu devleti ve değerleri yok etme planıydı bu. Bu hain girişim, Allah’ın inayeti, idarecilerimizin dirayeti ve aziz milletimizin cesaretiyle bertaraf edilirken, tüm dünya din istismarının karanlık çehresiyle yüzleşmiştir. Din kisvesi altında yalan ve hileyle yayılan, İslâm’ı maddi-manevi her anlamda çıkarlarına alet eden bir sömürü örgütü olan FETÖ devletimizin bekasını hedef almış, milletimizin inanç ve değer dünyasını hiçe saymış, dış mihrakların emelleri uğruna kendi halkı üzerine ateş açmaktan çekinmemiştir. Milletin paralarıyla alınan uçaklarla, helikopterlerle millete bomba yağdırmış ve bu asi topluluğun elebaşı, insanımızı Allah’ın dini ile aldatmıştır."
Ordu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen seminere Ordu Vali Yardımcısı Ahmet Arık, İl Müftüsü Mürsel Öztürk, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, kamu kurumlarının il müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve diğer ilgililer katıldı.
Kaynak: İHA
Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, tarih boyunca birçok kişi ya da grubun dinin insanlar üzerindeki etkisinden kendi emelleri için faydalanmak istediklerini ve din tüccarlığı yapmaktan çekinmediklerini belirtti.
Bodur, FETÖ’nün istismar ettiği dini kavramların altını çizerek "Görünüşleri, kıyafetleri, oturuşları, kalkışları, ibadetleri, sözleri ve davranışlarıyla mümin gibi davranan münafıklar, ulaşmak istedikleri nihai hedef uğruna hile, yalan, iftira, ihanet, ikiyüzlülük, devlete ait bilgileri düşmana sızdırma ve düşmanla iş birliğine girme gibi her türlü yöntemi uygulamıştır. Hazreti Peygamber’i öldürmeyi dahi göze alan, kendi üzerinde yaşadığı toprağı pazarlık konusu eden, gerektiğinde de elini kana bulamaktan çekinmeyen nifak hareketleri, sadece siyasi parçalanmayı değil, aynı zamanda inanç, ibadet ve ahlak alanında yozlaşmayı da hedeflemiştir. Karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, insanların dini duygu ve heyecanlarını istismar eden, milletimizin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinimizin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif eden bir örgüt, asla dini cemaat olarak nitelendirilemez" dedi.
"FETÖ, safsata ve sahte rüyalarla gençlerimizin hayatını çaldı"
Bodur, "Dine davet ettiklerini iddia eden bu sahtekarlar, aslında Müslümanların saf ve temiz duygularını sömürmektedir. Bunlar, İslâm’ın temel kaynaklarına ters düşen, akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikayelerle, rüyalarla, sahte sevap vaatleriyle vatandaşlarımızı aldatmakta, paralarını, evlatlarını, zamanlarını, hatta hayatlarını çalmaktadır. Din istismarı konusu, bugün İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüştür. Dini olduklarını ve İslâm’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ, DEAŞ, el-Kaide, Boko-Haram gibi terör örgütleri, en büyük zararı Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize vermektedir" ifadelerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesi haince planlanan bir darbe girişimi yaşandığını hatırlatan Bodur, şöyle devam etti:
"Aslında bir milleti ve onun sahip olduğu devleti ve değerleri yok etme planıydı bu. Bu hain girişim, Allah’ın inayeti, idarecilerimizin dirayeti ve aziz milletimizin cesaretiyle bertaraf edilirken, tüm dünya din istismarının karanlık çehresiyle yüzleşmiştir. Din kisvesi altında yalan ve hileyle yayılan, İslâm’ı maddi-manevi her anlamda çıkarlarına alet eden bir sömürü örgütü olan FETÖ devletimizin bekasını hedef almış, milletimizin inanç ve değer dünyasını hiçe saymış, dış mihrakların emelleri uğruna kendi halkı üzerine ateş açmaktan çekinmemiştir. Milletin paralarıyla alınan uçaklarla, helikopterlerle millete bomba yağdırmış ve bu asi topluluğun elebaşı, insanımızı Allah’ın dini ile aldatmıştır."
Ordu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen seminere Ordu Vali Yardımcısı Ahmet Arık, İl Müftüsü Mürsel Öztürk, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, kamu kurumlarının il müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve diğer ilgililer katıldı.