Başbakan Yıldırım Açıklaması 'Kemal Bey'e Tavsiyem Elini Çabuk Tutsun'
Başbakan Binali Yıldırım, “Bu seçimin zamansız olduğu gibi söylemlerin bir altyapısı yoktur, gerekçesi yoktur. Siyasi partiler ister muhalefeti, ister iktidarı olsun her an seçime hazır olmak mecburiyetindedir. Gördüğümüz kadarıyla böyle de bir hazırlık var. Seçim tarihi açıklanır açıklanmaz CHP’de adaylık açıklayanlar ardı ardına devam ediyor. Kemal Bey’e tavsiyem, elini çabuk tutsun ona sıra kalmayacak” dedi.
Başbakan Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda erken seçim önergesi görüşmelerinde konuşma yaptı. “Bugün tarihi bir gün, bir dönüm noktasındayız” diyerek konuşmasına başlayan Yıldırım, “24 Haziran 2018’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler için Meclis karar alacak. Yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. 16 Nisan halk oylaması ile milletimiz mevcut siyasal sistemde bir değişikliğe gitti. Halkın doğrudan iradesi ile oluşan demokratik ve hukuk devletine bağlı denetleme mekanizması ile donatılmış daha güçlü bir meclis ve istikrarlı bir yürütme için evet dedi.
Parlamenter sistemde geçen yıllara baktığımızda vesayet odakları sürekli olarak milli iradeyi baskı altına almaya gayret etmiş, zaman zaman doğrudan, zaman zaman da dolaylı müdahalelerle, darbelerle demokratik işleyiş kesintiye uğramıştır. Ülke ve millet olarak bu müdahalelerden çok çektik, büyük bedeller ödedik. Milletimizin, sanayicimizin, esnafımızın, çiftçimizin alın teri dökerek oluşturduğu birikimler bu müdahalelerle yok olup gitti. Ülkemiz her seferinde ekonomik krize ve istikrarsızlığa sürüklendi. Vesayet odakları sürekli olarak siyaseti itibarsızlaştırma ve devleti işlemez hale getirmeye çalıştılar. Vatandaşlar arasına ayrılık tohumu atarak birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya, milleti zayıf düşürerek mevzi kazanmaya, güç devşirmeye çalıştılar. Türkiye’nin itibarını, onurunu hiç düşünmediler. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve arkasından yaşanan gelişmeler Türkiye Cumhuriyeti’nin hem üniter devlet yapısını hem de milli birlik ve kardeşliğini muhafaza edebileceği sağlam bir anayasal yapıyı mecburi hale getirmiştir. 16 Nisan halk oylamasında milletimiz Anayasa değişikliğine evet diyerek vesayeti bertaraf etmiş, demokrasiyi, ülkenin geleceğini güvence altına almıştır. Kesintisiz bir demokrasi, milli iradenin mutlak iktidarı, güçlü ve istikrarlı siyasal yönetime geçiş süreci başlamıştır. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bundan böyle daha hızlı karar alma ve kararları etkin bir şekilde uygulama kabiliyetine sahip olacaktır. Sistemin tam olarak uygulamaya geçmesi önümüzde yapılacak seçimlerle mümkün hale gelecektir. 24 Haziran’da yapılacak bu seçim Türkiye’nin 100. yıl hedefleri açısından da son derece önemlidir. Bu seçimle Türkiye geleceğini, istikrarını ve istikbalini onaylamış olacaktır. 16 Nisan anayasa değişiklikleri ile birlikte yürütme görevi tamamen halkın oylarıyla seçilen cumhurbaşkanına ait olacak şekilde karar çıkmıştır. Yönetim sistemi değişikliği, bürokrasinin iş yapış şeklinden ticari hayatın döngüsünde, hayatın her alanında yüksek bir beklenti oluşturmuştur” dedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir an önce hayata geçmesi yönünde toplumda günden güne beklentilerin arttığını kaydeden Yıldırım, “Madem sistem değişti, o halde neden bekliyoruz sorusu sorulmaya başlandı. Vatandaşlarımız 2019 Kasım’a kadar beklemeyi kayıp zaman olarak görmeye başladı.
Sadece vatandaşlarımız değil, siyasi partilerin bazıları da zaman zaman erken seçimin yapılması yönünde beyanatlar vermiştir. Sürekli erken seçim olacak mı olmayacak mı gibi değerlendirmeler, toplumda geleceğin planlanması, vatandaşlarımızın öngörüsünü de olumsuz etkilemeye başlamıştır. Coğrafyamızda devam eden jeopolitik riskler ve ortaya çıkan gelişmeler Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bütün kurum ve yapılarıyla uygulamaya geçmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu durumu görmezden gelemeyiz. AK Parti, 3 Kasım 2002’den bu yana 5 genel seçim, 3 yerel seçim, 3 halk oylaması ve bir de cumhurbaşkanlığı seçiminden açık ara birinci olarak çıkmıştır. Her zaman ülkemizin, milletin menfaatlerini öne alarak buna göre kararlar verdik. Bu seçim kararını da ülkemin ve milletin yüksek menfaatlerini gözeterek aldık. Türkiye üzerine plan yapan odaklar Cumhurbaşkanımızın seçim tarihini açıklamasıyla birlikte büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Demokratik siyaset refleksimiz Türkiye’ye yönelik karanlık hesap ve söylemlerin önünü tıkamıştır” diye konuştu.
Türkiye’nin son 2 yılında demokrasinin çok çetin sınavlardan geçtiğini belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu süreci Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başarıyla yönetebildik. Biz tarihi yaşayanlardanız, tarihi yazacaklar bu yaşananları en güzel şekilde anlatacaklar. Bu mücadeleye 65. Hükümetin Başbakanı olarak katkı veren bir arkadaşınız olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumuz ifade etmek isterim. Bugün karşınızda 65. Hükümetin başbakanı olmanın yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin son başbakanı olarak hitap etme onurunu yaşıyorum.”
Erken seçim kararına ilişkin söylemleri değerlendiren Yıldırım, CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ile CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin’in cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklaması hakkında, “Bu seçimin zamansız olduğu gibi söylemlerin bir altyapısı yoktur, gerekçesi yoktur. Siyasi partiler ister muhalefeti, ister iktidarı olsun her an seçime hazır olmak mecburiyetindedir. Gördüğümüz kadarıyla böyle de bir hazırlık var. Seçim tarihi açıklanır açıklanmaz CHP’de adaylık açıklayanlar ardı ardına devam ediyor. Kemal Bey’e tavsiyem, elini çabuk tutsun ona sıra kalmayacak” dedi.
Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu seçimlerde ilk defa geçmiş seçimlerde gizli saklı, kapalı kapılar arkasında yapılan ittifakları da sona erdirdik ve artık isteyen istediği ile birlikte seçime kendi kurumsal kimliğini muhafaza ederek girebilir dedik ve bu yönde yasal değişikliği yaptık. Bunun sonucunda bizim ittifakımız millet ittifakıdır, cumhur ittifakıdır. MHP-AK Parti olarak ülkemizin geleceği, bekası için, her türlü iç dış tehdidi bertaraf etmek için güçlerimizi birleştirerek sandığa gidiyoruz. 65. Hükümetin son başbakanı olarak belki gidip gelmemek gelip de görmemek var. Birbirimize hakkımız geçmiştir, hakkınızı helal edin. Engin Bey burada taksimatı yaptı ‘siz gideceksiniz yüzde 60’ınız geri gelmeyecek, ben geleceğim’ dedi.
Kimin geleceğini, kimin gelmeyeceğini Mevla’m bilir.”
Kaynak: İHA
Parlamenter sistemde geçen yıllara baktığımızda vesayet odakları sürekli olarak milli iradeyi baskı altına almaya gayret etmiş, zaman zaman doğrudan, zaman zaman da dolaylı müdahalelerle, darbelerle demokratik işleyiş kesintiye uğramıştır. Ülke ve millet olarak bu müdahalelerden çok çektik, büyük bedeller ödedik. Milletimizin, sanayicimizin, esnafımızın, çiftçimizin alın teri dökerek oluşturduğu birikimler bu müdahalelerle yok olup gitti. Ülkemiz her seferinde ekonomik krize ve istikrarsızlığa sürüklendi. Vesayet odakları sürekli olarak siyaseti itibarsızlaştırma ve devleti işlemez hale getirmeye çalıştılar. Vatandaşlar arasına ayrılık tohumu atarak birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya, milleti zayıf düşürerek mevzi kazanmaya, güç devşirmeye çalıştılar. Türkiye’nin itibarını, onurunu hiç düşünmediler. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve arkasından yaşanan gelişmeler Türkiye Cumhuriyeti’nin hem üniter devlet yapısını hem de milli birlik ve kardeşliğini muhafaza edebileceği sağlam bir anayasal yapıyı mecburi hale getirmiştir. 16 Nisan halk oylamasında milletimiz Anayasa değişikliğine evet diyerek vesayeti bertaraf etmiş, demokrasiyi, ülkenin geleceğini güvence altına almıştır. Kesintisiz bir demokrasi, milli iradenin mutlak iktidarı, güçlü ve istikrarlı siyasal yönetime geçiş süreci başlamıştır. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bundan böyle daha hızlı karar alma ve kararları etkin bir şekilde uygulama kabiliyetine sahip olacaktır. Sistemin tam olarak uygulamaya geçmesi önümüzde yapılacak seçimlerle mümkün hale gelecektir. 24 Haziran’da yapılacak bu seçim Türkiye’nin 100. yıl hedefleri açısından da son derece önemlidir. Bu seçimle Türkiye geleceğini, istikrarını ve istikbalini onaylamış olacaktır. 16 Nisan anayasa değişiklikleri ile birlikte yürütme görevi tamamen halkın oylarıyla seçilen cumhurbaşkanına ait olacak şekilde karar çıkmıştır. Yönetim sistemi değişikliği, bürokrasinin iş yapış şeklinden ticari hayatın döngüsünde, hayatın her alanında yüksek bir beklenti oluşturmuştur” dedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir an önce hayata geçmesi yönünde toplumda günden güne beklentilerin arttığını kaydeden Yıldırım, “Madem sistem değişti, o halde neden bekliyoruz sorusu sorulmaya başlandı. Vatandaşlarımız 2019 Kasım’a kadar beklemeyi kayıp zaman olarak görmeye başladı.
Sadece vatandaşlarımız değil, siyasi partilerin bazıları da zaman zaman erken seçimin yapılması yönünde beyanatlar vermiştir. Sürekli erken seçim olacak mı olmayacak mı gibi değerlendirmeler, toplumda geleceğin planlanması, vatandaşlarımızın öngörüsünü de olumsuz etkilemeye başlamıştır. Coğrafyamızda devam eden jeopolitik riskler ve ortaya çıkan gelişmeler Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bütün kurum ve yapılarıyla uygulamaya geçmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu durumu görmezden gelemeyiz. AK Parti, 3 Kasım 2002’den bu yana 5 genel seçim, 3 yerel seçim, 3 halk oylaması ve bir de cumhurbaşkanlığı seçiminden açık ara birinci olarak çıkmıştır. Her zaman ülkemizin, milletin menfaatlerini öne alarak buna göre kararlar verdik. Bu seçim kararını da ülkemin ve milletin yüksek menfaatlerini gözeterek aldık. Türkiye üzerine plan yapan odaklar Cumhurbaşkanımızın seçim tarihini açıklamasıyla birlikte büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Demokratik siyaset refleksimiz Türkiye’ye yönelik karanlık hesap ve söylemlerin önünü tıkamıştır” diye konuştu.
Türkiye’nin son 2 yılında demokrasinin çok çetin sınavlardan geçtiğini belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu süreci Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başarıyla yönetebildik. Biz tarihi yaşayanlardanız, tarihi yazacaklar bu yaşananları en güzel şekilde anlatacaklar. Bu mücadeleye 65. Hükümetin Başbakanı olarak katkı veren bir arkadaşınız olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumuz ifade etmek isterim. Bugün karşınızda 65. Hükümetin başbakanı olmanın yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin son başbakanı olarak hitap etme onurunu yaşıyorum.”
Erken seçim kararına ilişkin söylemleri değerlendiren Yıldırım, CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ile CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin’in cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklaması hakkında, “Bu seçimin zamansız olduğu gibi söylemlerin bir altyapısı yoktur, gerekçesi yoktur. Siyasi partiler ister muhalefeti, ister iktidarı olsun her an seçime hazır olmak mecburiyetindedir. Gördüğümüz kadarıyla böyle de bir hazırlık var. Seçim tarihi açıklanır açıklanmaz CHP’de adaylık açıklayanlar ardı ardına devam ediyor. Kemal Bey’e tavsiyem, elini çabuk tutsun ona sıra kalmayacak” dedi.
Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu seçimlerde ilk defa geçmiş seçimlerde gizli saklı, kapalı kapılar arkasında yapılan ittifakları da sona erdirdik ve artık isteyen istediği ile birlikte seçime kendi kurumsal kimliğini muhafaza ederek girebilir dedik ve bu yönde yasal değişikliği yaptık. Bunun sonucunda bizim ittifakımız millet ittifakıdır, cumhur ittifakıdır. MHP-AK Parti olarak ülkemizin geleceği, bekası için, her türlü iç dış tehdidi bertaraf etmek için güçlerimizi birleştirerek sandığa gidiyoruz. 65. Hükümetin son başbakanı olarak belki gidip gelmemek gelip de görmemek var. Birbirimize hakkımız geçmiştir, hakkınızı helal edin. Engin Bey burada taksimatı yaptı ‘siz gideceksiniz yüzde 60’ınız geri gelmeyecek, ben geleceğim’ dedi.
Kimin geleceğini, kimin gelmeyeceğini Mevla’m bilir.”