Dünyanın Yeni Enerji Trendi Offshore Ve Batarya
Enerji sektöründe, yeni trendin açık deniz (offshore) rüzgar santralleri ve bataryalar olduğu, Türkiye'nin bu alanlardaki planlamalarının da doğru bir zamanlamayla yapıldığı belirtildi KPMG Türkiye Enerji Sektör Lideri Bilirgen: 'Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak'ın Türkiye'nin ilk offshore rüzgar santrali için bu yıl ihale planlandığını açıklaması doğru bir zamanlama' 'Enerji depolama alanında dünyadaki gelişmeler de emekleme aşamasında ama hızla gelişmesi bekleniyor. Dolayısıyla bizim de bu değişimin gerisinde kalmamamız açısından özellikle YEKA gibi büyük ihalelerde enerji depolama konusunda yatırım şartı getirilebilir'
NURAN ERKUL KAYA - Dünyada teknolojik gelişmelere bağlı olarak açık deniz (offshore) rüzgar santralleri ve bataryaların enerji sektörünün yeni trendleri olarak öne çıktığı, Türkiye'nin bu alandaki planlamalarının da doğru bir zamanlamayla yapıldığı belirtiliyor.
AA muhabirinin, uluslararası vergi, danışmanlık ve denetim şirketi KPMG'nin, dünya çapında 200'den fazla üst yöneticiyle görüşerek hazırladığı 2018 Yenilenebilir Enerji İşlemleri Araştırması'ndan yaptığı derlemeye göre, yenilenebilir enerji alanındaki birleşme ve satın almalar artmaya devam ediyor.
Bu konuda imzalanan anlaşmaların tutarı 2010'dan beri düzenli olarak artarken, 2017'de tüm dünyada toplam 40,1 milyar avro tutarında 406 anlaşma imzalandı.
Yenilenebilir enerji sektöründeki gelişmelerin ve trendlerin sorulduğu araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 82'sine göre, gelecek 24 ay içinde offshore kaynaklarda artış beklenirken, bunu güneş ve hidroelektrik kaynaklar takip ediyor. Söz konusu artışta, yenilenebilir enerji teknolojilerinin olgunlaşıp ticarileşmeye başlamasıyla birlikte bu kaynakların "temkinli" yatırımcılar için daha cazip hale gelmesinin etkili olacağı öngörülüyor.
Offshore rüzgar santrallerine yönelen yatırımcıların ilgisini en fazla Türkiye'nin de içinde bulunduğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesi çekiyor. Katılımcıların yüzde 53'ü İngiltere'nin, yüzde 28'i Almanya'nın bu alanda en fazla yatırımı çekeceğini düşünürken, ABD yüzde 2 ile son sırada geliyor.
Araştırmaya göre, yenilenebilir enerji santrallerinden sürdürülebilir bir şekilde enerji elde edilmesini sağlayan ve 2018 sonrasında yeni bir yatırım alanı olarak öne çıkan akü depolama teknolojileri de bu santrallerin geleceğinde kilit rol oynuyor.
Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 98'i yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparken dikkate alacakları unsurlar arasında akü depolamanın önemli, yüzde 57'si ise çok önemli olduğunu düşünüyor.
- En ideal politika Almanya'da
Yatırımcıların karar verirken yerel politikaları dikkate almaya devam edeceğinin ve hükümetler üzerinde "cazip politikalar geliştirme baskısı" yaratacağının öngörüldüğü araştırmaya göre, katılımcılarının yüzde 60'ına göre, yenilenebilir enerji konusunda en ideal politikaları Almanya uyguluyor.
Almanya'yı yüzde 23 ile İngiltere takip ederken, katılımcıların yüzde 43'ü yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etme konusunda en olumsuz politikaları ABD'nin uyguladığı görüşünde birleşiyor. Olumsuz politikalarda ABD'yi yüzde 30 ile Japonya, yüzde 13 ile Avustralya ve yüzde 8 ile Fransa izliyor.
Katılımcılar, gelecek 12 ay içinde yenilenebilir enerjide birleşme ve satın alma faaliyetlerinde en büyük artışın Almanya'da gerçekleşmesini beklerken, bu ülkeyi "yatırım yapma ihtimallerinin en yüksek olduğu ülke" şeklinde nitelendiriyor. 2020'ye kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına 377 milyar dolar yatırım yapacağını açıklayan Çin de yatırımcılardan benzer bir ilgi görüyor.
- Geçen yıl Türkiye'de 20'ye yakın işlem gerçekleşti
KPMG Türkiye Enerji Sektör Lideri Ümit Bilirgen, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, çalışmadaki bazı konuların Türkiye'yi özellikle ilgilendirdiğini söyledi.
"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak'ın Türkiye'nin ilk offshore rüzgar santrali için bu yıl ihale planlandığını açıklaması doğru bir zamanlama." diyen Bilirgen, şöyle devam etti:
"Ayrıca ihalesi tamamlanan rüzgar ve güneş Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinde enerji depolama opsiyonlarının değerlendirildiği piyasada konuşuluyor. Raporda yer verildiği gibi, enerji depolama alanında dünyadaki gelişmeler de emekleme aşamasında ama hızla gelişmesi bekleniyor. Dolayısıyla bizim de bu değişimin gerisinde kalmamamız açısından özellikle YEKA gibi büyük ihalelerde enerji depolama konusunda yatırım şartı getirilebilir."
Bilirgen, Türkiye enerji sektörünün şirket satın alma ve birleşmeleri açısından son derece hareketli olduğunu, özellikle elektrik üretimi ve yenilenebilir enerji üretimi varlıklarının şirket satın alma ve birleşmeleri alanında sayıca önde geldiğini belirtti.
Türkiye'de geçen yıl yenilenebilir enerji üretimi alanında gerçekleşen 20'ye yakın satın alma işlemi incelendiğinde, bunların sadece 2'sinin yabancı yatırımcılar tarafından yapıldığını dile getiren Bilirgen, şunları kaydetti:
"Geri kalan işlemlerin tamamının yerli yatırımcılar arasında yapıldığını görüyoruz. Yabancı sermayenin ülkeye duyduğu güveni en yüksek derecede gösteren doğrudan yabancı yatırım miktarının artması için regülasyon istikrarı en önemli faktörlerden biri. Öte yandan, yenilenebilir enerji sektörü ve özellikle de biyogaz, biyokütle ve jeotermal kaynakları yüksek yatırım ve işletme maliyetleri dolayısıyla destekleme mekanizmaları olmadan diğer enerji kaynaklarıyla rekabet edebilecek bir yapıya sahip değiller. Bu nedenle yatırım için kaynak bulma konusunda sınırlı imkanlara sahip olan Türkiye, öncelikle rüzgar ve hidroelektrik kaynaklarını geliştirmek konusunda hareket etti. Şu anda tam potansiyellerinin gerisinde olan sırasıyla güneş, jeotermal ve biyogaz/biyokütle alanlarında da hareketlenme bekleyebiliriz."
Kaynak: AA
AA muhabirinin, uluslararası vergi, danışmanlık ve denetim şirketi KPMG'nin, dünya çapında 200'den fazla üst yöneticiyle görüşerek hazırladığı 2018 Yenilenebilir Enerji İşlemleri Araştırması'ndan yaptığı derlemeye göre, yenilenebilir enerji alanındaki birleşme ve satın almalar artmaya devam ediyor.
Bu konuda imzalanan anlaşmaların tutarı 2010'dan beri düzenli olarak artarken, 2017'de tüm dünyada toplam 40,1 milyar avro tutarında 406 anlaşma imzalandı.
Yenilenebilir enerji sektöründeki gelişmelerin ve trendlerin sorulduğu araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 82'sine göre, gelecek 24 ay içinde offshore kaynaklarda artış beklenirken, bunu güneş ve hidroelektrik kaynaklar takip ediyor. Söz konusu artışta, yenilenebilir enerji teknolojilerinin olgunlaşıp ticarileşmeye başlamasıyla birlikte bu kaynakların "temkinli" yatırımcılar için daha cazip hale gelmesinin etkili olacağı öngörülüyor.
Offshore rüzgar santrallerine yönelen yatırımcıların ilgisini en fazla Türkiye'nin de içinde bulunduğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesi çekiyor. Katılımcıların yüzde 53'ü İngiltere'nin, yüzde 28'i Almanya'nın bu alanda en fazla yatırımı çekeceğini düşünürken, ABD yüzde 2 ile son sırada geliyor.
Araştırmaya göre, yenilenebilir enerji santrallerinden sürdürülebilir bir şekilde enerji elde edilmesini sağlayan ve 2018 sonrasında yeni bir yatırım alanı olarak öne çıkan akü depolama teknolojileri de bu santrallerin geleceğinde kilit rol oynuyor.
Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 98'i yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparken dikkate alacakları unsurlar arasında akü depolamanın önemli, yüzde 57'si ise çok önemli olduğunu düşünüyor.
- En ideal politika Almanya'da
Yatırımcıların karar verirken yerel politikaları dikkate almaya devam edeceğinin ve hükümetler üzerinde "cazip politikalar geliştirme baskısı" yaratacağının öngörüldüğü araştırmaya göre, katılımcılarının yüzde 60'ına göre, yenilenebilir enerji konusunda en ideal politikaları Almanya uyguluyor.
Almanya'yı yüzde 23 ile İngiltere takip ederken, katılımcıların yüzde 43'ü yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etme konusunda en olumsuz politikaları ABD'nin uyguladığı görüşünde birleşiyor. Olumsuz politikalarda ABD'yi yüzde 30 ile Japonya, yüzde 13 ile Avustralya ve yüzde 8 ile Fransa izliyor.
Katılımcılar, gelecek 12 ay içinde yenilenebilir enerjide birleşme ve satın alma faaliyetlerinde en büyük artışın Almanya'da gerçekleşmesini beklerken, bu ülkeyi "yatırım yapma ihtimallerinin en yüksek olduğu ülke" şeklinde nitelendiriyor. 2020'ye kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına 377 milyar dolar yatırım yapacağını açıklayan Çin de yatırımcılardan benzer bir ilgi görüyor.
- Geçen yıl Türkiye'de 20'ye yakın işlem gerçekleşti
KPMG Türkiye Enerji Sektör Lideri Ümit Bilirgen, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, çalışmadaki bazı konuların Türkiye'yi özellikle ilgilendirdiğini söyledi.
"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak'ın Türkiye'nin ilk offshore rüzgar santrali için bu yıl ihale planlandığını açıklaması doğru bir zamanlama." diyen Bilirgen, şöyle devam etti:
"Ayrıca ihalesi tamamlanan rüzgar ve güneş Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinde enerji depolama opsiyonlarının değerlendirildiği piyasada konuşuluyor. Raporda yer verildiği gibi, enerji depolama alanında dünyadaki gelişmeler de emekleme aşamasında ama hızla gelişmesi bekleniyor. Dolayısıyla bizim de bu değişimin gerisinde kalmamamız açısından özellikle YEKA gibi büyük ihalelerde enerji depolama konusunda yatırım şartı getirilebilir."
Bilirgen, Türkiye enerji sektörünün şirket satın alma ve birleşmeleri açısından son derece hareketli olduğunu, özellikle elektrik üretimi ve yenilenebilir enerji üretimi varlıklarının şirket satın alma ve birleşmeleri alanında sayıca önde geldiğini belirtti.
Türkiye'de geçen yıl yenilenebilir enerji üretimi alanında gerçekleşen 20'ye yakın satın alma işlemi incelendiğinde, bunların sadece 2'sinin yabancı yatırımcılar tarafından yapıldığını dile getiren Bilirgen, şunları kaydetti:
"Geri kalan işlemlerin tamamının yerli yatırımcılar arasında yapıldığını görüyoruz. Yabancı sermayenin ülkeye duyduğu güveni en yüksek derecede gösteren doğrudan yabancı yatırım miktarının artması için regülasyon istikrarı en önemli faktörlerden biri. Öte yandan, yenilenebilir enerji sektörü ve özellikle de biyogaz, biyokütle ve jeotermal kaynakları yüksek yatırım ve işletme maliyetleri dolayısıyla destekleme mekanizmaları olmadan diğer enerji kaynaklarıyla rekabet edebilecek bir yapıya sahip değiller. Bu nedenle yatırım için kaynak bulma konusunda sınırlı imkanlara sahip olan Türkiye, öncelikle rüzgar ve hidroelektrik kaynaklarını geliştirmek konusunda hareket etti. Şu anda tam potansiyellerinin gerisinde olan sırasıyla güneş, jeotermal ve biyogaz/biyokütle alanlarında da hareketlenme bekleyebiliriz."