Üsküdar'daki Otobüs Kazası Davası
Özel halk otobüsünün durakta bekleyenlere çarpması sonucu 3 kişinin ölümü, 2 kişinin de yaralanmasına sebep olan sürücünün 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı Sanık Karakaya: 'Öndeki araca çarpmamak için sağ tarafı müsait gördüm. Sağ tarafa kırdım. Aracı durduramadım. İki elim direksiyondaydı, ağayım da frendeydi. Ne kadar mücadele etsem de durduramadım. Duraktaki insanların arasına daldım. Daha sonra sistem devreye girdi. Araç kendiliğinden durdu. Benim herhangi bir kastım, kusurum ve kabahatim yoktur'
Üsküdar'da özel halk otobüsünün durakta bekleyenlere çarpmasıyla 3 kişinin ölümü, 2 kişinin de yaralanmasına neden olan sürücü Selim Karakaya'nın 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Karakaya ile avukatları katıldı. Duruşmada, kazada hayatını kaybedenlerin aile yakınları ile müştekiler ve avukatları da hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan sanık Karakaya, olay günü Kadıköyden Ataşehir'e sefer halinde olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Kadıköy'den kalktım. Numune Hastanesi durağına geldiğimde durakta iki duran araç vardı. Yolcu alıyorlardı. Ben de belediye otobüslerinin arkasına yanaşmak istedim. Araç birden hızlandı. Retarder diye bir fren sistemi var, arabayı şanzımandan kilitliyor. Bu sistem görevini yapmadı. Frene bastım ayak freni de görev yapmadı. Öndeki araca çarpmamak için sağ tarafı müsait gördüm. Sağ tarafa kırdım, aracı durduramadım. İki elim direksiyondaydı, ağayım da frendeydi. Ne kadar mücadele etsem de durduramadım. Duraktaki insanların arasına daldım. Daha sonra sistem devreye girdi. Araç kendiliğinden durdu. Benim herhangi bir kastım, kusurum ve kabahatim yoktur. Öncelikle ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyorum."
Duruşma savcısının soruları üzerine ise sanık Karakaya, "Otobüs duraklarına yaklaşırken genellikle retarder ile aracın hızını yavaşlatıp durağa yanaşıyoruz. Gerekirse sonradan frene basarız. Benim bildiğim kadarıyla halk otobüsü şoförleri emniyet kemerleri takmak zorunda değil. O gün de emniyet kemeri üzerimde yoktu." diye konuştu.
Sanık avukatlarından Baykal Kazancıoğlu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda araçtaki teknik arızanın incelenmediğini savunarak, "Sadece mevcut olay değerlendirilmiştir. 28 kilometre hızla giden bir araca sanık şoförün sahip olamadığı söylenmektedir. Bu mümkün değildir. Şanzıman ve retarder sisteminde arıza olduğunu iddia ediyoruz." dedi.
Sanığın tahliyesine yönelik takdiri mahkemeye bıraktıklarını kaydeden avukat Kazancıoğlu, "3 kişinin vefat ettiği yerde hemen tahliye istemek elbette doğru değil. Bunu mahkemenizin takdirine bırakıyorum. Ancak şu husus var. Sanık ayda 3 bin liraya çalışan bir insandır. Eğitim gören bir çocuğu vardır. Vefat edenlerin yakınlarına cüzi de olsa bir ödeme yapmak istemektedir. Bunu ancak çalışarak yapabilir." ifadelerini kullandı.
- "Kimse bilerek yapmıyor ama otobüs çok geriden kaldırıma çıktı"
Müşteki Belgizar Erdoğan, kazada ölenlerden Mustafa Erdoğan'ın eşi olduğunu belirterek, "Olay günü eşimle birlikte durakta otobüs bekliyorduk. Birden ne olduğunu anlamadık. Otobüsün kaldırıma çıkmasıyla daha birşey göremedim. Bana da çarptı. Şuurumu kaybettim. Hastanede gözümü açtım. Bacaklarımda sıkıntı var halen yürüyemiyorum. Çok perişan oldum. Hala kendime gelemedim. Eşimi kaybettim. Maddi ve manevi zararım vardır. Sanıktan şikayetçiyim." diye konuştu.
Müşteki Hatice Yılmaz da olay günü hastane çıkışı durakta otobüs beklediğini anlatarak, "Birden bir gümbürtü sesi geldi. Kaza oldu derken otobüs 100 metre geriden geldi. Durağın üstüne çıktı, durağı katladı. Ben can havliyle kaldırıma çıkmak isterken bana vurarak çimlere attı. Yuvarlandım. Kimse bilerek yapmıyor ama otobüs çok geriden kaldırıma çıktı. Tedbirsizdi. Şikayetçiyim." dedi.
Mahkeme heyeti, teknik üniversiteden seçilecek makine, otomotiv ve yazılım mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetiyle otobüs üzerinde keşif yapılmasına karar verdi.
Karar kesinleşinceye kadar devrinin engellenmesi amacıyla hat üzerine devir yasağı konulmasına karar veren mahkeme heyeti, sanık avukatlarına ilgili yere ibraz etmeleri için hattın işletmesine tedbir konulmadığına dair yazı verilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Selim Karakaya'nın Kadıköy-Ataşehir 13 hat numaralı özel halk otobüsünde şoför olarak çalıştığı, olay günü de ilk seferine çıkan otobüsle Kadıköy peronlardan hareket ettiği anlatılıyor.
Şüpheli Karakaya'nın kullandığı otobüsle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İETT durağına yaklaştığı sırada önce durakta bekleyen İETT otobüsünün arkasında bulunan sarı dolmuşun sağından geçtiği, İETT otobüsünün arkasına geldiğinde ise aracı durduramayarak sağından geçip durağa girdiği belirtiliyor.
Özel Halk otobüsünün durağa girmesi üzerine durakta bekleyen Mustafa Erdoğan, Aygün Erdoğan, Perihan Çelik, Belgizar Erdoğan ve Hatice Yılmaz'a çarptığı kaydedilen iddianamede, otobüsün yaklaşık 68 metre ileride yolun sağında durduğu aktarılıyor.
İddianamede, otobüsün çarptığı yolculardan Mustafa Erdoğan, Aygün Erdoğan ve Perihan Çelik'in olay yerinde yaşamını yitirdiği, Belgizar Erdoğan ile Hatice Yıldırım'ın yaralı olarak kurtulduğu belirtilerek, şüpheli Karakaya'nın, önünde bulunan bir minibüs ve İETT otobüsüne çarpmak yerine onların sağından geçip kaldırıma, oradan da otobüs durağına ilerleyerek 3 kişinin ölümüne, 2 kişinin de yaralanmasına neden olduğu ifade ediliyor.
İddianamede, Karakaya'nın, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Kaynak: AA
Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Karakaya ile avukatları katıldı. Duruşmada, kazada hayatını kaybedenlerin aile yakınları ile müştekiler ve avukatları da hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan sanık Karakaya, olay günü Kadıköyden Ataşehir'e sefer halinde olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Kadıköy'den kalktım. Numune Hastanesi durağına geldiğimde durakta iki duran araç vardı. Yolcu alıyorlardı. Ben de belediye otobüslerinin arkasına yanaşmak istedim. Araç birden hızlandı. Retarder diye bir fren sistemi var, arabayı şanzımandan kilitliyor. Bu sistem görevini yapmadı. Frene bastım ayak freni de görev yapmadı. Öndeki araca çarpmamak için sağ tarafı müsait gördüm. Sağ tarafa kırdım, aracı durduramadım. İki elim direksiyondaydı, ağayım da frendeydi. Ne kadar mücadele etsem de durduramadım. Duraktaki insanların arasına daldım. Daha sonra sistem devreye girdi. Araç kendiliğinden durdu. Benim herhangi bir kastım, kusurum ve kabahatim yoktur. Öncelikle ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyorum."
Duruşma savcısının soruları üzerine ise sanık Karakaya, "Otobüs duraklarına yaklaşırken genellikle retarder ile aracın hızını yavaşlatıp durağa yanaşıyoruz. Gerekirse sonradan frene basarız. Benim bildiğim kadarıyla halk otobüsü şoförleri emniyet kemerleri takmak zorunda değil. O gün de emniyet kemeri üzerimde yoktu." diye konuştu.
Sanık avukatlarından Baykal Kazancıoğlu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda araçtaki teknik arızanın incelenmediğini savunarak, "Sadece mevcut olay değerlendirilmiştir. 28 kilometre hızla giden bir araca sanık şoförün sahip olamadığı söylenmektedir. Bu mümkün değildir. Şanzıman ve retarder sisteminde arıza olduğunu iddia ediyoruz." dedi.
Sanığın tahliyesine yönelik takdiri mahkemeye bıraktıklarını kaydeden avukat Kazancıoğlu, "3 kişinin vefat ettiği yerde hemen tahliye istemek elbette doğru değil. Bunu mahkemenizin takdirine bırakıyorum. Ancak şu husus var. Sanık ayda 3 bin liraya çalışan bir insandır. Eğitim gören bir çocuğu vardır. Vefat edenlerin yakınlarına cüzi de olsa bir ödeme yapmak istemektedir. Bunu ancak çalışarak yapabilir." ifadelerini kullandı.
- "Kimse bilerek yapmıyor ama otobüs çok geriden kaldırıma çıktı"
Müşteki Belgizar Erdoğan, kazada ölenlerden Mustafa Erdoğan'ın eşi olduğunu belirterek, "Olay günü eşimle birlikte durakta otobüs bekliyorduk. Birden ne olduğunu anlamadık. Otobüsün kaldırıma çıkmasıyla daha birşey göremedim. Bana da çarptı. Şuurumu kaybettim. Hastanede gözümü açtım. Bacaklarımda sıkıntı var halen yürüyemiyorum. Çok perişan oldum. Hala kendime gelemedim. Eşimi kaybettim. Maddi ve manevi zararım vardır. Sanıktan şikayetçiyim." diye konuştu.
Müşteki Hatice Yılmaz da olay günü hastane çıkışı durakta otobüs beklediğini anlatarak, "Birden bir gümbürtü sesi geldi. Kaza oldu derken otobüs 100 metre geriden geldi. Durağın üstüne çıktı, durağı katladı. Ben can havliyle kaldırıma çıkmak isterken bana vurarak çimlere attı. Yuvarlandım. Kimse bilerek yapmıyor ama otobüs çok geriden kaldırıma çıktı. Tedbirsizdi. Şikayetçiyim." dedi.
Mahkeme heyeti, teknik üniversiteden seçilecek makine, otomotiv ve yazılım mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetiyle otobüs üzerinde keşif yapılmasına karar verdi.
Karar kesinleşinceye kadar devrinin engellenmesi amacıyla hat üzerine devir yasağı konulmasına karar veren mahkeme heyeti, sanık avukatlarına ilgili yere ibraz etmeleri için hattın işletmesine tedbir konulmadığına dair yazı verilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Selim Karakaya'nın Kadıköy-Ataşehir 13 hat numaralı özel halk otobüsünde şoför olarak çalıştığı, olay günü de ilk seferine çıkan otobüsle Kadıköy peronlardan hareket ettiği anlatılıyor.
Şüpheli Karakaya'nın kullandığı otobüsle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İETT durağına yaklaştığı sırada önce durakta bekleyen İETT otobüsünün arkasında bulunan sarı dolmuşun sağından geçtiği, İETT otobüsünün arkasına geldiğinde ise aracı durduramayarak sağından geçip durağa girdiği belirtiliyor.
Özel Halk otobüsünün durağa girmesi üzerine durakta bekleyen Mustafa Erdoğan, Aygün Erdoğan, Perihan Çelik, Belgizar Erdoğan ve Hatice Yılmaz'a çarptığı kaydedilen iddianamede, otobüsün yaklaşık 68 metre ileride yolun sağında durduğu aktarılıyor.
İddianamede, otobüsün çarptığı yolculardan Mustafa Erdoğan, Aygün Erdoğan ve Perihan Çelik'in olay yerinde yaşamını yitirdiği, Belgizar Erdoğan ile Hatice Yıldırım'ın yaralı olarak kurtulduğu belirtilerek, şüpheli Karakaya'nın, önünde bulunan bir minibüs ve İETT otobüsüne çarpmak yerine onların sağından geçip kaldırıma, oradan da otobüs durağına ilerleyerek 3 kişinin ölümüne, 2 kişinin de yaralanmasına neden olduğu ifade ediliyor.
İddianamede, Karakaya'nın, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.