Kızının Sevgisi En Etkili İlaç Oldu

Tekirdağ'da 10 yıl meme kanseri teşhisi konulan hemşire Öznur Ertan, tedavinin yanı sıra başta kızı olmak üzere ailesi, hastaları ve mesai arkadaşlarının desteğiyle 5 yıllık mücadelenin ardından kanseri yenmenin mutluluğunu yaşıyor Öznur Ertan: 'Bu hastalığı yenmek için hayatınızdaki bazı şeylere tutunmak zorundasınız. Benim de en çok tutunacağım şey 13 yaşımdaki kızım oldu'

Kızının Sevgisi En Etkili İlaç Oldu
TEKİRDAĞ - MESUT KARADUMAN - Tekirdağ'da 10 yıl önce meme kanseri teşhisi konulan Tekirdağ Devlet Hastanesi'nde görevli hemşire Öznur Ertan, hastalığı tedavinin yanı sıra kızının sevgisiyle yendi.

Doktora ilk gittiğinde kanser teşhisi konulmasının ardından umutsuzluğa kapılan Ertan, "Yapacak çok şeyim var, kızımın yanında olmalıyım" diyerek tedaviyi kabul etti.

Ertan tedavi sürecinde ameliyatlar geçirdi ve kemoterapi gördü.

Tedavinin yanı sıra başta kızı olmak üzere ailesi, hastaları ve mesai arkadaşlarının desteğiyle kanseri yenen Ertan, hastalığı atlatıp ailesine ve tedavi sürecinde ayrı kaldığı meslek hayatına dönmenin mutluluğunu yaşıyor.

- "Tedavi sürecinde insanın bir şeylere tutunmaya ihtiyacı var"

Ertan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanın kanser olduğunu ilk duyduğunda bu durumu kabullenmesinin zor olduğunu söyledi.

İnsanın, kanserin kendisine gelemeyeceğini düşündüğünü ifade eden Ertan, "Yapılan taramalara inanmıyorsunuz. Bu hastalığın size gelemeyeceğini düşünüyorsunuz. Ameliyat olup ameliyattan çıktıktan sonra hala doktorun, 'Evet, kanser hücresine rastladık vücudunuzda. Göğsünüzü veya bir parçasını aldık.' diyene kadar inanamıyorsunuz. Ama sonra acı gerçekle karşı karşıya kalıyorsunuz. İlk başlarda birçok psikolojik sorun yaşıyorsunuz, öfke duyuyorsunuz, inkar ediyorsunuz ve daha sonra kabullenme aşamasını geçiriyorsunuz." diye konuştu.

Ertan, tedavi sürecinde insanın bir şeylere tutunmaya, desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek, "Bu hastalığı yenmek için hayatınızdaki bazı şeylere tutunmak zorundasınız. Benim de en çok tutunacağım şey 13 yaşımdaki kızım oldu. 'Kızımın yanında olmalıyım' dedim ve en büyük desteği ben kızımdan aldım. Onun için mücadele etmek zorundaydım. 6 ay kemoterapi gördüm, 1 ay da radyoterapi gördüm. Yaklaşık bir yıl tedavi süreci oldu. Bu süre içerisinde çok zorlandığım dönemler oldu." ifadelerini kullandı.

Tedavi sürecinde ailesinden ve işinden uzak kaldığını dile getiren Ertan, bu süreçte ailesine ve meslek hayatına dönmeyi hayal ettiğini anlattı.

- "Kanser insanın hayallerine, umutlarına engel değil"

Ertan, başına kötü şeyler gelse de Allah'ın insanın içine umut verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ben hiçbir şekilde sosyal yaşamımı ekarte etmedim. Tedavi sürecinde de kendimi iyi hissettiğim ilk anda sevdiğimi şeyleri yapmaya başladım. Diğer kanser hastaları da neyi çok seviyorlarsa onları yapsınlar. Sosyal hayatta olmak bu hastalığı daha çabuk atlatmak için çok güzel bir yöntem. Kanser hastalarının bu durumu bir süreç olarak kabul etmeleri gerekiyor. 'Evet, bu hastalık. Bununla bir yıl mücadele edip bu hastalığı yenip hayatıma devam edeceğim' demeliler. Bu hayatta kalabilmek, hastalığı yenmek için bir şeylerle bağlanmaları gerekiyor. Kendilerini negatif düşüncelerden arındırsınlar, hayata pozitif baksınlar, kendilerini üzen her şeyden uzak dursunlar."

Hayatın her şeye rağmen yaşamaya değer olduğunu dile getiren Ertan, kanserin insanın hayallerine, umutlarına engel olmadığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA