Zeytinburnu'ndaki Patlama Davası
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı
Zeytinburnu Davutpaşa'da bir iş merkezinde 21 kişinin öldüğü, 115 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin 10 sanığın yargılandığı davada açıklanan kararın, Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yargılamaya yeniden başlandı.
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Hatice Küçükakyüz, Rüstem Tekin, Feruz Kutsal ve Şevket Yıldırım ile müdahiller ve taraf avukatları katıldı.
Bazı müdahillerin avukatı Özlem Özkan, Yargıtay'ın bozma kararını kabul etmediklerini, Yargıtay'ın sanıkların cezalandırılmamasını istediğini savundu. Mahkemenin daha önce yargılama yaptığını, "taksirle ölüme neden olmak" suçundan sanıkları sorumlu tuttuğunu hatırlatan Özkan, şöyle devam etti:
"Alınan bilirkişi raporunda, sanıkların kusurluluğu tespit edilmiştir. Onlar ölen ve yaralanan insanın olduğu vahim bir olayda sorumlu olan kişilerin, 'görevi kötüye kullanmak' suçunu işlediği düşünülemez. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesindeki hususların gözetilmesini, ayrıca dava dosyasında yargılaması yapılmayan İSKİ ve BEDAŞ yetkililerinin tespiti ile haklarında yasal işlem yapılmasını ve mahkemenin önceki kararında direnmesini talep ediyoruz."
Diğer müdahiller ve müdahil avukatları da Yargıtay'ın kararına katılmadıklarını ve mahkemenin kararında direnmesini istedi. Sanıklar ve avukatları, Yargıtay'ın kararına uyulmasını talep etti. Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Osman Uludüz, Yargıtay'ın kararına uyulmasını istedi.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, bazı müdahil avukatlarının, dava konusu olayla ilgili sorumlulukları olduğunu beyan ettiği, abonelik işlemlerinin yapımı sırasında görev yapan İSKİ ve BEDAŞ yetkililerinin tespiti ve gereğinin takdir ve ifası için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Yargıtay'ın bozma kararına uyulması hususunda tarafların iddia ve beyanları nazara alınarak dosyanın incelenmesine ve gelecek duruşmada karar verilmesine hükmeden heyet, duruşmayı erteledi.
- Davanın geçmişi
Davutpaşa'da 5 katlı Emek İş Hanı'nda, 31 Ocak 2008'de meydana gelen patlamada 21 kişi hayatını kaybetmiş, 115 kişi yaralanmıştı. Ruhsatsız havai fişek atölyesinde meydana geldiği belirtilen patlamayla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Zeytinburnu Belediyesi'nden 5, bina sahibi 2 ve patlamanın olduğu atölyeden bir kişinin cezalandırılması istendi.
İddianamede, Zeytinburnu Belediyesi çalışanı 5 kişinin ''görevi kötüye kullanmak'' ve ''taksirle öldürmek'', diğer 3 sanığın da ''taksirle öldürmek'' suçunu işledikleri ifade edilerek, hakkında ek iddianame düzenlenerek, bu davanın sanıkları arasına katılan eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış'ın da ''görevi kötüye kullanmak'' ve ''taksirle ölüme neden olmak'' suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da Danıştay 1. Dairesi'nin, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma izni vermemesi yönündeki kararını kaldırmasının ardından davaya dahil edildi. Aydın hakkında da ''taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak'' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıklar Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış ve iş yeri çalışanı Hasan Altay hakkında, isnat edilen suçun yasal unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
Mahkeme, sanıklar Feruz Kutsal ile Rüstem Tekin'in ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 7 yıl 6 aya düşürülmesine hükmetti.
Sanıklar Servet Kırna ile Şevket Yıldırım'ın ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, sanıkların duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 4 yıl 2 aya indirilmesine ve cezalarının günlüğü 20 liradan 30 bin 400 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği binanın sahipleri Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkında da ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 6 yıl hapis cezasına hükmederek, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 5 yıla düşürülmesini kararlaştırdı.
Sanık Hatice Küçükakyüz'ün de ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 3 yıl hapsine hükmeden mahkeme heyeti, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak, cezanın 2 yıl 6 aya indirilmesine ve günlüğü 20 liradan 18 bin 200 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.
Dosyanın, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanıklar Murat Aydın, Atakan Tanış ve Hasan Altay hakkındaki "beraat" kararı ile Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkındaki ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' kararını onadı. Feruz Kutsal, Rüstem Tekin, Şevket Yıldırım ve Hatice Küçükakyüz hakkında ise ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan değil, "görevi kötüye kullanmak" suçunun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek kararı bozdu. Servet Kırna hakkında ise "görevi kötüye kullanmak" suçundan karar verilmesine ama görevi bırakma süresi göz önüne alındığında zaman aşımına uğratılarak düşmesi gerektiğine hükmedildi.
Kaynak: AA
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Hatice Küçükakyüz, Rüstem Tekin, Feruz Kutsal ve Şevket Yıldırım ile müdahiller ve taraf avukatları katıldı.
Bazı müdahillerin avukatı Özlem Özkan, Yargıtay'ın bozma kararını kabul etmediklerini, Yargıtay'ın sanıkların cezalandırılmamasını istediğini savundu. Mahkemenin daha önce yargılama yaptığını, "taksirle ölüme neden olmak" suçundan sanıkları sorumlu tuttuğunu hatırlatan Özkan, şöyle devam etti:
"Alınan bilirkişi raporunda, sanıkların kusurluluğu tespit edilmiştir. Onlar ölen ve yaralanan insanın olduğu vahim bir olayda sorumlu olan kişilerin, 'görevi kötüye kullanmak' suçunu işlediği düşünülemez. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesindeki hususların gözetilmesini, ayrıca dava dosyasında yargılaması yapılmayan İSKİ ve BEDAŞ yetkililerinin tespiti ile haklarında yasal işlem yapılmasını ve mahkemenin önceki kararında direnmesini talep ediyoruz."
Diğer müdahiller ve müdahil avukatları da Yargıtay'ın kararına katılmadıklarını ve mahkemenin kararında direnmesini istedi. Sanıklar ve avukatları, Yargıtay'ın kararına uyulmasını talep etti. Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Osman Uludüz, Yargıtay'ın kararına uyulmasını istedi.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, bazı müdahil avukatlarının, dava konusu olayla ilgili sorumlulukları olduğunu beyan ettiği, abonelik işlemlerinin yapımı sırasında görev yapan İSKİ ve BEDAŞ yetkililerinin tespiti ve gereğinin takdir ve ifası için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Yargıtay'ın bozma kararına uyulması hususunda tarafların iddia ve beyanları nazara alınarak dosyanın incelenmesine ve gelecek duruşmada karar verilmesine hükmeden heyet, duruşmayı erteledi.
- Davanın geçmişi
Davutpaşa'da 5 katlı Emek İş Hanı'nda, 31 Ocak 2008'de meydana gelen patlamada 21 kişi hayatını kaybetmiş, 115 kişi yaralanmıştı. Ruhsatsız havai fişek atölyesinde meydana geldiği belirtilen patlamayla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Zeytinburnu Belediyesi'nden 5, bina sahibi 2 ve patlamanın olduğu atölyeden bir kişinin cezalandırılması istendi.
İddianamede, Zeytinburnu Belediyesi çalışanı 5 kişinin ''görevi kötüye kullanmak'' ve ''taksirle öldürmek'', diğer 3 sanığın da ''taksirle öldürmek'' suçunu işledikleri ifade edilerek, hakkında ek iddianame düzenlenerek, bu davanın sanıkları arasına katılan eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış'ın da ''görevi kötüye kullanmak'' ve ''taksirle ölüme neden olmak'' suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da Danıştay 1. Dairesi'nin, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma izni vermemesi yönündeki kararını kaldırmasının ardından davaya dahil edildi. Aydın hakkında da ''taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak'' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıklar Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış ve iş yeri çalışanı Hasan Altay hakkında, isnat edilen suçun yasal unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
Mahkeme, sanıklar Feruz Kutsal ile Rüstem Tekin'in ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 7 yıl 6 aya düşürülmesine hükmetti.
Sanıklar Servet Kırna ile Şevket Yıldırım'ın ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, sanıkların duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 4 yıl 2 aya indirilmesine ve cezalarının günlüğü 20 liradan 30 bin 400 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği binanın sahipleri Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkında da ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 6 yıl hapis cezasına hükmederek, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 5 yıla düşürülmesini kararlaştırdı.
Sanık Hatice Küçükakyüz'ün de ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 3 yıl hapsine hükmeden mahkeme heyeti, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak, cezanın 2 yıl 6 aya indirilmesine ve günlüğü 20 liradan 18 bin 200 lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi.
Dosyanın, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanıklar Murat Aydın, Atakan Tanış ve Hasan Altay hakkındaki "beraat" kararı ile Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkındaki ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' kararını onadı. Feruz Kutsal, Rüstem Tekin, Şevket Yıldırım ve Hatice Küçükakyüz hakkında ise ''taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek'' suçundan değil, "görevi kötüye kullanmak" suçunun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek kararı bozdu. Servet Kırna hakkında ise "görevi kötüye kullanmak" suçundan karar verilmesine ama görevi bırakma süresi göz önüne alındığında zaman aşımına uğratılarak düşmesi gerektiğine hükmedildi.