Suriyeli Kadınların Sesi Olan 'Vicdan Konvoyu' Hatay'a Gidiyor

55 ülkeden sivil toplum kuruluşu üyesi kadınların Suriye’deki hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan 6 bin 500 kadına dikkat çekmek için başlattıkları "Vicdan Konvoyu", Ankara’da verilen molanın ardından Hatay’a doğru yoluna devam etti.

Suriyeli Kadınların Sesi Olan 'Vicdan Konvoyu' Hatay'a Gidiyor
İstanbul’dan yola çıkan 55 ülkeden sivil toplum kuruluşu üyesi kadınların Suriye’deki hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan 6 bin 500 kadın için oluşturdukları "Vicdan Konvoyu", Ankara’ya ulaştı. İstanbul’dan yaklaşık 50 otobüsle yola çıkan konvoy, 10 otobüsün daha eklenmesi ile 60 otobüsle Ankara’ya giriş yaptı. Ahmet Hamdi Akseki Camii avlusunda toplanan aktivistler adına basın açıklaması yapan konvoyun koordinatörü Avukat Gülden Sönmez, “Dün gece itibariyle Vicdan Konvoyu Ankara’ya ulaştı. Yurt dışından gelenler İstanbul’dan dahil oldu. Bir kısımda Ankara’dan dahil oldu. İzmit, Yalova, Sakarya, Bursa, Düzce ve Bolu’dan gelen kardeşlerimiz otobüslerimizle bizlere dahil oldular” ifadelerini kullandı.

“Vicdan Konvoyu, Suriye zindanlarının sessiz çığlığı”

Bugün Ankara’dan Adana’ya devam edeceklerini belirten Sönmez, “Adana’da gece konakladıktan sonra bize kaydını yaptırmış olan 10 bin kadınla Hatay’da buluşacağız. Vicdan Konvoyu, Suriye zindanlarının sessiz çığlığı, bütün dünyada ses getirmiş durumda. Dikkat çekmek istiyorduk, ölmediler, yaşıyorlar ve kurtarılmayı bekliyorlar diyorduk. Galiba bütün dünyaya bunu duyurmuş olduk. Çocukların çığlık attığını duyurduk. Zindanlarda ilkokul çağındaki çocuklara işkence yapıldığını duyurduk. Ankara’dan sonra ikinci hedefimiz de, gözlerimizle görüp ve dokunmak istiyoruz ve kız kardeşlerimize sarılmak istiyoruz. Onların özgürlüğünün biran önce gerçekleşmesini istiyoruz. Ben Ankara’dan bütün dünya liderlerine, dini liderlere, devlet başkanları eşlerine, krallara ve kraliçelere seslenmek istiyorum; bu çığlığı duyun ve kardeşlerimizin serbest bırakılması için elinizden geleni yapın. Şimdi tam zamanı. Kim ne yapmak istiyorsa bugünden itibaren yapsın ve bir delegasyon oluşsun istiyoruz” şeklinde konuştu.



“Suriye’de kadınlar ve kız çocukları kötü muameleye maruz kalıyor”

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal ise, 2011’den bugüne yedi yılı geride bırakan Suriye savaşında insanlık dramının yaşanmaya devam edildiğini vurgulayarak, "Savaş süresince 1 milyona yakın insan rejim ve müttefikleri tarafından katledildi, milyonlarca kişi zorunlu göçle mülteci konumuna düştü. Tüm savaşlarda olduğu gibi Suriye savaşında da en büyük mağduriyeti kadın ve çocuklar yaşadı. Suriye insan hakları kuruluşlarının verilerine göre Mart 2011’den 2017 sonuna kadar Suriye rejimi zindanlarında 13 bin 581 kadın tutuklandı ve istismara uğradı. Resmi kayıtlara geçtiği kadarıyla rejimin cezaevlerinde hala tutuklu olan 417’si kız çocuğu en az 6 bin 736 kadın maalesef bu vahşeti yaşamaya devam ediyor. BM Suriye Araştırma Komisyonu verileri de resmi cezaevlerine dair bu rakamın çok üstünde bir sayının ve dramın söz konusu olduğunu teyit ediyor. Zira damgalanma korkusu ve utanç nedeniyle kayıtlara geçmeyen binlerce vaka olduğuna inanıyoruz. Suriye’de kadınlar ve kız çocukları, sadece rejim askerleri tarafından değil, çeteler ve terör örgütleri tarafından da alıkonuluyor, kötü muameleye maruz kalıyor" dedi.



“Konvoyumuz ‘Vicdan’ adını taşıyor"

"Suriye’de kadınlar, BM ve diğer uluslararası yardım kuruluşları adına kapılarını çalan kişiler tarafından cinsel istismara maruz kalıyor" diyen Öçal, "Yardım dağıtımındaki bu korkunç talepler nedeniyle kadınlar yardım talep etmeye dahi korkuyor. Bizler, farklı görüşlere, mesleklere, STK’lara mensup lakin ortak paydası vicdan olan 52 ülkenin kadınları olarak Suriye’deki tutsak kadınların yaşadığı zulmün son bulması için vicdan sahibi herkesin sesi olarak yola çıktık. Konvoyumuz insanlığın ortak paydası ve değeri olan vicdan adını taşıyor. Vicdanı diriltmeye muhtacız, zira onun kaybının bedelini tüm insanlık olarak ağır bir şekilde ödüyoruz. Vicdan mekanizmasının doğru işlediği bir dünyada yaşıyor olsaydık sivilleri katleden savaşlar yaşanmazdı. Katliamların, zulümlerin neden olduğu göçler olmazdı. Aylan bebekler kıyıya vurmazdı. Dünya Myanmar’da, Somali’de, Filistin’de, Doğu Guta’da, Suriye zindanlarındaki kadınların ve kız çocuklarının çığlıklarına sağır kalmazdı" diye konuştu.



“Biliyoruz ki bazı çığlıkları sadece vicdan sahipleri duyar”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde uluslararası boyutta kadınların maruz kaldığı her türlü ayırımcılığın sona ermesi için birçok eylemlerin gerçekleştirileceğini belirten Öçal, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizler de o gün, Suriyeli kadınların hapis, işkence, infaz, tecavüz gibi savaş suçlarına maruz bırakılmalarına tüm dünyanın dikkatini çekmek istiyoruz. Yanı başımızda bir dram yaşayan Suriyeli kız kardeşlerimize seslerini duyduğumuzu, canımızın yandığını, dertlerini dert edindiğimizi göstermek için yola çıkıyoruz. Çığlıklarının duyma eşiklerimizin altında kalmadığını göstermek için, insanlığa dair umutları tükenmesin diye Hatay’da olacağız. Tüm ideolojik bariyerlerin ötesinde insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin sesimize kulak vermesi, Suriye’de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılması ve savaşlarda kadınların korunmasında etkin tedbirler alınması için çağrıda bulunacağız. Biliyoruz ki bazı çığlıkları sadece vicdan sahipleri duyar ve inanıyoruz ki insanlık yaşadığı buhrandan ancak merhamet ve vicdan ile çıkar.”

“Kadın günlerini kutluyorlar ya ama bizim Suriyeli kadın tecavüz altında”

Suriyeli İmam Bedir, gözyaşları içinde duygu ve düşüncelerini şöyle anlattı:

“Hayalim gerçek oldu. Senelerdir sessiz kalmamak için hayal ediyordum. Kadınlar, hatta ninelere bile işkence yapıyorlar. Bu sebeple sessiz kalmayalım. Benim ailem Suriye’de yaşıyor. İman kesinlikle diyor ki, ‘Vatanı bırakma’, vatan bu yüzden çok önemli. Şehit olsun ama tecavüz olmasın. Şimdi belki bu dakikada yüzlerce kadına Suriye’de tecavüz ediliyor. Bayanlar şehit düşüyor ve cesetlerini köpeklere yediriyorlar. Cesetleri çöpe atıyorlar. Fırın yapmışlar, cesetleri fırına atıyorlar. Sırf ileride mahkeme olmasın diye. Mahalle yanık kokusuna dayanamıyor. Öyle bir Suriye var. Kadın günlerini kutluyorlar ya ama bizim Suriyeli kadın tecavüz altında. Altı aydan beri banyo yapamıyoruz. Türkiye iyi ki var.”

Ankara’da yaklaşık 10 otobüsün eklendiği konvoy, basın açıklamasından sonra yaklaşık 70 otobüsle yolcu edildi. Konvoyun Hatay’a yaklaşık 200 otobüsle ulaşması bekleniyor. Ayrıca konvoyun yönetici ekibi, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisine giderek İnsan Hakları Komisyonunu ziyaret edecek.
Kaynak: İHA