İki Arkadaşın Böbrek Vefası
İzmir’de yaşayan bir çocuk annesi Derya Özdemir, diyalize bağlı eski iş arkadaşı Filiz Doğan Bilgin’e bir böbreğini bağışladı. Bilgin, “İnsanlar birbirinin sırtını sıvazlamazken arkadaşım bana hayat verdi, inanılmaz” derken. Özdemir ise “Yaptığım kahramanlık değil, ihtiyacı olan arkadaşıma bende olan bir şeyi verdim” dedi.
Her yıl Mart ayının 2. perşembe günü kutlanan Dünya Böbrek Günü, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile aynı tarihe denk gelirken, bu iki özel günün arifesinde yaşanan bir böbrek nakli, dostluktan fedakarlığa “kadın güzelliği”ni bir kez daha ortaya koydu. 3 yıl önce hemodiyaliz tedavisine başlanan Filiz Doğan Bilgin ile kendisini makineli yaşamdan kurtarıp özgürlüğüne kavuşturacak eski çalışma arkadaşı Derya Özdemir nakil için İzmir Kent Hastanesinde bir araya geldi. Bilgin ve Özdemir, ameliyat masasına yatmalarına saatler kala Kadınlar Gününe anlam kazandıracak hikayelerini anlattı.
“O benim kahramanım”
Uzak da olsalar arkadaşlıklarının kaldığı yerden devam ettiğini belirten Bilgin, şöyle konuştu:
“Benim hastalığım doğumsal. Ancak yıllarca fark edilmedi. Kısaca VUR denilen Vezikoüreteral Reflü hastalığı. 24 yaşıma geldiğimde yüksek tansiyon nedeniyle hastanelik olduğumda böbrek yetmezliğim ortaya çıktı. İlaç tedavileriyle bir yere kadar geldik, tıkandık. Ya diyaliz ya nakil denildi. Ailemden kimse donör olmaya uygun değildi. Vericim yoktu ve diyalize mahkum yaşamaya başladım. 3 yıldır makineyle yaşıyorum. Öyle de devam edecekti ki Derya yeniden hayatıma girdi. Derya ile arkadaşlığımız 10 yılı geçti. O Urlalıydı. Evlenip Çeşme’ye geldiğinde aynı süpermarkette çalıştık, can ciğer dost olduk. Sonrasında başka bir işe yine beraber geçtik. Ben Mümin ile evlenip Bursa’ya gittim, O ailevi nedenlerle Urla’ya döndü. Her görüşmemizde, telefon konuşmamızda hep bıraktığımız yerdeydik. Zaman ve mekan ayrılıkları dostluğumuzu hiç etkilemedi. Diyaliz tedavisi yüzünden ailemin yanına Manisa’nın Turgutlu ilçesine geldik. Yani üç yıl önce diyalizle birlikte hayatım değişti, bambaşka bir insan oldum. O yıl kimselerle görüşmez oldum. 2 yıl kadar önce Derya beni arayıp neden görüşemediğimizi sordu. Görüşmememizin hesabını sordu adeta. Ondan hastalığımı saklamıştım. Sonunda tek başıma seyahat edemediğimi, böbrek hastası olduğumu söyledim. Benim hayata döndürmek için elinden geleni yaptı. Bana, ‘sen sadece bedenini değil, ruhunu da öldürmüşsün’ diyordu. Son 6 ayda ısrarları arttı, böbrek nakli olmam için. Uygun olursa böbreğini vereceğini söyledi, internetten nakil olmuş hastaları, doktor görüşlerini izletti. Ve bu noktaya geldik. İnsanlar birbirlerinin sırtını sıvazlamazken arkadaşım bana böbreğini veriyor. O vermek için ısrar ettikçe ben ısrarla reddettim, çocuğun var dedim. Ama bana her fırsatta mantıklı yanıtlar verdi. Kadınlar anaç, kadınlar fedakar, Derya gibi. Çok ama çok teşekkür ediyorum, o benim kahramanım. Diyaliz hastaları hayattan kopuk yaşıyor, Derya beni hayata bağlayacak.”
“İhtiyacı olan bende olan bir şeyi verdim”
8 yaşında Eyza adlı bir kız çocuğu annesi olan Derya Özdemir, hem Dünya Kadınlar hem de Dünya Böbrek Günü arefesine denk gelen ameliyat öncesinde yaptığının “kahramanlık” olmadığını söyledi.
Kahramanlık denilerek olayın büyütülmemesini, çıtanın yükseltilmemesini isteyen Özdemir, “Öncelikle Filiz benim çok iyi ve eski arkadaşım. Bana ihtiyacı vardı. Para ihtiyacıysa varsa verirdim. Manen de öyle. Ama onun ihtiyacı bende olan bir şeydi. Ben de onu veriyorum. Bu büyütülecek bir şey değil. Hele korkulacak bir şey hiç değil. Araştırdım, soruşturdum ve gönüllü oldum. Ben yapabildiğimi yaptım ve mutluyum” dedi.
“Verici oranları kadınlarda daha yüksek”
Öte yandan, Filiz Doğan Bilgin ve Derya Özdemir İzmir Kent Hastanesi’nde Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Nakil öncesinde konuşan Doç. Dr. Ok, “Bu yıl iki önemli gün aynı tarihe denk geldi. Türkiye’de pek çok kadın böbrek hastası ve kadın verici var. Anneler, kız kardeşler, arkadaş olarak. Verici oranları da fedakarlık da kadınlarda yüksek. Hastamız ve gönüllü vericisi iki iyi arkadaş. Biz de bu önemli iki günde bu önemli örneği paylaşmak istedik” diye konuştu.
Kaynak: İHA
“O benim kahramanım”
Uzak da olsalar arkadaşlıklarının kaldığı yerden devam ettiğini belirten Bilgin, şöyle konuştu:
“Benim hastalığım doğumsal. Ancak yıllarca fark edilmedi. Kısaca VUR denilen Vezikoüreteral Reflü hastalığı. 24 yaşıma geldiğimde yüksek tansiyon nedeniyle hastanelik olduğumda böbrek yetmezliğim ortaya çıktı. İlaç tedavileriyle bir yere kadar geldik, tıkandık. Ya diyaliz ya nakil denildi. Ailemden kimse donör olmaya uygun değildi. Vericim yoktu ve diyalize mahkum yaşamaya başladım. 3 yıldır makineyle yaşıyorum. Öyle de devam edecekti ki Derya yeniden hayatıma girdi. Derya ile arkadaşlığımız 10 yılı geçti. O Urlalıydı. Evlenip Çeşme’ye geldiğinde aynı süpermarkette çalıştık, can ciğer dost olduk. Sonrasında başka bir işe yine beraber geçtik. Ben Mümin ile evlenip Bursa’ya gittim, O ailevi nedenlerle Urla’ya döndü. Her görüşmemizde, telefon konuşmamızda hep bıraktığımız yerdeydik. Zaman ve mekan ayrılıkları dostluğumuzu hiç etkilemedi. Diyaliz tedavisi yüzünden ailemin yanına Manisa’nın Turgutlu ilçesine geldik. Yani üç yıl önce diyalizle birlikte hayatım değişti, bambaşka bir insan oldum. O yıl kimselerle görüşmez oldum. 2 yıl kadar önce Derya beni arayıp neden görüşemediğimizi sordu. Görüşmememizin hesabını sordu adeta. Ondan hastalığımı saklamıştım. Sonunda tek başıma seyahat edemediğimi, böbrek hastası olduğumu söyledim. Benim hayata döndürmek için elinden geleni yaptı. Bana, ‘sen sadece bedenini değil, ruhunu da öldürmüşsün’ diyordu. Son 6 ayda ısrarları arttı, böbrek nakli olmam için. Uygun olursa böbreğini vereceğini söyledi, internetten nakil olmuş hastaları, doktor görüşlerini izletti. Ve bu noktaya geldik. İnsanlar birbirlerinin sırtını sıvazlamazken arkadaşım bana böbreğini veriyor. O vermek için ısrar ettikçe ben ısrarla reddettim, çocuğun var dedim. Ama bana her fırsatta mantıklı yanıtlar verdi. Kadınlar anaç, kadınlar fedakar, Derya gibi. Çok ama çok teşekkür ediyorum, o benim kahramanım. Diyaliz hastaları hayattan kopuk yaşıyor, Derya beni hayata bağlayacak.”
“İhtiyacı olan bende olan bir şeyi verdim”
8 yaşında Eyza adlı bir kız çocuğu annesi olan Derya Özdemir, hem Dünya Kadınlar hem de Dünya Böbrek Günü arefesine denk gelen ameliyat öncesinde yaptığının “kahramanlık” olmadığını söyledi.
Kahramanlık denilerek olayın büyütülmemesini, çıtanın yükseltilmemesini isteyen Özdemir, “Öncelikle Filiz benim çok iyi ve eski arkadaşım. Bana ihtiyacı vardı. Para ihtiyacıysa varsa verirdim. Manen de öyle. Ama onun ihtiyacı bende olan bir şeydi. Ben de onu veriyorum. Bu büyütülecek bir şey değil. Hele korkulacak bir şey hiç değil. Araştırdım, soruşturdum ve gönüllü oldum. Ben yapabildiğimi yaptım ve mutluyum” dedi.
“Verici oranları kadınlarda daha yüksek”
Öte yandan, Filiz Doğan Bilgin ve Derya Özdemir İzmir Kent Hastanesi’nde Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Nakil öncesinde konuşan Doç. Dr. Ok, “Bu yıl iki önemli gün aynı tarihe denk geldi. Türkiye’de pek çok kadın böbrek hastası ve kadın verici var. Anneler, kız kardeşler, arkadaş olarak. Verici oranları da fedakarlık da kadınlarda yüksek. Hastamız ve gönüllü vericisi iki iyi arkadaş. Biz de bu önemli iki günde bu önemli örneği paylaşmak istedik” diye konuştu.