CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)'Sevgili Recep Bey, sen Kadir Mısıroğlu'nun görüşlerini paylaşıyor musun? O, milli Kurtuluş Savaşı'na ve vatana ihanet etti, sen de bu ihanetin parçası mısın?'.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Sen Kadir Mısıroğlu'nun görüşlerini paylaşıyor musun? O, milli Kurtuluş Savaşı'na ve vatana ihanet etti, sen de bu ihanetin parçası mısın?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, hiçbir gazetecinin, milletvekilinin hapiste olmadığı özgür, bağımsız bir Türkiye için mücadele ettiklerini söyledi.
KHK ile görevine son verilen eski MAZLUMDER Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun "şiddeti övdüğü" gerekçesiyle 2,5 yıl hapis cezası aldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu tür tablonun Türkiye'ye yakışmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, Gergerlioğlu ile beraber olduklarını, zulmün karşısında boyun eğmeyeceklerini ifade etti.
Öğretmenlik için atama bekleyen 25 yaşındaki Hasan Songur'un, çalıştığı fabrikada, gece vardiyasında iş kazasında hayatını kaybettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, baş tacı yapmaları gereken öğretmenlerin pres makinası arasına sıkışıp ölmelerini kabul edemeyeceklerini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın, 109 bin öğretmen açığı bulunduğuna yönelik açıklamasına işaret eden Kılıçdaroğlu, atama bekleyen öğretmenlerin hangi gerekçeyle alınmadığını sordu. Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında baş tacı yaptıkları tek mesleğin öğretmenlik olacağını, taşımalı eğitime son vereceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, geçen ay iş kazası sonucu 141 kişinin hayatını kaybettiğini de bildirdi.
-"5 bine yakın imam, temizlikçi, çaycı olarak atanıyorsa..."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin toplumun her kesimin umudu olduğunu, sorunu olan kim varsa kapılarını çaldığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Geçenlerde bir grup imam geldi. 12 Mayıs 2017 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığında il müftülükleri bünyesinde boş bulunan imam hatip kadroları için geçici cami görevlisi sınavı açıldı. Sözlü sınava da giriyorlar, imam olup köylere atanıyorlar. 15 gün ücret verilmiyor. Bunlara, 'Siz imam değil temizlik görevlisi, çaycı olacaksınız.' deniliyor. Devlet anlayışına bakın. Bu adam imam hatip ya da ilahiyattan mezun. Geldiler ve sorunlarına çözüm istediler. 4 bin 995 kişi. O imam kardeşlerimin tamamına söz veriyorum; siz görevinizi yaptığınız sürece biz size her türlü desteği vereceğiz. İnsana, insanlığa sevgiyi, saygıyı aşıladıktan sonra her zaman size destek vereceğiz. 5 bine yakın imam, temizlikçi, çaycı olarak atanıyorsa üzerinde durmak lazım. Devlette liyakat sisteminin çökmesinin nedeni budur."
Bankalara bireysel kredi borcunu ödemeyenlerin sayısının 1 milyona yaklaştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu imam arkadaşlar, 'işimize son verildi, borçlandık, ev kirası veriyoruz, nasıl geçineceğiz?' diyorlar. Onlar sizi anlamazlar kardeşim. Onlar din ticareti yaparlar, biz her kesimin inancına saygılıyız. Aramızdaki temel farklılık budur." dedi.
-"Köylüye gelince aslan..."
Kılıçdaroğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesinin Dalaman, Milas-Bodrum ve Antalya havalimanlarını kiraya verdiğini, ancak alan firmaların kira bedelini zamanında ödemediğini, faizlerinin tamamının silindiğini buna rağmen ana paranın ödenmediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, çiftçi, emekli, işçinin borçlarının faizlerinin silinmediğini ifade ederek, adamının bulunması halinde sorunun çözüldüğünü savundu.
Vatandaşın ödediği faizlerin 620 milyar lirayı aştığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin faiz lobilerinin, tefecilerin hükümeti olduğunu, halktan yana değil faiz lobilerinden yana çalıştığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "Türk Telekom'u alan firma 60 bin çalışanı 30 bine kadar düşürdü. Şimdi devlete olan borcu var, ödemesi gerekiyor. '4 milyar 75 milyon lira parayı da ödemem' diyor. Bir vatandaş parasını ödemediğinde icraya gidilir, para zorla alınır. Mardin'de 70'e yakın köyün elektriği kesildi. Köylüye gelince aslan, yandaşa gelince kuzu gibi oluyorlar." diye konuştu.
-"Yargıya müdahale"
Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün terör soruşturmaları bilgi kitapçığının hakim ve savcıların eğitiminde dağıtıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, kitapçığın "hakim ve savcıların kişisel suçlarına ilişkin hususlar" başlığı altında "Hakimler ve Savcılar Kurulu'yla mutlaka istişarede bulunulduktan sonra irade oluşturulacaktır." denildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ülkede yargı, adalet, hak, hukukun olmadığını ileri sürdü.
Kitapçığın 10. sayfasının 1. maddesinde FETÖ ile ilgili soruşturmalarda 17-25 Aralık 2013 tarihinin esas alınmasının istendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bunun açık ve net şekilde yargıya müdahale olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, "Hakimler Savcılar Kurulunda görev yapanlar, hangi davalar için size soruluyor, hangi davalar için sizden görüş alınıyor?" diye sordu.
-"Bu tür soytarılara ses çıkarmıyorsa"
"Kadir Mısıroğlu diye bir soytarı var. Öyle bir soytarı ki yaptığı konuşmada 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyor." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu soytarıya önce sarayın kapısını açtılar, baş köşeye oturttular. Yetmedi hastalandı sözde, Erdoğan onu ziyarete gitti. Arkasından Meclis Başkanı da ziyarete gitti. Sevgili Recep Bey, sen Kadir Mısıroğlu'nun görüşlerini paylaşıyor musun? O milli Kurtuluş Savaşı'na ve vatana ihanet etti, sen de bu ihanetin parçası mısın? Açık ve net senden bir cevap bekliyorum. Bu tür soytarıların dışarıda tutulması lazım. Bir ülkenin cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, gidip bu soytarılarla muhatap oluyorsa o da vatana ihanetin parçasıdır.
Bir soytarı daha var; bu da akademisyen, Abdullah Akın, Çanakkale Üniversitesinde görev yapıyor, aynı zamanda ilahiyatçı. 'Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler vardı.' diyor. Bu soytarıya da acaba Recep Bey gidecek mi, Meclis Başkanı gidecek mi, 'Güzel söyledin' diyecek mi? İnsanların ibadet ettiği alan ne olursa olsun herkesin saygı duyması lazım. Barış isteyen akademisyenleri üniversiteden atacaksın, pasaportlarına el koyacaksın, bu tür soytarılara ses çıkartmayacaksın. Eğer bir hükümet bu tür soytarılara ses çıkarmıyorsa o soytarılığın bir parçası olur."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, hiçbir gazetecinin, milletvekilinin hapiste olmadığı özgür, bağımsız bir Türkiye için mücadele ettiklerini söyledi.
KHK ile görevine son verilen eski MAZLUMDER Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun "şiddeti övdüğü" gerekçesiyle 2,5 yıl hapis cezası aldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu tür tablonun Türkiye'ye yakışmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, Gergerlioğlu ile beraber olduklarını, zulmün karşısında boyun eğmeyeceklerini ifade etti.
Öğretmenlik için atama bekleyen 25 yaşındaki Hasan Songur'un, çalıştığı fabrikada, gece vardiyasında iş kazasında hayatını kaybettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, baş tacı yapmaları gereken öğretmenlerin pres makinası arasına sıkışıp ölmelerini kabul edemeyeceklerini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın, 109 bin öğretmen açığı bulunduğuna yönelik açıklamasına işaret eden Kılıçdaroğlu, atama bekleyen öğretmenlerin hangi gerekçeyle alınmadığını sordu. Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında baş tacı yaptıkları tek mesleğin öğretmenlik olacağını, taşımalı eğitime son vereceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, geçen ay iş kazası sonucu 141 kişinin hayatını kaybettiğini de bildirdi.
-"5 bine yakın imam, temizlikçi, çaycı olarak atanıyorsa..."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin toplumun her kesimin umudu olduğunu, sorunu olan kim varsa kapılarını çaldığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Geçenlerde bir grup imam geldi. 12 Mayıs 2017 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığında il müftülükleri bünyesinde boş bulunan imam hatip kadroları için geçici cami görevlisi sınavı açıldı. Sözlü sınava da giriyorlar, imam olup köylere atanıyorlar. 15 gün ücret verilmiyor. Bunlara, 'Siz imam değil temizlik görevlisi, çaycı olacaksınız.' deniliyor. Devlet anlayışına bakın. Bu adam imam hatip ya da ilahiyattan mezun. Geldiler ve sorunlarına çözüm istediler. 4 bin 995 kişi. O imam kardeşlerimin tamamına söz veriyorum; siz görevinizi yaptığınız sürece biz size her türlü desteği vereceğiz. İnsana, insanlığa sevgiyi, saygıyı aşıladıktan sonra her zaman size destek vereceğiz. 5 bine yakın imam, temizlikçi, çaycı olarak atanıyorsa üzerinde durmak lazım. Devlette liyakat sisteminin çökmesinin nedeni budur."
Bankalara bireysel kredi borcunu ödemeyenlerin sayısının 1 milyona yaklaştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu imam arkadaşlar, 'işimize son verildi, borçlandık, ev kirası veriyoruz, nasıl geçineceğiz?' diyorlar. Onlar sizi anlamazlar kardeşim. Onlar din ticareti yaparlar, biz her kesimin inancına saygılıyız. Aramızdaki temel farklılık budur." dedi.
-"Köylüye gelince aslan..."
Kılıçdaroğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesinin Dalaman, Milas-Bodrum ve Antalya havalimanlarını kiraya verdiğini, ancak alan firmaların kira bedelini zamanında ödemediğini, faizlerinin tamamının silindiğini buna rağmen ana paranın ödenmediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, çiftçi, emekli, işçinin borçlarının faizlerinin silinmediğini ifade ederek, adamının bulunması halinde sorunun çözüldüğünü savundu.
Vatandaşın ödediği faizlerin 620 milyar lirayı aştığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin faiz lobilerinin, tefecilerin hükümeti olduğunu, halktan yana değil faiz lobilerinden yana çalıştığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "Türk Telekom'u alan firma 60 bin çalışanı 30 bine kadar düşürdü. Şimdi devlete olan borcu var, ödemesi gerekiyor. '4 milyar 75 milyon lira parayı da ödemem' diyor. Bir vatandaş parasını ödemediğinde icraya gidilir, para zorla alınır. Mardin'de 70'e yakın köyün elektriği kesildi. Köylüye gelince aslan, yandaşa gelince kuzu gibi oluyorlar." diye konuştu.
-"Yargıya müdahale"
Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün terör soruşturmaları bilgi kitapçığının hakim ve savcıların eğitiminde dağıtıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, kitapçığın "hakim ve savcıların kişisel suçlarına ilişkin hususlar" başlığı altında "Hakimler ve Savcılar Kurulu'yla mutlaka istişarede bulunulduktan sonra irade oluşturulacaktır." denildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ülkede yargı, adalet, hak, hukukun olmadığını ileri sürdü.
Kitapçığın 10. sayfasının 1. maddesinde FETÖ ile ilgili soruşturmalarda 17-25 Aralık 2013 tarihinin esas alınmasının istendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bunun açık ve net şekilde yargıya müdahale olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, "Hakimler Savcılar Kurulunda görev yapanlar, hangi davalar için size soruluyor, hangi davalar için sizden görüş alınıyor?" diye sordu.
-"Bu tür soytarılara ses çıkarmıyorsa"
"Kadir Mısıroğlu diye bir soytarı var. Öyle bir soytarı ki yaptığı konuşmada 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyor." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu soytarıya önce sarayın kapısını açtılar, baş köşeye oturttular. Yetmedi hastalandı sözde, Erdoğan onu ziyarete gitti. Arkasından Meclis Başkanı da ziyarete gitti. Sevgili Recep Bey, sen Kadir Mısıroğlu'nun görüşlerini paylaşıyor musun? O milli Kurtuluş Savaşı'na ve vatana ihanet etti, sen de bu ihanetin parçası mısın? Açık ve net senden bir cevap bekliyorum. Bu tür soytarıların dışarıda tutulması lazım. Bir ülkenin cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, gidip bu soytarılarla muhatap oluyorsa o da vatana ihanetin parçasıdır.
Bir soytarı daha var; bu da akademisyen, Abdullah Akın, Çanakkale Üniversitesinde görev yapıyor, aynı zamanda ilahiyatçı. 'Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler vardı.' diyor. Bu soytarıya da acaba Recep Bey gidecek mi, Meclis Başkanı gidecek mi, 'Güzel söyledin' diyecek mi? İnsanların ibadet ettiği alan ne olursa olsun herkesin saygı duyması lazım. Barış isteyen akademisyenleri üniversiteden atacaksın, pasaportlarına el koyacaksın, bu tür soytarılara ses çıkartmayacaksın. Eğer bir hükümet bu tür soytarılara ses çıkarmıyorsa o soytarılığın bir parçası olur."
(Sürecek)