Zeytin Dalı Harekatı'nın Ekonomik Tedbiri 2017 Yılında Alındı

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, “Biz Afrin harekatı olmadan evvel 2018 yılı bütçesini hazırlarken her türlü tedbirimizi aldık. 2018 yılı bütçemizde özellikle savunmaya yönelik ödeneklerimizi artırdık. Yaklaşık yüzde 40’ın üzerinde bir ödenek artışı gerçekleştirdik. Her türlü tedbirimizi aldık. Bütçemizin içinden bu harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.

Zeytin Dalı Harekatı'nın Ekonomik Tedbiri 2017 Yılında Alındı
TGRT Haber televizyonunda Gündem Özel programında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularına cevap veren Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Afrin harekatı bütçesini 2017 yılında hazırladıklarını belirterek, “Bu harekatı dikkate alarak bütçemizde gerekli ödeneklerimizi biz ayırdık. ‘Ekonomimizi etkiliyor’ gibi bir takım söylentiler hiçbir zaman doğrularla bağdaşmıyor” açıklamasında bulundu.

"Bu operasyon bir barış ve huzur operasyonu"

Türkiye’nin Afrin’de meşru müdafaa hakkını kullanarak terör örgütlerine karşı mücadele ettiğinin altını çizen Lütfi Elvan, Türkiye’de yaşayan 3,5 milyon Suriyelinin yeniden topraklarına dönerek huzur içinde yaşayabilmeleri için Türk askerinin mücadele ettiğini kaydetti.

“Biz Türkiye olarak, hükümet olarak bugüne kadar son derece açık şeffaf şekilde teröre karşı mücadele ettiğimizi ve edeceğimizi her aşamada deklare ettik” açıklamasında bulunan Elvan, bugün Afrin’de yapılanın da terör örgütleri ile mücadele olduğunu söyledi.

Elvan, “Biz meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz, terör örgütlerine karşı bu mücadelemizi gerçekleştiriyoruz. Biz binlerce şehit verdik. Diğer taraftan da ülkemizde 3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz yaşıyor. Orada bir terör koridoru oluşturmak istiyorlar, ikinci bir Kandil oluşturmak istiyorlar. Bu terör örgütlerini tamamıyla bu bölgeden temizleyip Suriyeli kardeşlerimizin kendi memleketlerine dönüp rahat bir şekilde yaşamalarına imkan sağlamak istiyoruz. Aslında bu operasyon bir barış ve huzur operasyonu” diye konuştu.



“Terör örgütüne destek verilmesinin artık son bulması gerekiyor”

TSK’nın son günlerdeki destansı başarılar elde etmesinden rahatsız olan kesimlerin Türkiye aleyhine inanılmaz bir kampanya yürüttüklerini belirten Elvan, “Halbuki biz bu operasyonu son derece açık ve şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. Özellikle sivillerde can kaybı olmaması için her türlü hassasiyeti TSK kılı kırk yararak gösteriyor ÖSO ile birlikte. Özellikle Batı basını, değişik ülkeler aleyhimize kampanya yürütürken, diğer tarafta PKK-YPG terör örgütü 12-13 yaşındaki çocukları zorla silah altına alıyor, ufacık çocuklara baskılar yapıyor, o köylerde yaşayanlara köyleri terk etmesi yönünde baskılar uyguluyorlar, zorla askere almaya çalışıyorlar, her türlü baskıyı yapıyorlar, bunlara uymayanları katlediyorlar. Bunlar ortadayken Türkiye’yi suçlamaya çalışıyorlar. ABD’de birçok akademisyen, birçok politikacı, devletin kurumu olan CIA bile YPG’nin PKK’nın bir kolu olduğunu açıkça ifade etti.

Burada terör örgütüne destek verilmesinin artık son bulması gerekiyor. İşi siz terör örgütlerine havale ederseniz, işi vekalet savaşını dönüştürürseniz, benim adıma ‘terör örgütü savaşsın’ derseniz olmaz. Ülke olarak biz nasıl duruyorsak, tüm terör örgütlerine karşı nasıl hassasiyet gösteriyorsak, NATO’ya üye ülkelerin, gelişmiş toplumların, batılı ülkelerin aynı şekilde teröre karşı samimi, açık, şeffaf ve dik bir duruş sergilemeleri gerekiyor. Bunu yapmadıkları takdirde sıkıntısını ileride kendileri çekecektir. Terör bir gün onları da vuracaktır” şeklinde konuştu.



Afrin için ortaya bir hedef kondu, o hedefi gerçekleştireceğiz”

Afrin’e cephane taşıyan 40 araçlık konvoyun TSK tarafından imha edilmesine ilişkin sorulan soruya cevap veren Bakan Elvan, “Bizim öncelikli olarak hedefimiz Afrin bölgesinin terörden temizlenmesi. Kilis ve Hatay gibi illerimiz atılan roketlerle, bildiğim kadarıyla bugüne kadar 17 kardeşimiz şehit oldu, sınırımızın güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Bizim buradaki temel hedefimiz son derece net, bunun artık ABD dahil tüm gelişmiş ülkelerin, Batılı toplumların şunu görmesi lazım, Türkiye kanının son damlasına kadar mücadele edecektir ve Türkiye’mizin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyecektir. Bizim bakış açımız belli, mücadelemiz teröre karşı. Eğer onlar da teröre karşıysa gelsinler bizimle birlikte hareket etsinler, teröre karşı mücadele etsinler. Bir taraftan terör örgütüne destek verip diğer taraftan ‘ben DEAŞ ile mücadele ediyorum’ demek kimseye inandırıcı gelmiyor. DEAŞ neyse PKK terör örgütü o. Sen zaten ülke olarak PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmişsin. Türk ordusunun o güçlü destanımsı başarısı gerçekleştikçe bir takım ufak tefek terör gruplarını provoke ederek Afrin’e doğru yönlendirme gibi, bizim ordumuzu ‘tedirgin edebilir miyiz, acaba bunlar bu mücadeleyi kesebilir mi’ düşüncesi ile hareket eden değişik gruplar, ülkeler olabilir ama bu konuda şunu bilmeliler, Türkiye teröre karşı mücadelesini sürdürecek. Afrin için ortaya bir hedef kondu, o hedefi gerçekleştireceğiz. Bizi kimse yolumuzdan döndüremez” ifadelerini kullandı.

“Bu tür girişimler bizim azmimizi, kararlılığımızı artırdı”

ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı örtülü silah ambargosuna ilişkin soruya cevap veren Bakan Elvan, “Başta ABD olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerin terör örgütlerine silah destekleri para almadan yapılırken, Türkiye gibi güvenilir, NATO’nun en güçlü ülkesine bunu vermekten sakınmaları onların bir ayıbı. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk ordusu NATO içinde çok önemli görevler üstlenmiştir. NATO’nun da son derece kredibilitesi yüksek ve saygın bir ülkesidir. Buna rağmen maalesef bu tür girişimler bizim azmimizi, kararlılığımızı artırdı. 2002 yılında bizim silah sanayimizdeki yerlilik oranımız yaklaşık yüzde 20’ydi, bugün yüzde 65’in üzerine çıktı. 2002 yılındaki ihracatımız 250 milyon doları civarındaydı, bugün ihracatımız 2 milyar doları geçti. 9 kata yakın bir artış var. Savunma projelerine baktığımızda 2002’ye göre 8 kat bir artış söz konusu. Savunma projelerimizin toplam tutarı 50 milyar dolara yaklaştı. 2002 yılındaki savunma projelerimizin toplam tutarının tam 8 katı. Savunma alanında çok yoğun bir çalışma içindeyiz. Güçlü kurumlarımız var. Özel kesim savunma sanayinde son yıllarda inanılmaz bir atak gerçekleştirdi. Çok güçlü, iyi çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Bu noktada hem kamu kesimi olarak hem de özel kesim olarak çok yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bizde kapasite var, güç var, yeter ki inanalım yapamayacağımız hiçbir şey yok” açıklamasında bulundu.

“Bu harekatı dikkate alarak bütçemizde gerekli ödeneklerimizi biz ayırdık”

Afrin harekatının ekonomiye olumsuz etkileri olduğu yönündeki iddialara cevap veren Bakan Evlan, “Dikkat ederseniz muhalefetin son derece iniş çıkışlı bir tavrı var, Afrin konusunda bile. Bir bakıyorsunuz ’biz Afrin harekatını destekliyoruz’, diğer taraftan ‘Afrin’e girmemeliyiz’ diyorlar. Kafaları son derece karışık, net bir bakış açıları yok. Burada yapmaları gereken şey şu, millet ne diyor, milletin talebi, arzusu ne? Halkımız bu askerlerimizi düğüne gönderir gibi gönderiyor. Herkes ayakta. İnsanımız ‘ben Afrin’e gitmek istiyorum’ diyor. Böyle bir anlayış varken hala kafanız tereddüt içindeyse ne diyeyim artık. Böyle bir siyasi hareket, hele hele ana muhalefet Türkiye için içler acısı diye düşünüyorum. Biz Afrin harekatı olmadan evvel 2018 yılı bütçesini hazırlarken her türlü tedbirimizi aldık. 2018 yılı bütçemizde özellikle savunmaya yönelik ödeneklerimizi artırdık. Yaklaşık yüzde 40’ın üzerinde bir ödenek artışı gerçekleştirdik. Her türlü tedbirimizi aldık. Bütçemizin içinden bu harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.



“İhracatta 2018 yılında bir rekor bekliyoruz”

Harekatın hazırlığının 2017 yılında yapıldığının altını çizen Evlan, “Biz son derece planla programlı bir çalışma içerisinde, bu harekatı dikkate alarak bütçemizde gerekli ödeneklerimizi biz ayırdık. ‘Ekonomimizi etkiliyor’ gibi bir takım söylentiler hiçbir zaman doğrularla bağdaşmıyor. Güven endekslerine bakalım, şubat ayı güven endekslerine bakalım, tüketici güven endeksi şubat ayı, harekatın devam ettiği bir ay, son 5 yılın şubat ayının en iyi rakamı. Hizmet sektörü güven endeksi şubat ayı itibariyle son 3 yılın en iyi rakamı. Reel kesim güven endeksi şubat ayı itibariyle son 7 yılın en iyi rakamı. İmalat sanayi, satın alma yöneticileri endeksine bakıyoruz ki, bu çok önemli, şubat ayı değeri 55,7. 50’nin üzerinde olması beklenir, son 7 yılın en iyi rakamı. Güven endekslerine baktığımızda halkımız hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza, ordumuza güveniyor. Kura bakın, 1 aydır bu harekatı gerçekleştiriyoruz, kurda bir oynama söz konusu mu? Önümüzdeki dönemde kur bu istikrarı koruyacak. Şu süreçte bile kurda bir oynama söz konusu olmadı. Bu ekonominin hükümete olan güvenidir, milletimizin hükümete olan güvenidir, geleceğe olan beklentilerin olumlu olmasını ortaya koyuyor. TİM’in bir çalışması oldu, ihracatçılarımızın yüzde 77,2’si ‘2018 yılında ben 2017 yılında yaptığım ihracattan daha fazla ihracat gerçekleştireceğim’ diyor. 2018 yılında ihracatta rekor kıracağız, ben buna inanıyorum. Avrupa’da, özellikle gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde beklentilerin üzerinde bir canlanma söz konusu. Bizim ihracatçılarımız açısından da bu önemli bir avantaj. 2017 yılında inşallah yüzde 7’nin üzerinde kapatacağımızı düşünüyorum. Mart sonu itibariyle yayınlanacak. 2018 yılında bizim büyüme hedefimiz 5,5. Biz bu hedefi yakalayacağımıza inanıyoruz. Belki hedefimizin üzerinde bir ihracat gerçekleştirmemiz söz konusu olabilecek. İhracatta 2018 yılında bir rekor bekliyoruz. Pazarın genişlemesini, çeşitlenmesini bekliyoruz” dedi.



“Bizim hedefimiz yıl sonu itibariyle yüzde 7 bandına oturtabilmek enflasyonumuzu”

Enflasyonda 2017 yılında bir artış gerçekleştiğini kaydeden ve nedenleri arasında kurdaki artış ile petrol ve emtia fiyatlarındaki artış olduğuna dikkat çeken Bakan Elvan, “2018 yılında önümüzdeki 3-4 aya enflasyonun düşüş trendi devam edecek. Bizim hedefimiz yıl sonu itibariyle yüzde 7 bandına oturtabilmek enflasyonumuzu. Zaten düşüş başladı, en son 10,3 enflasyon oranımız. Şubat, mart, nisan aylarında da bu düşüş trendi sürecek. Enflasyonla mücadele bizim en öncelikli konularımızdan birisi. AK Parti hükümetleri öncesini hatırlayınız, Türkiye enflasyondan çok çekti. AK Parti hükümetleri ile birlikte enflasyonla kararlı bir mücadele gerçekleşti ve enflasyonu tek haneli rakamlara düşürme başarısını biz gerçekleştirdik. Bu konuda biz deneyimliyiz, neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz. Bir taraftan Merkez Bankasının sıkı para politikasına devam etmesi, diğer taraftan kamu maliyesindeki duruşumuzun, orta vadeli programda ortaya koyduğumuz hedeflere sadık kalarak tüm harcamaları yapmamamız söz konusu olacak, orta vadeli program bizim için en önemli yol haritamız, ondan sapma söz konusu olmayacak” diye konuştu.



Türkiye istihdam alanında son derece başarılı"

Türkiye’nin ilave istihdam oluşturma alanında dünyanın en başarılı ülkelerinden birisi olduğunu söyleyen Elvan, “2017 yılında neredeyse 1,5 milyona yakın ilave istihdam sağladık. İş gücüne katılım oranındaki yüksek artış oranına rağmen. Çünkü iş gücüne katılım oranındaki artış işsizlik oranını yukarıya çekiyor. İş gücüne katılım oranındaki 1 puanlık artışın anlamı işsizlik oranında 1,8 puanlık, yaklaşık 2 puanlık bir artış demektir. İş gücüne katılım oranında artış olması demek ekonominin canlılığını koruduğunu, vatandaşların geleceğe yönelik beklentilerinin olumlu olduğunu göstermesi demektir. O açıdan Türkiye istihdam alanında son derece başarılı. Bizim buradaki hedefimiz işsizlik oranını tek haneli rakamlara çekmek. Zaman zaman şunu ifade ediyorlar, ‘TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı değil, bu doğru değil.’ Tamamıyla bilimsel gerçeklere dayanmayan bir takım hesaplarla işsizlik rakamlarını abartmaya çalışan kesimler var. Hiçbir bilimsel yaklaşımları yok. Dünyadaki işsizlik rakamları nasıl ölçülüyorsa biz o kriterleri uyguluyoruz. Özellikle istatistik alanında AB müktesebata uyum programı çerçevesinde özellikle istatistik alanında AB müktesebatına tam uyumu gerçekleştirdik. TÜİK istatistik alanında birçok ülkenin elemanlarına eğitim veriyor” şeklinde konuştu.



“11 Kalkınma Planı, milletin planı”

11. Kalkınma Planı’na ilişkin açıklamalarda bulunan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, “Bu planımız bizim açımızdan çok önemli bir fırsat ve çok önemli bir plan. Planın son yılı olan 2023 yılı cumhuriyetimizin 100. yılı. Türkiye’ye çok daha iyi noktalara taşıyacak bir plan hazırlık çalışması yürütüyoruz. 76 özel ihtisas komisyonu ve çalışma grubu oluşturduk. Önümüzdeki günlerde raporlama işlemlerini tamamlayacaklar. Planda katılımcılık son derece önemli. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, milletinin bir planı. Biz katılımcı bir yaklaşımı önemsiyoruz. 3 bin 550’ye yakın özel ihtisas komisyonlarımızda çalışan akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, özel kesimden deneyimli insanlar var, kamu kurumlarından katılan temsilciler var. Bunlar yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bununla yetinmedik, bizim için her ilimiz önemli, 81 ilimizde 3 farklı toplantı gerçekleştirdik. Kadınlarımızla bir araya geldik, kadınlarımızın önceliklerini, 11 Kalkınma Planı’mızda yer almasını istedikleri hususları dinledik. Gençlerimizi her ilde topladık. O ildeki sivil toplum kuruluşları, özel kesimden vatandaşlarımızı topladık, onların görüş ve önerilerini aldık. 81 ilde 12 bin kişiye ulaştık. Bunun dışında vatandaşlarımızın plan için görüş ve önerileri önemlidir dedik ve Kalkınma Bakanlığı web sitesinde bir anket bölümü açtık. Planının önceliklerinin ne olması gerektiği, kendileri açısından önem arz eden hususların ne olduğunu içeren sorular sorduk. Burada yaklaşık 13 binin üzerinde vatandaşımız cevap verdi. Yaklaşık 30 bin kişinin katılımını sağladık. 7 coğrafi bölgemizde değerlendirme toplantıları yapacağız. Bizim en önemli problemlerimizden bir tanesi yatırım, üretim ve ihracatımızın ithalata bağımlı olması. Savunma sanayinde gördük. Yerli ve milli diyoruz. 11 Kalkınma Planı’mızın ana ilkelerinden birisi; üretimimizin, yatırımımızın, ihracatımızın ithalata olan bağımlılığını azaltıcı ve aynı zamanda cari açığı aşağı çekici tedbirleri almak ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimini gerçekleştirmek. İnsana olan yatırım, nitelikli eleman, nitelikli insan kaynağı en önemli husus. İnsan kaynaklarının geliştirilmesi ve insana odaklanan, vatandaşların niteliğini artıran programlara ağırlık vereceğiz. Artık bilgi ve iletişim çağındayız, robotlardan bahsediyoruz, bulut bilişiminden bahsediyoruz, büyük veriden bahsediyoruz, ileri malzeme teknolojilerinden bahsediyoruz, biyoteknoloji, nanoteknoloji, bu alanların Türkiye’de geliştirilmesi son derece önemli. Bu alanlardaki çalışmaların sektörlere entegre edilmesi önemli. Bunların başında da sanayi geliyor. ‘4. sanayi devrimi’ dedikleri, biz sanayinin dijitalleşmesi diyoruz, bunu gerçekleştireceğiz. birincisi başta OSB’ler olmak üzere tasarım ve dijital dönüşüm merkezleri kuracağız. Bu merkezlerde sanayicilerimizin, yatırımcıların dijital dönüşümlerini nasıl gerçekleştirmeleri gerektiğini anlatacağız. Onlara danışmanlık yapacağı ve eğitim desteği vereceğiz ki sanayinin ve tesislerin dijital dönüşümü sağlansın. Bunun anlamı şu, daha düşük maliyetle, daha hızlı üretmek ve daha verimli bir üretim anlayışına sahip olmak. Sanayinin dijital dönüşümünün anlamı şu, şuanda artık dünyada bir fabrikanızın olması, o fabrikada bir ürünü üretmeniz yeterli değil. O üretimden önceki aşama ile üretimden sonraki aşamayı bilgi ve iletişim teknolojileri kullanarak vatandaşların isteklerine uygun ürün üretebilmek, taleplerin nerede nasıl olduğunu bu teknolojileri kullanarak ortaya koymak ve bu şekilde hızlı, verimli ve akıllı üretim yöntemlerini uygulamaya koymak. Biz bunu gerçekleştirdiğimiz anda Türkiye’nin hem rekabet gücü artacaktır hem ihracatı artacaktır, nitelikli istihdamı barındıran bir yapıya sanayi alanında dönüşeceğiz” ifadelerini kullandı.

"İş arayan değil işveren gençler yetiştirmek istiyoruz"

Girişimciliğe çok önem verdiklerini belirten Bakan Elvan, hükümet olarak bugüne kadar 1 milyona yakın kişiye eğitim verdiklerini, 9 bine yakın kişiye doğrudan mali destek sağladıklarının altını çizdi. Bakan Elvan, “Önümüzdeki dönemde girişimciliği desteklemeye devam edeceğiz. Kalkınma ajansları vasıtasıyla girişimci destekleme merkezleri kuruyoruz, kendi işini yapmak isteyen, yeni fikirleri olan kim varsa gelecekler kapımızı açacağız, herhangi bir ücret ödemeden girişimcilik destekleme merkezlerinin her türlü imkanını kullanacaklar, eğitimini vereceğiz, danışmanlık hizmeti vereceğiz. Bir genç girişimcinin ihtiyacı olan neyse onu karşılayacağız. Nisan ayı itibariyle 2-3 merkezimizin açılışını gerçekleştireceğiz. Üniversiteyi bitirmiş bir gencimiz firma kurmak isteyecek, notere gidecek, Maliye’ye gidecek, nasıl yapılacağını bilmiyor, bu gencimiz gelecek o merkeze önce eğitim vereceğiz, firma kurmak istiyorsa onun adına tüm iş ve işlemleri biz yapacağız. İhracat yapmak istiyorsa nasıl yapması gerektiği konusunda destek vereceğiz. İş arayan değil işveren gençler yetiştirmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.

“İçel’de OSB bölgesi sayısını 9’a çıkartıyoruz ve 50 bin kişiye ilave istihdam sağlıyoruz”

İçel’de başlatılan sanayi ve istihdam hamlesine ilişkin konuşan Bakan Elvan, “İçel bir liman, sanayi, ticaret şehri, inanılmaz bir birikimi var. Buna rağmen işsizlik oranı oldukça yüksek. Bir başka çarpıcı veri de şu, yatırım yapmak isteyen çok sayıda insan var. Problem ne? Yer yok. Bununla ilgili çalışmaya başladık. Mevcut OSB’yi 100 hektarlık bir alan ile genişlettik. Yatırımcılara bu araziler tahsis ediliyor. Buna ilave olarak Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurma çalışmalarını başlattık. Genç girişimcilerimizden oluşan bir ekip özellikle gıda makineleri ve gıdanın işlenmesine yönelik yeni bir OSB kurma çalışmalarına başladı.

İçel’de ilçeleri dahil toplam OSB bölgesi sayısı 3. Bunu 9’a çıkartıyoruz ve 50 bin kişiye ilave istihdam sağlıyoruz. Birde serbest bölge var, bunu genişleteceğiz, bununla birlikte İçel’in ihracatını ikiye katlayacağız” dedi.



“CHP’yi bu noktada anlamak mümkün değil, arzu ediyorlarsa HDP ile bir araya gelsinler”

Cumhur İttifakına ilişkin CHP’nin eleştirilerine de cevap veren Elvan, “CHP’yi bu noktada anlamak mümkün değil, arzu ediyorlarsa HDP ile bir araya gelsinler, bir ittifak gerçekleştirsinler. Hayır cephesi de istiyorsa bir araya gelsinler. Bu bizim bildiğimiz klasik koalisyon değil. Cumhurbaşkanı ittifak halinde seçimi gerçekleştiriliyor, her bir parti TBMM’de temsil edilmek üzere aldığı oy nispetinde mecliste temsili sağlanıyor” diye konuştu.

Kaynak: İHA