Memur-Sen Ankara Başkanı Kır Açıklaması 'ABD'nin DEAŞ'la Mücadelesine Şahit Olan Var Mı?'
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, "ABD’nin DEAŞ’la mücadele ettiğine şahit olan var mıdır?" sorusunu sorarak, “Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir” dedi.
Ülkemiz tarafından Suriye sınırlarında, PKK/KCK/PYD-YPG ve DAEŞ terör unsurlarına yönelik yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’na, Memur-Sen’den destek geldi. Emperyalizme karşı yürütülen mücadeleyi desteklemek amacıyla, “Anadolu’da ayaktayız, Emperyalizme karşı savaştayız” adı altında, Sihhiye Abdi İpekçi Parkı’nda toplanan Memur-Sen üyeleri, Mehmetçik için dualar ettiler. Atılan ‘İşgalci ABD, diğer adı YPG’ sloganları içerisinde basın açıklaması gerçekleştiren Memur-Sen Ankara İl Başkanı Kır, “Sınırımızın yanı başında cirit atmaya yeltenen terör örgütlerinin kuruluş tarihçesini, Afrin’de yaşananların çerçevesini, Afrin merkezli Zeytin Dalı Harekatının esbabı mucibesini doğru bir içerikle ortaya koyma zorunluluğumuz vardır. Tarihin ve coğrafyanın Türkiye’ye yüklediği misyonun gereklerini, cephede verilen mücadelenin anlamını ve değerini bütün çıplaklığıyla bihakkın anlatma yükümlülüğümüz vardır. Bunu yaptığımız takdirde Emperyalizmin yerli lejyonerlerinin, kapitalizmin içerideki sinsi işbirlikçilerinin algılarda oluşturmak istedikleri cepheyi darmadağın edebiliriz. Zeytin Dalı harekatı, Türkiye’nin emperyalizme direnme iradesinin, emperyalistlerin Suriye’de oluşturmak istedikleri düzeni reddetme mücadelesinin adıdır. Afrin ise emperyal aklın çöküşünü sağlayacak, sömürgen devletlerin Ortadoğu’dan göçüşünü hızlandıracak iradenin karargahıdır. Küresel Emperyalizmin Suriye’de oluşturmak istediği kirli strateji, tarihte milyonlarca insanı acımasızca katlettikleri, yerlerinden yurtlarından çıkardıkları, tarihlerini kültür ve medeniyet değerlerini hak ile yeksan ettikleri “Toza dönüştürme stratejisidir." Toza dönüştürme stratejisi, emperyalizmin masa başında kurgulayıp bizim medeniyet coğrafyamızda birkaç asırdır uygulanan bir şiddet stratejisidir. Bu stratejinin uygulama aparatı terörizm, kullanışlı aptalları ise terör örgütleridir” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir”
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Kır sözlerine şöyle devam etti:
“Emperyalizm, uluslararası hukukun oluşturduğu sızıntılardan faydalanarak bu hakikati gizlemeye çalışsa da, ortalığa saçılan cüruf her şeyi ayan beyan göstermektedir. DEAŞ, PKK/PYD-YPG ve FETÖ’yü bu noktadan değerlendirdiğimizde, ülkemizde ve bölgemizde son beş yıldır yaşananları daha net bir şekilde anlamak mümkündür Bu gün 15 Temmuz sonrası yaşanan süreçte; DEAŞ, PKK/PYD, YPG ve FETÖ arasındaki hem gizli hem de kirli ittifak, bütün çıplaklığıyla ortadadır Afrin’de yürütülen operasyona karşı içeride karşıt cephe oluşturmak için ter ve dil dökenler de bizim nazarımızda bu kirli ittifakın, tapınak şövalyeleri hükmündedir. 15 Temmuz’da FETÖ aparatıyla gerçekleştirilen ihanet kalkışması sırasında, sınırımızın güneyinde PKK’lı teröristlerin tetikte bekletildiği herkesin malumudur. Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile PKK/PYD, YPG arasındaki dönüşümlü strateji DEAŞ’la mücadele ediyor görüntüsü verilerek, PKK, PYD-YPG terörist faaliyetlerinin DEAS’la üstü örtülmek istenmekte, daha da ötesi, olmayan bir DAEŞ’le mücadeleyi abartarak PYD-YPG ye yapılan silah yardımını meşrulaştırma, terörist örgütler arasında gizli dayanışmayı kamufle etme cambazlığı sergilenmektedir. Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir. Şimdi soruyoruz DAEŞ hani nerededir? PYD-YPG ve hatta ABD’nin DEAŞ’la mücadelesine şahit olan var mıdır? DEAŞ’ı törenle bölgeden uğurlayanlar DEAŞ’la mücadele edebilir mi?”
Türkiye, 15 Ternmuz darbesinden sonra ordusuna sızmış gladyo artıklarını ve emperyalizmin aparatı FETÖ’cüleri temizleyerek operasyon gücüne güç kattığını kaydeden Kır, “Asıl korkuları da budur. Korktukları başına gelecek, emperyalizm ülkemizden olduğu gibi medeniyet coğrafyamız olan Suriye’den ve Orta doğudan da def edilecektir. ‘Siviller ölmesin zarar görmesin’ söylemi timsah söyleminden ibaret bir söylemdir. Dost ve düşman Türkiye’nin bu konuda ne kadar ince eleyip sık dokuduğunu çok iyi bilinmektedir. Türk askerlerinin işgalci değil ihyacı olduğuna, savaşlarda dahi yaşlılara, çocuklara, silahsızlara, hayvanlara etkili arazilere zarar vermediğine, sivil halka bırakın zarar vermeyi onların sağlık ve temel acil ihtiyaçlarını bile gidermeye çalıştığına tarih şahittir. Zeytin Dalı Operasyonunda 9 askerimizin şehit edildiği saldırıda terör örgütünün sivilleri nasıl kullandığına da dünya şahittir. Bizler, MEMUR-SEN ailesi olarak terörden ve çatışmalardan arındırılmış adil bir dünya istiyoruz. Kimsenin kimseyi sömürmediği kimsenin kimseyi öldürmediği, hakça paylaşımın gerçekleştiği bir dünya için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Zeytin Dalı Harekatını bütün benliğimizle destekliyoruz”
İçeride kimlerin, sözde savaş karşıtı söylem algısıyla cephe açmaya giriştiğini bildiklerini belirten Kır, “Daha da ötesi her zaman yaptıkları gibi emperyalizmi ve sömürüsünü gizleme niyetinde olduklarını çok iyi biliyoruz. Sözde barış yanlısı gerçekte emperyal geminin tayfası olanlar, “Savaşa karşı barış”, “Savaş halk sağlığı sorunudur“, “Barış, hemen şimdi” gibi beyanlarla, Türkiye’nin hak ve adalet mücadelesini akamete uğratmak için “Barış” gibi kutsal bir kavramı silaha dönüştürme hesabı içine girmektedirler. Biz bu inançla Zeytin Dalı Harekatının arkasında olduğumuzu Türkiye’nin Afrin bölgesinde gerçekleştirdiği operasyonu bütün benliğimizle desteklediğimizi açıkça deklare ediyoruz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
“Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir”
Memur-Sen Ankara İl Başkanı Kır sözlerine şöyle devam etti:
“Emperyalizm, uluslararası hukukun oluşturduğu sızıntılardan faydalanarak bu hakikati gizlemeye çalışsa da, ortalığa saçılan cüruf her şeyi ayan beyan göstermektedir. DEAŞ, PKK/PYD-YPG ve FETÖ’yü bu noktadan değerlendirdiğimizde, ülkemizde ve bölgemizde son beş yıldır yaşananları daha net bir şekilde anlamak mümkündür Bu gün 15 Temmuz sonrası yaşanan süreçte; DEAŞ, PKK/PYD, YPG ve FETÖ arasındaki hem gizli hem de kirli ittifak, bütün çıplaklığıyla ortadadır Afrin’de yürütülen operasyona karşı içeride karşıt cephe oluşturmak için ter ve dil dökenler de bizim nazarımızda bu kirli ittifakın, tapınak şövalyeleri hükmündedir. 15 Temmuz’da FETÖ aparatıyla gerçekleştirilen ihanet kalkışması sırasında, sınırımızın güneyinde PKK’lı teröristlerin tetikte bekletildiği herkesin malumudur. Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile PKK/PYD, YPG arasındaki dönüşümlü strateji DEAŞ’la mücadele ediyor görüntüsü verilerek, PKK, PYD-YPG terörist faaliyetlerinin DEAS’la üstü örtülmek istenmekte, daha da ötesi, olmayan bir DAEŞ’le mücadeleyi abartarak PYD-YPG ye yapılan silah yardımını meşrulaştırma, terörist örgütler arasında gizli dayanışmayı kamufle etme cambazlığı sergilenmektedir. Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir. Şimdi soruyoruz DAEŞ hani nerededir? PYD-YPG ve hatta ABD’nin DEAŞ’la mücadelesine şahit olan var mıdır? DEAŞ’ı törenle bölgeden uğurlayanlar DEAŞ’la mücadele edebilir mi?”
Türkiye, 15 Ternmuz darbesinden sonra ordusuna sızmış gladyo artıklarını ve emperyalizmin aparatı FETÖ’cüleri temizleyerek operasyon gücüne güç kattığını kaydeden Kır, “Asıl korkuları da budur. Korktukları başına gelecek, emperyalizm ülkemizden olduğu gibi medeniyet coğrafyamız olan Suriye’den ve Orta doğudan da def edilecektir. ‘Siviller ölmesin zarar görmesin’ söylemi timsah söyleminden ibaret bir söylemdir. Dost ve düşman Türkiye’nin bu konuda ne kadar ince eleyip sık dokuduğunu çok iyi bilinmektedir. Türk askerlerinin işgalci değil ihyacı olduğuna, savaşlarda dahi yaşlılara, çocuklara, silahsızlara, hayvanlara etkili arazilere zarar vermediğine, sivil halka bırakın zarar vermeyi onların sağlık ve temel acil ihtiyaçlarını bile gidermeye çalıştığına tarih şahittir. Zeytin Dalı Operasyonunda 9 askerimizin şehit edildiği saldırıda terör örgütünün sivilleri nasıl kullandığına da dünya şahittir. Bizler, MEMUR-SEN ailesi olarak terörden ve çatışmalardan arındırılmış adil bir dünya istiyoruz. Kimsenin kimseyi sömürmediği kimsenin kimseyi öldürmediği, hakça paylaşımın gerçekleştiği bir dünya için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Zeytin Dalı Harekatını bütün benliğimizle destekliyoruz”
İçeride kimlerin, sözde savaş karşıtı söylem algısıyla cephe açmaya giriştiğini bildiklerini belirten Kır, “Daha da ötesi her zaman yaptıkları gibi emperyalizmi ve sömürüsünü gizleme niyetinde olduklarını çok iyi biliyoruz. Sözde barış yanlısı gerçekte emperyal geminin tayfası olanlar, “Savaşa karşı barış”, “Savaş halk sağlığı sorunudur“, “Barış, hemen şimdi” gibi beyanlarla, Türkiye’nin hak ve adalet mücadelesini akamete uğratmak için “Barış” gibi kutsal bir kavramı silaha dönüştürme hesabı içine girmektedirler. Biz bu inançla Zeytin Dalı Harekatının arkasında olduğumuzu Türkiye’nin Afrin bölgesinde gerçekleştirdiği operasyonu bütün benliğimizle desteklediğimizi açıkça deklare ediyoruz” diye konuştu.