Van'da 'Atıl Arazilerin Tarıma Kazandırılması' Çalıştayı
Van Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinatörlüğünde Cumhurbaşkanlığının 108 sayılı karar tebliği ve yeni ekonomik program doğrultusunda “Atıl Tarım Arazilerinin Tarımsal Üretime Kazandırılması İçin Gerekli Kurumsal ve Hukuki Altyapı ve Mevzuat Oluşturulması” çalıştayı düzenlendi.
5-6 Kasım 2018 tarihleri arasında Van Tarım ve Orman Müdürlüğünde gerçekleştirilecek olan çalıştaya Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Hakkari, Iğdır, Muş, Siirt ve Şırnak’tan ilgililer katıldı.
Çalıştayla ilgili değerlendirmede bulunan Van Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Görentaş, atıl durumda bulunan tarım arazilerinin özüne ve mülkiyet hakkına dokunmaksızın üretime kazandırılması için kira bedeli belirlendikten sonra resen bu arazileri işlemek isteyenlere kiraya verilerek kullanılması gerektiğini vurguladı. Görentaş, “Ülkelerin gelişme sürecinde tarım sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı oransal olarak azalmakla birlikte sektör, üretim ve sanayiye sağladığı kaynak yönünden önemini korumaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ulusal gelirin yarısını tarımsal üretim oluşturmaktadır. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde tarım sektöründeki istihdamın payı giderek azalsa da, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde halen önemli bir istihdam kaynağı durumundadır. Bir ülkenin sosyal ve ekonomik gelişiminin başında, kırsal alanlardaki toplumsal ve ekonomik faaliyetlerin doğru planlanmış olması gelir. Sanayileşme, kentleşme ve çevre ile ilgili sorunların başında hızlı nüfus artışının olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla bu sorunlar, kentleri etkilediği kadar kırları da etkilemektedir. Yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler yanında miras yolu ile araziler sürekli küçük parçalara bölünmüştür. Bu gelişmeler ile birlikte insanlar iyi bir yaşam standardını elde edebilecek bir kazanca ulaşmakta zorlandıkları için kırsaldaki nüfus sürekli azalmaya başlamıştır. Meydana gelen bu yetersiz gelir, tarım topraklarının çok parçalanmış olması, iklim koşulları ve toprak aşınması, tarımdan geçinen insanların kentlere göç etmelerine neden olmuştur. Küçük ve çok parçalı işletme yapısı, teknoloji kullanımını güçleştirmekte, emek verimliliğini düşürmekte, yeterli sermaye birikimini engellemektedir” dedi.
“Türkiye’de çiftçi başına düşen tarım alanı 6 hektarı geçmemektedir”
Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre, kayıt altında gözüken tarım arazisi büyüklüğünün 17 milyon hektar olduğunu dile getiren Görentaş, işletme sayısının da yaklaşık 2 milyon 600 bin olduğunu kaydetti.
Görentaş, “Türkiye’de çiftçi başına düşen tarım alanı ortalama 6 hektarı geçmemekte, Avrupa Birliği ülkelerinde ise ortalama 19.7 hektar seviyesindedir. Tarım, ülkemiz için yaşamsal bir sektör olmakla birlikte önemli yapısal sorunlara da sahiptir. Türkiye tarımının en önemli sorunlarının başında, işletme sayısının fazlalığına karşın işletme başına düşen ortalama arazi miktarının küçük olması gelmektedir. Ülkemizde 24 milyon hektar tarım arazisi, 3 milyon tarımsal işletme ve bu işletmelerde 40 milyon hissedar bulunmakta olup, işletme başına düşen parsel sayısı ise 10’dur. Türkiye’de bir ailenin geçimini sağlamak için küçük bazda hayvancılık faaliyetiyle birlikte suluda en az 70 dekar, kuruda ise 150 dekar alana ihtiyacı vardır. Bunlarla beraber ülkemizde atıl durumdaki tarım arazilerinin sebepleri arasında, tarımsal arazinin küçük parçalara bölünmüş olması, hazineye ait tarım arazileri, kişi ile hazine arasındaki ihtilaflı araziler, kişiler arasındaki ihtilaflı araziler, çok hisselilik, mülkiyet ihtilafları, tarımsal faaliyete son verilmesi ve göç gibi nedenlerdir. Bundan dolayı gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetinde olan yaklaşık 2 milyon hektar tarım arazisinde tarımsal faaliyet yapılmamaktadır. Bu sorunu çözmek için bazı önlemler alınmıştır. Bunlar, hazine arazileri tarımsal faaliyette bulunanların kullanımı için şartlar kolaylaştırılmış, arazilerin daha fazla bölünmemesi için 6537 sayılı kanun çıkarılmış ve toplulaştırma çalışmalarıyla işletme büyüklükleri artırılmaya çalışılmıştır. Atıl arazileri azaltmak için; büyük ölçekli işletme modeline geçiş desteklenmeli, atıl araziyi değerlendirenlere tarımsal kredilerde kolaylıklar sağlanmalı, bürokratik işlemler azaltılmalı, atıl durumda bulunan arazilerin özüne ve mülkiyet hakkına dokunmaksızın üretime kazandırılması için kira bedeli belirlendikten sonra, resen bu arazileri işlemek isteyenlere kiraya verilmek suretiyle değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu.
İl Müdürü İbrahim Görentaş, çalıştaya katılımlarından dolayı katılımcılara da teşekkür etti. Çalıştay, yarın da devam edecek.
Kaynak: İHA
Çalıştayla ilgili değerlendirmede bulunan Van Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Görentaş, atıl durumda bulunan tarım arazilerinin özüne ve mülkiyet hakkına dokunmaksızın üretime kazandırılması için kira bedeli belirlendikten sonra resen bu arazileri işlemek isteyenlere kiraya verilerek kullanılması gerektiğini vurguladı. Görentaş, “Ülkelerin gelişme sürecinde tarım sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı oransal olarak azalmakla birlikte sektör, üretim ve sanayiye sağladığı kaynak yönünden önemini korumaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ulusal gelirin yarısını tarımsal üretim oluşturmaktadır. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde tarım sektöründeki istihdamın payı giderek azalsa da, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde halen önemli bir istihdam kaynağı durumundadır. Bir ülkenin sosyal ve ekonomik gelişiminin başında, kırsal alanlardaki toplumsal ve ekonomik faaliyetlerin doğru planlanmış olması gelir. Sanayileşme, kentleşme ve çevre ile ilgili sorunların başında hızlı nüfus artışının olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla bu sorunlar, kentleri etkilediği kadar kırları da etkilemektedir. Yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler yanında miras yolu ile araziler sürekli küçük parçalara bölünmüştür. Bu gelişmeler ile birlikte insanlar iyi bir yaşam standardını elde edebilecek bir kazanca ulaşmakta zorlandıkları için kırsaldaki nüfus sürekli azalmaya başlamıştır. Meydana gelen bu yetersiz gelir, tarım topraklarının çok parçalanmış olması, iklim koşulları ve toprak aşınması, tarımdan geçinen insanların kentlere göç etmelerine neden olmuştur. Küçük ve çok parçalı işletme yapısı, teknoloji kullanımını güçleştirmekte, emek verimliliğini düşürmekte, yeterli sermaye birikimini engellemektedir” dedi.
“Türkiye’de çiftçi başına düşen tarım alanı 6 hektarı geçmemektedir”
Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre, kayıt altında gözüken tarım arazisi büyüklüğünün 17 milyon hektar olduğunu dile getiren Görentaş, işletme sayısının da yaklaşık 2 milyon 600 bin olduğunu kaydetti.
Görentaş, “Türkiye’de çiftçi başına düşen tarım alanı ortalama 6 hektarı geçmemekte, Avrupa Birliği ülkelerinde ise ortalama 19.7 hektar seviyesindedir. Tarım, ülkemiz için yaşamsal bir sektör olmakla birlikte önemli yapısal sorunlara da sahiptir. Türkiye tarımının en önemli sorunlarının başında, işletme sayısının fazlalığına karşın işletme başına düşen ortalama arazi miktarının küçük olması gelmektedir. Ülkemizde 24 milyon hektar tarım arazisi, 3 milyon tarımsal işletme ve bu işletmelerde 40 milyon hissedar bulunmakta olup, işletme başına düşen parsel sayısı ise 10’dur. Türkiye’de bir ailenin geçimini sağlamak için küçük bazda hayvancılık faaliyetiyle birlikte suluda en az 70 dekar, kuruda ise 150 dekar alana ihtiyacı vardır. Bunlarla beraber ülkemizde atıl durumdaki tarım arazilerinin sebepleri arasında, tarımsal arazinin küçük parçalara bölünmüş olması, hazineye ait tarım arazileri, kişi ile hazine arasındaki ihtilaflı araziler, kişiler arasındaki ihtilaflı araziler, çok hisselilik, mülkiyet ihtilafları, tarımsal faaliyete son verilmesi ve göç gibi nedenlerdir. Bundan dolayı gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetinde olan yaklaşık 2 milyon hektar tarım arazisinde tarımsal faaliyet yapılmamaktadır. Bu sorunu çözmek için bazı önlemler alınmıştır. Bunlar, hazine arazileri tarımsal faaliyette bulunanların kullanımı için şartlar kolaylaştırılmış, arazilerin daha fazla bölünmemesi için 6537 sayılı kanun çıkarılmış ve toplulaştırma çalışmalarıyla işletme büyüklükleri artırılmaya çalışılmıştır. Atıl arazileri azaltmak için; büyük ölçekli işletme modeline geçiş desteklenmeli, atıl araziyi değerlendirenlere tarımsal kredilerde kolaylıklar sağlanmalı, bürokratik işlemler azaltılmalı, atıl durumda bulunan arazilerin özüne ve mülkiyet hakkına dokunmaksızın üretime kazandırılması için kira bedeli belirlendikten sonra, resen bu arazileri işlemek isteyenlere kiraya verilmek suretiyle değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu.
İl Müdürü İbrahim Görentaş, çalıştaya katılımlarından dolayı katılımcılara da teşekkür etti. Çalıştay, yarın da devam edecek.