Mersin'de 'Arabuluculukta Etkili Taraf Vekilliği'
İçel Barosu ve İçel Arabulucular Derneği tarafından avukatlara yönelik ‘Arabuluculukta Etkili Taraf Vekilliği’ konulu eğitim semineri düzenlendi.
İçel Barosu Konferansa Salonu’nda gerçekleşen seminerin açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, kasım ayının yoğun eğitim programıyla geçtiğini söyleyerek bu eğitimlerin meslektaşlarının bilgi darağacının gelişmesi açısından önemli olduğunu belirtti.
Yeşilboğaz, “İş mahkemesinde zorunlu hale getirilen arabuluculukta taraf vekillerimiz, maalesef katılmış oldukları arabuluculuk görüşmelerinde nasıl bir duruş sergileyeceklerini, kendi haklarını nasıl koruyacaklarını maalesef bilemiyorlar. Bu işten en çok vekil arkadaşlarımız zararlı çıkıyor. Bunun bir nebze olsun giderilebilmesi, vekil arkadaşlarımızın taraf vekilliğinde nelere dikkat etmesi konusunda, İçel Arabulucular Derneği Başkanı Buğrahan Dikici ile birlikte bu eğitim programını düzenledik. Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından bir tanesi. Uzlaşma nasıl hayatımıza girdiyse, arabuluculuk da girdi” dedi.
Arabuluculukta uygulamalardan kaynaklı endişelerini dile getiren Yeşilboğaz, şöyle devam etti; "Bazı uygulamaların zorunlu hale getirilmiş olması ve arabuluculuğun ileride avukatların tekelinden çıkacak olması gibi endişelerimiz var. Öncelikle bunun güvence altına alınması gerekiyor. Biz bu güvenceyi almadığımız sürece hala arabuluculuktaki çekincelerimiz devam edecektir. Örnek olarak, uyuşmazlıkta tarafların yapmış oldukları işlemlere baktığımızda, işin avukatlardan çok adliye katiplerine ve başka meslek gruplarına verilmiş olması, mesleğimizdeki kaygıyı maalesef gündeme getiriyor. Meslek alanlarımız her gün daralırken, alternatif uyuşmazlıklarda farklı sektörlere açılabilecek yeni uygulamaların getirilecek olması bizi ürkütüyor. Çünkü hukuk fakültelerinin günümüzde sınırsız bir şekilde açılması ve çok fazla öğrenci mezun etmesi, hukuk ordusunu nicelik olarak artırırken, nitelik olarak azaltıyor ama aynı zamanda da meslektaşlarımızın iş alanlarının daralması anlamına geliyor. Genç meslektaşlarımız özellikle mesleki daralmadan dolayı gelecek kaygısı yaşıyorlar. Hiç kimse geleceğini tam anlamıyla göremiyor."
"Barolar ve avukatlar ortak hareket etmeli"
Tıp alanında ‘alternatif tıp yöntemleri’ diye bir görüş ortaya atıldığında, bu konunun sorun olarak görüldüğüne işaret eden Yeşilboğaz, "Ancak hukuk alanında yapılan bu alternatif uyuşmazlıklarda enine boyuna tartışılmadan yapılan uygulamalar ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir. Biz şimdilik iyi niyetli olarak, bunların sadece hukukçuların tekelinde kalacağına inanıyoruz. Öncelikle dava açma konusunda, özellikle uzlaşma ve arabuluculukta kesinlikle taraf vekilliğinin zorunlu hale getirilmesi hususunda taleplerimizi yineliyoruz. Bu olduğu takdirde biz alternatif çözüm yollarına karşı değiliz ama bunun için önce kanunlarımızın düzenlenmesi gerekiyor. Bunun düzenlenmesi için de bütün baroların, tüm meslek mensuplarının ortak hareket etmesi gerekiyor. Bu kaygılarımız giderildikten sonra uyuşmazlıklarda ya da arabuluculuktaki alternatif çözüm yollarına karşı değiliz” diye konuştu.
“Arzuhalcileri önleme çabası yok"
Konuşmasında, adli makamların arzuhalcilere karşı gerekli önleyici çaba göstermediğini savunan Yeşilboğaz, “Avukatlık Kanunumuzda, dava açma hakkının sadece avukatlara tanındığı açıkça belirtilmesine rağmen, maalesef İçel Adliyesi ve Türkiye’deki tüm adliyelerin önünde ’dilekçe yazılıp dava dosyası hazırlanır’ diyen çığırtkanlar var. Bizim adli makamlarımız bunlara kör, sağır ve dilsiz kalıyorlar. Şikayetlerimizde de sadece basit bir ’Kabahatler Kanunu’na göre yapılan bir suç olarak görülüyor ve 150-200 TL ceza ile arzuhalcileri serbest bırakıyorlar. Bunu önleme çabaları da yok" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Yeşilboğaz, “İş mahkemesinde zorunlu hale getirilen arabuluculukta taraf vekillerimiz, maalesef katılmış oldukları arabuluculuk görüşmelerinde nasıl bir duruş sergileyeceklerini, kendi haklarını nasıl koruyacaklarını maalesef bilemiyorlar. Bu işten en çok vekil arkadaşlarımız zararlı çıkıyor. Bunun bir nebze olsun giderilebilmesi, vekil arkadaşlarımızın taraf vekilliğinde nelere dikkat etmesi konusunda, İçel Arabulucular Derneği Başkanı Buğrahan Dikici ile birlikte bu eğitim programını düzenledik. Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından bir tanesi. Uzlaşma nasıl hayatımıza girdiyse, arabuluculuk da girdi” dedi.
Arabuluculukta uygulamalardan kaynaklı endişelerini dile getiren Yeşilboğaz, şöyle devam etti; "Bazı uygulamaların zorunlu hale getirilmiş olması ve arabuluculuğun ileride avukatların tekelinden çıkacak olması gibi endişelerimiz var. Öncelikle bunun güvence altına alınması gerekiyor. Biz bu güvenceyi almadığımız sürece hala arabuluculuktaki çekincelerimiz devam edecektir. Örnek olarak, uyuşmazlıkta tarafların yapmış oldukları işlemlere baktığımızda, işin avukatlardan çok adliye katiplerine ve başka meslek gruplarına verilmiş olması, mesleğimizdeki kaygıyı maalesef gündeme getiriyor. Meslek alanlarımız her gün daralırken, alternatif uyuşmazlıklarda farklı sektörlere açılabilecek yeni uygulamaların getirilecek olması bizi ürkütüyor. Çünkü hukuk fakültelerinin günümüzde sınırsız bir şekilde açılması ve çok fazla öğrenci mezun etmesi, hukuk ordusunu nicelik olarak artırırken, nitelik olarak azaltıyor ama aynı zamanda da meslektaşlarımızın iş alanlarının daralması anlamına geliyor. Genç meslektaşlarımız özellikle mesleki daralmadan dolayı gelecek kaygısı yaşıyorlar. Hiç kimse geleceğini tam anlamıyla göremiyor."
"Barolar ve avukatlar ortak hareket etmeli"
Tıp alanında ‘alternatif tıp yöntemleri’ diye bir görüş ortaya atıldığında, bu konunun sorun olarak görüldüğüne işaret eden Yeşilboğaz, "Ancak hukuk alanında yapılan bu alternatif uyuşmazlıklarda enine boyuna tartışılmadan yapılan uygulamalar ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir. Biz şimdilik iyi niyetli olarak, bunların sadece hukukçuların tekelinde kalacağına inanıyoruz. Öncelikle dava açma konusunda, özellikle uzlaşma ve arabuluculukta kesinlikle taraf vekilliğinin zorunlu hale getirilmesi hususunda taleplerimizi yineliyoruz. Bu olduğu takdirde biz alternatif çözüm yollarına karşı değiliz ama bunun için önce kanunlarımızın düzenlenmesi gerekiyor. Bunun düzenlenmesi için de bütün baroların, tüm meslek mensuplarının ortak hareket etmesi gerekiyor. Bu kaygılarımız giderildikten sonra uyuşmazlıklarda ya da arabuluculuktaki alternatif çözüm yollarına karşı değiliz” diye konuştu.
“Arzuhalcileri önleme çabası yok"
Konuşmasında, adli makamların arzuhalcilere karşı gerekli önleyici çaba göstermediğini savunan Yeşilboğaz, “Avukatlık Kanunumuzda, dava açma hakkının sadece avukatlara tanındığı açıkça belirtilmesine rağmen, maalesef İçel Adliyesi ve Türkiye’deki tüm adliyelerin önünde ’dilekçe yazılıp dava dosyası hazırlanır’ diyen çığırtkanlar var. Bizim adli makamlarımız bunlara kör, sağır ve dilsiz kalıyorlar. Şikayetlerimizde de sadece basit bir ’Kabahatler Kanunu’na göre yapılan bir suç olarak görülüyor ve 150-200 TL ceza ile arzuhalcileri serbest bırakıyorlar. Bunu önleme çabaları da yok" şeklinde konuştu.