'İlk 500'Ün İçine Çok Sayıda Üniversitelerimizle Girelim'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akademisyenlere çağrıda bulunarak, “Ben hocalarımdan özellikle bunu istirham ediyorum, biraz daha gayret ve biraz daha gayret ile birlikte bizler bu ilk 500’ün içine çok sayıda üniversitelerimizle girelim ve adımızı oraya çok farklı bir şekilde yazdıralım dedi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2018-2019 Yükseköğretim Akademik Yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerine kredi ve burs miktarına yönelik müjde verdi. Türk yükseköğretim sisteminin bugün çok ileri bir seviyede bulunduğunu ve sayısal bakımdan artık Türkiye’nin sınırlarını aşan bir kapasiteye ulaşıldığını kaydeden Erdoğan, “Ülkemizde faaliyet gösteren 128 devlet, 72 vakıf üniversitesi ve 5 vakıf yüksekokulundan oluşan 205 yükseköğrenim kurumumuzda 7 milyon 611 bin öğrencimiz bulunuyor. Almanya’da sordum ne kadar öğrenci var diye, aldığım cevap 3 milyon. Bizde ise, nüfusları bizden fazla, fakat şuanda onların üniversitelerindeki öğrenci sayısı 3 milyon, bizde 8 milyona yakın” diye konuştu.
Dünyadaki ilk 500 üniversitenin içine giren üniversite sayısının artması gerektiğini belirten Erdoğan, “Ben hocalarımdan özellikle bunu istirham ediyorum, biraz daha gayret ve biraz daha gayret ile birlikte bizler bu ilk 500’ün içine çok sayıda üniversitelerimizle girelim ve adımızı oraya çok farklı bir şekilde yazdıralım. Unutmayalım ki, 2002 yılında ülkemizde sadece 76 üniversite vardı. Üniversitelerimizde eğitim-öğretim gören yabancı uyruklu öğrenci sayısı 143 bine yaklaştı. Bu rakam geçen yıl 123 bin, 2014’te ise 48 bindi. Yabancı öğrenci sayısının ülkemiz hakkında olumsuz propagandaların tüm hızı ile sürdüğü bir dönemde artmış olması çok önemlidir. Öğretim üyesi ve görevlisi sayımız da 158 bini geçti. Bundan 17 yıl önce Türkiye’de 1 milyonu bile bulmayan yükseköğrenim kapasitesi sebebiyle üniversite kapılarında yığılan öğrencilerin utancı ile yaşayan bir ülkeydik. Bizim üniversiteye girmeye aday olduğumuz zamanlarda 10 öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu. Bu dönem geride kaldığı için ülkemizde artık üniversiteli öğrenci sayısındaki artış, üniversite mezunu çalışanlardaki artış bizim dünyadaki yerimizi güçlendirmeye devam etmektedir. Yarın bugünden daha güçlü olacağız. Yükseköğrenimdeki okullaşma oranı yüzde 14’ler seviyesini o zamanlar ancak yakalayabilmişti. Bugün bu oran yüzde 40’ın üzerindedir. Üniversiteye giriş sınavı basitleştirilerek öğrencilerimizin üzerindeki yük azaltıldı. Dershane sistemini tamamen ortadan kaldırdık. Hedefimiz, öğrencilerimizin okullarındaki dersleri dışında herhangi bir kurumdan ve kişiden özel destek almadan üniversiteye girebileceği bir sistemi tesis etmektir. Cumartesi ve pazar günleri okullarımızda öğretmenlerimiz vasıtasıyla orada kendilerine destek kurslarını vermekteyiz. Artık benim vatandaşım ahırındaki davarını satıp, kolundaki bileziğini satıp çocuğunu kursa gönderme derdinden kurtulmuş oluyor. Geçmişte pek çok istismara ve hatta güvenlik sorunlarına yol açan paralel eğitim sistemlerine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Üniversitelerimize girme ve eğitimde fırsat eşitliği hususunda sayısal sorunlarımızı büyük ölçüde çözdüğümüze inanıyorum. Eğer o anlayış yine devam ederse burada fırsat eşitliği diye bir şey olmaz. Harası olanın önü açık, olmayan yanmış demektir ” şeklinde konuştu.
“BURADAN ÖĞRENCİLERİMİZE BİR MÜJDE VERMEK İSTİYORUM”
Öğrencilerin eğitimlerini ailelerine en az yük olarak yürütebilmeleri için isteyen herkese kredi ve burs verildiğini kaydeden Erdoğan, “Bir sıkıntımız var, nedense öğrencilerimiz hep burs istiyorlar, krediye pek yaklaşmıyorlar, kredinin de sana sağladığı ayrı avantajlar var. İş bulduğunuz zaman faizsiz bir şekilde geri ödenecek olan adeta burstur. Buradan öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı için kredi burs miktarını lisansta 500 liraya, yüksek lisansta bin liraya, doktora da ise bin 500 liraya yükseltme kararı aldık. Bu rakam biz göreve geldiğimizde 45 liracıktı. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize verdiğimiz beslenme yardımını da günlük 8 liraya yükselttik. Öte yandan yükseköğrenim yurtlarımızın fiyatlarında bu yıl hiçbir artışa gitmedik. Eğitim öğretim konusunda pek çok meseleyi çözdük. Bundan sonra kaliteye odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. YÖK’ün kurduğu Kalite Kurulunu bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda doktora bursu verilen öğrenci sayısı 3 bin 300 gibi önemli bir rakama ulaştı. Türkiye genelinde 150 bin üniversite öğrencimize karşılıksız burs veriyoruz. Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Zirvesi’nde ülkemiz 5 başlıktan 3’ünde tam not oldu. 2 yıl sonra yapılacak zirvede bu başarıyı 5’te 5 düzeyine çıkartmayı hedefliyoruz. Meslek yüksekokullarımızın sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda yenilenmesi çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Bu çerçevede özellikle organize sanayi bölgelerinde kurulu sanayi ve imalat sektörlerine yönelik programlara özel teşvik veriyoruz. Yüksekokul kontenjanlarının doluluk oranlarının artmasını doğru yolda ilerlediğimizin bir işareti olarak değerlendiriyorum” açıklamasında bulundu.
“BU OFİSLERDEN BİRİSİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM, DİĞERİ DE İNSAN KAYNAKLARI OFİSİ ADINI TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kurarken iki başlığa özel önem vererek bu alanları doğrudan şahsına bağlı ofisler arasına aldığını kaydeden Erdoğan, “Her ikisinin de yükseköğrenim alanımızla yakından ilgili olduğuna inandığım bu ofislerden birisi Dijital Dönüşüm, diğeri de İnsan Kaynakları Ofisi adını taşıyor. YÖK’ün bu sene başlığını aynı başlık altında belirlemiş olmasını isabetli bir tercih olarak görüyorum. Türkiye her alanda çağı yakalamak ve ötesine geçmek istiyorsa önce dijital dönüşümünü tamamlamak zorundadır. Teknolojide geri kalan bir ülkenin bilimde ve sanayide hedeflerine ulaşması mümkün değildir. Biz milletimizin zekasına, çalışkanlığına ve üretkenliğine güveniyoruz. Yeter ki evlatlarımıza bunları hayata geçirebilmeleri için gereken eğitim ve bilim alt yapısını oluşturabilelim. Bu ofisimiz ‘Dijital Türkiye’ hedefi doğrultusunda ülkemizin dönüşümüne öncülük edecektir. Dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi konusunda dünya öncü ülkeler arasına girmek istiyoruz. Burada kararlılığımız var. Ancak bu sayede ekonomik ve sosyal refah düzeyimizi gerçek manada yükseltebiliriz. Bunun için verimliliği ve rekabet gücünü yükseltecek projelere destek vereceğiz. Siber güvenlik ve bilgi güvenliği de Dijital Dönüşüm Ofisimizin öncelikli faaliyet alanlarından birisi olacaktır. Ülkemizin sahip olduğu verileri ve ürettiği bilgileri tıpkı topraklarımız gibi hassasiyetle korumazsak geleceğimize güvenle bakamayız. Geleceğin savaşlarının konvansiyonel silahlarla değil, siber silahlarla gerçekleştirileceğini unutmamalıyız. Dijital Dönüşüm Ofisimizle, üniversitelerimizin ve özel sektörümüzün desteği ile büyük bir teknoloji hamlesi başlatmak istiyoruz. İnsan Kaynakları Ofisimiz aracılığı ile üniversite öğrencilerimizin geleceğini yakından ilgilendiren çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu çerçevede yapacağımız ilk işlerden birisi yükseköğretim de yetenek yönetimi sistemine geçmektir. Üniversitelerimizden mezun olan en yetenekli öğrencilere çok özel kariyer fırsatları sunarak kamuda veya özel sektörde değerlendirilebilmelerini sağlayacağız. Yurt dışı eğitim bursundan proje finansmanına ve istihdama kadar her alanda yetenekli öğrencilerimizin yanında olacağımızı bilmenizi isterim. İnsan Kaynakları Ofisimiz vasıtasıyla yapacağımız bir başka önemli çalışma üniversitelerimizin tamamında kariyer merkezleri kurmaktır. Üniversite öğrencilerimize okula girdikleri ilk yıldan itibaren kariyerleri konusunda rehberlik edecek bu merkezler reel sektörle işbirliği halinde hareket edecektir” dedi.
İnsan Kaynakları Ofisi aracılığı ile Türkiye’de çözüm bulunamayan yabancı dil eğitimi konusunda merkezi bir standart oluşturmak istediklerini belirten Erdoğan, “Bunun için üniversitelerin yabancı dil muafiyet ve yeterlilik sınavları ÖSYM üzerinden merkezi olarak yapılabilecek. Böylece en azından yabancı dil konusunda belirli bir seviyeyi tutturmak istiyoruz” diye konuştu.
2018 YÖK ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ
YÖK Üstün Başarı Ödülleri kapsamında bireysel dalda yılın doktora tezi ödülüne bilgisayar bilimleri ve mühendisliği alanında yaptıkları doktora tezi ile Dr. Seyhan Uçar ve tez danışmanı Doç. Dr. Öznur Özkasap, sağlık bilimleri kategorisinde tıbbi biyoloji alanında yaptıkları doktora tezi ile Dr. Gamze Güney ve tez danışmanı Prof. Dr. Gülşah Çeçener, sosyal ve beşeri bilimler kategorisinde Dr. Selma Şener ve tez danışmanı Dr. Ömer Kutlu layık görüldü.
Kurumsal ödüllerde ise topluma hizmet ödülüne İstanbul Medeniyet Üniversitesi, uluslararası işbirliği ödülüne İstanbul Teknik Üniversitesi, üniversite sanayi işbirliği ödülüne Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, genel kalkınmaya katkı ödülüne Hatay Mustafa Kemal üniversitesi layık görüldü.
Ödüle layık görülenler ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.
(Derya Yetim - İlker Turak/İHA)
Kaynak: İHA
Dünyadaki ilk 500 üniversitenin içine giren üniversite sayısının artması gerektiğini belirten Erdoğan, “Ben hocalarımdan özellikle bunu istirham ediyorum, biraz daha gayret ve biraz daha gayret ile birlikte bizler bu ilk 500’ün içine çok sayıda üniversitelerimizle girelim ve adımızı oraya çok farklı bir şekilde yazdıralım. Unutmayalım ki, 2002 yılında ülkemizde sadece 76 üniversite vardı. Üniversitelerimizde eğitim-öğretim gören yabancı uyruklu öğrenci sayısı 143 bine yaklaştı. Bu rakam geçen yıl 123 bin, 2014’te ise 48 bindi. Yabancı öğrenci sayısının ülkemiz hakkında olumsuz propagandaların tüm hızı ile sürdüğü bir dönemde artmış olması çok önemlidir. Öğretim üyesi ve görevlisi sayımız da 158 bini geçti. Bundan 17 yıl önce Türkiye’de 1 milyonu bile bulmayan yükseköğrenim kapasitesi sebebiyle üniversite kapılarında yığılan öğrencilerin utancı ile yaşayan bir ülkeydik. Bizim üniversiteye girmeye aday olduğumuz zamanlarda 10 öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu. Bu dönem geride kaldığı için ülkemizde artık üniversiteli öğrenci sayısındaki artış, üniversite mezunu çalışanlardaki artış bizim dünyadaki yerimizi güçlendirmeye devam etmektedir. Yarın bugünden daha güçlü olacağız. Yükseköğrenimdeki okullaşma oranı yüzde 14’ler seviyesini o zamanlar ancak yakalayabilmişti. Bugün bu oran yüzde 40’ın üzerindedir. Üniversiteye giriş sınavı basitleştirilerek öğrencilerimizin üzerindeki yük azaltıldı. Dershane sistemini tamamen ortadan kaldırdık. Hedefimiz, öğrencilerimizin okullarındaki dersleri dışında herhangi bir kurumdan ve kişiden özel destek almadan üniversiteye girebileceği bir sistemi tesis etmektir. Cumartesi ve pazar günleri okullarımızda öğretmenlerimiz vasıtasıyla orada kendilerine destek kurslarını vermekteyiz. Artık benim vatandaşım ahırındaki davarını satıp, kolundaki bileziğini satıp çocuğunu kursa gönderme derdinden kurtulmuş oluyor. Geçmişte pek çok istismara ve hatta güvenlik sorunlarına yol açan paralel eğitim sistemlerine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Üniversitelerimize girme ve eğitimde fırsat eşitliği hususunda sayısal sorunlarımızı büyük ölçüde çözdüğümüze inanıyorum. Eğer o anlayış yine devam ederse burada fırsat eşitliği diye bir şey olmaz. Harası olanın önü açık, olmayan yanmış demektir ” şeklinde konuştu.
“BURADAN ÖĞRENCİLERİMİZE BİR MÜJDE VERMEK İSTİYORUM”
Öğrencilerin eğitimlerini ailelerine en az yük olarak yürütebilmeleri için isteyen herkese kredi ve burs verildiğini kaydeden Erdoğan, “Bir sıkıntımız var, nedense öğrencilerimiz hep burs istiyorlar, krediye pek yaklaşmıyorlar, kredinin de sana sağladığı ayrı avantajlar var. İş bulduğunuz zaman faizsiz bir şekilde geri ödenecek olan adeta burstur. Buradan öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum. Önümüzdeki eğitim öğretim yılı için kredi burs miktarını lisansta 500 liraya, yüksek lisansta bin liraya, doktora da ise bin 500 liraya yükseltme kararı aldık. Bu rakam biz göreve geldiğimizde 45 liracıktı. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize verdiğimiz beslenme yardımını da günlük 8 liraya yükselttik. Öte yandan yükseköğrenim yurtlarımızın fiyatlarında bu yıl hiçbir artışa gitmedik. Eğitim öğretim konusunda pek çok meseleyi çözdük. Bundan sonra kaliteye odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. YÖK’ün kurduğu Kalite Kurulunu bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda doktora bursu verilen öğrenci sayısı 3 bin 300 gibi önemli bir rakama ulaştı. Türkiye genelinde 150 bin üniversite öğrencimize karşılıksız burs veriyoruz. Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Zirvesi’nde ülkemiz 5 başlıktan 3’ünde tam not oldu. 2 yıl sonra yapılacak zirvede bu başarıyı 5’te 5 düzeyine çıkartmayı hedefliyoruz. Meslek yüksekokullarımızın sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda yenilenmesi çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Bu çerçevede özellikle organize sanayi bölgelerinde kurulu sanayi ve imalat sektörlerine yönelik programlara özel teşvik veriyoruz. Yüksekokul kontenjanlarının doluluk oranlarının artmasını doğru yolda ilerlediğimizin bir işareti olarak değerlendiriyorum” açıklamasında bulundu.
“BU OFİSLERDEN BİRİSİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM, DİĞERİ DE İNSAN KAYNAKLARI OFİSİ ADINI TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kurarken iki başlığa özel önem vererek bu alanları doğrudan şahsına bağlı ofisler arasına aldığını kaydeden Erdoğan, “Her ikisinin de yükseköğrenim alanımızla yakından ilgili olduğuna inandığım bu ofislerden birisi Dijital Dönüşüm, diğeri de İnsan Kaynakları Ofisi adını taşıyor. YÖK’ün bu sene başlığını aynı başlık altında belirlemiş olmasını isabetli bir tercih olarak görüyorum. Türkiye her alanda çağı yakalamak ve ötesine geçmek istiyorsa önce dijital dönüşümünü tamamlamak zorundadır. Teknolojide geri kalan bir ülkenin bilimde ve sanayide hedeflerine ulaşması mümkün değildir. Biz milletimizin zekasına, çalışkanlığına ve üretkenliğine güveniyoruz. Yeter ki evlatlarımıza bunları hayata geçirebilmeleri için gereken eğitim ve bilim alt yapısını oluşturabilelim. Bu ofisimiz ‘Dijital Türkiye’ hedefi doğrultusunda ülkemizin dönüşümüne öncülük edecektir. Dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi konusunda dünya öncü ülkeler arasına girmek istiyoruz. Burada kararlılığımız var. Ancak bu sayede ekonomik ve sosyal refah düzeyimizi gerçek manada yükseltebiliriz. Bunun için verimliliği ve rekabet gücünü yükseltecek projelere destek vereceğiz. Siber güvenlik ve bilgi güvenliği de Dijital Dönüşüm Ofisimizin öncelikli faaliyet alanlarından birisi olacaktır. Ülkemizin sahip olduğu verileri ve ürettiği bilgileri tıpkı topraklarımız gibi hassasiyetle korumazsak geleceğimize güvenle bakamayız. Geleceğin savaşlarının konvansiyonel silahlarla değil, siber silahlarla gerçekleştirileceğini unutmamalıyız. Dijital Dönüşüm Ofisimizle, üniversitelerimizin ve özel sektörümüzün desteği ile büyük bir teknoloji hamlesi başlatmak istiyoruz. İnsan Kaynakları Ofisimiz aracılığı ile üniversite öğrencilerimizin geleceğini yakından ilgilendiren çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu çerçevede yapacağımız ilk işlerden birisi yükseköğretim de yetenek yönetimi sistemine geçmektir. Üniversitelerimizden mezun olan en yetenekli öğrencilere çok özel kariyer fırsatları sunarak kamuda veya özel sektörde değerlendirilebilmelerini sağlayacağız. Yurt dışı eğitim bursundan proje finansmanına ve istihdama kadar her alanda yetenekli öğrencilerimizin yanında olacağımızı bilmenizi isterim. İnsan Kaynakları Ofisimiz vasıtasıyla yapacağımız bir başka önemli çalışma üniversitelerimizin tamamında kariyer merkezleri kurmaktır. Üniversite öğrencilerimize okula girdikleri ilk yıldan itibaren kariyerleri konusunda rehberlik edecek bu merkezler reel sektörle işbirliği halinde hareket edecektir” dedi.
İnsan Kaynakları Ofisi aracılığı ile Türkiye’de çözüm bulunamayan yabancı dil eğitimi konusunda merkezi bir standart oluşturmak istediklerini belirten Erdoğan, “Bunun için üniversitelerin yabancı dil muafiyet ve yeterlilik sınavları ÖSYM üzerinden merkezi olarak yapılabilecek. Böylece en azından yabancı dil konusunda belirli bir seviyeyi tutturmak istiyoruz” diye konuştu.
2018 YÖK ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ
YÖK Üstün Başarı Ödülleri kapsamında bireysel dalda yılın doktora tezi ödülüne bilgisayar bilimleri ve mühendisliği alanında yaptıkları doktora tezi ile Dr. Seyhan Uçar ve tez danışmanı Doç. Dr. Öznur Özkasap, sağlık bilimleri kategorisinde tıbbi biyoloji alanında yaptıkları doktora tezi ile Dr. Gamze Güney ve tez danışmanı Prof. Dr. Gülşah Çeçener, sosyal ve beşeri bilimler kategorisinde Dr. Selma Şener ve tez danışmanı Dr. Ömer Kutlu layık görüldü.
Kurumsal ödüllerde ise topluma hizmet ödülüne İstanbul Medeniyet Üniversitesi, uluslararası işbirliği ödülüne İstanbul Teknik Üniversitesi, üniversite sanayi işbirliği ödülüne Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, genel kalkınmaya katkı ödülüne Hatay Mustafa Kemal üniversitesi layık görüldü.
Ödüle layık görülenler ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.
(Derya Yetim - İlker Turak/İHA)