Aşık Veysel'in Asırlık Emanetiyle Yollarda
Sivaslı bağlama ustası Şentürk İyidoğan, 19 senedir kendisinde bulunan Aşık Veysel Şatıroğlu'nun 104 yıllık bağlaması ile 15 şehir gezerek hem ozanı anlattı hem de sazını susturmadı İyidoğan:'Aşık Veysel'in sesinin, bu sazın içinde gizli olduğunu düşünüyorum. Onun için, bu saz benim için çok değerli ve bu sazla 15 şehir gezdim' 'Yurt içi ve dışı olması hiç önemli değil. Benim asıl amacım Veysel'i daha düzgün şekilde gelecek kuşaklara aktarmak'
MELTEM YILMAZ - Sivaslı bağlama ustası Şentürk İyidoğan, ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun asırlık sazıyla 15 şehir gezerek dinleti sundu.
Sivas 4 Eylül Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde, el yapımı bağlama üreten ve bu enstrümanı çalabilen 49 yaşındaki İyidoğan, Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde, 25 Ekim 1894 yılında dünyaya gelen ve 1973'te vefat eden Aşık Veysel'in yaklaşık 104 yıllık bağlamasına 19 yıldır gözü gibi bakıyor.
Yurdun çeşitli yerlerine giden İyidoğan, gittiği her yerde Aşık Veysel'in asırlık sazıyla konserler vererek hem ozanın eserlerini yaşatıyor hem de sazını susturmuyor.
Aşık Veysel'in zamana direnen bağlamasının, orijinalliğini bozmadan bakımını da yapan İyidoğan, yanından ayırmadığı bağlama ile 15 şehir gezerek, Aşık Veysel'i anlatan ve hatırlatan dinletiler sundu.
Trabzon'da, Aşık Veysel Şatıroğlu'nun doğumunun 124. yılı anısına Seza Turgut'un sunumuyla "TRT Türkü" kanalında düzenlenen anma programına katılan İyidoğan, büyük ozanın asırlık sazı eşliğinde sevilen eserlerini seslendirdi.
- "Aşık Veysel'i dört yaşından beri dinliyorum"
Şentürk İyidoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aşık Veysel'in hem ülke hem de dünya için çok önemli bir ozan olduğunu söyledi.
Aşık Veysel'in asırlık bağlamasının yaklaşık 19 yıldır kendisinde olduğunu belirten İyidoğan, "Çok yaşlı bir ağabeyimiz, elinde bir tane saz, sabah erkenden atölyeye geldi. Dedi ki 'Oğlum benim babamla Aşık Veysel'in babası amca çocukları, bu saz rahmetli amcamdan bize geldi, bu saz onun ilk sazlarından biri. Bunu rahmetli babama hediye etti ama bunu benim torunum çalamıyor. Bunu sana vereyim, sen benim torunumun çalabileceği bir tane dut oyma bağlama ver.' Böylece saz bizi geldi." diye konuştu.
İyidoğan, çocukluğundan beri Aşık Veysel'in eserlerini dinlediğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Sazın çantasını iki sene hiç açamadım. O dönemlerde hep Aşık Veysel dinliyordum. İki yıl sonra açtığımda bağlamayı, Aşık Veysel'in sazı olduğunu gördüm, heyecanlandım. Ben bir bağlama imalat ustası olarak bu bağlamanın çalınamayacağını düşünürdüm. Yani sap atıklığı var, kapak kırk parça, tekne çok kalın. Daha sonra dedim ki 'bir tel takıp sesini duyayım'. Tabi tel taktıktan sonra da böyle bir sesin olamayacağını, zor olacağını düşündüm. Ben Aşık Veysel'in sesinin bu sazın içinde gizli olduğunu düşünüyorum. Onun için, bu saz benim için çok değerli ve bu sazla 15 şehir gezdim."
- "Sazın bende olmasından çok keyif alıyorum"
Büyük ozanı Sivas dışında da anlattığını vurgulayan İyidoğan, "Van, Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Bursa gibi birçok yere gittim. Aşık Veysel'i anlatma konusunda nereden teklif gelirse gelsin, gidiyorum. Yurt içi ve dışı olması hiç önemli değil. Benim asıl amacım Veysel'i daha düzgün bir şekilde gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bu kapsamda da Sivas dışında 15 ilde Aşık Veysel'e yönelik programlar yaptım." dedi.
İyidoğan, Aşık Veysel'i temsil ettiği için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Aşık Veysel'in sazı için yazdığı eserler... 'Ben gidersem sazım sen kal dünyada gizli sırlarımı aşikar etme lal olsun dillerin söyleme ya da garip bülbül gibi ah ü zar etme' demiş. Bizim için çok farklıdır. Aşık Veysel'in sırlarının içinde gizli olduğu sazın bende olmasından çok keyif alır ve onu temsil etmeye çalışırım." diye konuştu.
Trabzon'a da büyük ozanı doğum yıl dönümünde anmak için geldiğini belirten Şentürk İyidoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben Aşık Veysel'in bütün eserlerini okurum. 'Güzelliğin on para etmez', 'Benim sadık yarim kara topraktır', 'Ben gidersem sazım sen kal dünyada', 'Uzun ince bir yoldayım'. Bunun gibi onlarca, yüzlerce eser. Ben bunları seslendirdiğim, Aşık Veysel'i temsil ettiğim için çok mutluyum. Aşık Veysel'in sadece doğum günleri, ölüm günlerinde değil zaman zaman onu gelecek kuşaklarımıza aktarmamız gerekiyor. Hoşgörüsü ile toplum içerisinde 72 milleti bir tutan Aşık Veysel, bence dünyanın gelmiş geçmiş tek ozanıdır. Bunun yayılmasında gayret gösterilmesi gerekiyor."
Kaynak: AA
Sivas 4 Eylül Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde, el yapımı bağlama üreten ve bu enstrümanı çalabilen 49 yaşındaki İyidoğan, Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde, 25 Ekim 1894 yılında dünyaya gelen ve 1973'te vefat eden Aşık Veysel'in yaklaşık 104 yıllık bağlamasına 19 yıldır gözü gibi bakıyor.
Yurdun çeşitli yerlerine giden İyidoğan, gittiği her yerde Aşık Veysel'in asırlık sazıyla konserler vererek hem ozanın eserlerini yaşatıyor hem de sazını susturmuyor.
Aşık Veysel'in zamana direnen bağlamasının, orijinalliğini bozmadan bakımını da yapan İyidoğan, yanından ayırmadığı bağlama ile 15 şehir gezerek, Aşık Veysel'i anlatan ve hatırlatan dinletiler sundu.
Trabzon'da, Aşık Veysel Şatıroğlu'nun doğumunun 124. yılı anısına Seza Turgut'un sunumuyla "TRT Türkü" kanalında düzenlenen anma programına katılan İyidoğan, büyük ozanın asırlık sazı eşliğinde sevilen eserlerini seslendirdi.
- "Aşık Veysel'i dört yaşından beri dinliyorum"
Şentürk İyidoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aşık Veysel'in hem ülke hem de dünya için çok önemli bir ozan olduğunu söyledi.
Aşık Veysel'in asırlık bağlamasının yaklaşık 19 yıldır kendisinde olduğunu belirten İyidoğan, "Çok yaşlı bir ağabeyimiz, elinde bir tane saz, sabah erkenden atölyeye geldi. Dedi ki 'Oğlum benim babamla Aşık Veysel'in babası amca çocukları, bu saz rahmetli amcamdan bize geldi, bu saz onun ilk sazlarından biri. Bunu rahmetli babama hediye etti ama bunu benim torunum çalamıyor. Bunu sana vereyim, sen benim torunumun çalabileceği bir tane dut oyma bağlama ver.' Böylece saz bizi geldi." diye konuştu.
İyidoğan, çocukluğundan beri Aşık Veysel'in eserlerini dinlediğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Sazın çantasını iki sene hiç açamadım. O dönemlerde hep Aşık Veysel dinliyordum. İki yıl sonra açtığımda bağlamayı, Aşık Veysel'in sazı olduğunu gördüm, heyecanlandım. Ben bir bağlama imalat ustası olarak bu bağlamanın çalınamayacağını düşünürdüm. Yani sap atıklığı var, kapak kırk parça, tekne çok kalın. Daha sonra dedim ki 'bir tel takıp sesini duyayım'. Tabi tel taktıktan sonra da böyle bir sesin olamayacağını, zor olacağını düşündüm. Ben Aşık Veysel'in sesinin bu sazın içinde gizli olduğunu düşünüyorum. Onun için, bu saz benim için çok değerli ve bu sazla 15 şehir gezdim."
- "Sazın bende olmasından çok keyif alıyorum"
Büyük ozanı Sivas dışında da anlattığını vurgulayan İyidoğan, "Van, Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Bursa gibi birçok yere gittim. Aşık Veysel'i anlatma konusunda nereden teklif gelirse gelsin, gidiyorum. Yurt içi ve dışı olması hiç önemli değil. Benim asıl amacım Veysel'i daha düzgün bir şekilde gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bu kapsamda da Sivas dışında 15 ilde Aşık Veysel'e yönelik programlar yaptım." dedi.
İyidoğan, Aşık Veysel'i temsil ettiği için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Aşık Veysel'in sazı için yazdığı eserler... 'Ben gidersem sazım sen kal dünyada gizli sırlarımı aşikar etme lal olsun dillerin söyleme ya da garip bülbül gibi ah ü zar etme' demiş. Bizim için çok farklıdır. Aşık Veysel'in sırlarının içinde gizli olduğu sazın bende olmasından çok keyif alır ve onu temsil etmeye çalışırım." diye konuştu.
Trabzon'a da büyük ozanı doğum yıl dönümünde anmak için geldiğini belirten Şentürk İyidoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben Aşık Veysel'in bütün eserlerini okurum. 'Güzelliğin on para etmez', 'Benim sadık yarim kara topraktır', 'Ben gidersem sazım sen kal dünyada', 'Uzun ince bir yoldayım'. Bunun gibi onlarca, yüzlerce eser. Ben bunları seslendirdiğim, Aşık Veysel'i temsil ettiğim için çok mutluyum. Aşık Veysel'in sadece doğum günleri, ölüm günlerinde değil zaman zaman onu gelecek kuşaklarımıza aktarmamız gerekiyor. Hoşgörüsü ile toplum içerisinde 72 milleti bir tutan Aşık Veysel, bence dünyanın gelmiş geçmiş tek ozanıdır. Bunun yayılmasında gayret gösterilmesi gerekiyor."