Mdtistanbul Yeni Sezon Açılışını 'Güldestan'la Yaptı
Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirilen açılışta sahnelenen, aynı zamanda İDOB'un popüler eserlerinden biri olan 'Güldestan', İstanbul'da son kez seyirciyle buluştu.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Modern Dans Topluluğu İstanbul (MDTistanbul), yeni sezon açılışını "Güldestan" adlı dans ve müzik prodüksiyonu ile yaptı.
Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirilen açılışta sahnelenen, aynı zamanda İDOB'un popüler eserlerinden biri olan "Güldestan", İstanbul'da son kez seyirciyle buluştu.
Bu yıl 14'üncü yılını kutlayan oyuna ilişkin, 8 sezondur MDTistanbul'da görev alan dansçı Emre Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, içinde barındırdığı imajlarla ve müziklerle Güldestan'ın küt bir eser haline geldiğini söyledi.
Karaca, eserin içinde Türkiye'nin tarihi ve kültür yapısına göndermeler yapıldığına işaret ederek, "Özel bir eser olarak her zaman İDOB'un repertuvarında yer alıyor. Bu eserde her dans eden sanatçı da oyunu içselleştirerek, yeni ve farklı bir nokta ekleyebiliyor. Hiç sıkılmadan sahneye çıktığımız, aynı zamanda farklı dans tekniklerinin de olduğu bir eser." dedi.
- "Güldestan'da dans ediyor olmanın benim için ayrı bir özelliği var"
MDTistanbul bünyesinde 5 sezon görev alan Burhan Yücel de Güldestan'ı ilk olarak 12 yıl önce Atatürk Kültür Merkezi'nde izlediğini dile getirerek, şunları anlattı:
"O zaman konservatuvara bile gitmiyordum. Orada yer almak benim için başarılması çok zor olan bir şeydi. Yıllar sonra MDTistanbul'da dans etmeye başlayıp, Güldestan'da da dans ediyor olmanın benim için ayrı bir özelliği var. Her bölümünü icra ederken çok haz alıyorum. Bu izleyici açısından da böyle, çünkü reaksiyonlar hep bu doğrultuda oluyor. Zaten bu eserin 15'inci sezonunu gerçekleştiriyoruz bu da çok kolay bir şey değil."
Yücel, oyunun Türkiye'nin 6 ilinde seyirciyle buluştuğunu aktararak, "Yoğunlukla İstanbul seyircisi karşısına çıktı. İstanbullular da bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar seyretti. Benim de hiçbir zaman bitmesini arzu etmediğim bir iş bu." diye konuştu.
Koreograf Beyhan Murphy ve müzik direktörü Mercan Dede tarafından hayata geçirilen eserin bugüne kadar birçok kez revize edildiğine değinen Yücel, şu bilgileri verdi:
"Beyhan Murphy ilk olarak bu koreografiyi yaptığında baştan sona bir akışı varmış. Şu anda revize olmuş haliyle aslında içinde bizim kültürümüze dair bölümlerin olduğu bir eser halini aldı. Eserde ayrıca 7 kişilik bir orkestra var. Bu orkestra da yine İDOB'un sanatçıları. Onlar da eserde biraz alaturka, biraz sanat müziği, biraz popüler müzik olmak üzere, bunların Mercan Dede tarafından harmanlanmış halini izleyiciyle buluşturuyor."
- "Güldestan yaşayan bir eser"
Dansçı Gülçin Alpaşar ise Güldestan'ın zamansız bir eser olduğunun altını çizerek, "Aynı zamanda iç dinamiği kişisel, dansçıya göre değişebiliyor ya da stüdyoda daha farklı hale gelebiliyor. Bu eserde önemli olan aslında sürekli değişmesi ama özüne sadık kalması durumuydu. Yaşayan bir eser gerçekten." ifadelerini kullandı.
İlk gösterimini 2004 yılında Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştiren, 5 ayrı Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nden gelen dansçılardan oluşan bir kumpanya ile sahneye konulan ilk "Genel Müdürlük Projesi" olma özelliğini taşıyan "Güldestan" eserin kostümlerini İsmail Dede ile Ayşegül Alev, dekorunu ise Işın Mumcu hazırladı.
İki perdeden oluşan eserde, bir köy düğününden şehirdeki bir kafeye, çağdaş yazar Orhan Pamuk'un eserlerinden Evliya Çelebi'ye, modern insanın içsel yolculuklarından semaya, Osmanlı döneminden modern İstanbul'a varan bir yolculuk anlatılıyor.
Elektronik müzik ve sufi geleneklerinin bir araya geldiği eserde, dansçılara sahnede canlı olarak keman, viyolonsel, ney, kanun, klarnet ve perküsyonun yer aldığı 7 kişilik orkestra eşlik etti.
Kaynak: AA
Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirilen açılışta sahnelenen, aynı zamanda İDOB'un popüler eserlerinden biri olan "Güldestan", İstanbul'da son kez seyirciyle buluştu.
Bu yıl 14'üncü yılını kutlayan oyuna ilişkin, 8 sezondur MDTistanbul'da görev alan dansçı Emre Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, içinde barındırdığı imajlarla ve müziklerle Güldestan'ın küt bir eser haline geldiğini söyledi.
Karaca, eserin içinde Türkiye'nin tarihi ve kültür yapısına göndermeler yapıldığına işaret ederek, "Özel bir eser olarak her zaman İDOB'un repertuvarında yer alıyor. Bu eserde her dans eden sanatçı da oyunu içselleştirerek, yeni ve farklı bir nokta ekleyebiliyor. Hiç sıkılmadan sahneye çıktığımız, aynı zamanda farklı dans tekniklerinin de olduğu bir eser." dedi.
- "Güldestan'da dans ediyor olmanın benim için ayrı bir özelliği var"
MDTistanbul bünyesinde 5 sezon görev alan Burhan Yücel de Güldestan'ı ilk olarak 12 yıl önce Atatürk Kültür Merkezi'nde izlediğini dile getirerek, şunları anlattı:
"O zaman konservatuvara bile gitmiyordum. Orada yer almak benim için başarılması çok zor olan bir şeydi. Yıllar sonra MDTistanbul'da dans etmeye başlayıp, Güldestan'da da dans ediyor olmanın benim için ayrı bir özelliği var. Her bölümünü icra ederken çok haz alıyorum. Bu izleyici açısından da böyle, çünkü reaksiyonlar hep bu doğrultuda oluyor. Zaten bu eserin 15'inci sezonunu gerçekleştiriyoruz bu da çok kolay bir şey değil."
Yücel, oyunun Türkiye'nin 6 ilinde seyirciyle buluştuğunu aktararak, "Yoğunlukla İstanbul seyircisi karşısına çıktı. İstanbullular da bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar seyretti. Benim de hiçbir zaman bitmesini arzu etmediğim bir iş bu." diye konuştu.
Koreograf Beyhan Murphy ve müzik direktörü Mercan Dede tarafından hayata geçirilen eserin bugüne kadar birçok kez revize edildiğine değinen Yücel, şu bilgileri verdi:
"Beyhan Murphy ilk olarak bu koreografiyi yaptığında baştan sona bir akışı varmış. Şu anda revize olmuş haliyle aslında içinde bizim kültürümüze dair bölümlerin olduğu bir eser halini aldı. Eserde ayrıca 7 kişilik bir orkestra var. Bu orkestra da yine İDOB'un sanatçıları. Onlar da eserde biraz alaturka, biraz sanat müziği, biraz popüler müzik olmak üzere, bunların Mercan Dede tarafından harmanlanmış halini izleyiciyle buluşturuyor."
- "Güldestan yaşayan bir eser"
Dansçı Gülçin Alpaşar ise Güldestan'ın zamansız bir eser olduğunun altını çizerek, "Aynı zamanda iç dinamiği kişisel, dansçıya göre değişebiliyor ya da stüdyoda daha farklı hale gelebiliyor. Bu eserde önemli olan aslında sürekli değişmesi ama özüne sadık kalması durumuydu. Yaşayan bir eser gerçekten." ifadelerini kullandı.
İlk gösterimini 2004 yılında Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştiren, 5 ayrı Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nden gelen dansçılardan oluşan bir kumpanya ile sahneye konulan ilk "Genel Müdürlük Projesi" olma özelliğini taşıyan "Güldestan" eserin kostümlerini İsmail Dede ile Ayşegül Alev, dekorunu ise Işın Mumcu hazırladı.
İki perdeden oluşan eserde, bir köy düğününden şehirdeki bir kafeye, çağdaş yazar Orhan Pamuk'un eserlerinden Evliya Çelebi'ye, modern insanın içsel yolculuklarından semaya, Osmanlı döneminden modern İstanbul'a varan bir yolculuk anlatılıyor.
Elektronik müzik ve sufi geleneklerinin bir araya geldiği eserde, dansçılara sahnede canlı olarak keman, viyolonsel, ney, kanun, klarnet ve perküsyonun yer aldığı 7 kişilik orkestra eşlik etti.