Astım Hastası Kadın Yaptığı Kozalak Reçeli İyi Gelince Seri Üretime Geçti
Aydın’ın Nazilli ilçesinde astım hastalığına şifa bulmak için 3 yıl önce yaptığı kozalak reçeli hastalığına iyi gelince yakın çevresine de dağıtan ev hanımı Nilgün Şahin Özkurt, yoğun ilgi üzerine seri üretime geçti.
Çam kozalağından elde ettiği reçeli komşularının çocuklarına da veren ve onların da sağlıklarına olumlu etki yaptığını gören girişimci Nilgün Şahin Özkurt, reçelin seri üretimine geçti. Reçelinin tanıtımı için sosyal medyada bir sayfa açan Özkurt’a reçelden şifa bulan başta komşuları ve yakın çevresi olmak üzere bayan arkadaşları da destek verdi. Özkurt’un 3 yıl önce başladığı kozalak reçeli yapımına en büyük desteği de eşi Murat Özkurt ve kızları verdi. Dağlardan zor şartlarda topladıkları taze çam kozalaklarını yine aynı zorlukla reçele dönüştüren Özkurt Ailesi, satıştan elde ettiği gelirin bir kısmını yine yardım amaçlı kullanmaya devam edince kozalak reçelinin ünü kısa sürede yayıldı. Tamamen doğal şekilde elde ettiği kozalak reçeli sayesinde sağlığına kavuştuğunu anlatan Nilgün Şahin Özkurt, “Ben şifa buldum, inşallah başkaları da şifa bulur” diyerek elinden geldiğince reçelden çokça yaparak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya başladı.
‘Nazilli Bayanları’ adı altında bir de sosyal medya grubu kuran kadınlar, kısa sürede üye sayılarını 50 bine ulaştırarak hem kendi aralarında satış yapmaya hem de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya başladı.
Sık sık Nilgün Öztürk’ün evinde buluşan grup, kozalak reçeli yapımında destek olmaya devam ettiler. Çam ağaçlarından büyük zahmetlerle toplanan çam kozalaklarını birer birer temizleyen, kaynatan ve reçele dönüştüren Nilgün Şahin Özkurt, elde ettiği gelirin bir miktarını da ihtiyacı olanlara ulaştırıyor.
“Kozalak reçeli asla bir ilaç değildir”
Kozalak reçelinin bir ilaç olmadığını ifade eden Özkurt, “Kozalak reçeli kesinlikle bir ilaç değildir. Ben de asla bir doktor ya da şifacı değilim. Kozalak reçeli, pekmez gibi faydalı bir besindir. Uzun araştırmalar sonucunda elde ettiğim reçeli 3 yıldır elimden geldiği kadar doğal ve katkısız bir şekilde yaşayabilmek için yapmaya devam ediyorum. Bu reçeli önce kendimde ve çocuklarımda denedim. Faydasını görünce astım hastası ve bronşiti olan yakın komşularımın çocuklarına verdik. Olumlu gelişmeler nedeniyle çevremde bu reçeli kullanan herkes şifa buldu. Zaten çam kozalağının faydaları biliniyordu. Ben sadece en doğalını, şurup gibi olanını elde etmeyi başardım. Çok zahmetli bir iş ve biz ailecek bunu başardık" dedi.
Resmi olarak satış izni aldığını ve ilk hedefinin seri üretime geçerek daha fazla kişiye ulaşmak olduğunu ifade eden Özkurt, şunları söyledi:
“Defalarca dökerek heba ettiğim reçelimi daha sonra devlet tarafından ‘ev hanımlarının evde ürettiklerini satabilir’ belgesini alarak satışa sundum. Kozalak reçeli başta astım olmak üzere birçok akciğer hastalığına iyi geliyor. Metabolizmayı düzenliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Küçükten büyüğe herkes bu reçeli güvenli şekilde tüketebilir. Sağlıklı olduğunu biliyorum. Yani şu an için kortizonlu ilaçlar kullanılıyor. O kortizonlu ilaçlardan dolayı ben de çok rahatsız oldum. Yani bunların sıkıntılarını çok yaşadım. İstiyorum ki kozalak reçeli çocuklara, bebeklere, yaşlılarımıza şifa olsun, sağlık olsun. Bunun yanı sıra diğer yaptığım, mesela dut reçelini hiç zirai ilaç görmemiş yol kenarında olmayan yani heba olacak neredeyse dutlardan yapıyorum. Çocuklarda özellikle kanı temizlediği için aft, ağız yaralarına iyi geldiği için yapıyorum. Nazilli’ye özel katır tırnağı çiçeğinin de faydaları ve yararı çok. Bu hem mide rahatsızlıklarına hem idrar yolu iltihaplarına, mesane iltihaplarına iyi geldiğini duydum. Bunları sadece kendim için yapıyorum, faydasını da görüyorum. Kayısı reçelim de hiç ilaç görmemiş kayısıdan yapılıyor. Güneşte bekleterek kıvamını buldurdum. Kozalak reçelinin de içerisinde hiçbir katkı maddesi yok, hiçbir koruyucu yok, hiçbir gıda takviyesi yok. Sadece biraz pancar şekeri ile yapıyor, kendime ait bazı baharatlar kullanıyorum. Elimden geldiği kadar bunların faydalarını duyurmaya çalışıyorum.”
"Memleketimizde her şey var. Özellikle Nazilli için her şey doğal” diyen Özkurt, “Nazilli’de şunu gördüm ki kuru toprağa ot dikseniz çok yararlı, çok faydalı. Doğal yaşama da faydalarına da inanıyorum. Araştırmalarım sonucunda da bunu görüyorum. İnşallah, uzun ve sağlıklı yaşamanın şehri Nazilli’de doğal ve sağlıklı yaşamanın adresi olacağız. Kozalak reçelinin daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Bu konuda bana katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Reçelimi alıp kullanan, bana dua eden en basitinden çocukları için dua edenlerden Allah razı olsun hepinize teşekkür ediyorum” dedi.
Nazilli’de güzellik uzmanı olarak hizmet verdiğini ifade eden Mürşide Sağlam da, “Ben güzellik uzmanıyım. Kozalak reçelini Nilgün abla sayesinde Nazilli Bayanları’nda tanıdım. Gerçekten faydasını gördüm. Benim eşimde astım rahatsızlığı var. Bunu kullandığımdan beri tıkanması azaldı. Yani eskisi gibi değil. Şu an herkese tavsiye ediyorum. Kendi kızıma da her gün sabahları ve akşamları yatarken mutlaka yediriyorum. Kozalaktan hani böyle bir şey olacağını, reçel olacağını hiç düşünmemiştim. Hem reçelden ziyade şurup gibi zaten. Çok faydalı. Benim kızım normalde şurup zaten içmez. Ve bunu hiçbir şekilde zorlanmadan her gün kendisi sabahları okula gitmeden içiyor. Herkese tavsiye ederiz. Bizi bununla tanıştırdığı için Nilgün ablaya ayrıca teşekkür ederim. Kendi el emeği. Çok zahmetli bir iş. Nazilli Bayanları olarak bizde hep birlikte yardımcı oluyoruz” dedi.
Nilgün Şahin Özkurt’un eşi Murat Özkurt da eşine yardımcı olduğunu ifade ederek, “Eşim bu kozalak reçelini kendi kendine buldu ve yaptı. Eşim üretim ayağında çok büyük rol oynuyor. Çünkü bunları tamamen kendisi üretiyor. Ben de dağlardan altı yedi metrelik çam ağaçlarından en güzel kozalakları topluyorum. İçerisinde bizim istediğimiz maddenin oluştuğu kozalakları topluyorum. İnsanlara yararlı ve faydalı olmaya çalışıyoruz. Hani kendimizce ürettiğimizi bir şekilde insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz ve faydalı olduğunu düşünüyoruz. Her kozalaktan bu reçel olmuyor. Yeşil olması lazım, taze olması lazım, taze taze yapılması lazım. Belki gün oluyor gün aşırı toplamamız gerekiyor. Ben kozalakları topluyorum, eşim de reçelini yapıyor” dedi.
Kaynak: İHA
‘Nazilli Bayanları’ adı altında bir de sosyal medya grubu kuran kadınlar, kısa sürede üye sayılarını 50 bine ulaştırarak hem kendi aralarında satış yapmaya hem de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya başladı.
Sık sık Nilgün Öztürk’ün evinde buluşan grup, kozalak reçeli yapımında destek olmaya devam ettiler. Çam ağaçlarından büyük zahmetlerle toplanan çam kozalaklarını birer birer temizleyen, kaynatan ve reçele dönüştüren Nilgün Şahin Özkurt, elde ettiği gelirin bir miktarını da ihtiyacı olanlara ulaştırıyor.
“Kozalak reçeli asla bir ilaç değildir”
Kozalak reçelinin bir ilaç olmadığını ifade eden Özkurt, “Kozalak reçeli kesinlikle bir ilaç değildir. Ben de asla bir doktor ya da şifacı değilim. Kozalak reçeli, pekmez gibi faydalı bir besindir. Uzun araştırmalar sonucunda elde ettiğim reçeli 3 yıldır elimden geldiği kadar doğal ve katkısız bir şekilde yaşayabilmek için yapmaya devam ediyorum. Bu reçeli önce kendimde ve çocuklarımda denedim. Faydasını görünce astım hastası ve bronşiti olan yakın komşularımın çocuklarına verdik. Olumlu gelişmeler nedeniyle çevremde bu reçeli kullanan herkes şifa buldu. Zaten çam kozalağının faydaları biliniyordu. Ben sadece en doğalını, şurup gibi olanını elde etmeyi başardım. Çok zahmetli bir iş ve biz ailecek bunu başardık" dedi.
Resmi olarak satış izni aldığını ve ilk hedefinin seri üretime geçerek daha fazla kişiye ulaşmak olduğunu ifade eden Özkurt, şunları söyledi:
“Defalarca dökerek heba ettiğim reçelimi daha sonra devlet tarafından ‘ev hanımlarının evde ürettiklerini satabilir’ belgesini alarak satışa sundum. Kozalak reçeli başta astım olmak üzere birçok akciğer hastalığına iyi geliyor. Metabolizmayı düzenliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Küçükten büyüğe herkes bu reçeli güvenli şekilde tüketebilir. Sağlıklı olduğunu biliyorum. Yani şu an için kortizonlu ilaçlar kullanılıyor. O kortizonlu ilaçlardan dolayı ben de çok rahatsız oldum. Yani bunların sıkıntılarını çok yaşadım. İstiyorum ki kozalak reçeli çocuklara, bebeklere, yaşlılarımıza şifa olsun, sağlık olsun. Bunun yanı sıra diğer yaptığım, mesela dut reçelini hiç zirai ilaç görmemiş yol kenarında olmayan yani heba olacak neredeyse dutlardan yapıyorum. Çocuklarda özellikle kanı temizlediği için aft, ağız yaralarına iyi geldiği için yapıyorum. Nazilli’ye özel katır tırnağı çiçeğinin de faydaları ve yararı çok. Bu hem mide rahatsızlıklarına hem idrar yolu iltihaplarına, mesane iltihaplarına iyi geldiğini duydum. Bunları sadece kendim için yapıyorum, faydasını da görüyorum. Kayısı reçelim de hiç ilaç görmemiş kayısıdan yapılıyor. Güneşte bekleterek kıvamını buldurdum. Kozalak reçelinin de içerisinde hiçbir katkı maddesi yok, hiçbir koruyucu yok, hiçbir gıda takviyesi yok. Sadece biraz pancar şekeri ile yapıyor, kendime ait bazı baharatlar kullanıyorum. Elimden geldiği kadar bunların faydalarını duyurmaya çalışıyorum.”
"Memleketimizde her şey var. Özellikle Nazilli için her şey doğal” diyen Özkurt, “Nazilli’de şunu gördüm ki kuru toprağa ot dikseniz çok yararlı, çok faydalı. Doğal yaşama da faydalarına da inanıyorum. Araştırmalarım sonucunda da bunu görüyorum. İnşallah, uzun ve sağlıklı yaşamanın şehri Nazilli’de doğal ve sağlıklı yaşamanın adresi olacağız. Kozalak reçelinin daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Bu konuda bana katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Reçelimi alıp kullanan, bana dua eden en basitinden çocukları için dua edenlerden Allah razı olsun hepinize teşekkür ediyorum” dedi.
Nazilli’de güzellik uzmanı olarak hizmet verdiğini ifade eden Mürşide Sağlam da, “Ben güzellik uzmanıyım. Kozalak reçelini Nilgün abla sayesinde Nazilli Bayanları’nda tanıdım. Gerçekten faydasını gördüm. Benim eşimde astım rahatsızlığı var. Bunu kullandığımdan beri tıkanması azaldı. Yani eskisi gibi değil. Şu an herkese tavsiye ediyorum. Kendi kızıma da her gün sabahları ve akşamları yatarken mutlaka yediriyorum. Kozalaktan hani böyle bir şey olacağını, reçel olacağını hiç düşünmemiştim. Hem reçelden ziyade şurup gibi zaten. Çok faydalı. Benim kızım normalde şurup zaten içmez. Ve bunu hiçbir şekilde zorlanmadan her gün kendisi sabahları okula gitmeden içiyor. Herkese tavsiye ederiz. Bizi bununla tanıştırdığı için Nilgün ablaya ayrıca teşekkür ederim. Kendi el emeği. Çok zahmetli bir iş. Nazilli Bayanları olarak bizde hep birlikte yardımcı oluyoruz” dedi.
Nilgün Şahin Özkurt’un eşi Murat Özkurt da eşine yardımcı olduğunu ifade ederek, “Eşim bu kozalak reçelini kendi kendine buldu ve yaptı. Eşim üretim ayağında çok büyük rol oynuyor. Çünkü bunları tamamen kendisi üretiyor. Ben de dağlardan altı yedi metrelik çam ağaçlarından en güzel kozalakları topluyorum. İçerisinde bizim istediğimiz maddenin oluştuğu kozalakları topluyorum. İnsanlara yararlı ve faydalı olmaya çalışıyoruz. Hani kendimizce ürettiğimizi bir şekilde insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz ve faydalı olduğunu düşünüyoruz. Her kozalaktan bu reçel olmuyor. Yeşil olması lazım, taze olması lazım, taze taze yapılması lazım. Belki gün oluyor gün aşırı toplamamız gerekiyor. Ben kozalakları topluyorum, eşim de reçelini yapıyor” dedi.