Verem, Erken Ve Hızlı Tanı İle Önlenebilir
Özel Deva Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Recep Akgedik, yakın zamana kadar amansız hastalık olarak bilinen verem yani tüberkülozun halen dünyada en sık görülen enfeksiyonlar arasında yer aldığını belirterek, erken ve hızlı tanı ile hastalığın önlenebildiğini söyledi.
Uzm. Dr. Recep Akgedik, tüberküloz bakterisinin kişi bağışıklığının en zayıf anını kollayarak hastalığa neden olduğunu ifade etti.
Akgedik, 1 - 7 Ocak Verem Savaş Haftası nedeniyle tüberküloz hastalığına dikkat çekerek, "Tüberküloz mikrobunun neden olduğu hastalık, dünyadaki en yaygın enfeksiyonlar arasında yer almaktadır. Solunum yoluyla bulaşan tüberküloz, vücudun her bölgesinde tutunabilmekle birlikte, en sık akciğerlerde görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014 verilerine göre; dünya nüfusunun 3’te 1’ine tüberküloz mikrobunun bulaştığı bilinmektedir. Mikrobun bulaştığı 9,6 milyon kişinin hastalığı geçirdiği bildirilirken, 1,5 milyon kişi tüberküloz ya da ilişkili rahatsızlıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir" dedi.
Mikrop vücutta yıllarca uyuyabiliyor
Akgedik, "Hastalık, en sık genç erişkin yaş grubunda görülmekle birlikte, her zaman ortaya çıkabilmektedir. Mikrobun bulaştığı herkes tüberküloz hastalığını geçirmemektedir. Çocukken alınan tüberküloz mikrobu, bağışıklık sistemi tarafından baskılanabilmektedir. Uyku durumuna geçen ve çoğalamayan tüberküloz mikrobu daha sonraki yıllarda bağışıklık sisteminin bozulmasıyla alevlenebilmektedir. Beslenme bozukluğu ve stres vereme davetiye çıkarıyor" şeklinde konuştu.
Tüberküloz hastalığının ortaya çıkması için kişinin vücut direncinin düşmesi gerektiğini vurgulayan Akgedik, "Vücut direnci yeterliyse vücut o enfeksiyonu alır, kendi bağışıklık sistemiyle o mikrobu sınırlandırır. Mikrop vücutta bulunur ama hastalığa neden olmaz. Fakat kişinin vücut direnci düşükse o zaman organlara saldırır ve hastalık ortaya çıkmaktadır. Yaşlılar ve çocuklar vücut dirençleri daha düşük olduğu için hastalığa açıktır. Uykusuzluk, beslenme bozukluğu, stres, içki ve sigara gibi etkenlerde vücut direncini düşürmektedir. Bunların dışında operasyon geçirenler, böbrek, karaciğer, kalp hastaları ve diyabetliler, KOAH, astım gibi rahatsızlıkları olan hastalar ayrıca kortizon ve kanser ilaçları kullanan kişilerde tüberküloza yakalanma riski bulunmaktadır" diye konuştu.
"Bu belirtilere dikkat"
Akgedik, tüberkülozun çok sinsi ilerleyebildiğini, aylar boyunca belirtilerinin anlaşılmayabileceğini de anlatarak, hastalığın belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Halsizlik, yorgunluk, ufak, kuru, gıcık tarzında öksürükler olabilir bazen bu öksürükler alerji ya da astım öksürüğü gibi yorumlanabilmektedir. Belirtiler hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler. Dolayısıyla aylar boyunca belirtiler fark edilememektedir. Eğer tüberküloz hastalığı akciğerde bir yara şeklinde ise kanlı balgam ya da direk öksürükle kan gelmesiyle de kendini gösterebilmektedir. En belirgin belirtileri ise uzun süren kuru öksürük, göğüs ağrıları, iştahsızlık, akşamları yükselen ateş, halsizlik, kilo kaybı, ileri vakalarda nefes darlığı, öksürükle ağızdan kan gelmesidir."
Kaynak: İHA
Akgedik, 1 - 7 Ocak Verem Savaş Haftası nedeniyle tüberküloz hastalığına dikkat çekerek, "Tüberküloz mikrobunun neden olduğu hastalık, dünyadaki en yaygın enfeksiyonlar arasında yer almaktadır. Solunum yoluyla bulaşan tüberküloz, vücudun her bölgesinde tutunabilmekle birlikte, en sık akciğerlerde görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014 verilerine göre; dünya nüfusunun 3’te 1’ine tüberküloz mikrobunun bulaştığı bilinmektedir. Mikrobun bulaştığı 9,6 milyon kişinin hastalığı geçirdiği bildirilirken, 1,5 milyon kişi tüberküloz ya da ilişkili rahatsızlıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir" dedi.
Mikrop vücutta yıllarca uyuyabiliyor
Akgedik, "Hastalık, en sık genç erişkin yaş grubunda görülmekle birlikte, her zaman ortaya çıkabilmektedir. Mikrobun bulaştığı herkes tüberküloz hastalığını geçirmemektedir. Çocukken alınan tüberküloz mikrobu, bağışıklık sistemi tarafından baskılanabilmektedir. Uyku durumuna geçen ve çoğalamayan tüberküloz mikrobu daha sonraki yıllarda bağışıklık sisteminin bozulmasıyla alevlenebilmektedir. Beslenme bozukluğu ve stres vereme davetiye çıkarıyor" şeklinde konuştu.
Tüberküloz hastalığının ortaya çıkması için kişinin vücut direncinin düşmesi gerektiğini vurgulayan Akgedik, "Vücut direnci yeterliyse vücut o enfeksiyonu alır, kendi bağışıklık sistemiyle o mikrobu sınırlandırır. Mikrop vücutta bulunur ama hastalığa neden olmaz. Fakat kişinin vücut direnci düşükse o zaman organlara saldırır ve hastalık ortaya çıkmaktadır. Yaşlılar ve çocuklar vücut dirençleri daha düşük olduğu için hastalığa açıktır. Uykusuzluk, beslenme bozukluğu, stres, içki ve sigara gibi etkenlerde vücut direncini düşürmektedir. Bunların dışında operasyon geçirenler, böbrek, karaciğer, kalp hastaları ve diyabetliler, KOAH, astım gibi rahatsızlıkları olan hastalar ayrıca kortizon ve kanser ilaçları kullanan kişilerde tüberküloza yakalanma riski bulunmaktadır" diye konuştu.
"Bu belirtilere dikkat"
Akgedik, tüberkülozun çok sinsi ilerleyebildiğini, aylar boyunca belirtilerinin anlaşılmayabileceğini de anlatarak, hastalığın belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Halsizlik, yorgunluk, ufak, kuru, gıcık tarzında öksürükler olabilir bazen bu öksürükler alerji ya da astım öksürüğü gibi yorumlanabilmektedir. Belirtiler hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler. Dolayısıyla aylar boyunca belirtiler fark edilememektedir. Eğer tüberküloz hastalığı akciğerde bir yara şeklinde ise kanlı balgam ya da direk öksürükle kan gelmesiyle de kendini gösterebilmektedir. En belirgin belirtileri ise uzun süren kuru öksürük, göğüs ağrıları, iştahsızlık, akşamları yükselen ateş, halsizlik, kilo kaybı, ileri vakalarda nefes darlığı, öksürükle ağızdan kan gelmesidir."