Ahmet Ümit'in Ninatta'sı 9 Aralık'ta Prömiyer Yapacak
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Arıkan: 'Bu destansı lirik şiirin operaya dönüşmüş olması gerçekten çok güzel oldu' Yazar Ümit: 'Bizim topraklarımız inanılmaz bir tarihe sahip. Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları var. Fakat ne yazıkki bu konularda yazılmış çok fazla operamız yok' 'Bölgemizde yaşanan çatışmalara ve gerginliklere karşı ülkemizin barış önerisini sanatsal olarak dile getiren bir çıkış olacak'
İSTANBUL ( AA) - HİLAL UŞTUK - Ahmet Ümit'in 'Ninatta'nın Bileziği' eserinden uyarlanan 'Ninatta' operası, 9 Aralık'ta izleyiciyle buluşacak.
İstanbul Devlet Opera ve Balesince (İDOB) sahnelenecek esere ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, tarihe ve eski Anadolu medeniyetlerine büyük merakı olduğunu belirterek, 'Böyle bir konunun operaya dönüşmüş olması, yıllardır hep hayalini gördüğüm bir durum.' dedi.
Arıkan, eserin bestesinin Evrim Demirel tarafından yapıldığını kaydederek, 'Genç bir bestecinin, Ahmet Ümit gibi değerli, önemli bir libretto yazarla yaptığı iş birliğinde, bir Hitit öyküsünü operaya dönüştürmüş olması bir heyecan yarattı. Esere ve müziklerine baktığımızda gerçekten gayet güzel bir yazı tekniğiyle karşılaştık. Bu destansı lirik şiirin operaya dönüşmüş olması gerçekten çok güzel oldu.' ifadelerini kullandı.
Ninatta operasının dünya prömiyerinin de İstanbul'da yapılacağını vurgulayan Arıkan, 'Bu bizim açımızdan ayrı bir gurur olacak. Rejisör Yekta Kara sahneye koyacak. Çalışmalar başladı. Bir korosu var. Ben de çok merak ediyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Librettosunu ben yazdım, Evrim Demirel de besteledi'
Yazar Ahmet Ümit de Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın tarihi anlamdaki önemine işaret ederek, 'Bizim topraklarımız inanılmaz bir tarihe sahip. Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları var. Fakat ne yazık ki bu konularda yazılmış çok fazla operamız yok. Ninatta'nın Bileziği diye Hitit dönemini ve tarihteki ilk büyük savaş olan Kadeş Savaşını anlatan bir destanım vardı. Evrim Demirel ile dedik ki 'bunu opera yapalım'. Librettosunu ben yazdım, Evrim Demirel de besteledi.' diye konuştu.
Suriye'de devam eden savaşa da vurgu yapan Ümit, şunları aktardı:
'Aslında Kadeş Savaşı'nı anlatıyor bu eser. Kadeş Savaşı Hititler ile Mısırlılar arasında yaşandı. O dönemin iki süper devleti bunlar. Amerika ile Rusya gibi düşünün. O zamanki savaşın çıkma nedeni ne biliyor musunuz? Suriye devletinin bulunduğu yerde Amurru Krallığı var. Dolayısıyla aslında güncel bir şeyden bahsediyoruz. Yani bir anlamda savaşa karşı mağduriyetler, göçler bunların hepsini ele alıyoruz. Ayrıca savaşa karşı insanlığın barışı seçmesi, barışın insanlığa huzur ve mutluluk getireceği hissi ve her türlü savaşın karşısında olmak, operamızın içeriğinde biraz da bu var. O yüzden de çok kıymetli. Bölgemizde yaşanan çatışmalara ve gerginliklere karşı ülkemizin barış önerisini sanatsal olarak dile getiren bir çıkış olacak.'
Ahmet Ümit, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu aktararak, bugün de bölgede benzer bir savaşın yaşandığını ve bu savaşın hem insanlığa hem Türkiye'ye yansıyan pek çok zararları olduğunu dile getirdi.
Eserin tarihsel ancak çok güncel bir metin olduğunun altını çizen Ümit, 'Güncelliği olan bir sanatsal etkinlikten, sanatsal yaratımdan söz ediyoruz aslında.' ifadelerine yer verdi.
Ümit, Mısır'ın bir döneminin anlatıldığı Giuseppe Verdi'nin Aida operasına değinerek, 'Aida operasının anlattığı dönemin tam muadili Hitit İmparatorluğu'dur. Bu eserin operaya, librettoya dönüşmüş olmasından dolayı çok büyük mutluluk duyuyorum. Hayatımdaki ilk opera olacak, çok büyük heyecan var.' dedi.
Hititçe dilinin kullanıldığını da kaydeden Ümit, komutan Nuvanza ile Ninatta'nın aşkını ele alan esere ilişkin şunları söyledi:
'Ninatta, Nuvanza'ya kavuşmak için tanrıların ondan istediği 12 bileziği bulmaya çalışıyor. Bunu anlatırken aslında bir yabancıya, bugüne sesleniyor. 3 bin 500 yıl önceden bugüne diyor ki, 'İnsanlar sonunda savaş olmadan birlikte yaşayabilecekler mi, dünya huzurlu bir yer olacak mı ve biz mutlu olabilecek miyiz?' Hikaye, savaş koşullarında, 3 bin 500 yıl önce yaşanmış bir büyük aşk hikayesi.'
Kaynak: AA
İstanbul Devlet Opera ve Balesince (İDOB) sahnelenecek esere ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, tarihe ve eski Anadolu medeniyetlerine büyük merakı olduğunu belirterek, 'Böyle bir konunun operaya dönüşmüş olması, yıllardır hep hayalini gördüğüm bir durum.' dedi.
Arıkan, eserin bestesinin Evrim Demirel tarafından yapıldığını kaydederek, 'Genç bir bestecinin, Ahmet Ümit gibi değerli, önemli bir libretto yazarla yaptığı iş birliğinde, bir Hitit öyküsünü operaya dönüştürmüş olması bir heyecan yarattı. Esere ve müziklerine baktığımızda gerçekten gayet güzel bir yazı tekniğiyle karşılaştık. Bu destansı lirik şiirin operaya dönüşmüş olması gerçekten çok güzel oldu.' ifadelerini kullandı.
Ninatta operasının dünya prömiyerinin de İstanbul'da yapılacağını vurgulayan Arıkan, 'Bu bizim açımızdan ayrı bir gurur olacak. Rejisör Yekta Kara sahneye koyacak. Çalışmalar başladı. Bir korosu var. Ben de çok merak ediyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Librettosunu ben yazdım, Evrim Demirel de besteledi'
Yazar Ahmet Ümit de Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın tarihi anlamdaki önemine işaret ederek, 'Bizim topraklarımız inanılmaz bir tarihe sahip. Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları var. Fakat ne yazık ki bu konularda yazılmış çok fazla operamız yok. Ninatta'nın Bileziği diye Hitit dönemini ve tarihteki ilk büyük savaş olan Kadeş Savaşını anlatan bir destanım vardı. Evrim Demirel ile dedik ki 'bunu opera yapalım'. Librettosunu ben yazdım, Evrim Demirel de besteledi.' diye konuştu.
Suriye'de devam eden savaşa da vurgu yapan Ümit, şunları aktardı:
'Aslında Kadeş Savaşı'nı anlatıyor bu eser. Kadeş Savaşı Hititler ile Mısırlılar arasında yaşandı. O dönemin iki süper devleti bunlar. Amerika ile Rusya gibi düşünün. O zamanki savaşın çıkma nedeni ne biliyor musunuz? Suriye devletinin bulunduğu yerde Amurru Krallığı var. Dolayısıyla aslında güncel bir şeyden bahsediyoruz. Yani bir anlamda savaşa karşı mağduriyetler, göçler bunların hepsini ele alıyoruz. Ayrıca savaşa karşı insanlığın barışı seçmesi, barışın insanlığa huzur ve mutluluk getireceği hissi ve her türlü savaşın karşısında olmak, operamızın içeriğinde biraz da bu var. O yüzden de çok kıymetli. Bölgemizde yaşanan çatışmalara ve gerginliklere karşı ülkemizin barış önerisini sanatsal olarak dile getiren bir çıkış olacak.'
Ahmet Ümit, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu aktararak, bugün de bölgede benzer bir savaşın yaşandığını ve bu savaşın hem insanlığa hem Türkiye'ye yansıyan pek çok zararları olduğunu dile getirdi.
Eserin tarihsel ancak çok güncel bir metin olduğunun altını çizen Ümit, 'Güncelliği olan bir sanatsal etkinlikten, sanatsal yaratımdan söz ediyoruz aslında.' ifadelerine yer verdi.
Ümit, Mısır'ın bir döneminin anlatıldığı Giuseppe Verdi'nin Aida operasına değinerek, 'Aida operasının anlattığı dönemin tam muadili Hitit İmparatorluğu'dur. Bu eserin operaya, librettoya dönüşmüş olmasından dolayı çok büyük mutluluk duyuyorum. Hayatımdaki ilk opera olacak, çok büyük heyecan var.' dedi.
Hititçe dilinin kullanıldığını da kaydeden Ümit, komutan Nuvanza ile Ninatta'nın aşkını ele alan esere ilişkin şunları söyledi:
'Ninatta, Nuvanza'ya kavuşmak için tanrıların ondan istediği 12 bileziği bulmaya çalışıyor. Bunu anlatırken aslında bir yabancıya, bugüne sesleniyor. 3 bin 500 yıl önceden bugüne diyor ki, 'İnsanlar sonunda savaş olmadan birlikte yaşayabilecekler mi, dünya huzurlu bir yer olacak mı ve biz mutlu olabilecek miyiz?' Hikaye, savaş koşullarında, 3 bin 500 yıl önce yaşanmış bir büyük aşk hikayesi.'